Barnabas İncili 216
Yazıcı karşılık verdi, “Doğruların doğrusu.” Bunun üzerine İsa
dedi, “Gerçek Ferisîleri görebilmemiz için, bize Allah'ın iki
peygamberi olan Haggay ve Hoşea örneğini anlatsana.” Yazıcı
karşılık verdi, “Ey muallim, nasıl diyeyim ki? Danyal
peygamber tarafından yazılmış olmasına rağmen, pek çokları
kesinlikle buna inanmıyor; ama sana itaat ederek, ben gerçeği
nakledeceğim.
Haggay, babadan kalma mirasını satarak, yoksullara verip de,
Obadya peygambere hizmet etmek için Anatos'tan ayrıldığında
on beş yaşındaydı. Haggay'ın alçak gönüllülüğünü bilen yaşlı
Obadya onu, şakirtlerine öğretmede bir kitap olarak kullandı. Bu
nedenle, o sık sık kendisine elbise ve güzel yemekler gönderir,
fakat Haggay her seferinde elçiyi geri gönderip, derdi, “Git,
evine dön, çünkü bir yanlışlık yaptın. Obadya bana böyle şeyler
mi gönderecek? Asla; çünkü o benim hiç bir işe yaramadığımı
ve yalnızca günah işlediğimi bilir.” Ve Obadya kötü bir şeyi
olduğunda, görmesi için onu Haggay'ın yanında bulunan birine
verirdi. O zaman Haggay bunu görünce kendi kendine derdi,
“Bak. Şimdi, Obadya mutlaka seni unuttu, çünkü bu, herkesten
kötü olduğundan yalnızca bana uygundur. Ve bunun kadar pis
bir şey yoktur. Allah'ın Obadya'nın elleriyle bana bahşettiği bu
şeyi ondan alsam, bir hazine olurdu.”
Obadya birine dua etmeği öğretmek istediğinde. Haggay'ı çağırır
ve derdi, “Duanı burada yap ki, herkes sözlerini işitsin.” O
zaman Haggay derdi, “İsrail'in Allah'ı Rab, Seni çağıran kuluna
merhametle bak, çünkü onu Sen yarattın. Adaletli Rab Allah,
adaletini hatırla ve kulunun günahlarını cezalandır ki, senin
eserini kirletmeyeyim. Allah'ım Rab, ben senden mümin
kullarına bahşettiğin nimetleri isteyemem, çünkü benim
günahtan başka bir şey yaptığım yok. Bu bakımdan Rab,
kullarından birine bir hastalık vereceğin zaman kendi şanın için
ben kulunu hatırla.”