Barnabas İncili 58
- Allah'ın seni ne kadar çok sevdiğini görüyorsun ki seni insan
denilen bir okka çamurun başında nöbet tutman için
Cennet'in dışına koydu. Bu bakımdan, eğer beni Cennet'e
alırsan, seni öyle korkunç yaparım ki, herkes senden kaçar
ve arzu ettiğin yerde gider kalırsın.
- Seni içeri nasıl koyacağım ben?
- Sen büyüksün; ağzını aç, ben karnına gireceğim ve sen
Cennet'e girince, şu sıralarda yer üzerinde yürümekte olan
iki okka çamurun yanında beni bırakacaksın.
Sonra, yılan böyle yaptı ve Şeytan’ı kocası Âdem uyumakta
olduğundan Havva'nın yanında bıraktı. Şeytan, güzel bir melek
gibi kadının önünde durdu ve ona dedi,
- Neden şu elmalardan ve mısırdan yemiyorsunuz?
- Rabbimiz bize bunlardan yersek kirleneceğimizi ve
kendisinin de bizi Cennetten çıkaracağını söyledi.
- O, gerçeği söylemez. Allah'ın kötü ve kıskanç olduğunu, bu
nedenle de hiç bir dengine katlanamayıp, herkesi köle
tuttuğunu bilmelisiniz ve kendisine eşit olmayasınız diye
size böyle demiştir.
Fakat sen ve yoldaşın benim tavsiyeme göre hareket
ederseniz, diğerlerinden olduğu gibi şu meyvelerden de
yiyecek ve başkalarına tabî olarak kalmayıp, Allah gibi iyi
ve kötüyü bilecek ve istediğinizi yapacaksınız. Çünkü
Allah'a denk olacaksınız.
Sonra, Havva o meyvelerden alıp yedi ve kocası uyandığında,
Şeytan’ın tüm dediklerini ona anlattı ve o da karısının sunduğu
meyveleri alıp yedi. Bunun üzerine, yenilenler aşağı doğru
inerken Allah'ın sözlerini hatırladı; bu sebepten, yemeği
durdurmak isteğiyle elini, her insanın işareti bulunan boğazına
götürdü. Sonra, her ikisi de çıplak olduklarını anladılar;
dolayısıyla utanıp, incir yaprakları alarak gizli yerleri için bir
elbise yaptılar. Öğle vakti geçince, bak ki, Allah kendilerine
göründü ve Âdem’e seslenip dedi,