Barnabas İncili 89
Onları insanlarımızın oturduğu toprakların tümüne varis
kılmıştır. Fakat İsrail Kavminin yaptığı nedir? Ne kadar
peygamberi öldürmüş, ne kadar peygamberliği bozup
lekelemiştir; nasıl da Allah'ın kanununu çiğnemiştir; bu nedenle
kaç tanesi Allah'tan kopup, sizin suçlarınız yüzünden ey
kâhinler, putlara kulluğa koşmuştur! Ve yaşama biçiminizle
Allah'ın şanını nasıl da hiçe sayarsınız! Ve sonra da gelip bana
sorarsınız; “Allah bize Cennet'te ne verecek” diye. Bana şöyle
sormalıydınız, “Allah'ın bize Cehennem ‘de vereceği ceza ne
olacaktır?” Ve sonra da Allah'ın kendinize merhamet etmesi
amacıyla gerçek tövbe için ne yapmanız gerektiğini. Size bunu
söyleyebilirim ve sizi bu hedefe yöneltiyorum. Huzurunda
durduğum Allah sağ ve diridir ki, benden göklere çıkarma değil,
gerçeği alacaksınız. Bu bakımdan size diyorum ki,
babalarımızın günah işledikten sonra yaptığı gibi tövbe edip,
Allah'a dönün ve kalbinizi sertleştirmeyin.”
Kâhinler bu konuşma üzerine kızgınlıktan bitip tükeniyorlardı
ama halktan korkularına tek bir ses çıkaramıyorlardı. Ve İsa
sözlerini şöyle sürdürdü,
“Ey fakihler, ey din adamları, ey Ferisîler, ey kâhinler, söyleyin
bana, şövalyeler gibi atlar arzular, fakat savaşa gitmeği arzu
etmezsiniz; kadınlar gibi güzel giysiler arzular, fakat eğirme ve
çocuk beslemeği arzu etmezsiniz. Tarlaların meyvelerini
arzular, fakat toprağı işlemeği arzu etmezsiniz; denizin
balıklarını arzular, fakat balığa gitmeyi arzu etmezsiniz;
şehirliler gibi şeref arzular, fakat cumhuriyetin yükünü arzu
etmezsiniz ve kâhinler olarak onda birleri aşarı ve ilk toplanan
meyveleri arzular, fakat Allah'a gerçek kulluk etmeği arzu
etmezsiniz. Böyleyken, burada şersiz, kötülüksüz her iyiliği
arzuladığınızı gören Allah ne yapacaktır size? Bakın, size
diyorum ki, Allah size, tüm iyiliklerden yoksun her türlü şerri
bulacağınız bir yer verecektir.”