Barnabas İncili 100
İsa cevap verdi, “Eğer, dünya güneşsiz, insan gözsüz ve ruh da
anlayışsız iyiyse o zaman bilmemek de iyidir. Bakın, size
diyorum ki, bilginin ebedi hayat için olduğu kadar, geçici hayat
için iyi değildir. Öğrenmenin Allah'ın bir emri olduğunu bilmez
misiniz? Şöyle diyor Allah, “Büyüklerinize sorun ve onlar size
öğretsinler.” Ve kanun hakkında Allah der, “Görün ki, hükmüm
gözlerinizin önündedir; oturacağınız zaman, yürüyeceğiniz
zaman ve her zaman onun üzerinde düşünün.” Öyleyse,
öğrenmenin iyi olup olmadığını şimdi biliyorsunuzdur herhalde.
Ah, mutsuzdur bilgeliği hakir gören. Çünkü o, ebedî hayatı
kesinlikle yitirecektir.” Yakup, karşılık verdi, “Ey muallim,
Eyüp’ün bir hocadan ders almadığını biliyoruz, İbrahim de;
öyleyken, Allah'ın kutsal kulları ve peygamber oldular.” İsa
cevap verdi,
“Bakın, size diyorum ki, güveyin evinden olanın evlenme
törenine çağırılmasına gerek yoktur, çünkü o, törenin yapıldığı
evde oturmaktadır. Fakat evden uzakta olanlar çağırılır. Şimdi,
bilmez misiniz ki, Allah'ın peygamberleri Allah'ın rahmet ve
bereket evindedirler ve Allah'ın kanunlarını açık olarak içlerinde
bulurlar. Babamız Davud bu konuda bakın ne der, “Allah'ımın
kanunu kalbimdedir; bu nedenle, O'nun yolu kazmakla
yapılmayacaktır.”
Bakın, size diyorum ki, Allah'ımız insanı yaratırken, onu
yalnızca doğru olarak yaratmakla kalmadı, aynı zamanda
kalbine, Allah'a kulluk etmeye uygun olanı kendine göstermesi
için bir ışık yerleştirdi. Bu bakımdan, bu ışık günahlar nedeniyle
kararsa bile yine de sönmez, Çünkü her kavimde, Allah'ı yitirmiş
olup, sahte ve yalancı tanrılara kulluk etseler bile, Allah'a kulluk
etme arzusu vardır. Dolayısıyla, bir insanın Allah'ın
peygamberlerinden ders alması gereklidir, çünkü onlar, Allah'a
iyi kulluk ederek Cennet'e, vatanımıza giden yolu öğretmek için
ışığı yakarlar; tıpkı, gözleri hasta olanlara yardım ve kılavuzluk
edilmesinin gerekli olduğu gibi.”