Barnabas İncili 99
Allah sağ ve diridir ki gerçeği bilip de aksini yapan, öylesine feci
bir ceza ile cezalandırılacak ki, hani neredeyse şeytan bile ona
acır duruma gelecek. Şimdi söyleyin bana, Allah bize kanununu
bilmek için mi verdi, uygulamak için mi? Bakın, size diyorum
ki, tüm ilmin amacı, bildiğini yapan bir akıla sahip olmaktır.
Söyleyin bana, eğer bir kişi sofrada oturup, gözleriyle nefis
etlere baksa, ama elleriyle kirli şeyleri seçse ve bunları yese bu
bir deli değil midir?” Kesinlikle öyle” dedi havariler. O zaman,
İsa dedi, “Ey bütün delilerden de deli, sen ey adam, anlayışınla
göğü bilir, ellerinle yeri seçersin; anlayışınla Allah'ı tanır,
içinden dünyayı seçersin; anlayışınla Cennet'in zevklerini bilir,
yaptıklarınla Cehennemin bayağılıklarını seçersin. Kılıcı bırakıp
da, savaşa kınıyla giden cesur asker!
Şimdi, bilmezmisiniz ki, geceleyin yürüyen yalnızca ışığı
görmek için değil, gerçekte, hana salimen varabilsin diye doğru
yolu görmek için ışığı arzular? Ey bin defa hakir görülüp,
iğrenilmesi
gereken dünya, çünkü Allah'ımız kutsal
peygamberleriyle hep kendi ülkesine ve dinlenme yerine giden
yolu bildirmek istedi, fakat sen şerli yaratık, yalnızca gitmek
istememekle kalmaz, daha kötüsü, ışığı hakir görürsün! Şu
deveyle ilgili atasözü ne doğrudur, “Deve, kendi çirkin yüzünü
görmek istemediğinden içmek için duru suyu beğenmezmiş.”
İşte, kötülük yapan dinsizler de böyledir; kötü işleri bilinmesin
diye ışıktan nefret ederler. Fakat aklı olup da iyi işler
yapmamakla kalmayıp, daha kötüsü, aklını şerlerde kullanan,
hediyeleri onları vereni öldürmek için alet olarak kullanan
gibidir.
Bakın, size diyorum ki, Allah Şeytan’ın düşüşüne acımadı, ama
yine de Âdem’in düşüşüne acıdı. Bırakın, artık bu iyiliği bilip de
kötülük yapanın mutsuz durumunu bilmeniz için yetsin.” O
zaman, Andreas dedi, “Ey muallim, böyle bir duruma
düşmemek için, bilgiyi bir yana koymak iyi bir şey”