Barnabas İncili 105
Bunun üzerine İsa dedi, “Bilmez misiniz ki, gerçek yiyecek
Allah'ın istediğini yapmaktır, çünkü insanı yaşatan ve ona hayat
veren ekmek değil, daha çok, iradesiyle gelen Allah'ın sözüdür.
Ve işte bu nedenle kutsal melekler yemezler. Ama yalnızca
Allah'ın iradesiyle beslenerek yaşarlar. Ve bu şekilde biz, Musa
ve İlya ve yine bir başkası kırk gün kırk gece hiç yiyeceksiz
dururuz. Ve İsa gözlerini kaldırıp dedi, “Hasat vaktine ne kadar
var?” Havariler cevap verdiler; “Üç ay.” İsa dedi, “Öyleyse
bakın, nasıl dağ mısırlarla ağarmışsa, ben de size diyorum ki,
bugün toplanması gereken büyük bir hasat vardır.” Ve sonra
kendisini görmeye gelen kalabalığa işaret etti. Şehre varan
kadın, “Ey insanlar, gelin ve Allah'ın İsrail ailesine gönderdiği
yeni bir peygamber görün” diyerek, tüm şehri ayağa kaldırmış
ve İsa'dan duyduğu şeylerin hepsini anlatmıştı. İsa'nın
bulunduğu yere gelip, kendileriyle kalması için ona yalvardılar
ve İsa şehre girip onlarla iki gün kaldı; hastaları iyileştirdi ve
Allah'ın melekûtuyla ilgili dersler verdi.
O zaman, şehirliler kadına dediler, “Senin söylediğin
zamankinden daha çok onun mucizelerine ve sözlerine
inanıyoruz; çünkü o kuşkusuz Allah'ın kutsal bir kulu, kendine
inananların kurtuluşu için gönderilmiş bir peygamberdir. Gece
yarısı namazından sonra havariler İsa'nın yanına vardılar ve İsa
onlara dedi, “Bu gece Allah'ın elçisi Mesih, zamanında şimdi
yüz yılda bir gelirken her yıl gelen sevinç gecesi olacak. Bu
bakımdan, istiyorum ki uyumayalım, ibadet edelim. Yüz kez
rükuya varıp, her zaman hamde lâyık Kadir ve Rahim olan
Allah'ımızı tazim edelim. Her seferinde şöyle diyelim, “Sen
yegâne Allah'ımız, kabul ve itiraf ederiz ki, Sen'in başlangıcın
olmadı, sonun da olmayacak; çünkü Sen rahmetinle her şeye
başlangıç verdin ve adaletinle de hepsine bir son vereceksin;
Sen'in insanlar arasında hiç bir benzerin yoktur. Çünkü sonsuz
iyiliğin içinde Sen ne kımıldarsın, ne de herhangi bir arızaya
uğrarsın. Bize merhamet et, çünkü bizi Sen yarattın ve biz Sen'in
Ellerinin eseriyiz.”