Barnabas İncili 115
Bu bakımdan, Allah hükmünü vereceği zaman; sözlerim benim
insandan öte olduğuma inananların her birini bir kılıç gibi delip
geçecektir.” Ve böyle dedik ten sonra İsa, çok büyük bir atlı
kalabalığı gördü ve bundan Hirodes ve baş kâhinle birlikte
valinin gelmekte olduklarını anladı. O zaman İsa dedi, “Ne belli,
belki onlar da delirmiştir.” Vali, Hirodes ve Baş kâhin birlikte
oraya varınca, herkes atından inip İsa'nın çevresinde bir çember
oluşturdular, o kadar ki askerler İsa'nın Baş kâhin konuşmasını
dinlemek isteyen halkı tutamıyorlardı. İsa saygıyla kâhine
yaklaştı, ama o İsa'nın önünde rükuya varıp tapınmak istiyordu
ki, İsa bağırdı; “Yaptığına dikkat et, ey yaşayan Allah'ın kâhini!
Allah'ımıza karşı günah işleme!” Kâhin karşılık verdi,
“Şimdi, Yahudiye senin alâmetlerin ve öğretinle öylesine
kaynıyor ki, senin Allah olduğunu haykırıyorlar; bu nedenle,
halk sıkıştığından, Roma valisi ve kral Hirodes'le buraya gelmiş
bulunuyorum. Bu bakımdan, sana yürekten rica ediyorum ki,
senin yüzünden ortaya çıkan fitneyi kaldırmaya razı olasın.
Çünkü bazıları Allah olduğunu söylüyor, bazıları Allah'ın oğlu
olduğunu, bazıları da bir peygamber olduğunu söylüyor.”
İsa cevap verdi “Ve sen, ey Allah'ın baş kâhini, neden sen bu
fitneyi yatıştırmadın? Sen de mi yoksa aklını yitirdin? Allah'ın
kanunu ile birlikte peygamberlikler öylesine unutulmaya
terkedilmiş ki, ey Şeytan’ın aldattığı lanetli Yahudiye! Göğün
huzurunda itiraf ediyor ve yer üzerinde oturan herkesi tanıklığa
çağırıyorum ki, insanların hakkımda dedikleri, yani benim
insandan öte olduğum şeylerin tümüne yabancıyım ben. Çünkü
bir kadından doğma, Allah'ın hükmüne tabi, burada diğer
insanlar gibi yaşayan ve herkesin çektiği dertlere maruz bir
insanım ben. Ruhumun huzurunda durduğu Allah sağ ve diridir
ki, dediğin şeyi söylemekle büyük günah işledin, ey baş kâhin.
Bu günah nedeniyle kutsal şehir üzerine büyük intikam gelmez
inşallah.” O zaman, kâhin dedi, “Allah bizi bağışlasın ve sen
bizim için dua et.”