Barnabas İncili 114
O zaman, küçük büyük herkes İsa'yı görmek için şehirden çıktı,
o kadar ki, şehir boşaldı; çünkü kadınlar, çocuklarını kucaklarına
almışlar, yemek için yiyecek almayı bile unutmuşlardı. Bu
durumu anladıkları zaman vali ve baş kâhin atla çıkıp, halk
arasındaki fitnenin yatışması için, aynı şekilde İsa'yı bulmak için
atla çıkan Hirodes'e bir elçi gönderdiler. Bunun üzerine, iki gün
Erden yakınındaki görülen yerlerde İsa'yı aradılar ve üçüncü gün
öğleye doğru, havarileriyle birlikte Musa'nın kitabına göre
ibadet için temizlenirken buldular.
İsa, yeri insanlarla dolduran kalabalığı görünce çok şaşırdı ve
havarilerine dedi, “Belki de şeytan Yahudiye'de fitne
uyandırmıştır. Şeytan’dan günahkârlar üzerindeki egemenliğini
Allah inşallah alır.” Ve bunu dediğinde kalabalık yaklaşıyordu
ve kendisini tanıdıkları zaman, “Hoş geldin sana ey Allah'ınız!”
diye bağırmaya ve Allah'a yapıyorlarmış gibi saygı
gösterilerinde bulunmaya başladılar. Bunun üzerine İsa büyük
bir ah çekti ve dedi, “Gidin benim önümden ey deliler, çünkü
ben yerin açılıp da iğrenç sözlerinizden dolayı sizinle birlikte
beni yemesinden korkuyorum!” Bunun üzerine insanlar dehşete
kapılarak, ağlamaya başladılar. O zaman, İsa sus işareti olarak
elini kaldırdı ve dedi,
“Siz var ya siz, ey İsraili'leri, bir insan olan bana Allah'ımız
demekle büyük hata işlediniz. Ve korkarım ki, Allah bundan
dolayı kutsal şehir üzerine, onu yabancılara köle ederek ağır bir
belâ indirir. Ey, sizi buna iten bin kez lanetli şeytan!” Ve bunu
deyip, İsa iki elleriyle yüzünü tokatladı, bunun üzerine öylesine
bir yas yükseldi ki, kimse İsa'nın ne dediğini duyamıyordu. Bu
durum karşısında, İsa bir kez daha sus işareti olarak elini kaldırdı
ve halk ağlamayı bırakınca, bir kez daha konuştu. “Göğün
huzurunda itiraf ediyor ve yer üzerinde oturan her şeyi tanıklığa
çağırıyorum ki, ben sizin dediğiniz, şeylerin tümüne
yabancıyım; görüyorsunuz ki, ben, ölümcül bir kadından
doğmuş, Allah'ın hükmüne tabi, diğer insanlar gibi yeme ve
uyuma, soğuk ve sıcak dertlerini çeken bir insanım.