Ne çeyizi ne umutları
ne de sevilmek, anlaşılmak,
fark edilmek,
zengin ve
seçkin bir koca bulmak gibi
ümitleri vardı ve Bayındırlık
Bakanlığındaki bir memurla
evlenmişti.
Evlendikten
sonra ken-
dini mütemadiyen lüks ve
güzel
bir yaşam için doğ-
muş addediyordu. Devamlı evinin köhneliğinden, eskimiş kol-
tuklardan, çirkin perdelerden yakınıyordu.
Bir akşam, kocası eve zafer kazanmış gibi elinde büyük bir
zarfla geldi.
“Burada senin için bir şey var.”
Mathilde zarfı alıp açtı, davetiyede şunlar yazılıydı: “Bayın-
dırlık Bakanlığı ve Madam ve Mösyö…. 18 Ocak Pazartesi akşa-
mı bakanlık sarayındaki baloya şeref vermenizi rica eder.” Ama
o sevinmek yerine suratını asarak davetiyeyi masaya koydu:
“Hayatım, sevineceğini sanmıştım, davetiyeyi alana kadar
çok sıkıntı çektim, bunu tüm memurlara vermiyorlar, seçiyor-
lar, tüm resmi kişiler orada olacak.”
Kadın ona kızgın bir bakışla baktı ve “Ne giymemi istiyor-
sun?” dedi.
Karısının bakışlarını görünce durdu ve kekelemeye başladı:
“Mesele ne? Mesele ne?”
“Hiiiiç,
sadece balo için elbisem yok, davetiyeyi karısının
güzel giysileri olan bir arkadaşına ver.”
Adam çok mutsuz görünüyordu: “Tamam, Mathilde, basit
bir elbise kaça çıkar?”
Kadın, birkaç saniye kafasında hesap yapmaya başladı. So-
nunda tereddüt ederek cevapladı: “Tam
olarak bilmiyorum
ama dört yüz franka halledebilirim sanırım.”
Adam durakladı, çünkü gelecek yaz arkadaşlarıyla ava git-
mek için alacağı tüfek de aynı fiyattaydı.
“Tamam, sana 400 frank vereceğim, güzel bir elbise diktir-
meye çalış.”
Balo günü yaklaştığında elbisesi hazırdı ama Madame Loi-
sel yine üzgün görünüyordu. Bir akşam kocası sordu: “Son üç
gündür çok üzgün görünüyorsun. Neden?”
“Tek parça bile mücevherim yok, yoksul biri gibi duracağım,
baloya gitmesem daha iyi.”
“Madam Forestier’e gidip ondan birkaç mücevherini ödünç
vermesini istesene.” dedi.
Mathilde sevinçle çığlık attı: “Doğru, hiç aklıma gelmemiş-
ti!”
Ertesi gün arkadaşına gitti ve biraz sıkılarak ricasını söyledi.
Madam Forestier, büyük bir mücevher kutusu alıp getirdi. Ka-
pağını açtı ve “ Seç hayatım.” dedi.
Kadın önce birkaç bileziği ve diğer takıları aynanın önünde
denedi. Karar veremiyordu. Birden kutunun içinde, bir elmas
gerdanlık buldu. Kalp şeklindeydi. Boynuna taktı ve aynadaki
aksinden çok mutlu oldu.
Biraz endişeyle, tereddüt ederek sordu: “Bunu verebilir mi-
sin? Sadece bunu?”
“Tabii ki, niye olmasın?”
Kadın arkadaşına sarıldı, onu candan bir şekilde öptü ve ha-
zinesiyle eve gitti.
Balo gecesi geldi çattı. Madame Louisel şıklığı, zarafeti, gü-
lümseyişi ve neşesiyle oradaki hanımların hepsinden daha hoş-
İ S T A N B U L
YA B A N C I L A R İ Ç İ N T Ü R K Ç E Ö Ğ R E T İ M S E T İ C 1
Dostları ilə paylaş: