12
ÇUŞ’ların yayılmalarında, ilk yıllarda hammaddenin coğrafi dağılımı önem
taşırken, günümüzde ev sahibi ülke açısından teknoloji transferi konusunda birtakım
zorluklarla karşılaşılması örneğin bilginin paketlenip satılabilen bir mal niteliği
taşımaması ve alıcının bilgiyi gerçek kullanım alanında değerlendirememesi ayrıca
global rekabetteki artışın yarattığı pazar payı sorunu, DYY’lerin temel belirleyicisi
olmuştur. Pazar payını korumada en etkin yollardan birisi, kendisine rakip olabilecek
firmalara sahip olmaya çalışmaktır. Bu da çokuluslu olmaya yönelmek demektir
(Oksay, 1998).
Diğer taraftan şirketlerin çokuluslulaşmasının arkasında yatan temel nedenler,
ÇUŞ’un ülkesindeki (merkez ülke) iticiliği, yatırımda bulunulan (ev sahibi) ülkenin
çekiciliği şeklinde gösterilebilir.
19.yy‘da ortaya çıkan bu şirketlerin özellikle, madencilik, imalat, hizmetler ve
enerji (petrol) sektörlerinde yoğunlaştığı gözlenmiştir. 2000 yılında yayınlanan dünya
yatırım raporu 2000’e göre ise, ağırlık verilen sektörler ve şirket sayıları
incelendiğinde, elektrik-elektronik ve bilgisayar sektöründe 18, telekomünikasyon
sektöründe 17, petrol sektöründe 8, otomotiv sektöründe 14, ilaç ve kimya sektöründe
16 şirketin faaliyet gösterdiği gözlenmiştir. Bütün bu sektörlere yoğunlaşmanın tesadüfi
olmadığı ortadadır. Bu sektörlerin büyük bir bölümü yüksek Ar-Ge faaliyetleri içeren ve
1980 sonrası teknolojik gelişmenin etkisi ile önemi artan sektörlerdir (Yaşgül, 2002).
Ulusaşırı şirketler dikey entegrasyon, yatay entegrasyon ve holding şirketler
olmak üzere üç tür yapılanmaya sahiptir.
Dostları ilə paylaş: