olup da mülâki olmadığı kişilerden icâzetle almış olduğu hadîsleri icâzetle
bazılarının da yaptığı gibi, onun metodudur. Onun bu metodunu bilmeyenler
İbn Hacer el-ASKALÂNÎ, (Çeviren: Veysel ÖZDEMİR), Ta’rîfu Ehli’t-Takdîs bi
Merâtibi’l-Mevsûfîne bi’t-Tedlîs (Tabakâtu’l-Müdellisîn)
……………………………………………………………………………………………..……….
188
demiştir. Zehebî de
“Bu, Ebû Nu’aym’ın uygun gördüğü bir metoddur. Bu da
bir nevi tedlistir. Başkaları da bu metodu uygulamışlardır.” demiştir.
2. Ahmed b. Muhammed b. İbrahim b. Hâzim es-Semerkandî Ebû Yahyâ
el-Kerâbîsî (ö. 356)
Meşhûr bir muhaddistir. Muhammed b. Nasr el-Mervezî (ö. 294) ile
Muhammed b. İshâk b. Huzeyme’den (ö. 311) hadîs semâ etmiştir. (Ebû Sa’îd
Abdurrahman b. Muhammed) el-İdrisî (ö. 404-405) “Onun Muhammed b.
Nasr’dan daha çok rivâyet ettiği ve bunların töhmet altında olduğu”nu
söylemiştir. Yani Muhammed b. Nasr’dan icâzetle aldığı hadîslerle (semâ ile
aldıklarını ayırmadan aynı sîga ile rivâyet ederek) tedlîs yapmıştır. Onun icâzeti
sahihtir. el-İdrîsî “Muhammed b. Nasr’ın (icâzete dâir) el yazısını onda
gördüm.” demiştir.
3. Ahmed b. Muhammed b. Yahya b. Hamza ed-Dımeşkî el Kâdî (ö. 281-
290)
Rivâyetlerinin çoğu babası → dedesi tarikiyle aldıklarıdır. Ancak Ebû
Hâtim er-Râzî (ö. 277) “Onun ‘Babamdan herhangi bir şey semâ etmedim’
dediğini işittiğini” belirtmiştir. Ebû Avâne el-İsferâyînî (ö. 316) de “Onun
babasından icâzeti vardır ve bu yolla aldığı hadîsleri rivâyet etmiştir.” demiş
yani bu rivâyetlerin icâzet yoluyla olduğunu beyân etmemiştir.
Dostları ilə paylaş: