Düşünceler, Anımsamalar
Düşünceleri ve anımsamaları senaryoda vermek çok zordur. Mümkün olduğunca bunlardan kaçınılmalıdır. Kaçınılamazsa şu biçimlerde verilebilir:
Görsel anlatım (siniri bir nesneyi tekmeleyerek gösterme; geçmişi anımsama için flashback/geri dönüş, geleceğe yönelik düşünceler için flashforward/ileri gidiş vb.)
Görüntü üzeri konuşma (voice-over): Birkaç çeşidi vardır:
a) Kişiyi görürüz ama gerçekte konuşmaz, düşüncelerini onun sesinden duyarız; iç ses ya da kafa sesi de denir.
b) Bazan filmin başında kullanılan –karakterin ya da başka birinin söylediği- bir sözün yeri geldikçe duyulması biçiminde olur; buna anımsatıcı söz denir; sözgelimi “sen bu işi yapamazsın”.
c)Bazan görüntüler üzerine öykü karakterlerinden biri öyküyü anlatır. Görüntü üzeri konuşma, son çare olmalıdır.
Kişinin kendi kendine konuşması (monolog): Doğal değildir, daha çok tiyatroda kullanılır, sinemada yeğlenmez.
Aman dikkat!
Parlak sözler adına kişilikten değil, kişilik uğruna parlak sözlerden vazgeçin.
Diyalogdaki sözler yazara değil, karaktere aitmiş gibi görünmeli.
Senaryodaki her karakterin kendine özgü kendine özgü ifade tarzı (konuşma biçimi, jestler, mimikler vb.) olmalı; konuşmaları birbirine benzememeli. Ama bunu yapacağım diye doğallıktan uzaklaşıp abartmayın da.
Klişe sözlerden kaçının (“Ölmek ne demektir bilirim”, “Sen bana herhangi bir eşin verdiğinden daha fazlasını verdin”, “Hiçbir şey sonsuza dek sürmez”). Eğer klişe sözler karakterin bir özelliğiyse, izleyici bunun klişe olarak kullanıldığını ve ciddi anlamlar içermediğini bilir.
Konuşan kişileri hareket ettirmeyi unutmayın. Hiç kimse jest, mimik yapmadan, sadece oturarak konuşmaz. Ama bütün hareketlerini de yazmanız gerekmiyor. Sadece oyuncuya kişinin nasıl konuştuğunu ifade edecek biçimde yazmanız yeterli.
Birlikte söylenmesi zor harflerden (sözgelimi “ş” ve “ç”) oluşan sözcüklerden kaçının.
Sırf kolaya kaçmak için küfürlü konuşma kullanmayın.
Gerekirse şive ve aksan kullanacaksınız elbette. Ama tüm senaryoyu şiveyle yazmayı ya da güldürü öğesi olarak şive kullanmayı düşünmeyin. Gerekirse ilk konuşmalarda, uzmanına danışarak şive belirtin, kalanını oyuncuya bırakın; yazım kılavuzuna uygun yazın.
Herşeyi bir cümleye sıkıştırmaya kalkışmayın.
İlke olarak (gerekmedikçe) kısa, bir solukta söylenebilen cümleler kurun. Uzun cümlelerin hem anlaşılması zordur hem de izleyiciyi filmden koparır.
Ekonomik yazın; fazla sözcüklerden kurtulun.
Eğer peşpeşe gelen cümlelerde aynı sözcükleri yinelemek gerekiyorsa, yineleyin. Yinelemeden kaçınmak için eşanlamlıları kullanırsanız o kişinin dili çorbaya döner. Sözgelimi bir kişi hem hakikat hem de gerçek sözcüğünü aynı anlamda peşpeşe kullanmaz; birini tercih eder ve peşpeşe cümlelerde yinelemesi gerekse bile hep aynı sözcüğü kullanır.
Peşpeşe gelen iki cümlede rastlantı eseri bir uyak oluşmuşsa bu uyağı bozun; çünkü uyaklı cümleler ilgiyi dağıtır ve gerçekçi görünmez.
Konuşmalar olayı diri tutmayıp cansızlaştırıyorsa o konuşmayı yeniden yazarak enerjik yapın; olmuyorsa da o konuşmayı senaryodan çıkarın.
Bir sahneyi kapatan son replikler ve bir bölümü noktalayan sekans replikleri genellikle bizi bir sonraki sahneye taşıyan ve dramatik etki yaratmayı amaçlayan çarpıcı sözlerdir. Eğer replik filmi de açıklamak adına çok önemliyse hemen arkasından gelen sahnede bir süre diyalog olmazsa, replik daha iyi hafızaya kazınır.
Herşeyi tüm ayrıntılarıyla açıklamanız gerekmez. Bırakın bazı konuları izleyici kendi çabasıyla anlasın. Yemeği izleyicinin ağzına kaşıkla koymayın.
Dostları ilə paylaş: |