Tablo IV.d. Derlenme Dönemi Diastolik Arter Basınçlarının (DAB) Değerlendirilmesi
DAB
Sevofluran
Desfluran
Ekstübasyon öncesi 1. dk ,003**
,008**
Ekstübasyon öncesi 5. dk ,360
,116
Ekstübasyon öncesi
Ekstübasyon öncesi 10. dk ,214
,335
Ekstübasyon sonrası 1. dk ,448
,073
Ekstübasyon sonrası 5.dk ,000***
,005**
Ekstübasyon sonrası
Ekstübasyon sonrası 10.dk ,007**
,263
Sevofluran grubunda;
-Ekstübasyon sonrası 1. dk diastolik arter basıncı değerleri ekstübasyon öncesi değerlerine göre
anlamlı derecede daha yüksektir. p<0.01
-Ekstübasyon sonrası 1. ve 5. dk diastolik arter basıncı değerleri ekstübasyon sonrası 10.dk
değerlerine göre anlamlı derecede daha yüksektir. p<0.01 ve p<0.01
-Diğer dönemler arasında anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
50
Desfluran grubunda;
-Ekstübasyon sonrası 1. dk diastolik arter basıncı değerleri ekstübasyon öncesi değerlerine göre
anlamlı derecede daha yüksektir. p<0.01
-Ekstübasyon sonrası 1. dk diastolik arter basıncı değerleri ekstübasyon sonrası 10.dk değerlerine
göre anlamlı derecede daha yüksektir. p<0.01
-Diğer dönemler arasında anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
Grafik II. Derlenme Dönemi Diastolik Arter Basınçları (DAB)
40
50
60
70
80
90
100
Ekstüb. öncesi
Ekstüb. sonrası 1.dk
Ekstüb. sonrası 5.dk
Ekstüb. sonrası10.dk
Sevofluran
Desfluran
51
Tablo IV.e. Derlenme Dönemi Ortalama Arter Basınçları (OAB)
OAB Sevofluran
Desfluran
Ortalama SS
Ortalama SS
p
Ekstübasyon
öncesi 85,55 17,66 81,00 16,91 ,410
Ekstübasyon sonrası 1. dk 99,85
15,27
97,45
15,98
,630
Ekstübasyon sonrası 5. dk 91,85
17,30
89,10
12,80
,571
Ekstübasyon sonrası10.dk
82,95 15,75 84,25 11,75 ,769
-Gruplar arasında ekstübasyon öncesi ortalama arter basıncı ortalaması bakımından istatistiksel
olarak anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
-Gruplar arasında ekstübasyon sonrası 1.dk ortalama arter basıncı ortalaması bakımından
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
-Gruplar arasında ekstübasyon sonrası 5. dk ortalama arter basıncı ortalaması bakımından
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
-Gruplar arasında ekstübasyon sonrası 10. dk ortalama arter basıncı ortalaması bakımından
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
52
Tablo IV.f. Derlenme Dönemi Ortalama Arter Basınçlarının (OAB) Değerlendirilmesi
OAB
Sevofluran
Desfluran
Ekstübasyon öncesi 1. dk ,001***
,001**
Ekstübasyon öncesi 5. dk ,197
,026*
Ekstübasyon öncesi
Ekstübasyon öncesi 10.dk ,555
,284
Ekstübasyon sonrası 1. dk ,071
,028*
Ekstübasyon sonrası 5. dk ,000***
,001***
Ekstübasyon sonrası
Ekstübasyon sonrası 10.dk ,003**
,074
Sevofluran grubunda;
-Ekstübasyon sonrası 1. dk ortalama arter basıncı değerleri ekstübasyon öncesi değerlerine göre
anlamlı derecede daha yüksektir. p<0.001
-Ekstübasyon sonrası 1. ve 5. dk ortalama arter basıncı değerleri ekstübasyon sonrası 10.dk
değerlerine göre anlamlı derecede daha yüksektir. p<0.01 p<0.001
-Diğer dönemler arasında anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
53
Desfluran grubunda;
-Ekstübasyon sonrası 1., ve 5. dk ortalama arter basıncı değerleri ekstübasyon öncesi değerlerine
göre anlamlı derecede daha yüksektir.p<0.05 ve p<0.001
-Ekstübasyon sonrası 1. dk ortalama arter basıncı değerleri ekstübasyon sonrası 5. ve 10.dk
değerlerine göre anlamlı derecede daha yüksektir. p<0.05 ve p<0.001
-Diğer dönemler arasında anlamlı bir farklılık yoktur p>0.05
Grafik III. Derlenme Dönemi Ortalama Arter Basınçları (OAB)
60
70
80
90
100
110
Ekstüb. öncesi
Ekstüb. sonrası 1.dk
Ekstüb. sonrası 5.dk
Ekstüb. sonrası10.dk
Sevofluran
Desfluran
54
Tablo IV.g. Derlenme Dönemi Kalp Atım Hızları (KAH)
KAH Sevofluran
Desfluran
Ortalama SS
Ortalama SS
p
Ekstübasyon
öncesi 87,10 12,32 86,30 18,91 ,875
Ekstübasyon sonrası 1. dk 92,95
9,80
94,70
17,63
,700
Ekstübasyon sonrası 5. dk 83,80
15,53
90,25
20,93
,275
Ekstübasyon sonrası10.dk
77,15 15,58 85,20 18,88 ,150
-Gruplar arasında ekstübasyon öncesi kalp atım hızı ortalaması bakımından istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
-Gruplar arasında ekstübasyon sonrası 1.dk kalp atım hızı ortalaması bakımından istatistiksel olarak
anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
-Gruplar arasında ekstübasyon sonrası 5. dk kalp atım hızı ortalaması bakımından istatistiksel
olarak anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
-Gruplar arasında ekstübasyon sonrası 10. dk kalp atım hızı ortalaması bakımından istatistiksel
olarak anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
55
Tablo IV.h. Derlenme Dönemi Kalp Atım Hızları (KAH) Değerlendirilmesi
KAH
Sevofluran
Desfluran
Ekstübasyon öncesi 1. dk ,034*
,029*
Ekstübasyon öncesi 5. dk ,247
,436
Ekstübasyon öncesi
Ekstübasyon öncesi 10. dk ,004**
,809
Ekstübasyon sonrası 1. dk ,023*
,117
Ekstübasyon sonrası 5.dk ,000***
,000***
Ekstübasyon sonrası
Ekstübasyon sonrası 10. dk ,016*
,027
Sevofluran grubunda;
-Ekstübasyon sonrası 1. dk KAH değerleri ekstübasyon öncesi değerlerine göre anlamlı derecede
daha yüksektir. p<0.05
-Ekstübasyon sonrası 10. dk KAH değerleri ekstübasyon öncesi değerlerine göre anlamlı derecede
daha düşüktür. p<0.05
-Ekstübasyon sonrası 1. dk KAH değerleri ekstübasyon sonrası 5. ve 10.dk değerlerine göre anlamlı
derecede daha yüksektir. p<0.05
-Ekstübasyon sonrası 5. dk KAH değerleri ekstübasyon sonrası ve 10.dk değerlerine göre anlamlı
derecede daha yüksektir. p<0.05
56
-Diğer dönemler arasında anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
Desfluran grubunda;
-Ekstübasyon sonrası 1.dk KAH değerleri ekstübasyon öncesi değerlerine göre anlamlı derecede
daha yüksektir. p<0.05
-Ekstübasyon sonrası 5.dk KAH değerleri ekstübasyon sonrası 10.dk değerlerine göre anlamlı
derecede daha yüksektir. p<0.001
-Diğer dönemler arasında anlamlı bir farklılık yoktur. p>0.05
Grafik IV. Derlenme Dönemi Kalp Atım Hızları (KAH)
0
20
40
60
80
100
Ekstüb. öncesi
Ekstüb. sonrası 1.dk
Ekstüb. sonrası 5.dk
Ekstüb. sonrası10.dk
Sevofluran
Desfluran
57
5. TARTIŞMA
Düşük akımlı anestezi; akciğer yolu ile atılan gaz karışımının CO
2
absorbsiyonundan
sonra, en az % 50’sinin akciğerlere geri dönmesiyle sonuçlanan, geri solutmalı sistem kullanılan bir
teknik olarak tanımlanabilir. Modern geri solutmalı sistemler kullanıldığında, bu geri soluma
derecesi sadece taze gaz akım hızı 2 lt/dk’ya azaltıldığında başarılabilmektedir
(36)
.
Düşük akımlı anestezi teknikleri başlangıçta ciddi hastalığı olmayan, minör ve orta
dereceli operasyonlarda uygulanmalıdır. Böylece yeni bir teknikte ilk deneyimler kazanılırken, tüm
dikkat hasta ve anestezi makinesinin ikisine birden yoğunlaştırılabilir. Tıbbi ve hukuksal açıdan,
farklı düşük akımlı anestezi tekniklerinin hepsi rutin klinik kullanım için uygundur. Düşük akım
tekniğinde hastanın yakından izlenmesi zorunluluğu, oluşacak komplikasyonların çabuk fark
edilmesini ve hasta güvenliğini sağlamaktadır
(58)
.
Düşük akımlı anestezi tekniklerinde anestezik gazların ısısı ve nemi belirgin olarak artar.
Düşük akımlı anestezi, anestezik gaz iklimini iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda volatil ajanların
ve anestezik gazların tüketimini de önemli düzeyde azaltır. Böylece hem parasal tasarruf sağlanır,
hem de ameliyathane ortamı ve atmosfer kirliliği azalır. Anestezik gazların uygun şekilde
nemlendirilmesi ve ısıtılmasını sağlar. Anestezik gazların uygun şekilde nemlendirilmesi ve
ısıtılmasının, silialı epitelin işlevi ve mukosilier temizlik üzerindeki önemi büyüktür. Gazların
ısıtılması postoperatif hipotermiyi önleme açısından da önemlidir.
Düşük akımlı anestezi, maliyetin düşürülmesi, çevre kirliliğinin önlenmesi, ısı kaybının
minimale indirilmesi gibi avantajları sebebi ile yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır
(46,50)
.
Ortak Avrupa standardı olan EN 740 kapsamında havayolu basıncı, ekspire edilen gaz
hacmi, inspire edilen oksijen konsantrasyonu, volatil anestezik ajan konsantrasyonu ve
karbondioksit konsantrasyonunun sürekli izlenmesi zorunludur. Düşük akım tekniklerinin
uygulaması sırasında bu izlemler ile güvenli anestezi uygulaması mümkündür
(59)
.
Düşük akımlı anestezi tekniğinde, premedikasyon normal anestezi uygulamasındaki
gibidir. İndüksiyon preoksijenizasyon, intravenöz (IV) hipnotik ajan ve gerekirse nöromusküler
58
blokerler kullanılarak endotrakeal entübasyon yapılır. Hasta yeniden solutmalı sisteme bağlanır.
Düşük akımlı anestezi teknikleri, bu yöntemin güvenle kullanılabileceği uygun monitörizasyonun
varlığı, doğru çalışması, alarm sınırlarının dikkatle ayarlanması ve hasta solutma sistemine bağlanır
bağlanmaz alarmların çalışabilir hale gelmesi koşulu ile uygulanmalıdır.
İnspire edilen oksijen konsantrasyonunun alt alarm sınırı % 28-30’a, bağlantı ayrılma
alarmı tepe basıncından 5 cmH
2
O daha aşağıya ve ekspire edilen gaz hacmi alt alarm sınırı da
istenen dakika hacminin 500 ml altına ayarlanmalıdır
(43)
.
Biz de çalışmamızda bu izlemlere olanak veren ve Dräger makineleri içinde taze gaz
akımının elektronik olarak denetlendiği Primus (Dräger Medizintechnik, Lübeck, Germany)
anestezi makinesini kullandık
(45)
.
Düşük akımlı anestezi tekniğinde, sistemi ve hastanın fonksiyonel rezidüel kapasitesini
doldurmak, azotprotoksit alımının eşitlenmesini sağlamak, denitrojenasyonu sağlayarak yeterli
anestezi derinliğine ulaşmak için başlangıçta bir süre 4 lt/dk yüksek taze gaz akımının, kullanıldığı
bir başlangıç dönemine ihtiyaç vardır. Denitrojenasyon 4-5 lt/dk arasında taze gaz, akımları
kullanılarak 6-8 dakikada tamamlanır. Taze gaz akımı 1 lt/dk’ya inilerek düşük akımlı anestezi
uygulamasına başlanır
(43)
. Düşük akımlı tekniklerde, taze gaz akımı azaltıldıkça içeriğindeki O
2
miktarı ile inspire edilen O
2
konsantrasyonu arasındaki fark artar. Düşük inspiryum O
2
miktarı
hipoksi riskini arttırır. Hipokseminin kesin olarak önlenmesi ve sürekli yeterli oranda O2
sunumunun sağlanabilmesi için inspiryum O
2
konsantrasyonu en az % 30 olmalıdır
(59)
.
Çalışmamızda %50 O
2
, %50 hava karışımı kullandık.
Tomatır ve ark.
(60)
, erişkinlerde, kapalı devre düşük akımlı anestezi uygulamalarında
vaporizatör ayarlarının yüksek akıma göre, daha yüksek tutulmasını önermişlerdir. Tekniği yeni
uygulamaya başlayanların tedirginliklerinin, anestezinin tehlikeli bir şekilde derinleşmesinden
ziyade yüzeyelleşmesi olduğunu belirtmişlerdir.
Devre dışı vaporizatörler kullanıldığında akım hızının düşürülmesi ile orantılı olarak
solutma sistemine verilen anestezik buhar miktarı da azalacaktır. Uzun zaman sabitesi nedeni ile
59
anestezi süresine bağımlı olarak, cerrahi girişimin bitiminden 15-30 dakika önce düşük taze gaz
akım hızı korunurken, vaporizatör kapatılarak taze gaz içine volatil ajan verilmesi durdurulabilir.
Akım ne kadar düşükse, anestezik konsantrasyonundaki azalma o kadar yavaştır. Devre dışı yüksek
basınç vaporizatörlerinde, yanlış ayarlama yapılsa dahi düşük akımlı anestezi uygulaması sırasında
hızla aşırı doz durumunun ortaya çıkması gerçekten olanaksızdır. Düşük akımdan yüksek akıma
geri dönüldüğünde, zaman sabitesi daha kısa olan yüksek akıma uygun vaporizatör ayarı
yapılmazsa ciddi bir doz aşımı meydana gelebilir. Bu nedenle, düşük akımlı anestezi uygulaması
sırasında ajan konsantrasyonu monitörize edilmelidir
(43,59)
.
Anestezi derinliği klinik olarak ağrılı uyarana karşı oluşan sistolik arter basıncı artışı,
kalp atım hızında artış, terleme, pupil çapı gibi sempatik uyaran bulguları ile değerlendirilir. Sürekli
kas gevşetici kullanıldığında somatik cevap, narkotik kullanıldığında pupil çapı değerlendirmesi ile
anestezi derinliği tespiti mümkün değildir
(61)
.
Çalışmamızda anestezi derinliğini, inspirasyon ve ekspirasyon gaz karışımı içindeki
sevofluran ve desfluran konsantrasyon ölçümleriyle birlikte sistolik ve diyastolik arter basıncı, kalp
atım hızı takibi ile değerlendirdik. Tüm vakalarımızı stabil hemodinami ile takip ettik, anestezi
derinliğine yönelik bir sorun ile karsılaşmadık.
Elmacıoğlu ve ark.
(62)
çalışmalarında 0,5-1-2 lt/dk taze akım hızları ile desfluran
anestezisi uygulamalarında perioperatif hemodinamik stabilite olduğunu, derlenme üzerine akım
hızlarının negatif etkisi olmadığından ASA skoru I-II olan hastalarda yüksek akım desfluran
anestezisine minimal akım hızının alternatif olabileceğini bildirmişlerdir.
Eger ve ark.
(63)
gönüllüler ile yaptıkları çalışmalarında desfluran grubunda kalp atım hızı
ve ortalama arter basınçlarının sevofluran grubuna göre daha yüksek seyrettiğini gözlemişler, ancak
istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulamamışlardır.
Turan ve ark.
(64)
izofluran ve desfluran ile düşük taze gaz akımı uyguladıkları üç saati
geçmeyen çalışmalarında iki grubun sistolik arter basınçları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
bulamamışlardır. Diyastolik arter basıncı, entübasyondan 2 dk sonra desfluran grubunda düşük iken,
60
diğer zamanlarda anlamlı farklılık olmamıştır. Kalp atım hızları 60-90-120.dk’da izofluran
grubunda düşük gözlenmiştir.
Uzun ve ark.
(65)
, çocuklarda 1 lt/ dk sevofluran ve desfluran uygulayarak yaptıkları
çalışmalarında sevofluran grubunda operasyon boyunca arter kan basınçları düşük seyretmiş, bunu
sevofluranın myokard üzerine olumsuz etkileri ve periferik vaskuler tonusu deprese edici etkilerinin
desflurana oranla daha belirgin olmasına bağlamışlardır.
Xie ve ark.
(66)
, desfluran, sevofluran ve enfluranı kullanarak düşük taze gaz akımı ile
yaptıkları çalışmalarında desfluranı hemodinamik açıdan daha stabil bulmuşlardır.
Gormley ve ark.
(67)
desfluranın % 6 üzerindeki vaporizatör ayarlarının kullanılmasının
geçici olarak (1-4 dk) sempatik aktiviteye neden olarak, kalp hızı ve kan basıncı artısına neden
olduğunu bildirmişlerdir.
Toğal ve ark.
(68)
izofluran ve desfluran ile düşük taze gaz akımlarında yaptıkları
çalışmalarında, gruplar arasında hemodinamik açıdan anlamlı fark gözlememişlerdir. Aynı
çalışmada ısı ve nem değiştirici gereç kullanmamalarına rağmen düşük taze gaz akımı
uygulamalarında 30. dakikadan sonra düşük akımlı anestezinin ısı koruyucu etkisini, inspiryum
gazlarının ısısının korunması ile açıklamışlardır. Düşük taze gaz akımı uygulamasının, gazların
ısıtılması ve vücut ısısının korunmasında faydası vardır.
Kleinschmidt ve ark.
(69)
lumbal disk operasyonu geçirecek, ASA I-II risk grubu
hastalarda 0,25 mcg/kg/dk infüzyon hızında remifentanil ile 0,5 MAC değerinde desfluran ve
sevofluran kullanmışlar, her iki grupta da yeterli düzeyde hemodinamik stabilite sağladıklarını
bildirmişlerdir.
1998 yılında Amerikan FDA 1 lt/dk taze gaz akım hızının kabul edilebilir olduğunu,
fakat 2 MAC /saati geçilmemesi gerektiğini ve 1 lt/dk’dan az akımın önerilmediğini belirtmiştir.
Avrupa birliğinde böyle bir kısıtlama verilmeksizin izin verilmiştir
(57)
.
Bizim çalışmamızdaki operasyon süresi ortalaması sevofluran grubunda 2,23 dk,
desfluran grubunda 1,57 dk olup Eger ve ark.
(70)
nın, 2-4 saat uyguladıkları sevofluran ve desfluran
61
anestezisi ile benzemektedir.
Coetzee ve ark.
(71)
yedi merkezde 302 hasta ile yaptıkları çalışmalarında desfluran,
halotan ve enfluran tüketimini taze gaz akımına göre (0,5-1-3 lt /dk) değerlendirmişler, desfluran
tüketiminde taze gaz akımı ile orantılı azalma olduğunu tespit etmişlerdir.
Volatil gazların maliyetleri taze gaz akım hızı ile doğru orantılıdır
(72)
. Pederson ve
ark.,
(73)
çalışmalarında desfluranın düşük taze gaz akımı ile kullanımının maliyet açısından oldukça
kazançlı olduğunu , izofluranın düşük taze gaz akımlı uygulamasının ise kazancının daha fazla
olduğunu bildirmişlerdir. Bunun sebebini desfluranın vaporizatör ayarının yüksek olması ve daha
pahalı inhalasyon ajanı olmasına bağlayabiliriz. Biz çalışmamızda kullandığımız sevofluran ve
desfluranı maliyet açısından değerlendirmedik.
Epstein ve ark.
(74)
, 44 çocukta sevofluran, desfluran ve izofluran anestezisinin
maliyetlerini, kendi kurumlarında kullandıkları gaz akım hızlarında değerlendirmişler ve
sevofluranın akım hızında yapılan azalma ile yüksek tasarruf sağlandığını bildirmişlerdir.
Aldrete skoru, anestezi uygulamasından sonra hastanın fiziksel durumunu hızlı ve
basitçe değerlendirmeye olanak vermektedir
(75)
. Bizde çalışmamızda genel anesteziden çıkış
sonrası derlenmeyi Aldrete skorlamasını uygulayarak değerlendirdik.
Desfluran’ın, kan/gaz partisyon katsayısı (0,42) düşük olması nedeni ile hızlı indüksiyon
ve derlenme özelliği mevcuttur. Düşük akımlı anestezi uygulamasında sistemin ajan ile doldurulma
ve boşaltılması kısa sürmekte, klinik deneyimler indüksiyon ve derlenmenin kısa olduğunu ve
konsantrasyonların daha çabuk ve kolayca ayarlanabileceğini doğrulamaktadır
(76)
.
Yeterli donanıma sahip anestezi cihazı ve uygun monitörizasyon şartları varlığında
desfluranın ve sevofluranın güvenle, düşük taze gaz akımları ile uygulanabileceğini düşünüyoruz.
Anestezik maddenin kesilmesinden sonra sözlü uyarana yanıtın geri dönüşü kognitif ve
motor koordinasyonun geri dönüşünden daha kısa zaman almaktadır. Kognitif ve motor
koordinasyon, hastanın kendi fonksiyonlarını üstlendiğini gösterdiğinden daha büyük önem taşır.
Derlenme sürecinin kısa olması, hastanın mental ve fizyolojik durumuna mümkün olduğu kadar
62
kısa sürede kavuşması, ajanın farmakokinetiği ile ilgilidir. Derlenme sürecini değerlendiren testler
bilincin geri dönüşünün değerlendirilmesi gibi basit olandan; kompleks psikomotor testlere kadar
değişir.
(77)
. Biz çalışmamızda hastaların ekstübasyon zamanı, göz açma zamanı, oryantasyon
zamanı, Aldrete skoru 10 olma zamanını değerlendirerek her iki gruptaki hastaların uyanma ve
derlenme değerlerini karşılaştırdık.
Anestezi sonrası hızlı derlenme ve bilincin çabuk kazanılması, uygulanan anestezi
tekniklerinin istenilen özelliğidir. Çalışmamızda desfluran grubunda göz açma, oryantasyon zamanı
kısa olmakla birlikte, ekstübasyon zamanı uzundu. Aldrete skoru sevofluran grubunda 14,26,
desfluran grubunda 12,65 olup istatistiksel olarak iki grup arasında anlamlı farklılık bulamadık.
Nathanson ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada ambulatuar anestezi uygulanacak 42
hastada %1-2 sevofluran oksijen içinde %60 N
2
O ile idamede kullanılmıştır. İnhale anestezik titre
edilerek yeterli derinlikte anestezi sağlanmış ve OAB değerleri indüksiyon öncesine oranla %20
sınırları içinde tutulmuş ve sevofluran da ekstübasyon zamanı 8,2±3,2 dakika, göz açma zamanı
7,8±3,8 dakika, oryantasyon zamanı 11,2±5,1 dakika olarak bulunmuştur
(78)
.
Philip ve arkadaşlarının ambulatuar cerrahi geçirecek 246 yetişkin hastada yaptığı çok
merkezli ve karşılaştırmalı çalışmada(%40 O
2
, %60 N
2
O, TGA: 5 L/dk),ekstübasyon zamanı 6±0,2
dakika, göz açma zamanı 7±0,3 dakika, oryantasyon zamanı 9±0,4 dakika bulunmuştur
(79)
.
Song ve arkadaşlarının laparoskopik tüp ligasyonu operasyonu geçiren hastalarda
sevofluranla yaptıkları karşılaştırmalı derlenme çalışmasında ekstübasyon zamanı 7,7±3,5 dk,
oryantasyon zamanı 13,2±4 dk. bulunmuştur
(80)
.
Christina ve arkadaşlarının sevofluran ve izofluranın derlenme ve hemodinamik
etkilerinin karşılaştırılmasının yapıldığı çalışmada ekstübasyon zamanı 9,6±1 dk, göz açma zamanı
9,9±1 dk, oryantasyon zamanı 14±1 dk bulunmuştur
(81)
.
Fredman ve arkadaşlarının ASA I-II olan 146 hastada propofol ve sevofluranı
karşılaştırdığı bir çalışmada (%60 N
2
O, %40 O
2
, TGA 3 L/dk); bulantı-kusma %37-48, baş dönmesi
%12-18, baş ağrısı %4 bulunmuştur. Ekstübasyon zamanı 10±5 dk, göz açma zamanı 9±4 dk,
63
oryantasyon zamanı 14±1 dk bulunmuştur
(82)
.
İnhalasyon anesteziklerinde derlenme; ajanın yağda erirliğine, konsantrasyonuna,
kullanım süresine ve hastanın alveolar ventilasyon düzeyine bağlıdır. İnhalasyon ajanları
kullanılarak uygulanan yaklaşık 2 saatlik anesteziden sonra erken derlenme dönemi 15 dk içinde
gerçekleşir
(83)
. İnhale ilaçlar dengeli anestezinin sadece bir kısmını oluşturduklarından, uyanma ve
derlenme süreci inhalasyon dışı faktörlere de bağlıdır. Bu durumda inhalasyon anesteziklerin gerçek
etkileri baskılanacak ve sonuçlar değişecektir
(84)
. Bu etkiyi azaltmak için kullandığımız diğer
ilaçlar(indüksiyon ajanları, opioid, kürar vs) sabit tutulmaya çalışıldı. Diğer çalışmalardaki zaman
farklılıklarının bu nedenlerden kaynaklandığını düşünüyoruz.
Dostları ilə paylaş: |