T. C. Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz 2 Kliniği Klinik Şefi : Doç. Dr. Ersin oba



Yüklə 403,65 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/6
tarix07.04.2017
ölçüsü403,65 Kb.
#13662
1   2   3   4   5   6

b) Nörojenik Ptozis 

 

3. sinir çiftleri serebral pedinkuluslarla yakın komşuluk içinde seyreder ve okülomotor 



sulkustan çıkar. Posterior serebral ve posterior komünikulus arterlerle birlikte öne doğru 

gider. Kavernöz sinüsten geçer. Süperior orbital fissür ve zinn halkasından orbita içine girer. 

 

Sinir elementlerinin uzun ve komplike yerleşimi kapak hareketlerini etkileyen ve 



ptozise sebep olabilen çeşitli lokal lezyonları açıklar. Nedenleri: 

 

1- 3. sinirin periferal tutulması 



2- Baziller, kortikal ve nükleer lezyonlar 

3- Serebral hemoraji, tümör veya abseler 

4- İnflamatuar nedenler (Mültipl nöritis, nörosifiliz ve mültipl skleroz) 

5- Horner sendromu 

6- Vasküler lezyonlar (anevrizma, diyabet, hipertansiyon) 

7- Toksik nedenler (botulinum toksini, ağır metal zeh.) 

8 –Oftalmoplejik migren  

   


Genelde, kazanılmış nörojenik ptozis nöroşirurjikaldir. (En azından erken fazda) 

Cerrahi sonuçları tatminkârsa da parlak değildir. 

 

Horner Sendromu: 



 

Müller kasının paralizisine bağlı ptozisin sık bir sebebidir. Ptozise ek olarak alt 

kapağın az elevasyonuna, miyozis, enoftalmus, bazen tutulan tarafta yüz ve boyunda anhidroz 

ve irisin depigmentasyonuna neden olur. 

Horner sendromu sempatik zincirin seyri boyunca çeşitli lezyonların sonucu olabilir. 

Bunlar kafatasındaki birinci nöron veya spinal kordon servikal kısmında olabilir. 2. nöronun 

tutulması, toraksın en üst kısmı veya sempatik zincirin servikal kısmındadır. 

Horner Sendromu nedenleri arasında tümörler (Akciğer Apeks tümörü), anevrizmalar, 

yaralanmalar, invaziv boyun cerrahisi, inflamatuar hastalıklar sayılabilir. 

Vaskuler kökenli patolojilerde pupilla reaksiyonu  ile ilgili lifler genellikle 

kurtulmuştur. 

Genel olarak şaşılık ya da ptozis ile ilgili olarak bir tedavi planlanmadan önce 6–12 ay 

kadar beklenir. Bunun sonunda önce oftalmoplejinin düzeltilmesinin ardından kapak girişimi 

yapılır. Oftalmopleji ile ilgili olarak her şeyden önce primer ve aşağı bakış pozisyonunda 

füzyonun sağlanması amaçlanır.  

 

c) Travmatik Ptozis 

   

Göz kapağını etkileyen travmalar değişik nedenlerle ptozis oluşumuna neden olabilir. 



Levator kasının kendisi (miyojenik) ya da aponevroz (aponevrotik) etkilenmiş olabilir. 

Travma sırasında levator kası doğrudan kesilebildiği gibi oluşan orbital kırıklar da levator 

kasını mekanik olarak sıkıştırarak fonksiyonunu etkileyebilir. 

Ptozis oluşumuna yol açan cerrahi travmalar arasında şaşılık ve orbita cerrahisi, 

enükleasyon, kapak ve konjonktiva cerrahisi hatta katarakt gibi intraoküler cerrahiler 

sayılabilir. 

Erken cerrahi yanlıştır. Spontan şifa beklenmeli ve cerrahi tedavi yaralanmadan 6–12 

ay sonra yapılmalıdır.  

This watermark does not appear in the registered version - 

http://www.clicktoconvert.com



 

21 


 

d)Mekanik Ptozis 

  

Üst göz kapağını mekanik olarak ağırlaştıran hastalıklar ya da hareketlerini kısıtlayan 



skatrisyel olayların neden olduğu ptozislerdir.  Konjenital olarak hemanjiom, nörofibrom, 

amiloidoz ve lenfoma mekanik ptozise neden olur.  Edinsel olarak da kapaktaki tümörler ya 

da dermatoşalazis mekanik olarak ptozise neden olur. Ayrıca konjunktiva ve özellikle üst 

forniksdeki skatrisyel lezyonlar (trahom, eritema multiforme, sikatrisyel pemfigoid, termal ya 

da kimyasal yanıklar, travmalar, cerrahi) üst forniksde daralma ve hareket kısıtlılığına neden 

olarak ptozis oluşumuna yol açabilirler.  Göz kapağının dış kısmında düşüklükle birlikte ‘S’ 

harfi biçiminde görünüm lakrimal gland tümör ve inflamasyonlarını düşündürür. 

 

PSEUDOPTOZİS 

 

Göz kapağı dışındaki nedenlerle ptozis oluşması ya da ptozis varmış gibi yanlış 

izlenim oluşmasına yalancı ptozis denir. 

Alttaki göz küresi desteğinin azalması (enoftalmus, mikroftalmus, anoftalmus, fitizis 

bulbi) göz kapağının düşmesine neden olur. 

Yine hipotropya ptozis oluşumuna neden olur. Diğer gözün kapatılmasında hipotropya 

ile birlikte ptozisin de düzelmesini sağlar.  Hipertropya varlığında üst kapak bu gözde 

korneanın daha fazla bir kısmını örtmüş olduğundan ptotik bir göz izlenimi verebilir. 

Karşı gözde mevcut kapak retraksiyonu ve ekzoftalmus sağlam gözde ptozis varmış 

gibi yanlış izlenim verebilir.  

Blefarospazm, Duane Sendromu, eksternal irritasyon ve fotofobi gibi durumlarda 

kapak aralığının daralmış olması ptozis izlenimi vererek pseudoptozise neden olur. 



 

BLEFAROPTOZİSİN MEDİKAL VE CERRAHİ TEDAVİSİ 

 

Blefaroptozisin tedavisi  iki şekilde olur. 



        

        1- Medikal tedavi 

        2- Cerrahi tedavi 

 

 



1- Medikal Tedavi 

 

Yalnız Myastenia Graviste uygulanır, neostigmin, prostigmin ve piridostigmin gibi 



drogların kullanımı içerir. Bu droglar kolinesterazı ile birleşir ve enzimatik etkisini bloke 

eder. Paralitik ve sempatik ptozisde hastalık nedenine göre tedavi edilir. Doğum sırasında 

meydana gelebilen kafa yaralanmaları spontan şifa eğilimi mevcuttur, erken cerrahi tedavisi 

yanlıştır. Spontan şifa beklenmeli ve cerrahi tedavi yaralanmadan en az 6 ay sonra 

planlanmalıdır. 

 

 



2- Cerrahi Tedavi 

   


  Blefaroptozis,  cerrahi olarak 4 prosedürün biri ile düzeltilebilir, 

 

1- Frontal adaleye askı 



This watermark does not appear in the registered version - 

http://www.clicktoconvert.com



 

22 


2- Levator kasın rezeksiyonu 

3- Müller ve konjonktivanın rezeksiyonu 

4- Ayrılmış ve kısalmış bir levator aponevrozunun tekrar tarsa bağlanması. 

 

Ameliyat zamanı planlanırken ptozis derecesi, çocuğun görmek için başını yukarı 



kaldırılmasını gerektirmiyorsa 4–5 yaşına ertelenmelidir. Ptozis anormal baş pozisyonu 

yapacak kadar şiddetli ise ve görme ekseninin kapanmasına bağlı ambliyopi gelişmesine yol 

açılabilecek tek taraflı ptozis hallerinde servikal kaslar, ligamentler ve fornikslerdeki yapısal 

değişikliklerden sakınmak ve ambliyopiyi önlemek amacıyla 2 yaşlarında veya çocuk ayakta 

durup, yürümeye başlar başlamaz ameliyat yapılmalıdır(14). 

 

1- Frontalis Askı:   



  

   1- Kapağın aşağı bakıştan yukarı bakışa çevirmesiyle ölçülmüş 4 mm’den daha az levator 

fonksiyonu, konjenital blefaroptozis. 

   2- Eksternal oftalmopleji 

   3- Nörojenik ptozis (3. sinir paralizisi gibi) 

   4- M.Gravis 

   5- Ptozis ve epikantus inversusla birlikte olan blefarofimozis sendromu 

   6- Esansiyel blefarospazm durumlarında endikedir. 

 

Bu operasyonda askı materyali yardımı ile kapak, frontal kas ve kaşa tutturulur. 



Yedinci kafa çiftinden innerve olan frontal kası, fasial ekspresyonu sağlayan mimik kasların 

bir bölümünü oluşturur ve bu kas kasıldığında üst kapağın kalkmasına olanak sağlar. 

Bu olgularda tedaviyi zorlaştıran başlıca noktalar; levator fonksiyonunun hiç olmaması 

veya çok zayıf bulunması, klinik bulguların edinsel ptozisler kadar kolay 

değerlendirilememesi ve bu nedenle cerrahi sonrası elde edilecek sonucun önceden tahmin 

edilmesinin daha güç olmasıdır. 

Günümüze değin askılama için çok çeşitli materyaller bildirilmiştir. Bunları greftler ve 

sentetik materyaller olarak iki grupta incelemek mümkündür. Sentetik materyaller olarak; 

supramid Extra(2/0 emilemeyen polyester sütür), ipek sütür materyalleri, genişletilmiş 

politetrafloroetilen (ePTFE, Gore-Tex),slikon rod, mersilen mesh, altın, gümüş ve platin 

implantlar, polyester ve karbon içeren materyaller ile askılama cerrahisi bildirilmiştir. Greft 

materyali olarak ise sklera, palmaris longus tendonu, temporal kas fasiası, umblikal ven, fasia 

lata, preserve fasia lata, orbikülaris kası kullanılmaktadır(15–16).   

Maksimal medikal tedaviden sonra rezidüel ve değişken ptozisi kalan M. Gravisli 

hastalarda, bilateral frontal adeleye askı kapağın gün boyunca normal pozisyonda kalmasını 

sağlar.   

Frontal adeleye askılamada birçok konfigürasyonlar uygulanabileceği öne 

sürülmüştür. Bunlar arsında pentagon, tek, romboid. double romboid, Crawfort 

konfigürasyonları en sık uygulanan teknikleredir(17–18). 

 

 Crawford tekniği:



 

Askı materyalinin (fasia lata) geçirilmesi için 3 tanesi kapak kenarının 

üzerinde, 2 tanesi kaş üzerinde ve biri de merkezi olarak alında olmak üzere toplam 6 adet 

insizyon yapılır. Wright’ın fasia iğnesi kullanılarak askı materyali kapakta 2 üçgen 

oluşturacak şekilde geçirilir. Askı materyalinin orbikülaris kasına daha derin, tarsa daha 

yüzeysel yerleştirilmesine özen gösterilir. Üçgenin uçlarından çıkarılan askı materyali kaş 

üzerindeki iç ve dış insizyonlarda düğümlenerek askı materyalinin uçlarından birisi kesilir. 

Diğeri ilerletilerek daha yukarıda ki orta insizyondan çıkarılıp diğer taraftan gelen uçla 

düğümlenir.( Resim 10)

 

This watermark does not appear in the registered version - 



http://www.clicktoconvert.com

 

23 


 

Fox –Pentagon tekniği:

 

Alloplastik materyal kullanıldığı için daha az materyal kullanımı 

amaçlanmakta ve tek bir beşgen oluşturulmaktadır.(Resim 11 ) 

                           

                        

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

 

                    



 

 

 



 

                      Resim 10-11; 



CRAWFORD ve FOX-PENTAGON TEKNİĞİ

 

 



 

Kas şeritleriyle asma

  

1924'de Reese, palpebral orbital kasın iki şeridini kullanmıştır. Çocuklarda orbikular 



kas tam gelişmediğinden ve yeterli destek dokusu olmadığından az kullanılan bir 

operasyondur. 

 

Fasia lata şeritleri ile asma:  



 

Ptozis ameliyatı sırasında hastanın kendi bacağından alınan(otojen) fasia lata askılama 

için en uygun ve ideal materyal olarak kabul edilmektedir(19–20).    

Etkisinin kalıcı olması ve minimal komplikasyonlara yol açması yönünden en iyi 

sonuçları sağlar. Enfeksiyon, kopma, absorbsiyon ve red riski en az düzeydedir. Herhangi bir 

reaksiyon oluşturmaz(21).   

Cerrahi teknik: Ön iliak çıkıntı ile fibula başını birleştiren hayali çizgi üzerinde dizden 

6–7 cm yukarıdan insizyon yapılır.  İstenilen genişlik ve uzunlukta fasia bandı diseke edilerek 

çıkarılır. Kapak kıvrımına uyan bölgeden insizyon ve deri kas bandının diseksiyonunun 

ardından hazırlanmış olan fasyal band tars üst kenarına düzgün ve simetrik şekilde sütüre 

edilir. Daha sonra kaş üstüne yapılan küçük insizyonlardan Wright iğnesi ile uçları yukarı 

çekilir. Son olarak yaklaşık 1 cm daha yukarıda ortadan yapılan küçük insizyondan yukarı 

çekilen iki uç uygun gerginlikte birbirine bağlanır. (Resim 12-13-14-15) 

 

   



This watermark does not appear in the registered version - 

http://www.clicktoconvert.com



 

24 


 

 

 



 

                                                  Resim 12-13-14-15



FASİA LATA ASKILAMA    

 

 

 



2- 

Levator Kas Rezeksiyonu 

 

Levator palpebra kası rezeksiyonla kısaltılabilir.



  Levator fonksiyonun 4 mm veya daha 

fazla olduğu yaklaşık bütün primer konjenital ptozis ve aponevrotik ptozis vakalarında 

endikedir.

 

Konjonktival ya da deri yaklaşımı ile gerçekleştirilir.  Eksternal yaklaşımın 



avantajları arasında; anatomik yapıların daha kolay tanınması, kapak defektlerinin daha kolay 

belirlenmesi, tarsokonjonktival yapılara zarar verilmemesi,  diseksiyon ve eksizyonun daha 

kolay yapılabilmesi ve üst kapak çizgisinin muntazam olarak oluşturulabilmesi sayılabilir. 

Posterior yaklaşımın avantajları ise postoperatif düzeltmelerin daha kolay yapılabilmesi, 

orbiküler adale ve sinirlere zarar verilmemesi ve cilt skarı oluşturmamasıdır(22)

   


Deri yaklaşımı: 

 

Ptozis cerrahisinde sonuçları önceden kesin tahmin etmek kolay değildir. Bu alanda 



çalışan en önemli isimler Berke ve Beard levator fonksiyonu ve ptozis miktarını preoperatif 

dönemde ölçerek operasyon planlarını yapmışlardır. Ancak başarı oranları %50-%75’ tir(23). 

Son yıllarda levator kasını ve bu kasın aponevrotik uzantısını anlamak ptozis 

cerrahisinde gerçek bir devrim yapmıştır (24–25). 

Ptozis tedavisinde uygulanan klasik levator rezeksiyonunda Müller kasını da içeren 

levator kompleksi ile kapağın diğer destek dokuları da rezeke edilmektedir. Bu yöntemle, 

This watermark does not appear in the registered version - 

http://www.clicktoconvert.com



 

25 


cerrahi sonrası sonucların tahmini oldukça güçtür ve anatomiye çok saygılı değildir (26). 

Levator aponevroz cerrahisinden ilk kez 1975 yılında bahsedilmiştir(9). Bu cerrahide 

sadece aponevroza müdahale edilmekte, Whitnall ligamanı, Müller kası, tars ve konjonktivaya 

bir işlem uygulanmamaktadır(27). 

Anatomik yapılara en az zarar veren ve sonuçları önceden kestirilebilen bu cerrahi 

yaklaşım, son yıllarda yaygın olarak kullanılmakta olup, başarılı sonuçlar bildirilmiştir(27).  

   

    Cerrahi teknik: Üst kapak kıvrımına uyar kesinin ardından deri-orbiküler kas künt 



diseksiyonla ayrılır ve aşağıda tars üst kenarı, yukarıda levator aponevrozu ortaya çıkarılır. 

Bir kenardan girilen makasla levator aponevrozunun alt kenarı bir uçtan diğerine alttaki 

konjonktivadan ayrılır. Alt yüzü alttaki konjonktivadan, ön yüzü orbital septumdan horizontal 

olarak ayrılır. İstenilen kas düzeyine ulaşıncaya dek kas yukarı doğru diseke edilmeye devam 

edilir. İstenilen kapak düzeyi elde edilip kas kas ilk sütürlerle tars üst kenarına tesbit 

edildikten sonra uçta kalan levator kası rezeke edilir. Ardından üst kapak kıvrımını 

oluşturmaya yönelik olarak ortada tarsal kenardan da geçen üç adet deri sütürü yerleştirilir. 

(Resim 16-17-18-19-20-21)  

 

 

 



                                    Resim 16-17-18-19-20-21; DERİ YOLUYLA LEVATOR REZEKSİYONU 

 

Konjonktival Yaklaşım: 



 

Bu yolla dokuların özellikle aponevrozun ayrımlanması daha kolaydır. Ancak bu yolla 

geniş miktarda rezeksiyon yapmak güç hatta olanaksızdır. İstenilen düzeyde bir kapak kıvrımı 

elde etmek, elde edilecek kapak aralığını peroperatuar olarak test edebilmek ve gerekirse 

aponevrozu tars üzerinde öne doğru ilerletebilmek de bu yöntemle olanaksızdır. 

Bu nedenle uygulamalarda çok büyük oranda deri yolu ile yaklaşım tercih edilmekte 

ancak bilinen bir keloid oluşumu gibi çok özel koşullarda konjonktival yol kullanılmaktadır. 

   Cerrahi teknik:



 

Kapak ekartör ile çevrildikten sonra yapılan subkonjunktival anestetik, 

konjonktivanın alttaki levator kasından diseksiyonunu kolaylaştırır. Tars kenarından yapılan 

insizyonun ardından levator aponevrozu tars üst kenarından ayrılarak hem alttaki 

This watermark does not appear in the registered version - 

http://www.clicktoconvert.com



 

26 


konjonktivadan hem üstteki orbiküler kastan diseke edilmeye başlanır. İstenilen miktar levator 

kası diseke edildikten sonra eşit aralıklarla üç adet ‘u’ sütür önce konjonktiva kenarı sonra 

tarsal kenarın altından geçilerek üst göz kapağı kıvrımına uyar bölgeden deri yüzeyine çıkılır. 

Deri yüzüne çıkılan ‘u’sütürler küçük slikon tamponlarla iyice oturtularak bağlanır.(Resim 

22-23-24-25-26) 

 

 



 

 

 



                       Resim 22-23-24-25-26;  KONJONKTİVA YOLU İLE LEVATOR REZEKSİYONU  

 

 



3-Müller ve Konjonktivanın Rezeksiyonu: 

  

Müller kası ve konjonktivanın rezeksiyonu,  fenileferin cevabı olan levator 



fonksiyonunun iyi olduğu minimal ptozisli hastalarda konjenital ve kazanılmış blefaroptozisi 

düzeltebilir. 

Müller kası ve konjonktivanın rezeksiyonu Fasanella-Servat ameliyatına benzer. Fakat 

tarslara dokunmama üstünlüğü vardır.  

Ptozisin minimal olduğu olgulara uygulanabilen ve 1981 yılında Fasanella -Servat 

tarafından bildirilmiş olan tarsektomi operasyonunda ptozisin 1–2 mm olduğu vakalarında 

başarılı sonuçlar bildirilmiştir(8). Fasanella-Servat ameliyatında bir miktar tarsektomi 

yapılmakta ve kapak instabilitesi, çadırlaşma ve sütür keratopatisi gibi komplikasyonlara yol 

açabilmektedir.                   

   Cerrahi teknik: Kapak ekartör ile çevrilir. Yaklaşık 8 mm uzunluğunda konjonktiva ve 

Müller kası bandı 1–2 mm.’ lik tarsal kenar ile birlikte eğri hemostat pensi ile simetrik ve 

düzgün olarak yakalanır. Penslerin hemen üst kenarından ucu deri yüzünden başlanarak tüm 

kalınlık kontinü matriks sütür geçilir. Yakalanan Müller kası bandının tars üst kenarı ile 

birlikte rezeksiyonunun ardından aynı sütürün diğer ucu ile kesik kenar kontinü olarak 

kapatılır ve bu uç da aynı bölgeden deri yüzüne çıkılarak sütürün iki ucu birbirine 

bağlanır.(Resim 27-28) 

This watermark does not appear in the registered version - 

http://www.clicktoconvert.com



 

27 


 

 

 



                             

Resim 27-28; TARSOKONJONKTİVAL REZEKSİYON

 

 

 

 

4- Ayrılmış ve Kısalmış Bir Levator Aponevrozunun Tekrar Bağlanması 



 

Jones ve arkadaşları akkiz blefaroptozisin en yaygın nedeni olarak levator 

aponevrozunun öndeki tarsal kısımdan dezinsersiyonu ve aponevrozun spontan gerilemesini 

gözlemişlerdir. Bu durumlarda aponevroz genellikle orbital septum seviyesine kadar 

gerilemektedir. Nadiren septumdan da ayrılarak tarsın üst kenarından 20 mm kadar uzakla-

şabilmektedir. Müller kası çoğunlukla normal kalmaktadır, nadiren o da tars ve 

konjonktivadan ayrılarak aponevroz boyunca gerileyebilmektedir. 

Levator aponevrozunun tarsdan ayrılması ve gerilemesinin bazen üst kapaktan globa 

yapılan digital masaja veya lokal anesteziklerle hidrolik ayırmaya bağlı olarak intraokuler 

cerrahiden sonra oluşabilir. 

Birçok vakalardaki kazanılmış blefaroptozis, levator aponevrozunun tarsdan 

ayrılmasına ve sekonder bir kısalmasına bağlıdır. Çünkü defekt fenilefrine cevapsız kazanıl-

mış ptozisli hastaların çoğunda bulunmuştur. Levator aponevrozunun tekrar yapıştırılması bu 

ptozis tipini genellikle düzeltecektir(28). 

Teknik olarak lokal anestezi tercih edilir; çünkü cerrahi sırasında göz kapağının 

hareketine izin verir ve sonuç hakkında bilgi verir. 

Aponevrozdaki anatomik defektin düzeltilmesi, Müller kası ve konjonktiva 

rezeksiyonu ile karşılaştırıldığında her cerrah tarafından yapılamaması ve tecrübe 

gerektirmesi gibi dezavantajı vardır. İyi disseksiyon yapabilmek için çok iyi anatomi bilmek 

gerekir.  

 

 

Kapak Kaldırıcı Mıknatıslar: 



 

Conway 1973 metal mıknatısı kullanarak ptozisi tedavi etmeye çalışmıştır. Bu 

yaklaşım ancak aşırı eksternal oftalmoplejili vakalarda değerli olabilir.

 

 

 

BLEFAROPTOZİS CERRAHİSİNİN KOMPLİKASYONLARI

 

 



Ptozis cerrahisinde komplikasyon nadir olsa bile görülmesi mümkündür. Cerrahinin 

başarılı sayılabilmesi için postoperatif dönemde: 

          1- Kapaklar deforme olmamalı. 

This watermark does not appear in the registered version - 

http://www.clicktoconvert.com


 

28 


          2- Göz kırpma hareketleri her iki gözde aynı anda olmalı. 

          3- Kapak kıvrımları normal konturda ve her iki tarafta eşit olmalı. 

          4- Göz kapakları uyku sırasında kapalı olmalı. 

          5- Diplopi, korneada lagoftalmik keratit olmamalıdır. 

          6-aponevroz cerrahisi yapılan hastalarda; göz kapağı, yükseklik ve kontur olarak diğer 

kapakla simetrik ya da kapak seviyesi hedeflenenden 1 mm düşük veya yüksek olmalıdır. 

          7.Frontal askı cerrahisi yapılan hastalarda; tek taraflı opere edilen kapağın sağlam göz 

kapağı ile farkı 1 mm’den az olmalı iki taraflı olgularda kapak korneayı üstte 3 mm’den daha 

az örtmelidir 

1- Psikolojik komplikasyonlar: 



Ameliyat sonucu düzelme olmayışı hasta ve yakınlarını hayal kırıklığına uğratır. Bunu 

önlemek için hastayı dikkatle muayene etmek, elde edilebilecek en iyi sonucu saptamak ve 

beklentileri ameliyattan önce açıklamak gereklidir. 

 

2- Aşırı düzeltme:   



Konjenital ptozis cerrahisinde nadir bir komplikasyon ise de edinsel ptozis 

düzeltilmesi sonrasında sıklıkla görülür. En sıklıkla aponevrotik ptozislerde levator 

rezeksiyonu yapılması ile oluşur. Bu durumda yapılacak işlem. 

  a) Sütürlerin alınması aşırı düzelmeye yardım edebilir. 

  b) Masaj; göze her gün masaj yapılmalıdır.  

  c) Germe; deri yaklaşımı kullandığında ve sütür alınması imkânsız olduğunda germe 

hareketi yapılır. 

  d) Levator tenotomi levator geriletmesi veya uzatılması; levator aponevrozu tenotomiden 

sonra yukarıda kalmış ise cerrahi olarak serbestleştirilmesi ve uzatılması gerekli olacaktır. 

 

3- Az Düzeltme: 



Belki de en sık karşılaşılan komplikasyondur. Özellikle levator kasının belirgin olarak 

distrofik olduğu konjenital ptozislerde daha sık olarak görülür.Bu durumda acele edilmemeli, 

yaklaşık 1 hafta içinde kapak aralığının son şeklini alması beklenmelidir. 

 

4- Kapak Retraksiyonu, Lagoftalmi ve Lagoftalmik Keratit 



Levator fonksiyonu zayıfken yapılan geniş rezeksiyondan sonra çeşitli derecelerde 

kapak retraksiyonu olur. Bunun esas nedeni  kasın aşırı  kısaltılmasıdır. Kapak 

retraksiyonunun daha aşırı dereceleri frontal adaleye askı cerrahisinden sonra görülür. 

Lagoftalmi aşırı düzelmeden sonra görülür. Tedavi edilmedikçe keratitle 

sonuçlanabilir. Tedavisinde gün boyu % l'lik metilselüloz damla kullanılır. Yumuşak bir 

merhemin kullanılması ve açıkta kalma keratiti gelişmemesi için gece bantla kapatılması ile 

olur. Bazı durumlarda medikal tedavi tatminkâr olmaz ve cerrahi müdahale gerekir. 

Cerrahisinde nedbenin eksplorasyonu ve orbital septumun serbestleştirilmesi kapağın 

kapanmasını sağlayabilir. Son bir çare olarak levator tenotomi gerekebilir. 

 

5- Ektropium:  



Konjenital yaklaşımla yapılan levator rezeksiyonundan sonra olabilir. 

 

6- Entropium: 



Nadiren bir üst rektus kapak supresyonun komplikasyonu olarak veya geniş 

maksimum levator rezeksiyonlarını izleyerek görülür. 

 

7- Kirpiklerin Kaybı: 



This watermark does not appear in the registered version - 

http://www.clicktoconvert.com



 

29 


Bir ptozis ameliyatının postoperatif başarısı, üst kapağın bazı kirpiklerin aşikar 

yokluğu ile bozulabilir. Diseksiyon folikül seviyesinden en az 2 mm uzak tutulmalıdır. 

 

8- Kötü Kapak Konturu: 



Nedeni kötü cerrahi tekniktir. Sıklıkla entropiumla komplike olmuş vakalarda çok 

geniş bir tarsal rezeksiyonun sonucu olabilir. 

 

9- Konjonktival Prolapsus: 



Nadirdir. Şiddetli ödem konjonktivanın kısmen göz kapakları arasına prolapsusuna yol 

açabilir. Tedavi sütürler aracılığıyla konjonktivanın yerine sabitlenmesidir. 

 

10- Enfeksiyon: 



Ptozis ameliyatından sonra az görülür. Enfeksiyonun tedavisi sıcak kompres ve uygun 

antibiotiklerle yapılır. 

 

11- Kapak Kıvrımı Deformitesi: 



Bazı askı girişimleri ya da tarsal girişimlerin sonrasında kapak kenarında çentikli 

görünüm ya da kapak normal konveksitesinin artması ortaya çıkabilir.(Resim 29–30–31) 

Müller cerrahisinde tarsa hemostaz penslerinin uygun biçimde yerleştirilememesi 

sonucu tarsın düzensiz rezeksiyonu ve kapak konturunun bozulması söz konusu olabilir. 

 

 


Yüklə 403,65 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin