Tesirler 1938-1945
, İz Yayıncılık, İstanbul, 1998
,
s. 56.
102 Ulus Gazetesi, 30 Mayıs 1939, s. 6; 31 Mayıs 1939, s. 7.
103 Mehmet Özçağlayan, “Türkiye’de Radyo Yayıncılığının Gelişimi 1926–1991”, İstanbul
Üniversitesi, İletişim Fakültesi Dergisi
, S: 14, 2002, s. 529- 557, s. 534-535.
104 Tuğrul Eryılmaz, “Radyo ve Radyoculuk”, Radyo ve Radyoculuk (iç.), Der: Sevda Alan-
kuş, IPS İletişim Vakfı Yayınları: 8, İstanbul, 2003, S: 79-104, s. 85.
91
TEK PARTİ DÖNEMİNDE PARTİ-DEVLET BÜTÜNLEŞMESİNE BİR ÖRNEK:
“DİLEK SİSTEMİ”
Sayı: 86
herkesin hemen ulaşması imkanı oldukça kısıtlıydı) bir araç olarak radyo temini
önem kazanmıştır. Bu nedenle, kanuni bir düzenlemeyle halka ucuz radyo dağı-
tılması kararı, iki tarafı da olumlu birbirine bağlayan bir karar olmuştu. Öyle ki,
devletin tekelinde olmayan radyo yayını için devlet halka ucuza radyo dağıtma
kararı alır mıydı?
Bazı yerleşim yerlerinin, belediye, nahiye, kaza olması yönünde dilekler ol-
muştu. Belediye memurlarının tekaüt (emeklilik) haklarının tanınmasına dair
Isparta Vilayeti dileğine karşı, genel bütçeden temini olmayan bir sigorta usu-
lünün tatbikine gidilmesinin düşünüldüğünü belirtilmiştir. Hükümet Konağı
yapımı dileklerine ilişkin, hiç binası olmayan doğu vilayetlerinden başlayarak,
Garp Vilayetlerine doğru hükümet konakları inşaasına bir plan dâhilinde de-
vam edilmekte olduğu; yangın ve harap olan binaların tercihan yapılması ge-
rektiği encümenimizce uygun görülmüştür. Polis teşkilatı sayısının arttırılması,
köy işlerine ilişkin dilekler de görüşülmüştür.
105
Ziraat işlerine ilişkin dileklerin büyük bir çoğunluğu, alet, makine, tohum,
çubuk, fidan temini veya bunların ucuzlatılması ve ıslahına ilişkin olmuştur.
Memur istenilen yerlere de bu sene kadroya alınacaklardan kısmen gönderileceği
bildirdi. Yardım ve zirai krediler hakkındaki dileklerin yerine getirileceği, tetki-
kat neticesinde lüzum görülen yerlere şube açılmasına veya ajan gönderilmesine
çalışılacağı ifade edilmiştir. Orman işlerine ilişkin, Orman mahsullerini topla-
ma işlerinde kolaylık gösterilmesi çareleri aranacağı bildirildi. Veteriner işleri
dileğine ilişkin: damızlık ihtiyacını her yerde karşılamak için çalışılacağı ifade
edildikten sonra aşı parasının onda bire kadar indirildiği ve bir kısımlarına da
büsbütün parasız olarak dağıtılmaya başlandığı bildirilmişti.
106
Çocuk Esirgeme Kurumuna ait olan ve tütünden alınan hisse ile köy ço-
cuklarına da yardım edilmesini isteyen Kocaeli (Gölcük) dileğinin yerine geti-
rildiği bu kurumun başkanı ve Kırklareli mebusu Dr. Fuat Umay’ın izahından
anlaşılmıştır.
107
Çok çocuklu yardım işine hükümetin fazla ehemmiyet vermesi,
kimsesiz çocuklar için devlet yurtları açılması
108
dilekleri de dikkati çeken dilek-
ler arasında yer almaktadır.
Kurultay tarihi 1939 olunca II. Dünya Savaşı gerçeğini de vurgulamak ge-
rekiyor. 1939’da savaş patlak verdiğinde, Türk ekonomisi tek başına büyümek
105 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 12-13.
106 a.g.e., s. 26.
107 a.g.e., s. 27.
108 Ulus Gazetesi, 31 Mayıs 1939, s. 7.
92
SEVDA MUTLU
Temmuz - 2013
için gerekli ‘kalkışı’ yapmaktan hala uzak olsa da, büyük bir ilerleme kaydetmiş-
ti.
109
Kurultay tarihlerinde, II. Dünya Savaşı rüzgârı esmekteydi. Dolayısıyla,
Kurultay boyunca savaş konusu Ulus Gazetesi’nin başyazılarında yer almıştı
110
.
Kurultay’ın gerçekleştiği tarih II. Dünya Savaş’ı başlangıcından (Savaşın başladı-
ğı tarih olarak genellikle, Almanya’nın Polonya’yı işgal ettiği 1 Eylül 1939 kabul
edilmektedir) yaklaşık olarak üç ay öncesidir. Dolayısıyla, Savaş rüzgarları es-
mekle birlikte henüz savaş başlamadığı için dönemin sosyo-ekonomik yapısında
savaşın olumsuz etkilerinin olduğu söylenemez. Bu nedenle, söz konusu dilekler
gerçekten de dönemim salt sosyo-ekonomik koşullarının yansımasıdır.
Dilek Sisteminde gözden kaçmaması gereken bir nokta da, yurdun en ücra
köşesinden gelen bir dileğin, görüşülüp karara bağlandığında tüm yurdu kapsı-
yor olmasıydı. Örneğin, Manisa’nın Demirci ilçesinden gelen İcarei zemin ver-
gisinin
111
kaldırılması dileğine yönelik karar (olumlu ya da olumsuz) tüm ülkeyi
ilgilendiriyor. Aslında özelde gelen dilekler, genelleştiriliyor ve her ili ve herkesi
ilgilendiren bir karar haline geliyor.
Dileklerin yerine getirilip getirilmediğini takip etmek, CHP Genel
Sekreterliği’nin göreviydi. Encümen raporunda, dileklerin pek çoğu açık bir
şekilde belirtilmediğinden dolayı, dileklerin kaç tanesinin kabul edilip, kaç
tanesinin reddolunduğunun istatistiksel verilerine ulaşma imkanı (gerekli
görmemize rağmen) ol(a)madı. Encümen raporunda, kapalı olan ve üstünkö-
rü geçilen dilekler ise şöyle: Örneğin, eğitimle ilgili pek çok dilek görüşülüp
karara bağlandıktan sonra, “diğer dileklerin bir kısmının tetkik edilip imkan
aranacağı veya mahalline aidiyeti hakkında verilen izahat encümenimizce kafi
görülmüştür.”
112
Yine örneğin, Nafıa dilekleri ile ilgili: “Diğer dileklere ait iza-
hat da kafi görüldü.”
113
Maliye Vekaleti ile ilgili; “diğer dileklerin bir kısmının
esasen yerine getirildiği veya getirilmesinin mutassever olduğu, bir kısmının ise
imkan dahilinde bulunmadığı hakkında verilen izahatler tatminkar görüldü”
114
109 Ahmad, Modern Türkiye’nin Oluşumu, s. 123.
110 Bkz. Mahmut Esat Bozkurt, “Barış Politikamızın Anlamı” 26 Mayıs 1939 Ulus Gazetesi,
s. 1; Recep Peker, “Karar Günleri” 29 Mayıs 1939, Ulus Gazetesi, s. 1; A. Şükrü Esmer,
“CHP ve Cihan Sulhu” 31 Mayıs 1939 Ulus Gazetesi, s. 1.
111 İcarei Zemin vergisi, üzerine yapı veya bağ vs yapılan araziye karşılık devlete verilen vergi.
112 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 18.
113 a.g.e., s. 9.
114 a.g.e., s. 16.
93
TEK PARTİ DÖNEMİNDE PARTİ-DEVLET BÜTÜNLEŞMESİNE BİR ÖRNEK:
“DİLEK SİSTEMİ”
Sayı: 86
türünden Encümen Raporu boyunca devam eden genel ifadelerin varlığı dilek-
lerin istatistiksel değerlerini vermemizi imkansız kılmıştır.
Dilek Encümenine intikal eden neredeyse hiç siyasi içerikli bir dilekle kar-
şılaşılmadı. Dileklerin ağırlıklı olarak, ekonomi, eğitim, sağlık, adliye işleri ile
ilgili olduğuna tanık oluyoruz. Halkın gündelik yaşam pratiği ile ilgili sorun-
larını dile getirip, hükümetten bu sorunları çözümünü talep ettiği gözlenmek-
tedir. Dilekler, dönemi sosyo-ekonomik koşullarının iyi olmadığını ve ülkenin
imkânsızlıklarını yansıtmaktadır. Dilekler, 4 yılda sadece 46 ortaokul inşaa edil-
diği, yeni dönemde sadece 122 doktor atanabileceği, hastanelerde 10.000 nüfusa
yedi yatak düştüğü gerçeğini bize sunmaktadır. Dilekler; eczanesi, mahkemesi,
hastanesi, doğumevi, hükümet binası, hakimi, hekimi, ebesi olmayan ilçelerin,
illerin varlığını da bize göstermektedir.
94
SEVDA MUTLU
Temmuz - 2013
Sonuç
20. yüzyılın birinci çeyreğinde kurulan yeni Türkiye devleti, imparator-
luk anlayışından tamamen uzak, ulus-devlet temelinde kendini inşaa etmeye
çalışmıştır. Türkiye, bu inşaa sürecinde hukuk, ekonomi, siyasal anlayış, eğitim,
kültür ve toplumsal yapının diğer alanlarında kendine Batı’yı örnek almış ve
yeniden yapılanmada bu yolu seçmiştir. Dilek Sisteminin bu yapılanma ve de-
mokratikleşme sürecinde de önemli bir işleve sahip olmuştur.
Çalışma boyunca, Dilek Sisteminin gerekliliği ve işlevselliği farklı açılardan
tartışıldı, 1939 V. CHP Kurultay’ında görüşülen dilek ve istekler, dönemin sos-
yo-ekonomik koşulları açısından değerlendirildi. Son olarak, Dilek Sisteminin
işlerliğine ilişkin yapılan saptamaları, birkaç noktada burada özetlemek yararlı
olacaktır:
1. Dilek Sistemi çerçevesinde, isteklerin tümünün gerçekleştirilmesi söz ko-
nusu değildi. Genellikle, isteklerin büyük bir çoğunluğuna, isteksiz ve olumsuz
cevap verildiğini, sürüncemede bırakılarak askıya alındığı görülmektedir. Her
ne kadar CHP, ülkede sivil toplumun yokluğu, halkçılık politikası ve yakın
süreçte yaşanan SCF gerçeği gibi gerekçelerle, Dilek Sistemini daha etkin dev-
reye sokmuş olsa da, ülke ekonomisi ve koşulları iyi olmadığı için gelen dilek ve
istekleri tam anlamıyla karşılayamadığına ve dilek ve istekleri sınırlı, koşullu ve
çoğunluğunu da sürüncemede bırakır şekilde yanıtladığına tanık oluyoruz. En-
cümen raporunda dilek ve isteklere verilen yanıtların fiil cümlelerine kısaca göz
atacak olunursa, şu ifadeleri sıklıkla yer aldığı görülecektir:
Yapılacak olan görüşme ve araştırmalarla belirleneceği (havza kaplıcala-
rı ıslahı dileği), göz önüne alınacağı (futbol sahası yapımı dileği), temine çalı-
şılmakta (Adliye binası dileği) bildirildi, kadro boşluklarının doldurulmasına
çalışıldığı (Hakim Tayini dileği), girişimde bulunulacağı (Belediye gelirlerinin
arttırılması dileği), takibine gidilmesinin düşünüldüğü (belediye memurlarının
emeklilik hakkı dileği), tetkiki münasip görüldüğü (nahiye-kaza olma dilekleri),
Bir plan dahilinde devam etmekte olduğu (Hükümet konağı dileği) görüldü,
Mecliste tetkik edilmekte olduğu (Köy işleri), dikkate alınacağı (Demiryolu in-
şaatı dileği) bildirildi, çalışılmakta olduğunu görüldüğü (iller için şehirlerarası
telefon açılması), yeni tedbirlerin alınacağı (Tabip sayısının arttırılması dileği),
fabrika açılmasının düşünüleceği (İspirto fabrikası dileği), çarelerin aranacağı
(orman mahsüllerinin toplama işinin kolaylaştırılması dileği), şube hatlarının
95
TEK PARTİ DÖNEMİNDE PARTİ-DEVLET BÜTÜNLEŞMESİNE BİR ÖRNEK:
“DİLEK SİSTEMİ”
Sayı: 86
nazara dikkate alınacağı (Demiryolu ile ilgili dilek) bildirildi, bir program ve
sistem dahilinde ikmaline çalışılmakta olduğu (zahire hangarları ile ilgili dilek)
açıklandı, hükümetçe gözden geçirilip ona göre haklarında bir karar verileceği
(bataklık kurutulması dileğine ilişkin) anlaşıldı, vs türünden ifadelerinin Encü-
men Raporu’nun tümüne hakim olduğuna tanık oluyoruz.
Dileklere verilen olumlu yanıtlar oldukça sınırlı kalmaktaydı. Ancak mer-
kezin gözünde durum farklıydı. İnönü’nün 1940 Ankara il kongresinde yapmış
olduğu konuşmasında, dilek ve isteklere ilişkin bakış açısını göstermesi açısın-
dan şu sözleri dikkat çekicidir;
“Şikâyet ve dileğin bir defada, bir lahzada tatmin edilmesi, şimdiye
kadar hiçbir memlekete nasip olmadı, nasip olmayacaktır. Ancak şikâyet
ve dilekler hülasa olunan milletim ameli arzusu, hiçbir teşkilatta, bizim
partimizin sinesinde olduğu kadar, esas tutulmamıştır. Hepimizin en
kıymetli alakamız, milletin en ehemmiyetsiz zannolunacak şikayetleri-
ne kadar vukuf sahibi olmak ve milletin en pahalı en güç sayılabilecek
dileklerine kadar tedbir bulmaya çalışmaktır. Kanunlarla Büyük Millet
Meclisinin emanetler ile vazife almış olan memurlar, vekiller, hepimiz
millet hizmetinde şeref bulan vatandaşlar olarak, onun ihtiyaçlarına ye-
tişmek hislerine mecburuz. Büyük küçük bütün vazifelerin, iyi ve temiz
ifa olunması emellerimizin başındadır. Parti toplantılarının temiz ve pü-
rüzsüz çalışmanın sonunda bu sözlerimde arzu ettiğiniz manayı bularak
muhitlerinize döneceğinizi umut ediyorum.”
115
2. Encümen Raporu’nda, Kurultay’da görüşülen bazı dileklerle ilgili ka-
nuni düzenlemelerin hali hazırda başlatılmış olduğu yönünde açıklamalarının
yapılmış olduğunu görüyoruz. Örneğin, evlenme harçlarının 600 kuruştan,
261 kuruşa indirilmesi için mecliste bir kanun layihasının tevdi eylediği ve
halka ucuz radyo verilmesi konusunda bir kanun layihası teklif edilmek üze-
re bulunduğu belirtilmişti. Bu açıklamalar karşısında iki soru akla gelmekte-
dir: Birincisi, acaba Parti Genel Sekreterliği’ne gelen dileklerden öne çıkanlar
ve önemli görülenler Kurultay öncesi incelenmeye alınıp, buna ilişkin kanuni
düzenlemeler yapılıyordu muydu? Bunun mümkün olabileceği, CHP 1931 Ku-
rultayı Layiha Encümeni Raporu’ndaki şu ifadelerden anlaşılmaktadır; “Vilayet
Kongrelerinin dileklerini tetkik için Büyük Kongrece seçilen encümenimiz bu
115 CHP 1940 Kongre Dilekleri,
CHP Genel Sekreterliği Neşriyatı, 1940,
s. 3.
96
SEVDA MUTLU
Temmuz - 2013
kongrelerin toplanan tekliflerini ve bunlara daha evvelden vekaletlerden verilmiş
olan tahriri cevapları ve bazı mümessillerin kongre riyasetinden havale olunan
takrirlerinin Vekil Beyefendiler de hazır bulundukları halde tetkik ve müzakere
edilmiştir.”
116
İkincisi, yoksa hükümetin halihazırdaki uygulama ve politikaları
Dilek Encümeni’ne taşınarak halkın dikkatine sunulmak mı isteniyordu? Bilgi
ve belge yetersizliğinden dolayı bu soruların cevabını vermek mümkün görün-
memekle birlikte, bazı yorumların yolunu açacağı düşüncesinden hareketle bu
soruların akılda tutulması faydalı olacaktır.
3. Hükümet temsilcileri daha önceki uygulamaları örnek göstererek bazı
dilekleri yerine getiremeyeceğini vurgulamaktaydı. Örneğin Şeker, mazot ve ga-
zın ucuzlatılması dileklerine ilişkin, “Şekerin daha fazla ucuzlatılmasına imkan
olmadığı ifade olundu…. Gaz ve mazotta da geçen sene yapılan gümrük tarife
tenzilatı ile maksat hasıl olduğu söylendi… Çimentonun tonu esasen 15 lira-
ya indirilmiş olduğundan daha aşağı düşürülmesine şimdilik imkân olmadığı
öğrenildi.”
117
Hayvan vergisinde indirim yapılması ve vergi alınmaması dilek-
lerine ilişkin, “zaman zaman 931, 936, 937’ de olmak üzere üç defa indirildiği
at ve kısrak gibi hayvanlardan son senelerde tamamen kaldırıldığı”
118
açıklaması
yapılmıştır. “İspirto fiyatında da geçen sene %35 nispetinde ucuzluk yapıldığın-
dan daha fazla indirilemeyeceği bildirildi.”
119
Her ne kadar hükümet temsilcileri
önlerine gelen dileklere ilişkin daha önceki senelerde yapılan indirimleri gerekçe
olarak göstererek reddetmiş olsa da, söz konusu dilekler, halkın daha önce yapı-
lan indirimlerden tatminkar olmadığının da göstergesidir.
4. Halkın yerel yönetimlerin yapması gereken bazı işleri de merkeze taşıdı-
ğına tanık oluyoruz. Örneğin, mezarlıklarla ilgili dilekler, 1580 sayılı kanunla
mezarlıkların belediyelere devrolunduğu ve vakıf bütçesinin de müsait olmadı-
ğından dolayı Uşak Vilayeti’nce istenen mezarlık yardımın yapılmasına imkân
görülmediğinin belirtilmiş
120
olmasıdır. Burada yerel yönetimlerin işletilmediği
ya da zayıf olduğu noktasına ulaşılabilir. Yerel yönetimlerin zayıf olduğu, işleti-
lemediği bir durumda bazı dileklerin merkeze aktarıldığı gözlenmektedir.
116 CHF Üçüncü Büyük Kongre Zabıtları, 10-18 Mayıs 1931, s. 108.
117 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 21.
118 a.g.e., s. 14.
119 a.g.e., s. 25.
120 a.g.e., s. 5.
97
TEK PARTİ DÖNEMİNDE PARTİ-DEVLET BÜTÜNLEŞMESİNE BİR ÖRNEK:
“DİLEK SİSTEMİ”
Sayı: 86
5. Dileklerin iletilmesi, görüşülmesi, karara bağlanması ve en önemlisi de
uygulamaya konması oldukça zaman alıyordu. Öyle ki, bazı dileklerin görüşü-
lüp karara bağlanma sürecine gelene kadar, yerine getirildiği anlaşılmaktadır.
Örneğin; “Köy kâtiplerinin kaldırılması hakkındaki Maraş Vilayeti dileğinin
de yerine getirildiği anlaşılmaktadır.”
121
Dileklerin uzun bir süreçten geçerek
merkeze iletiliyor olması, dileklerin geç yanıtlanmasına neden olmakta ve bu da
halk tabanının sesini yeterince duyuramamasına neden olmaktadır.
6. “Tek Partili yıllar boyunca dilekler genellikle siyasal konuları
kapsamamıştır.”
122
Siyasi içerikli, Hatay delegelerinin Türkçenin Eti Türkleri
arasında yaygınlaştırılması dileği dışında, hiçbir dilekle karşılaşılmaması da ilgi
çekicidir. Tek Parti yönetiminde, Askeri bürokrasi ve sivil bürokrasinin seçkin-
ciliği ve belirleyiciliği, bu tür dileklerin getirilmesine engel olmuştur. Halk siyasi
bir dilekte bulunma gereği mi duymadı, yoksa merkeze kadar gelen süreçte, bu
türden dilekler dikkate mi alınmadı sorusu meçhuldür. Siyasi istek ve dilekle
karşılaşılmadığı gibi askeri konularda da, halkın istek ve dileği oldukça sınırlı
kalmıştı. Antalya (Korkuteli) ve Kırşehir’de birer askeri alay veya Kıt’a bulun-
durulması istekleri de “Askeri kıtaların konuşunun daha ziyade askeri lüzum
ve icaplarına göre tespit ve tayin edildiği için bu dileklerin tervicine (destek-
leme) imkân görülmedi” şeklinde geri çevrilmişti. Sadece, memnu mıntıkalar
(girilmesi yasak yerler) işaretlenmesi ile ilgili Kırıkkale dileği, encümenimizce
nazarı dikkate alınması gerekli bir dilek olarak kaydedilmiştir.
123
Ticari haya-
tın oldukça durgun olduğu ülkede ticaretle ilgili sadece bir dileğin olduğuna
tanık oluyoruz. O da Afyon işinin gündeme gelmesidir. Dileklerin yoğunlaştığı
konular ekonomi, sağlık, eğitim, adalet içerikli olduğunu gözlemliyoruz. Halk
sosyo-ekonomik içerikli günlük yaşam pratiklerine dair dileklerde bulunuyor.
Halk çok yoksul olduğu için hayat onlara pahalı geliyor. Bu nedenle, vergilerin
affı ya da indirilmesi, temel tüketim mallarında fiyatların indirilmesi yönünde
dilekler göze batıyor.
7. Tek Parti döneminde, koyu bir merkeziyetçilik söz konusudur. Tek Par-
tili yıllarda, devletçi politika izlediğinden dolayı, yerel yönetimin de, merkezi
yönetimin de tek bir partinin elinde olması durumu söz konusuydu. Böylelik-
121 a.g.e., s. 13.
122 Uyar, Tek Parti Dönemi ve Cumhuriyet Halk Partisi, s. 240.
123 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 9.
98
SEVDA MUTLU
Temmuz - 2013
le, yerel yönetimin tutumunun merkeze ya da merkezi yönetimin yerele sorun
yaşatmıyordu. “1930 ve 1940’lı yıllar Türkiye’de Tek Parti yönetiminin hakim
olduğu ve devletçi politikaların uygulandığı bir dönemdir. Bu nedenle, yönetim
kademeleri arasındaki politik tercih ve öncelik farklılıkları, sonraki dönemlerde
kıyaslanmayacak kadar belirsizdir. Diğer bir anlatımla, merkezi ve yerel düzey-
lerde net bir biçimde ayrışmış kamu harcama ve gelir sisteminden söz etmek
zordur.”
124
Bu bakış açısını da ardımıza alarak, bu dileklerden bazılarının kime
ait olduğu (halkın mı, yerel yöneticilerin mi, parti yöneticilerinin ya da parti
delegelerinin mi?) net olmadığını dile getirebiliriz. Maalesef eldeki kaynaklar,
bunun net bir şekilde görülmesi için yeterli değil. Yine de, bucak, kaza ve vilayet
kongrelerine yerel yöneticiler de katıldığı için bazı dileklerin içeriklerinden, yerel
yöneticilerin ve parti temsilcilerinin dilekleri olabileceği yorumunu yapabiliyo-
ruz. Örneğin, hükümet binası yapımını halktan kimler isteyebilir? Hükümet
binası sorunu olsa olsa yerel yöneticilerin sorunudur diyebiliriz.
8. Hükümetin, yerelden ve halktan gelen dileklerden bazılarını, çözüm
noktasında, tekrar yerel yönetimlere, bazen de halka devrettiğine tanık oluyoruz.
Örneğin, ebe gönderilmesi dileğine ilişkin, “belediyeler tarafından ödeme ya-
pılması koşuluyla hemen ebe gönderilecektir”
125
şeklinde cevap verilmesi. Yine
Encümen Raporu’nda, ortaokul yapımı dileğine ilişkin, bina yapımını yapacak
olan yerlere (halkın da desteği beklentisi ile) öncelik verelim kararının çıkması
da bu durumun göstergeleridir.
9. Hatay sorunları ve dileklerinin de yurdun sorunları ve dilekleri ile benzer
olduğuna tanık oluyoruz (Tablo 1). Tek farklı ve öne çıkan dilek, Eti Türkleri
arasında Türkçe dilinin yayılması dileğidir.
Son söz olarak, bugünkü bulunduğumuz noktadan geçmişi değerlendirirken
anakronizme düşmemek gerekir. Ele alınan tarihsel, siyasal ve benzeri olgu kendi
döneminin yapısal özellikleri çerçevesinde değerlendirmek gerekir. İşte bu bağ-
lamda, parti-devlet bütünleşmesinin bir göstergesi olarak ele alınıp değerlendirilen
Dilek Sistemi, işlerliği tartışmalı olmakla birlikte, Tek Parti döneminde, katılımcı
demokrasinin yaşatılma çabası ve küçük çapta da olsa bir demokrasi platformu
oluşturması açısından, demokrasiye geçiş hazırlığı olarak değerlendirilebilir.
124 Ersoy Melih, Tarihsel Perspektif İçinde Türkiye’de Merkezi Yönetim-Yerel Yönetim İlişkisi,
ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dergisi
(1989), C: 9, n. 1, S: 45-66 , s. 52.
125 CHP Beşinci Büyük Kurultay Dilek Encümeni Raporu, s. 23.
99
TEK PARTİ DÖNEMİNDE PARTİ-DEVLET BÜTÜNLEŞMESİNE BİR ÖRNEK:
“DİLEK SİSTEMİ”
Sayı: 86
KAYNAKÇA
AHMAD, Feroz, İttihatçılıktan Kemalizme, Kaynak Yayınları, IV. Basım,
İstanbul, 1999.
AHMAD, Feroz, Modern Türkiye’nin Oluşumu, Kaynak Yayınları, İstan-
bul, 2002.
AKANDERE, Osman, Millî Şef Dönemi Çok-Partili Hayata Geçişte Rol
Oynayan İç ve Dış Tesirler 1938-1945
, İz Yayıncılık, İstanbul, 1998.
ALTAN, Mehmet, Birinci Cumhuriyet Üzerine Notlar, Birey Yayıncılık,
İstanbul, 2001.
ARON, Raymond, Demokrasi ve Totalitarizm, Çeviren: Vahdi Atalay,
Kültür Bakanlığı Millî Eğitim Basımevi, İstanbul, 1976.
AYDEMİR, Şevket Süreyya, İkinci Adam II, Remzi Kitabevi, 1999.
BAŞAR, Ahmet Hamdi, Atatürk’le Üç Ay, AİTİA Gazetecilik ve Halkla
İlişkiler Okulu Basımevi, İstanbul, 1945.
BOZKURT, Mahmut Esat, “Barış Politikamızın Anlamı”, Ulus Gazetesi 26
Mayıs 1939
.
“CHP Kurultaylar Tarihi”, Bugün Gazetesi, 20 Mayıs 2010.
Cumhuriyet Halk Fırkası Nizamnamesi (1927)
, Mete Tuncay, Türkiye
Dostları ilə paylaş: |