20
1.7. Pleural Efüzyonda Tanı
Pleural efüyonun nedeninin ve Ģekillenen sıvı tipinin tanısı için, klinik bulgulara,
radyografik, ultrasonografik, torakoskopik görüntülemelere ve efüzyon sıvısının
laboratuvar analizlerine ihtiyaç duyulmaktadır (Ludwig, 2010).
1.7.1. Klinik Bulgular
Pleural efüzyonda klinik belirtiler; biriken sıvı miktarına, sıvının birikim hızına,
sıvının etiyolojisine ve komplikasyonlara göre faklılık gösterir (Suter, 1983; Suter,
1984) Pleural sıvı, pleural boĢlukta biriktikçe akciğer geniĢlemesi azalmaya baĢlar ve
buna bağlı olarak kan gaz dengesinin bozulması gözlemlenir. Fakat bu klinik belirti,
efüzyona neden olan hastalık çok ilerlediği ve efüzyonun arttığı durumlarda kendini
gösterir (Monnet, 2003).
Pleural efüzyonu olan hayvanlarda dispne en sık görünen klinik belirtidir.
Hastalığın akut döneminde hasta sahibi bu Ģikayetle hayvanını veteriner hekime
getirir. Dispne genellikle geciken ekspirasyon ve zorlu bir inspirasyonla dikkati
çeker. Hayvanlar yatmak istemezler ve baĢlarını, boyunlarını yüksek bir pozisyonda
ileriye doğru uzatırlar. Diğer klinik belirtiler açık ağız solunum, siyanoz ve
taĢipnedir. Köpekler ve kedilerde pleural efüzyon kronikleĢtiğinde klinik belirti
olarak sadece öksürük izlenebilir ve bu yüzden medikal sağaltıma yanıt alınamayan
bir öksürüğün varlığında pleural efüzyon yönünden değerlendirilmelidir (Ludwig,
2010). Öksürme, kardiomyopatilerde oluğu gibi efüzyona neden olan irritasyonun bir
sonucu da olabilir. Diğer oskültasyon
bulguları muffle kalp yani baskılanmıĢ kalp
sesi, akciğer sesleri ve torasik perküsyonda matlık dikkati çeker (Rush, 2002).
Obezite, perikardial efüzyon, pleural efüzyon, diyafram fıtıkları, hipovolemi ve
anfizem de kalp seslerini baskılayabilir ve bundan dolayı muayenede bunlara dikkat
edilmelidir (Prosek, 2010).
Perikardial efüzyon ile birlikte kardiak tamponatda ĢekillenmiĢse kalpte
belirgin bir mürmür de dikkati çeker (Tidholm, 2010). Pleural efüzyonun altında
21
yatan nedenlerle iliĢkili olarak, ateĢ, kilo kaybı, anoreksi, depresyon, siyanoz, kalp
mürmürü, aritmi, peritoneal efüzyon, perikardial efüzyon ya da Horner Sendromu
gibi klinik belirtiler de ortaya çıkabilir (Mertens, 2005). Pleural sıvının
uzaklaĢtırılmasına rağmen solunum güçlüğü gözlenen hastalarda pnömoni ya da
fibrozis pleuritis gibi pleural ve pulmoner paranĢimal hastalıklardan Ģüphelenilebilir.
Fibroz pleuritisi bulunan hastalarda pleura diffuz olarak kalınlaĢır ve akciğerin
geniĢlemesi kısıtlanır. Fibrozis pleuritis hem kedide hemde köpeklerde genelde
Ģilotoraksa neden olur ve bunun nedeni tam olarak bilinememektedir (Fellenbaum,
1972; Forrester, 1991).
Pleural efüzyon Ģüphesi olan hayvanlarda hastalığın tanısında hasta pulmoner
ve kalp hastalıkları yönünden değerlendirilmelidir. Torasik oskültasyonda kalp ve
akciğer seslerinde ventrale yani sternuma doğru gidildikçe azalma meydana gelebilir.
Torasik perküsyonda dorsalde normal sesler, ventralde sıvının var olduğu yerde ise
mat ve azalan sesler dikkati çeker. Mürmür izlenen hastalarda genelde altta yatan
neden kalp kökenlidir. Böyle hastalar juguler ven nabzı yönünden de
değerlendirilmelidir (Monnet, 2003).
Dostları ilə paylaş: