Uluslararasi ekonom‹ pol‹T‹k yazar Prof. Dr. Mehmet altan (Ünite 1-8) Editör



Yüklə 3,93 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/37
tarix24.04.2020
ölçüsü3,93 Mb.
#30956
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   37
10 UA EKONOMI POLITIK


Piyasa
Pek çok kifli piyasay› sermaye-yo¤un üretim yapan karmafl›k sanayi ve hizmet ifl-
letmeleri, yeryüzüne da¤›lm›fl uluslarüstü firmalar, bunlar›n faaliyetlerini finanse
eden kredileri veren büyük bankalar ve yo¤un pazarlama ve sat›fl faaliyetleri gibi
modern kapitalizmin ekonomik kurum ve kurulufllar› ile iliflkilendirmektedir. An-
cak piyasalar, basitçe bir kimsenin bir fleyi baflka bir fley karfl›l›¤›nda de¤ifltirdi¤i
gerçek kifliler aras›ndaki mübadelelerdir. Piyasa, mal ve hizmetlerin al›n›p sat›ld›k-
lar› co¤rafi mekânlar olarak düflünülebilirse de ayn› zamanda, insan davran›fl›n› bi-
çimlendiren bu davran›fllar›n ard›ndaki itici güç olarak da düflünülebilir. 
Teorik olarak, piyasa ekonomisinde insanlar aras›ndaki mübadele herkesin fay-
da sa¤lad›¤› bir pozitif toplaml› oyun ile sonuçlan›r. Bireysel tercihleri, istekleri ve
sat›n alma güçlerini yans›tan talep ve üreticinin arz› piyasada karfl›lafl›r ve kesifltik-
leri yerde denge fiyat› oluflur. Pek çok neoliberal iktisatç› ayr›ca piyasalar›n, k›t
kaynaklar›n nas›l kullan›ld›¤› (tahsis) ve bunlardan kimlerin fayda sa¤lad›¤› (da¤›-
l›m) konular›nda karar alman›n hayli adem-i merkeziyetçi ve bireysel bir yolu ola-
16
Uluslararas› Ekonomi Politik
Piyasa, insanlar aras›ndaki
mübadele iliflkisini ifade
etmektedir. Mal ve
hizmetlerin al›n›p sat›ld›¤›,
al›c› ve sat›c›n›n karfl›
karfl›ya geldi¤i mekânlar
olman›n yan›nda piyasalar,
ayn› zamanda insan
davran›fllar›n›n ard›nda yer
alan ve bu davran›fllar›
biçimlendiren itici güçtür.
Piyasa Ekonomisi ise bir
ekonomik sistem olarak
kapitalizmle efl anlaml›
olup, Liberal Felsefe’nin bir
ürünüdür.
Resim 1.4
“Birleflmifl Milletler, büyük bir tahribat yaratm›fl kor-
kunç bir savafl sonras›nda, uluslararas› iliflkileri istik-
rara kavuflturmak ve bar›fl› daha sa¤lam temeller üzeri-
ne oturtmak için 1945 y›l›nda kuruldu.
Günümüzde, söz konusu faaliyetlerine ilave olarak çocuk
geliflimi ve sa¤l›¤›, çevre koruma, insan haklar›, yoksul-
lukla mücadele ve ekonomik kalk›nma, tar›msal kalk›n-
ma, e¤itim, kad›n haklar›, do¤al afet yard›m›, atom
enerjisinin bar›flç›l amaçlar için kullan›lmas› ve ifl ve
iflçi haklar› gibi pek çok alanda çal›flmalar›n› sürdürü-
yor.”
Kaynak: Birleflmifl Milletler Türkiye.
Birleflmifl Milletler Genel Kurul Salonu

bilece¤ini ileri sürmektedirler. Buna göre, piyasa ekonomisinin temel bir mekaniz-
mas› olan fiyat mekanizmas›, bireysel tüketicilerin sat›n al›mlar›n› (talep) ve üreti-
cilerin sat›fllar›n› (arz) koordine etmekle (hangi maldan, ne kadar, kimler için üre-
tilecek) kalmaz, teflvik edicilik ve bilgi a¤› olma gibi ifllevleri de yerine getirir.
Buna karfl›l›k ünlü iktisatç› John Maynard Keynes, piyasa ekonomisini savunan
Klasik ‹ktisat Okulunun ekonominin otomatik olarak kendili¤inden dengeye gele-
ce¤i, bir devlet müdahalesine ihtiyaç duymayaca¤› yaklafl›m›n› reddetmifl, piyasala-
r›n baflar›s›zl›¤a mahkûm oldu¤unu ileri sürmüfltür. Ayr›ca Keynes’e göre piyasalar
eflitlik veya adalet ihtiyac›n› da garanti alt›na almamaktad›r. Hem geliflmifl hem de
geliflmekte olan ülkelerde görüldü¤ü gibi, bireylerin sahip olduklar› güç eflit olma-
yan bir biçimde da¤›lm›flsa piyasalar›n do¤urdu¤u, kamu politikalar›n› ve bireyler
aras›ndaki iliflkileri etkileyen sonuçlar adaletten veya eflitlikten uzak olabilmektedir.
Bu sebeple, devletin de aktör olarak yer ald›¤› “karma ekonomi”lerde, piyasa
güçleri kaynak tahsisi ve da¤›l›m› kararlar›n›n büyük ço¤unlu¤unu etkilemekte fa-
kat tamam›n› etkilememektedir. Birçok ülkede insanlar, belirli kifliler veya gruplar
lehine sonuçlar do¤urmas› amac›yla piyasa faaliyetleri üzerinde daha fazla devlet
kontrolü ya da düzenlemesini tercih etmektedir. Sovyetler Birli¤i’nde oldu¤u gibi
“kumanda ekonomileri”nde ise devlet (planlama kurulu), neredeyse bütün üretim,
da¤›t›m ve tahsis kararlar›n› almaya çal›flmaktad›r. 
So¤uk Savafl’›n bitmesinin ard›ndan, Do¤u Avrupa’daki ve di¤er bölgelerdeki
birçok eski Do¤u Bloku ülkesi, ekonomi politikalar›yla ilgili karar alma konusun-
da piyasalar›n daha büyük rol üstlendikleri bir geçifl sürecine girdiler. Birçok fakir,
az geliflmifl ülkede ve Çin örne¤inde oldu¤u gibi birçok durumda, devletin ekono-
mi içindeki rolünü s›n›rland›racak bir piyasa ekonomisine ve daha demokratik bir
yönetime geçifl pek kolay bir süreç gibi görünmemektedir. 
Küreselleflmeyle birlikte devletlerden piyasalara bir güç kaymas› oldu¤u söylenmektedir.
Çok uluslu dev flirketleri ve onlar›n faaliyetlerini göz önünde bulundurdu¤unuzda, piyasa
kurallar›n›n giderek ekonomik ve siyasi hayata hâkim oldu¤u söylenebilir mi?
Toplum
Devlet ve piyasa iliflkilerine bir de toplumun eklenmesiyle zaten karmafl›k olan
analizimiz daha da karmafl›k hâle gelmektedir. Farkl› sosyal gruplar kendi sosyal
sistemlerinin tarihini, kültürünü ve de¤erlerini korumak ve gelifltirmek istemekte-
dirler. Bu da toplumlar içinde bir gerilime sebep olmaktad›r çünkü her ne kadar
bir ülke içindeki insanlar› genel bir ulus tan›m› alt›nda toplama e¤ilimi olsa da as-
l›nda, bir devlet içinde kabileler, afliretler, çeflitli etnik ve dinî gruplar gibi pek çok
farkl› sosyal gruplar bulunmaktad›r.
Buradan hareketle, toplumun devlet ve ekonomi ile olan iliflkileri hakk›nda çe-
flitli görüfller ileri sürülmektedir. Bir görüfle göre ekonomi, sosyal davran›fl›n koor-
dinasyonuna yarayan bir sistemden baflka bir fley de¤ildir. Emek, tar›m ve sanayi
mallar›, hizmetler gibi belirli kalemlerin piyasalar› bu faktörleri birbirleriyle iliflki-
lendiren bir piyasa sisteminden ayr› düflünülemez. Giderek küreselleflen bir dün-
yada, piyasa sistemleri, üretilen mallar› di¤er ülkelerdeki insanlar için daha kalite-
li, ucuz veya daha cazip hâle getirdikçe, farkl› toplumlar› ve bunlar›n sahip olduk-
lar› de¤erleri birbirleriyle ba¤lant›l› hâle getirmektedir. Düzenlemelerin nispeten az
oldu¤u piyasalar, sosyal aç›dan bir “koordinatör olmaks›z›n koordinasyon” fonksi-
yonunu yerine getirebilmekte; buna karfl›l›k daha otoriter sistemlerde piyasalar,
“kat› bir koordinatör” olarak ifl görmektedirler.
Dolay›s›yla, baz› kimselere göre UEP’nin temel meselesi devlet, piyasa ve toplum
aras›ndaki en uygun dengenin nas›l kurulaca¤›d›r. Liberal ekonomik görüfle sahip
17
1. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politi¤in Tan›m› ve Temel Kavramlar›
Bir ülke içindeki insanlar
genel olarak bir ulus ad›
alt›nda toplansalar da
asl›nda de¤iflik sosyal
gruplardan oluflmaktad›rlar.
Bu gruplar›n kendi
kültürlerini, tarihlerini ve
de¤erlerini korumak
istemeleri toplumlar içinde
gerilime sebep olmaktad›r.
Keynes, devlet müdahalesi
olmad›¤›nda piyasalar›n
baflar›s›zl›¤a mahkûm
oldu¤unu söylemifltir. Ona
göre piyasalar, toplumda
adalet ve eflitli¤i garanti
alt›na almamaktad›r.
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
7

olanlar piyasan›n devlet ve toplum karfl›s›nda bir önceli¤e sahip olmas› gerekti¤ini
öne sürmektedirler fakat bu konuda her ulus devlet ve toplum için geçerli bir formül
ortaya koymak mümkün de¤ildir. Devlet, piyasa ve toplum aras›ndaki karfl›l›kl› etki-
leflim biçimlerinin hayli dinamik oldu¤u, zaman içinde de¤iflti¤i ve bireysel davran›fl-
lar yan›nda yerel, ulusal ve uluslararas› kurumlar› da biçimlendirdi¤i söylenebilir.
Baz› zamanlarda piyasa; devlete ve topluma k›yasla daha bask›n hâle gelebilir
ve çeflitli grup ve aktörlerin ç›karlar›n› ve de¤erlerini temsil eden düzende kayma-
lara sebep olabilir. 1990’larda küreselleflmenin yayg›nlaflmas› böyle bir durumu ifa-
de eder gibi görünmektedir. Küreselleflmeyle birlikte ulus devletlerden piyasalara
do¤ru bir güç kaymas› yafland›¤› görüflü yayg›nl›k kazanm›flt›r. Ekonomik geliflme-
ler politik geliflmeleri de tetikleyebilmektedir.
Çin’deki geliflmeler bu duruma örnek olarak verilebilir. Ekonomideki de¤iflmeler,
Çin’de politik de¤iflmeye yönelik güçleri de harekete geçirmifltir. Halk›n yaflama
standard›n› yükseltmek isteyen Çinli liderler, 1970’lerin sonunda, Çin ekonomisinde
serbest piyasa güçlerinin baz› alanlarda mevcudiyetine izin vermifllerdir. O zaman-
dan beri serbest piyasa, kâr ve özel teflebbüs, Çin’de hayli popüler hâle gelmifl ve
büyümeyi h›zland›rman›n, geliri art›rman›n ve halk›n yaflam standard›n› yükseltme-
nin bir arac› olarak görülmüfltür. Ancak bu piyasa güçleri, ayn› zamanda, devlet ve
halk›n önemli bir k›sm› için problemler de do¤urmufltur. Devlete ait birçok sanayi
özellefltirilmifl, üretim sürecini modernlefltirmek amac›yla buralarda çal›flanlar iflten
ç›kar›lm›fl ya da haklar› k›s›tlanm›flt›r. Rüflvet ve yolsuzluk çok daha yayg›n hâle gel-
mifl, daha iyi hayat flartlar› peflinde koflan insanlar k›rsal bölgelerden kentlere göç et-
meye bafllam›fllard›r. Toplumun bir kesimi bu göçmenlerden flikâyetçi olmufl ve
bunlar›n hareketlili¤ini azaltmak için yasal düzenleme talebi do¤mufltur.
Yukar›da yer alan siyaset, ekonomi ve toplum tart›flmas›ndan devletlerin, piya-
salar›n ve toplumun birbirleri olan iliflkileri ile ilgili birçok husus ortaya ç›kmakta-
d›r. ‹lk olarak, farkl› temel de¤erleri benimsediklerinden ve farkl› amaçlara ulafl-
mak için farkl› yollar tercih ettiklerinden, farkl› ulus-devletler ve toplumlar aras›n-
da ve bunlar›n içerisinde keskin gerilimler ve çat›flmalar do¤maktad›r. ‹kinci ola-
rak, toplumlar efl zamanl› olarak, farkl› politik kurumlar, piyasa düzenlemeleri ve
sosyal sistemler içinde yaflamaktad›rlar. Bu yüzden, bir alanda meydana gelen de-
¤iflim baflka alanlarda da de¤iflimi tetiklemekte ve uluslararas› ekonomi politi¤i sü-
rekli bir de¤iflim ve dönüflüm mekanizmas› içine sokmaktad›r. 
Üçüncü olarak, devletin yapt›¤› kolektif tercihlerin toplumun genel arzular›n›
ve kamu ç›karlar›n› ne derece yans›tt›¤›; oy verme hakk›, temsil kurallar› ve ülke-
deki politik kurumlar›n yap›s› gibi birçok faktöre ba¤l›d›r. Dolay›s›yla, acaba libe-
ral ekonomik görüfle sahip olanlar›n varsayd›klar› gibi devletin ekonomiye hiç mü-
dahale etmedi¤i ya da bu müdahalenin minimum düzeyde oldu¤u merkezî olma-
yan piyasalar toplumun ç›karlar› aç›s›ndan en iyi durumu ortaya ç›karmakta m›d›r?
Bu bir problem olarak ortada durmaktad›r. Çünkü baz› durumlarda devlette kay-
naklar›n da¤›l›m› küçük bir “elitler” grubunun hâkimiyeti alt›ndad›r veya bunlar ta-
raf›ndan manipüle edilmektedir. Kamu ç›kar› kolayl›kla dar bir çevrenin özel ç›kar-
lar›na feda edilebilmektedir. Bu yüzden ekonomide devlet müdahalesinin olma-
mas› kadar demokratik yönetim de önem tafl›maktad›r.
Özet olarak, devletler, piyasalar ve toplum farkl› amaçlar (güvenlik, etkinlik ve
kültürün muhafazas› gibi) peflinde, farkl› araçlar› (merkezilikten uzak piyasalar ve
gönüllü pazarl›klar ya da kolektif faaliyet ve güç) kullanmakta ve farkl› de¤erleri
(adalet, bar›fl, eflitlik, do¤ruluk) yans›tmaktad›r. Bugün devletin ekonomi içindeki
rolünü azaltan liberal politikalar›n popülerli¤ine ra¤men, çeflitli politik, ekonomik
ve sosyal sebeplerle UEP içinde devlet çok önemli hatta baz›lar›na göre hayati bir
rol oynamaya devam etmektedir.
18
Uluslararas› Ekonomi Politik
Baz› kimselere göre, UEP’nin
temel meselesi devlet,
piyasa ve toplum aras›nda
dengenin nas›l
kurulaca¤›d›r. Devlet, piyasa
ve toplum aras›ndaki
iliflkiler sürekli de¤iflen
dinamik bir özellik
göstermekte olup bu konuda
her toplum için geçerli bir
formül ortaya koymak
mümkün de¤ildir.

19
1. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politi¤in Tan›m› ve Temel Kavramlar›
Uluslararas› ekonomi politi¤i tarihi geliflimi için-
de tan›mlamak
Uluslararas› ekonomi politik, ekonomik ve po-
litik faktörler aras›nda uluslararas› düzeyde ce-
reyan eden karfl›l›kl› etkileflimleri inceleyen bi-
limsel disiplindir. Son zamanlarda küresel eko-
nomi politik olarak da ifade edilen bu disiplin,
esas olarak devletler, küresel flirketler, uluslara-
ras› organizasyonlar ve çeflitli sosyal hareketler
aras›nda meydana gelen faaliyetler üzerinde
durmaktad›r. 
Ekonomik ve politik faktörlerin iç içe girdi¤i bu-
günün dünyas›nda uluslararas› ekonomi politik
konusunda yap›lan analizlerde birbirinden farkl›
çok say›da faktör aras›ndaki karfl›l›kl› etkileflimin
dikkate al›nmas› gerekmektedir. Hem ulusal hem
de küresel güçlerin göz önünde bulundurulmas›
gerekti¤i konusunda herkes hemfikir olmakla
birlikte, hangisinin daha öncelikli oldu¤u konu-
sunda tart›flma vard›r. Baz›lar›na göre uluslarara-
s› güçler, ulusal ç›karlar› büyük ölçüde etkiler-
ken baz›lar›na göre ise ulusal konular daha fazla
önceli¤e sahiptir ve küresel konular› arka plana
atmaktad›r.
UEP alan›nda üç temel düflünce ak›m› söz konu-
sudur: Merkantilizm/Realizm, Liberalizm ve
Marksizm. Merkantilist/Realist görüfl uluslararas›
iliflkilerin en eski düflünce okuludur ve iki temel
özelli¤e sahiptir. Bunlar›n ilki, ekonomik konu-
lar› büyük ölçüde göz ard› edip daha ziyade si-
yaset ve tarih konular›na a¤›rl›k vermesidir. ‹kin-
cisi, güç konusuna vurgu yaparak stratejik gü-
venlik konular›n› daha ön planda tutmas›d›r.
Liberalizm sadece ekonomi alan›yla s›n›rl› bir
teorik düflünce olmay›p zengin bir felsefi temele
de sahiptir. Analiz birimleri birey, firma ve piya-
sa olan liberal teoride uluslararas› dayan›flman›n
olabilece¤i ve bu durumdan herkesin kazançl›
ç›kabilece¤i konusunda iyimser bir yaklafl›m söz
konusudur.
Marksist teoriye göre insan davran›fl› ve amac›
belirli bir zamandaki maddi çevre taraf›ndan bi-
çimlendirilmektedir. Tarihsel Materyalizm olarak
ifade edilen bu yönteme göre toplumun maddi
temelinin üretimi ve yeniden üretimi tarihsel ge-
liflmede belirleyici olmaktad›r.
20’nci yüzy›la kadar pek çok düflünür politika ile
ekonomiyi birbirlerine ba¤l› alanlar olarak gör-
mekte ve politik ekonomi konusunda yaz›lar yaz-
makta iken 20’nci yüzy›l›n bafl›ndan itibaren eko-
nomi ve politika alanlar›nda yap›lan çal›flmalar
birbirlerinden ayr›lmaya bafllad›.
Ancak, 1970’li y›llarda ABD - Sovyetler Birli¤i
iliflkilerinde yaflanan yumuflama güvenlik mese-
lelerini arka plana iterken Bretton Woods kur
sisteminin çökmesi, petrol krizi ve stagflasyonun
ortaya ç›kmas› gibi ekonomik geliflmeler politika
ile ekonomi aras›ndaki iliflkinin daha fazla dik-
kati çekmesine sebep oldu. Siyasi bask› gruplar›,
politikac›lar ve bürokratlar›n, piyasa güçleri ka-
dar ekonomik sonuçlar üzerinde etkili olabildi¤i
bir dünyada, politika ile ekonomi aras›nda kesin
bir ayr›m yapan yaklafl›m tatmin edici olamazd›
ve 1970’lerden itibaren ekonomi politik yaklafl›-
m› güç kazand›.
Art›k günümüzde, ülkeler aras›nda her alanda
ba¤lant›lar›n çok s›k› hâle geldi¤i, karfl›l›kl› ba-
¤›ml›l›¤›n artt›¤› çok boyutlu bir dünya söz ko-
nusudur ve bu dünyay› anlamak için tek bir ala-
na ait incelemeler yeterli de¤ildir. Bunun yerine
UEP’nin sa¤lam›fl oldu¤u türden karmafl›k ve çok
boyutlu bir analitik çerçeveye ihtiyaç vard›r.
Özet
1
N
A M A Ç

20
Uluslararas› Ekonomi Politik
Uluslararas› ekonomi politi¤in temel unsurla-
r›n› ifade etmek
UEP; iktisat, siyaset bilimi, sosyoloji, tarih, psiko-
loji gibi sosyal bilimlerden faydalanarak bir sen-
tez meydana getiren bir yaklafl›md›r. Böyle bir
senteze ihtiyaç vard›r çünkü akademik dallar be-
lirli noktalara odaklanarak uzmanlaflmakta iken
gerçek dünyada cereyan eden olaylar bunlar›n
s›n›rlar›n› aflan karmafl›k bir yap›ya sahiptir.
UEP konusundaki çal›flmalar ço¤unlukla üç
önemli kurum olan devlet, piyasa ve toplum ara-
s›ndaki karfl›l›kl› etkileflim ve bunlar aras›ndaki
iliflkilerin çeflitli aktörlerin davran›fllar›n› nas›l et-
kiledi¤i konusuna odaklanm›flt›r.
Devlet; belirli bir co¤rafi bölge ve nüfusu idare
eden, yani bunlar hakk›nda önemli kararlar alan
bir yasal kurum ya da birbiriyle uyumlu ve özerk
kurumlar sistemi olarak tan›mlanmaktad›r. Dev-
let ayn› zamanda, belli bir bölgede ortaya ç›kan
kolektif davran›fl alan› olarak da görülebilir. Me-
sela AB, tek bir ulus devlet olmay›p baz› ege-
menlik unsurlar›n› birtak›m uluslarüstü kurum-
larda toplayan ulus devletlerin oluflturdu¤u bir
uluslarüstü organizasyondur.
Piyasalar, mal ve hizmetlerin al›n›p sat›ld›klar›
co¤rafi mekânlar iken piyasa ekonomisi ise bir
ekonomik sistem olarak kapitalizmle efl anlaml›-
d›r. Teorik olarak, piyasa ekonomisinde ya da
onun temellerini kuran Adam Smith’in Klasik
Ekonomi’sinde, insanlar aras›ndaki mübadele
herkesin fayda sa¤lad›¤› bir pozitif toplaml› oyun
ile sonuçlan›r. Yani her aktörün kendi ç›kar›n›n
peflinde koflmas›, toplum ç›kar›n› da maksimuma
ulaflt›rmaktad›r. Buna karfl›l›k Keynes, piyasala-
r›n baflar›s›zl›¤a mahkûm oldu¤unu ve eflitlik ve-
ya adalet ihtiyac›n› garanti alt›na almad›¤›n› ileri
sürmüfl; bireysel ç›karlar›n toplam›n›n her zaman
toplum ç›kar›n› maksimuma ulaflt›ramayaca¤›n›
savunmufltur. Bu yüzden de piyasa ekonomisi
en az devlet müdahalesini savunurken Keynes
devletin ekonomiye piyasa aksakl›klar›n› gider-
mek üzere müdahele etmesinin flart oldu¤unu
belirtmifltir.
Farkl› sosyal gruplar›n kendi sosyal sistemlerinin
tarihini, kültürünü ve de¤erlerini korumak ve ge-
lifltirmek istemeleri toplumlar içinde bir gerilime
sebep olmaktad›r. Çünkü her ne kadar bir ülke-
deki insanlar genel bir ulus tan›m› alt›nda top-
lansalar da asl›nda, bir devlet içinde kabileler,
afliretler, çeflitli etnik ve dini gruplar gibi pek çok
farkl› sosyal gruplar bulunmaktad›r.
Baz› kimselere göre, UEP’nin temel meselesi dev-
let, piyasa ve toplum aras›ndaki en uygun den-
genin nas›l kurulaca¤›d›r. Liberal ekonomik gö-
rüfle sahip olanlar piyasan›n devlet ve toplum
karfl›s›nda bir önceli¤e sahip olmas› gerekti¤ini
öne sürmektedirler fakat bu konuda her ulus dev-
let ve toplum için geçerli bir formül ortaya koy-
mak mümkün de¤ildir. Bugün devletin ekonomi
içindeki rolünü azaltan neoliberal politikalar›n
yayg›nl›¤›na ra¤men, çeflitli politik, ekonomik ve
sosyal sebeplerle, UEP içinde devlet çok önemli
bir rol oynamaya devam etmektedir. 
2
N
A M A Ç

21
1. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politi¤in Tan›m› ve Temel Kavramlar›
1.
Uluslararas› ekonomi politik hangi disiplinin bir alt
dal›n› oluflturmaktad›r?
a. Uluslararas› iktisat
b. Siyaset bilimi
c. Ekonomi
d. Sosyoloji
e. Uluslararas› iliflkiler
2.
K›t kaynaklarla s›n›rs›z ihtiyaçlar›n nas›l karfl›lanaca-
¤› sorusuna cevap arayan bilim dal› afla¤›dakilerden
hangisidir?
a. Uluslararas› iliflkiler
b. Siyaset bilimi
c. Tarih
d. Ekonomi
e. Sosyoloji
3.
Ekonomi politik terimini ilk olarak kullanan kimdir?
a. J. M. Keynes
b. A. Smith
c. Antoine de Montchrestien
d. I. Wallerstein
e. Turguet
4.
Afla¤›dakilerden hangisi bugün ortaya ç›kan ulusla-
raras› ekonominin özelliklerinden biri de¤ildir?
a. Çok uluslu üretim
b. Alt›n standard› sistemi
c. Ülkeler aras›nda finansal ak›mlar›n artmas›
d. Uluslararas› ticaret hacminin büyük boyutlara
ulaflmas›
e. Ekonomik bütünleflme ve küreselleflme
5.
Afla¤›dakilerden hangisi uluslararas› ekonomi politi-
¤in ilgilendi¤i küresel meselelerden biri de¤ildir?
a. Sanayinin teflvik edilmesi
b. Küresel çapta fakirlik ve açl›k
c. Üçüncü dünyan›n borç problemi
d. Çevre problemleri
e. Uluslararas› ticaret ve finans sistemleriyle ilgili
belirsizlik
6.
Afla¤›dakilerden hangisi analiz birimi olarak birey,
firma ve piyasay› ele almaktad›r?
a. Merkantilizm
b. Realizm
c. Feodalizm
d. Marksizm
e. Liberalizm
7.
Afla¤›dakilerden hangisi 1970’li y›llarda ortaya ç›kan
ve ekonomi ile politika aras›ndaki iliflkinin daha fazla
ilgi çekmesine sebep olan geliflmelerden biri de¤ildir?
a. ABD ile SSCB aras›nda yaflanan yumuflama
b. Bretton Woods kur sisteminin çökmesi
c. Petrol krizi
d. Büyük depresyon
e. Stagflasyon
8.
Afla¤›dakilerden hangisi bugün dünyada öne ç›kan
temel meseleler aras›nda say›lamaz?
a. Kuzey-Güney iliflkileri
b. Çok uluslu flirketler
c. So¤uk Savafl
d. Uluslararas› terör
e. Çevre kirlili¤i
9.
Afla¤›dakilerden hangisi Pax Americana döneminin
sona ermesine yol açan geliflmeler aras›nda de¤ildir?
a. ABD’nin ekonomik gücünün gerilemeye baflla-
mas›
b. II. Dünya Savafl›
c. Bretton Woods kurumlar›n›n zay›flamas›
d. Uluslararas› para sisteminin çökmesi
e. So¤uk Savafl’›n fliddetini azaltmas›
10.
Afla¤›daki gruplardan hangisi uluslararas› organi-
zasyonlar›n ulus devletler taraf›ndan yarat›lan kurumlar
oldu¤unu ve onlar›n amaçlar›na hizmet etti¤ini ileri sür-
mektedir?
a. Realistler
b. ‹dealistler
c. Liberaller
d. Marksistler 
e. Feministler
Kendimizi S›nayal›m

22
Uluslararas› Ekonomi Politik
TÜRK‹YE VE DE⁄‹fi‹M D‹NAM‹KLER‹
Arghiri Emmanuel, 1911 y›l›nda Yunanistan’›n Patnos
kentinde do¤mufl, günümüzün önemli iktisatç›lar›ndan
biridir. Atina ve Paris üniversitelerinde hukuk ve iktisat
ö¤renimi yapm›flt›r. II. Dünya Savafl›’nda, bulundu¤u
Afrika’dan, ‹ngilizlere karfl› savaflmak için yola ç›km›fl,
ama tek kurflun atamadan tutsak düflmüfltür. Sudan’da
‹ngiliz esir kamplar›nda bir süre kalm›fl, daha sonralar›
özgürlü¤üne kavufltu¤unda ise Afrika’da çeflitli ticaret
ve sanayi kurulufllar›nda yöneticilik yapm›flt›r. Bir ara
Lumumba’ya ekonomik dan›flman da olmufltur. Afri-
ka’daki yaflam› s›ras›nda, daha sonralar› ‘eflitsiz müba-
dele’ ad›n› verdi¤i teorisini gelifltirmifltir. Arghiri Emma-
nuel’in teorisi çok kaba hatlar›yla, sermayenin ak›flkan,
eme¤in ise ayn› oranda hareketli olmad›¤›ndan yola ç›-
kar. Sermaye, hareket kabiliyetinin fazlal›¤› nedeniyle
kâr›n çok oldu¤u yere rahatça gider ama iflgücünün ay-
n› flans› yoktur. Günümüzde, emek göçü hareketleri
yo¤unsa da eme¤in sermayeye göre çok hareketsiz ol-
du¤unu söylemek yanl›fl olmaz. Bu durumda sermaye-
nin kâr›n› dünya piyasalar› belirlerken, eme¤in karfl›l›-
¤›n› ülkenin yerel koflullar› oluflturur. Ve böylece gelifl-
mifl ülkeler çal›flanlar›, di¤er ülke çal›flanlar›n›n ‘art› de-
¤erlerinden’ yararlan›r hale gelirler. Daha aç›k deyiflle,
geliflmifl ülke çal›flanlar›, azgeliflmifl ülke çal›flanlar›m
sömürmeye bafllarlar.
Yukar›da yaflam›n› ve teorisini k›saca özetlemeye çal›fl-
t›¤›m›z Arghiri Emmanuel, teorisi ard›ndan ders verdi¤i
Paris Üniversitesi’nde kuru bir iktisatç›dan çok, önemli
bir filozof kimli¤ine bürünürdü.
Bir keresinde, “bugün yeryüzünü tarumar etseler, tafl
tafl üstünde kalmasa, ne Amerika, ne Sovyetler, ne bafl-
ka bir yer belli olmasa da” diye söze bafllam›fl, daha
sonra da:
“Gene çok geçmeden Amerika, Amerika olarak belirir,
Kolombiya da gene ayn› düzeyde kal›rd›” diye ekle-
miflti.
Asl›nda söylemek istedi¤i, ülkelerin baz›lar›n›n de¤iflim
dinamiklerini kendi içlerinde tafl›rken, di¤erlerinin bun-
dan yoksun oldu¤uydu.
Bugün de Türkiye’de ‘d›fla aç›lma’ politikalar› tart›fl›l›r-
ken, asl›nda cevap verilmesi gereken soru Türkiye’nin
ihtiyac› olan ‘de¤iflim gücü’nü nas›l sa¤layaca¤›d›r.
Toplumlar›n olumlu bir de¤iflim sürecinden tamamen
yoksun olduklar›n› söylemek do¤ru olmaz; ama Os-
manl›’dan bize kalan miras böylesine bir iç de¤iflim gü-
cünü çok büyük ölçüde zedelemifltir. 
Örne¤in, Osmanl› tebaas› Rönesans’› yaflamam›flt›r. Sa-
nayileflmenin k›p›rt›s›n› bedeninde duymam›flt›r. Tanr›
taraf›ndan kelam edildi¤ine inan›lan Osmanl›’n›n ilahi
düzeninin amac›, ‘statükoyu’, oldu¤u gibi, bütün de¤i-
flimlere karfl› korumakt›r. Yönetimin amac›, de¤iflimlere
ayak uydurmak ve daha üst düzeylerde daha yeni ve
ça¤dafl dengeler kurmak de¤il, hiç geliflmeyen bir be-
dene sahip olmakt›r.
Bat›’n›n sanayileflmesi karfl›s›ndaki gayretleri de sonuç-
suz kalan Osmanl› ülkesi, sanayileflmenin iç koflullar›n›
yaratamam›flt›r. 
Ça¤dafllaflman›n temelindeki teknolojik sihir görüleme-
yip, ülke derdine derman yaratamay›nca; Bat›, Osman-
l›’ya ve Türkiye’ye kendi istedi¤i kadar›n› vermifltir.
Gene de Bat›’n›n bizzat a¤›rl›¤›n› koyarak oluflturdu¤u
Tanzimat Hareketi’nin önemini teslim etmek gerekir.
fiimdi hafife ald›¤›m›z, olaylar›n temelini görmeyip, for-
mel ölçüler getirdi¤i için ciddi bulmad›¤›m›z Tanzimat
Hareketi, insanlar›n ‘vatandafl’ say›lmas›na giden yolda
çok önemli bir rol oynam›flt›r. Bu tür reformlar›, top-
lumlar›n tarihsel gidiflat› içinde de¤erlendirmek için
günlük insan yaflamlar›n› göz ard› etmek gerekebilir.
Ama ‘insanlar›n’ hayatlar›n› da dikkate ald›¤›n›z vakit,
hukuk gibi çok önemli bir üstyap› kurumunda ça¤dafl-
l›k getiren hiçbir hareketi küçümsememek ve kendi
flartlar› içinde de¤erlendirmek daha do¤ru gözükmek-
tedir.
Bat›l›laflma yönündeki en önemli dönemeç ise Cumhu-
riyet olmufltur. Cumhuriyeti ise Osmanl›’n›n art›k yürü-
meye mecali kalmayan koca gövdesi do¤urmufltur.
Dünya sistemi, kendi dolafl›m›na ayak uyduramayan
Osmanl›’dan fevkalade rahats›zd›. Ama bu ‘ilahi düze-
nin’ ortadan fiilen kalkmas›na ‹ngiltere engel oluyordu.
Amac›, Hindistan’a ve oralara ulaflan yollara iyice hâ-
kim olmakt›. Zaten, amac›na vard›¤›na kanaat getirdi¤i
an, Osmanl›’n›n idam ferman›n› imzalay›verdi.
Bugün, Cumhuriyetin ilk kurulufl y›llar›n› gerilerde b›-
rakal› epey oldu. Ancak, sanayileflmenin iç dinamikleri-
ni yaratt›¤›m›z› söylememiz oldukça güç. Tabii çok
önemli bir yol al›nm›flt›r. Ama dünya flartlar› ile yap›lan
k›yaslamalar, gene de önümüzde daha çok yolun al›n-
mas› gerekti¤ini bize göstermektedir.
Bütün çabalara ra¤men Türkiye orta gelir düzeyinde bir
ülke oldu¤u halde, hâlâ sanayi istihdam› aç›s›ndan alt
gelir ülke gruplar› aras›nda yer almaktad›r.
Sanayi iflçisinin yetersizli¤i, sanayileflme konusundaki
zafiyetimizi aç›kça ortaya koymaktad›r. Bunun bir bafl-
Okuma Parças› 1

23
1. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politi¤in Tan›m› ve Temel Kavramlar›
ka somut ifadesi de ülkemizde binden fazla iflçi çal›flt›-
ran iflyeri say›s›n›n sadece ve sadece 171 olmas›d›r.
‹flçisi ve sanayisi olmayan ülkenin temel derdi ise ser-
maye birikimidir. Ülkemizin yat›r›m kapasitesini göste-
ren tasarruf oranlar›n›n milli gelir içindeki pay› yüzde
16,6’d›r. Bunun arzu edilen bir kalk›nma için en az yüz-
de 40’a ç›kar›lmas› gerekmektedir.
Özetle, Türkiye’nin kendi isteklerini gerçeklefltire-
cek, at›l›mlar› yapacak gücü bulmada büyük zorluk-
lar› vard›r.
Ülkenin yetersizliklerini tespit ise ‘olabilecek’ gerçekçi
çözümler aramam›za yard›mc› olur.
Böylelikle, zaman zaman d›flar›da oluflabilecek de¤iflim
dinamiklerinden yararlanmak ak›lc› bir yol olarak ka-
bul edilebilir. Yeter ki amac›n, ülkelerin iç dinamikleri-
ni harekete geçirmek ve böylelikle egemenlik alanlar›-
m›z› daha da geniflletmek oldu¤u hiçbir zaman ak›ldan
ç›kar›lmas›n.
Yüklə 3,93 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   37




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin