TEOR‹
ANAL‹Z‹N
TEMEL
B‹R‹M‹
ULUSAL
EKONOM‹N‹N
AMACI
EKONOM‹K
ETK‹LEfi‹M‹N
TEMEL‹NDE
YATAN
MANTIK
EKONOM‹K
ETK‹LEfi‹M‹N
DO⁄ASI
S‹YASET
VE
EKONOM‹
‹L‹fiK‹S‹
POL‹T‹KA
REHBER‹
Merkantilizm
Devlet
(Devlet
gücünün
ekonomik
arac› olarak
ulusal
ekonomi)
Devletin gücünü
art›rmak (Ulusal
ekonomik geliflme
yoluyla)
Piyasa (devlet
güçleri taraf›ndan
sevk ve idare
edilen piyasalar)
Devletler
aras›nda çat›flma
(nispi kazanç,
birilerinin
di¤erlerine göre
daha fazla
kazanmas›)
Birleflik
(ekonomi
devlet gücünü
de¤ifltirir,
ekonomi
politikaya
ba¤›ml›)
YURT ‹Ç‹: Sanayi
politikalar› (sektörel
müdahale)
ULUSLARARASI:
Stratejik ticaret
(s›n›rl› koruma)
Liberalizm
Özel aktörler
(Bireyler ve
firmalar)
Bireylerin refah›n›
art›rmak (Etkinlik
ve büyümenin
maksimizasyonu
suretiyle)
Fiyatlar (arz ve
talep kanunlar›
taraf›ndan sevk
ve idare edilen
piyasalar)
Bireyler/
devletler aras›nda
uyum (mutlak
kazanç, herkesin
kazanmas›)
Ayr› (ekonomi
politikadan
ayr› tutulmal›)
YURT ‹Ç‹: Serbest
ticaret ve minimum
devlet müdahalesi
ULUSLARARASI:
Serbest ticaret ve
sermaye ak›mlar›
Marksizm
S›n›f
(Kapitalizm
içinde
s›n›flar›n
hâkimiyeti)
S›n›f ç›karlar›n›
desteklemek
(Çevreye karfl›
ulusal ç›karlar› ya
da merkezin
ç›karlar›n›
desteklemek)
Hem ulusal hem
de uluslararas›
düzeyde s›n›f
ç›karlar›
taraf›ndan sevk
ve idare edilen
piyasalar (eflitsiz
geliflme)
S›n›flar ve
devletleraras›
çat›flma (sistem
hakim gruplar›n
ç›karlar›na
hizmet eder)
Politika
ekonomiden
türer (politika
ekonomiye,
yap›ya ve
üstyap›ya
ba¤›ml›d›r)
YURT ‹Ç‹:
Korumac›l›k ve ‘ithal
ikamesi’
ULUSLARARASI:
UEP’nin
reformu/kapal›
ekonomiler
Tablo 2.1
Teorilerin Karfl›laflt›r›lmas›
Rasyonel seçim teorisinin en faydal› yönlerinden biri uluslararas› ekonomi po-
litikte meydana gelen de¤ifliklikleri anlamam›za yard›mc› olmas›d›r. Buna göre, de-
¤iflen ulusal politikalar›n de¤iflen ulusal ç›karlara dayanmas› gerekmezdi. Ulusal
politikalarda meydana gelen de¤ifliklikler, daha ziyade, aktörlerde, onlar›n ç›karla-
r›nda ve politikan›n kurumsal çerçevesinde meydana gelen de¤iflikliklerin bir kom-
binasyonu olarak ortaya ç›karlar.
Mesela, büyük depresyon s›ras›nda hayli korumac› olan ABD’nin, II. Dünya Sa-
vafl›’ndan sonra serbest ticaret taraftar› hâline gelmesi ve gümrük duvarlar›n› azal-
tan GATT ve Dünya Ticaret Örgütü ile ilgili görüflmelere önderlik etmesi nas›l
aç›klanabilir? Rasyonel seçim analizi bize, bu konuda aktörlere, onlar›n ç›karlar›na
ve kurumsal çevreye bakmam›z› söylemektedir.
GATT görüflmeleri çok tarafl› yap›lmaktayd› dolay›s›yla, ABD bir sektörde üre-
ticileri korumak için GATT anlaflmas›n› reddederse di¤er ülkeler de baflka sektör-
de ABD’ye karfl› korumac›l›k uygulayacak ve böylece ABD’li ihracatç›lar zarar gör-
müfl olacakt›. Demek ki bu görüflmeler yeni ç›karlar›, ihracatç›lar›n ç›karlar›n› po-
litika sahnesine ç›karmaktayd›. Uluslararas› ekonomi politikte yeni aktör olan
GATT, yeni bir politik ortam oluflturdu ve yeni ç›karlar›n temsil edilmesine imkân
tan›d› ve böylece ticaret konusunda ulusal politika de¤iflti.
Uluslararas› ekonomi politik alan›nda rasyonel seçim analizinin sa¤lad›¤› çok
önemli bir kavram da rant-aray›fl› davran›fl›d›r. Ekonomide rant, bir kiflinin ya da
firman›n, k›tl›k sebebiyle elde ettikleri, asl›nda hak edilmemifl geliri belirtmek için
kullan›lmaktad›r. Mesela bir tekel, üretimi k›s›p fiyatlar› yukar› iterse bu yolla elde
etti¤i ekstra kâr rant olarak nitelendirilir. David Ricardo rant›, arz› sabit olan k›t
kaynak topra¤a sahip olanlar›n elde ettikleri geliri tarif etmek için kullanm›flt›.
Baz› kaynaklar do¤al olarak k›tt›rlar ancak baz›lar› insan faaliyeti sonucu k›t hâ-
le gelirler. Mesela, bol olarak bulunan bir madenin, karteller arz›n› s›n›rl› tutarak fi-
yat›n› yükseltebilmekte ve bu flekilde bu karteller yüksek kârlar elde etmektedir-
ler. Benzer flekilde hükûmetler de uygulad›klar› politikalarla baz› mallarda suni
olarak k›tl›klar meydana getirebilmektedirler. Hükûmet taraf›ndan yarat›lan k›tl›k-
tan kâr elde etme peflinde olan kiflilere rant-aray›c›s› denilmektedir. Bu kifliler rant
elde etmek amac›yla hükûmet politikalar›n› etkilemeye çal›flt›klar›nda rant-aray›fl›
davran›fl› içine girmifl olurlar.
Bir devlet otomobil ithalat› üzerine kota koyarsa ithal araba k›t hâle gelir ve fi-
yat› yükselir. Devlet s›n›rl› say›daki ithalat lisans›n› belli ithalatç›lara da¤›t›r ve on-
lara otomobil ithal ederek yüksek fiyattan satma hakk› tan›r. Politik bak›mdan ör-
gütlü otomobil sat›c›lar› siyasetçiler nezdinde kota konmas› için lobi faaliyetleri ya-
pabilirler. Bu klasik rant-aray›fl› davran›fl›d›r. Ancak bu kifliler mevcut rant›n tama-
m›n› alamayabilirler. Örne¤in, karar alma mevkilerinde bulunan belediye meclis
üyeleri gibi kifliler, rant›n bir k›sm›n› seçim kampanyas›na yard›m ve hediye gibi
yollarla alabilirler.
Rant-aray›fl› kavram› neyi ifade etmektedir?
K›sacas›, rasyonel seçim yaklafl›m› bize, kamu politikalar›n›n, bireysel tüketici-
lerden flirketlere, devletlere ve hatta baz› uluslararas› organizasyonlara kadar de¤i-
flen çeflitli aktörler taraf›ndan yap›ld›klar›n› hat›rlatmaktad›r. Kamu ç›kar› her zaman
en az›ndan baz› kiflilerin özel ç›karlar›n› yans›tmaktad›r. Uluslararas› ekonomi poli-
tikte kararlar›n nas›l al›nd›¤›n› anlamak için farkl› aktörlere, bunlar›n ç›karlar›na ve
içinde faaliyet gösterdikleri kurumsal çerçeveye bakmam›z gerekmektedir.
44
Uluslararas› Ekonomi Politik
Rasyonel seçim teorisinin
uluslararas› ekonomi politik
aç›s›ndan getirdi¤i çok
önemli bir kavram da rant-
aray›fl› kavram›d›r.
Hükûmetler uygulad›klar›
politikalarla baz› mallarda
k›tl›klar, dolay›s›yla rant
kazanc› ortaya ç›karabilirler.
Bu tür suni k›tl›ktan kâr elde
etme peflinde olan kiflilere
rant-aray›c›s› denir.
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
8
‹NfiACILIK (CONSTRUCTIVISM)
Uluslararas› ekonomi politikte ço¤u teoriler tek yönlü bir nedenselli¤e dayanmak-
ta ve devlet, piyasa, hatta toplum gibi kurumlar›n davran›fllar› belirledi¤ini varsay-
makta, bu kurumlar› oluflturan sosyal ba¤lama dikkat etmemektedir. Son zaman-
larda Alexander Wendt gibi baz› teorisyenler fikirlerin ve inançlar›n kiflilerin ve
hatta devletlerin kimliklerini ve ç›karlar›n› nas›l biçimlendirdi¤i üzerinde odaklan-
m›fllard›r.
‹nflac›lar devletlerin tercihlerinin farkl› sosyal de¤erleri ve inanç sistemlerini
yans›tt›klar›n› iddia etmektedirler. Devletler yaln›zca politik aktörler olmay›p top-
lumun de¤er ve inançlar›n› yans›tan normlara, kurallara ve kurumsal yap›lara ba¤-
l› olduklar› ölçüde ayn› zamanda sosyal aktördürler.
‹nflac›l›k ile uluslararas› ekonomi politik alan›nda hakim olan di¤er görüfller
aras›ndaki temel fark fludur: Realizm ve liberalizm, uluslararas› ekonomi politi¤in
devletlerin ve kiflilerin davran›fllar›n› belirledi¤ine inanmaktad›rlar. Realistler, güç-
ler dengesinin devletlerin davran›fllar›n› belirledi¤ini ileri sürerken inflac›lar iki ve-
ya daha fazla aktör aras›nda meydana gelen çat›flman›n bu aktörlerin sahip olduk-
lar› farkl› de¤erlerin, inançlar›n ve ç›karlar›n bir sonucu oldu¤unu iddia etmekte-
dirler. Realizmin temel varsay›mlar›ndan biri herkesin bafl›n›n çaresine bakt›¤›, po-
tansiyel olarak anarflik dünyan›n bütün aktörleri güvenli¤i birinci öncelikli konu
yapmaya zorlad›¤›d›r. Kimliklerin ve ç›karlar›n oluflum biçimi bu dünyada analitik
olarak bir ifle yaramamaktad›r. ‹nançlar ve de¤erler gibi sosyal faktörlerin olan bi-
tenleri etkileyecek bir gücü yoktur çünkü herkesin kendi bafl›n›n çaresine bakmak
zorunda oldu¤u bir dünyan›n yap›sal gerçekleri bunlara bask›n gelmektedir.
‹nflac›lara göre liberaller de realistler gibi anarflik yap›da bir dünya öngörmek-
tedirler ancak, iyi tasarlanm›fl kurumlar›n güçler aras›nda bir pozitif toplaml› oyun
ortaya ç›karabilece¤ini düflünmektedirler. Realistlerde oldu¤u gibi liberaller de ras-
yonel bir dünya tasavvur etmektedirler ve bu dünya içinde kapitalizm gibi kurum-
lar uluslararas› ekonomi politik yap›y› düzene sokmaya yard›mc› olmaktad›r. Bu
dünyada kurumlar toplumlar üzerinde etkide bulunmakta, aktörlerin kimliklerini
ve ç›karlar›n› biçimlendirmektedir. Sosyal faktörlerin kurumsal yap›lar ve süreçler
üzerinde do¤rudan bir etkisi bulunmamaktad›r.
Di¤er taraftan, Alexander Wendt’e göre farkl› aktörlerin de¤iflik kimlikleri ve
subjektif ç›karlar› ile birlikte bir sosyal süreçler kombinasyonu bizim dünyay› po-
tansiyel kaos ve düzensizlik fleklinde bir anarfli içinde görmemize sebep olmakta-
d›r. Asl›nda uluslararas› sistem gayet düzenli olup ço¤u zaman devletler resmî ya
da gayriresmî kurallara ve normlara göre hareket etmektedirler. Baz› devletlerin
“korsan devlet” olarak nitelendirilmesi bunlar›n milletler toplulu¤unun kabul ede-
bilece¤i bir tarzda hareket etmediklerini göstermektedir.
Uluslararas› ekonomi politik konusunda inflac›l›k ak›m›n›n befl temel varsay›-
m›ndan bahsedilebilir:
1. Kiflilerin ve gruplar›n fikirleri, inançlar›, de¤erleri ve kimlikleri uluslararas›
ekonomi politi¤i anlamak aç›s›ndan kilit önemdedir.
2. Fikirler, de¤erler, inançlar ve kimlikler sosyal olarak infla edilirler.
3. Fikirler, de¤erler vb. sosyal güçler olup askerî veya ekonomik faktörlerden
daha önemlidirler.
4. Çat›flma ve ifl birli¤i farkl› de¤erlerin ve inançlar›n ürünleridirler.
5. De¤ifliklikler, bireylerin ve di¤er aktörlerin de¤erlerinde ve inançlar›nda za-
man içinde meydana gelen de¤iflmeler incelenerek aç›klanabilir.
45
2. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
‹nflac›l›k, fikirlerin ve
inançlar›n kiflilerin,
kurumlar›n, hatta devletlerin
kimliklerini ve ç›karlar›n›
nas›l biçimlendirdi¤i
üzerinde durmakta
devletlerin tercihlerinin
farkl› sosyal de¤erleri ve
inanç sistemlerini
yans›tt›¤›n› ileri
sürmektedirler.
‹nflac›l›¤› elefltirenler onun hayli kesinlikten uzak bir analitik teori oldu¤unu
söylemektedirler. ‹nsanlar›n inançlar›n›n veya de¤erlerinin yorumlanmas› kolay ol-
mad›¤› gibi birçok araflt›rmac›ya göre geçerli de de¤ildir. Ço¤u durumda, inançla-
r›n ve de¤erlerin insanlar›n görüfllerini etkiledi¤ini gösteren somut delil de bulun-
mamaktad›r. Bir baflka elefltiriye göre devletlerin inançlar› ve de¤erleri toplumun
her bir üyesinin inanç ve de¤erlerinin toplam›n› yans›tmayabilir. Ço¤u zaman dev-
let görevlileri kararlar›n› al›rken toplumdaki kiflilerin görüfllerinden farkl›laflabil-
mektedirler.
FEM‹N‹ST ELEfiT‹R‹
“Geleneksel Feministlerin” görüflüne göre erkek düflünce ve davran›fllar› ço¤u sos-
yal bilimlere öylesine derinlemesine ifllemifltir ki biz bunlar›n varl›¤›na genellikle
dikkat etmeyiz. Mesela, uluslararas› iliflkiler alan›nda teoriler ileri sürenler genel
olarak erkeklerdir ve savafl, çat›flma, askerî silah ve güç ile erkekler için önemli
olan di¤er güç ve güvenlik odakl› konulara vurgu yapmaktad›rlar.
Buna göre feminizm, cinsiyetin çeflitli sosyal, politik ve ekonomik konular› na-
s›l etkiledi¤i üzerinde odaklanan bir uluslararas› ekonomi politik yaklafl›m›d›r. Ay-
r›ca, feminist elefltiri, ekonomik analizin yeniden üretim ve g›da ihtiyac›n›n sa¤lan-
mas› gibi baz› önemli konular› gözard› etme e¤iliminde oldu¤unu belirtmektedir.
Yaln›z ücretli ifller de¤erlendirmeye al›nmakta ve ekonomik geliflmede sa¤lanan
baflar› devletlerin ve piyasalar›n yeni ifl sahas› yaratma kabiliyeti ile ölçülmektedir.
Çok yak›n zamanlara kadar bu ifller erkeklerin yapt›¤› ifllerdi ve bunlar üzerine ya-
p›lan vurgu erkeklerin devletler ve piyasalar içinde sahip olduklar› güç ve hâkimi-
yeti yans›tmaktayd›. Çocuk yetifltirme, yiyecekleri yetifltirme ve piflirme, aileye ve
topluma yap›lan hizmetler gibi ücretlendirilmeyen ifller üretim hesaplar›nda yer al-
mamaktad›r ve bu durum bu iflleri yapan kad›nlar›n düflük sosyal statüsünü gös-
termektedir.
Son zamanlarda uluslararas› ekonomi politik sahas›nda meydana gelen en
önemli yap›sal de¤iflikliklerden biri piyasalar›n yükselmesi ve piyasa güçlerinin
yayg›nlaflmas›d›r. Baz› ülkeler devletten piyasaya geçifli yaflarken baz›lar› da gele-
neksel sosyal düzenlemelerden piyasa iliflkilerine geçmektedirler. Bu piyasaya ge-
çifl birçok etki ortaya ç›karmaktad›r. Bu geçiflin önemli unsurlar›ndan biri mal üre-
timinden (erkek ifli) daha fazla hizmet üretimine (kad›n ifli) geçifltir. Kad›nlar›n ifl
gücüne daha fazla kat›l›m› ve daha esnek ifl gücü (ço¤u zaman kad›nlar taraf›ndan
sa¤lan›r) ihtiyac› ekonomik geliflme ile el ele gitmektedir. Bu yüzden, piyasan›n
büyümesi kad›nlar›n statülerinde ve sahip olduklar› güçte de¤iflime yol açmakta-
d›r. Ekonomik faaliyetlerin küreselleflmesi kad›nlar için yeni ifl f›rsatlar› yaratmak-
ta, onlar› evden uzaklaflt›rmakta, onlara daha fazla ba¤›ms›zl›k kazand›rmakta ve
farkl› cinslerin geleneksel rollerini sarsmaktad›r.
Ekonomik faaliyetlerin küreselleflmesi kad›nlar›n toplum içindeki durumunu nas›l etkile-
mektedir?
46
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
9
Feminizm cinsiyetin çeflitli
sosyal, politik ve ekonomik
konular› nas›l etkiledi¤i
üzerinde odaklanmakta ve
devletlerdeki ve uluslararas›
kurulufllardaki erkek
hâkimiyetine iflaret
etmektedir.
HEGEMONYACI ‹ST‹KRAR TEOR‹S‹
Hegemonyac› istikrar teorisine göre çok zengin ve güçlü bir ülke di¤er devletleri
veya bütün bir uluslararas› sistemi belli bir süre için hâkimiyeti alt›na al›r ve bu sü-
re içinde uluslararas› ekonomi politikle ilgili çeflitli unsurlar› düzenleyen bir kural-
lar seti oluflturur. Liberaller bu ulus devletin güçlü bir para gibi kamusal (kolektif)
mallar arz edece¤ini ve serbest ticaret gibi sistemin üyelerine fayda sa¤layan dü-
zenleri teflvik etmenin maliyetlerini üstlenece¤ini vurgulamaktad›rlar. Merkanti-
listler - realistler ise hegemonun di¤er devletler için güvenlik sa¤lad›¤›n› ve karfl›-
l›¤›nda onlar›n ifl birli¤ini ve dünya sisteminde yer alman›n kendisine sa¤lad›¤› di-
¤er faydalar› elde etti¤ini ileri sürmektedirler.
‹nflac› - Marksist yaklafl›ma sahip olanlar ise hegemona olumsuz anlam yükle-
mektedirler. Çünkü hegemonlar di¤er devletleri hâkimiyetleri alt›na almakta, onla-
ra kendi lehine, di¤erlerinin aleyhine olan kurallar› empoze etmektedir. Bat›’n›n
emperyalist burjuva devletleri, özellikle ‹ngiltere ve ABD böyle davranm›fllard›r.
Hegemonya, bu durumda, güçlülerin zay›flara bafl e¤dirmek için kulland›klar› ta-
hakküm araçlar›ndan biridir.
Bir hegemonun hâkimiyet süresi uzad›kça, gücü ve etkisi azalma e¤iliminde-
dir. Baz› durumlarda hegemon afl›r› büyür ve uluslararas› sistem içinde ç›karlar›n›
takip etmek için katlanmas› gereken maliyetler çok yükselir ya da bir noktada he-
gemon bencilleflir ya da pahal› hâle gelen uluslararas› hedeflerin maliyetlerini
yüklenmek veya sistemin di¤er üyelerini memnun etmek yerine iç meselelerine
odaklan›r. Bu durumda, gerek içerdeki gerekse d›flardaki aktörlerin gözünde za-
y›f hâle gelir.
Bazen de hegemon, hakim güç durumuna gelmek isteyen di¤er güçlerin reka-
beti ile karfl›lafl›r. Bu güçler, çeflitli sebeplerle uluslararas› sistemde mevcut olan hi-
yerarflik düzene meydan okurlar. Di¤er baz› devletler zaman içinde zenginlikleri-
ni ve güçlerini art›rd›kça bunlar hegemon taraf›ndan kendisine meydan okuyan
güçler olarak alg›lan›rlar ve bu durum muhtemelen bir hegemonya savafl› ile so-
nuçlan›r. Nazi Almanyas› ile Japon ‹mparatorlu¤u’nun II. Dünya Savafl› öncesinde-
ki durumu böyledir. Bugün de baz›lar›, büyüyen ekonomisi ve ayn› zamanda As-
ya’da ve dünyan›n di¤er bölgelerinde artmaya bafllayan siyasi ve askerî etkisiyle
Çin’in, yak›n bir gelecekte bu duruma gelece¤inden korkmaktad›rlar.
‹talyan Marksist Antoni Gramsci’ye göre hegemon, ço¤u zaman, yaln›zca insan-
lar ve devletler hakim güçle uyum içinde olmaya raz› olduklar› için di¤erleri üze-
rinde bir hâkimiyet elde eder. Hegemona uyum gösterenler onun inançlar› ve de-
¤erlerini paylaflabilirler veya onun mevcut sistemin üyelerine sa¤lad›klar›ndan
memnun olabilirler. Bu durumda hegemonya, dayat›lan de¤il seçilen ve de¤er ve-
rilen bir fleydir. Hegemon gerileme dönemine girdi¤inde, manevi otoritesi zay›flar
ve ideallerine karfl› ç›k›lmaya bafllar.
Birçok realiste göre bu teorinin ifade gücü yüksektir ve tarih de onu do¤rula-
maktad›r. Baz›lar›na göre ise bu, çok fl›k, muazzam bir teoridir ancak tarih böyle
teorilere uymamaktad›r. Tarihte dünyan›n bar›fl içinde oldu¤u zamanlar oldu¤u gi-
bi kaotik oldu¤u zamanlar da vard›r. Fakat tek bir dünya sistemi yoktur; dolay›s›y-
la, bu teorinin temel noktas› olan bir hegemonun dünya sistemini organize etme-
si pek bir anlam tafl›mamaktad›r. Ayn› flekilde, Hegemonyac› ‹stikrar Teorisi dün-
ya sisteminin bar›fl ve refah yaratan bir çeflit istikrarl› dengeye, bir güçler dengesi-
ne ulaflt›¤›n› ileri sürmektedir. Ancak, baz› elefltirilere göre sosyal bilimlerde den-
47
2. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
Hegemonyac› istikrar
teorisine göre zengin ve
güçlü bir ülke di¤er ülkeler
ve uluslararas› sistem
üzerinde hâkimiyet kurar ve
uluslararas› ekonomi politik
konular›nda bir kurallar seti
oluflturur. Oluflturulan
sistemi sürdürmenin
maliyetini üstlenen bu ülke,
sistemdeki hakim durumu
dolay›s›yla da bundan fayda
elde eder.
ge, kullan›fll› bir kavram de¤ildir çünkü her fley sürekli de¤iflmekte ve dönüflmek-
tedir. Dünya parçalara bölünmüfl olup iliflkiler gayet istikrars›zd›r. Bu elefltirilere
göre dünya bir merkeze veya düzenleyici bir ilkeye de sahip de¤ildir.
Di¤er taraftan, birçok ekonomik liberale göre ise küreselleflmenin arkas›nda
yer alan neoliberal ilkeler böyle bir düzenleyici ilke olabilir ve flu anda dünyan›n
önemli bir k›sm› bu ideallerin, ABD veya Bat› versiyonunu takip etmektedir. ABD
hegemonyas›, bu durumda, so¤uk savafl döneminde oldu¤u gibi askerî güç kulla-
n›larak etkin bir biçimde sürdürülemez ve büyük ölçüde ekonomik ve kültürel et-
kinin getirdi¤i “yumuflak güç” taraf›ndan teflvik ve kabul edilmektedir.
Önce tek kutuplu hale geldi¤i söylenen, flimdi ise çok kutuplulu¤a do¤ru gitti¤i belirtilen
dünyan›n bugünkü düzenini hegemonyac› istikrar teorisi aç›s›ndan de¤erlendiriniz.
48
Uluslararas› Ekonomi Politik
S O R U
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
DÜfiÜNEL‹M
SIRA S‹ZDE
S O R U
DÜfiÜNEL‹M
D ‹ K K A T
SIRA S‹ZDE
SIRA S‹ZDE
AMAÇLARIMIZ
AMAÇLARIMIZ
N N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
K ‹ T A P
T E L E V ‹ Z Y O N
‹ N T E R N E T
‹ N T E R N E T
10
49
2. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
Uluslararas› Ekonomi Politik ile ilgili geleneksel
yaklafl›mlar› aç›klamak
Uluslararas› ekonomi politik ile ilgili olarak mer-
kantilizm, liberalizm ve marksizm öne ç›kan yak-
lafl›mlar olmufltur. Merkantilizm, güvenli¤i millî
konular›n merkezine yerlefltirmifl olan bir yakla-
fl›md›r. Ulus devletin, millî güvenlik ve ba¤›ms›-
z›l›¤› korumak amac›yla zenginlik ve güç yarat-
mas› gerekti¤ini ileri sürmektedir. Bunun için de
d›fl ticarette fazla verilmelidir.
Realizm, ekonomik milliyetçilik, devletçilik, neo-
merkantilizm, neorealizm bu ba¤lamda merkan-
tilizmin devam› niteli¤inde olan ak›mlard›r. Kla-
sik merkantilizm d›fl ticaret yoluyla servet ve güç
elde etmeye odaklanm›flken ekonomik milliyet-
çilik içerde ekonominin gelifltirilmesi ve sanayi-
leflme üzerine yo¤unlaflmaktad›r. Zamanla içeri-
de yarat›lan üretim tüketilemeyince, bu üretimin
boflalt›laca¤› d›fl piyasalara ihtiyaç duyulmufl ve
ekonomik milliyetçilik emperyalizmin ortaya ç›k-
mas›na yard›mc› olmufltur.
1970’lerde, devletler, serbest ticareti koruma ve
piyasalar› aç›k hâle getirme fleklindeki uluslara-
ras› yükümlülükleri ile millî ba¤›ms›zl›klar›n› ve
ekonomik güvenliklerini koruma arzular› aras›n-
da kald›lar. Bu durumda, uluslararas› ticaret an-
laflmalar›n›n kapsamad›¤› yeni (neomerkantilist)
koruyucu politikalar gelifltirdiler.
Liberaller devletin piyasalara müdahalesine karfl›
olup gerek ülke içinde gerekse ülkeler aras›nda
özgürlüklerin sa¤lanmas›yla ç›kar çat›flmalar› ye-
rine mükemmel bir uyumun ortaya ç›kaca¤›n› id-
dia etmektedirler. Liberallere göre e¤er ticaret
bütün dünyada serbest olsa idi bütün ülkeler
bundan fayda sa¤lard› ve savafllara sebep olan
ekonomik gerekçeler ortadan kalkm›fl olurdu.
Keynes, liberalizmin “gizli el” kavram›na ba¤l›
olmakla birlikte, ekonomide devlete daha fazla
rol biçmektedir. Keynes’e göre bireyler ve piya-
salar, gelece¤in bilinemedi¤i durumlarda rasyo-
nel olmayan kararlar alma e¤ilimindedir. Kendi
flahsi ç›karlar› söz konusu oldu¤unda kifliler ras-
yonel davran›rken bu davran›fllar›n kolektif so-
nucu irrasyonel ve tahrip edici olabilir.
Neoliberalizm Keynesçi liberalizmden klasik li-
beralizme dönüflü ifade etmektedir. Keynesçi li-
beralizmde devlete genifl bir rol biçildi¤inden bi-
reysel özgürlükler tehlikeye girmifltir. Devletin
rolü s›n›rland›r›lmal› piyasalara daha fazla özgür-
lük tan›nmal›d›r.
Marks’a göre kapitalist sistemde devlet ve piya-
salar kapitalistler için zenginlik ve refah üretir-
ken iflçiler için sefalet üretmektedir. Üretim süre-
cinde de¤eri emek yarat›rken kapitalist, eme¤e
yaratt›¤› de¤erden daha az›n› vermekte ve art›k
de¤ere el koymaktad›r. Toplum iki s›n›fa ayr›l-
maktad›r: Üretim araçlar›n›n mülkiyetine sahip
olan sermaye s›n›f› ve iflçilerin temsil ettikleri ifl-
çi s›n›f› ya da proleterler.
Buna göre ekonomi politi¤in bask›n unsuru s›-
n›flard›r ve her s›n›f kendi ç›kar› do¤rultusunda
hareket eder. S›n›f ç›karlar›n›n çat›flmas› kapita-
lizmin iç çeliflkisini oluflturmaktad›r ve bu çeliflki
ve çat›flmalar kapitalizmin sonunu getirecektir.
Kapitalizm y›k›larak sosyalizme ve daha sonra
da s›n›fs›z toplum olan komünizme geçilecektir.
Kapitalizm, Marks’a göre devrimci bir krizle kar-
fl› karfl›ya kalacak ve s›n›f isyanlar› sonucunda
sosyalizme geçilecekti. Ama bu gerçekleflmedi.
Lenin, kapitalist ülkelerin sömürdükleri iflçi taba-
n›n› geniflleterek bu sondan kaç›nd›klar›n› göz-
lemlemiflti. Bunun yolu da emperyalizmdi. Kolo-
niler kurmak suretiyle kapitalist ekonomiler, afl›-
r› üretimlerini buralara boflalt›yorlar, buralardan
ucuz ham madde elde ediyorlar ve sermaye faz-
lal›klar›n› buralara yat›r›yorlard›.
Modern dünya sistemi teorisinin temel tezi, dün-
ya ekonomisinin hakim bir merkez, buna ba¤›m-
l› bir çevre ve bu ikisi aras›nda bir yar›-çevre içer-
di¤i fleklindedir. Bu teoriyi ortaya atan Wallerste-
in’e göre merkez ülkeleri çevre ülkelerini, Le-
nin’in iddia etti¤i gibi afl›r› üretimi boflaltacak bir
piyasa olarak görmek yerine, ucuz ham madde
temini amac›yla eflitsiz mübadele yoluyla tahak-
küm alt›na almaktad›r.
Özet
1
N
A M A Ç
50
Uluslararas› Ekonomi Politik
Uluslararas› Ekonomi Politik konusundaki gele-
neksel yaklafl›mlara yönelen elefltirileri ve alter-
natif görüflleri tan›mlamak
Alternatif yaklafl›mlar aras›nda yer alan rasyo-
nel seçim teorisi insanlar›n çeflitli ekonomik,
politik ve sosyal problemler karfl›s›nda nas›l ka-
rar verdiklerini anlamaya yarayacak bir model
sunmaktad›r. Bu teoride karar vericilerin çeflitli
konulardaki alternatif davran›fllar›, stratejileri
ve bunlar›n sonuçlar›n› anlay›p objektif olarak
de¤erlendirebilecek bilgiye sahip olduklar› var-
say›l›r.
Uluslararas› ekonomi politik alan›nda rasyonel
seçim analizinin sa¤lad›¤› çok önemli bir kavram
rant-aray›fl› davran›fl›d›r. Hükûmetler uygulad›k-
lar› politikalarla baz› mallarda suni olarak k›tl›k-
lar meydana getirebilmektedirler. Bu k›tl›ktan kâr
elde etme peflinde olan kiflilere rant-aray›c›s› de-
nilmektedir.
Bir baflka alternatif görüflü oluflturan inflac›lara
göre devletlerin tercihleri farkl› sosyal de¤erleri
ve inanç sistemlerini yans›tmaktad›r. Devletler
yaln›zca politik aktörler olmay›p toplumun de-
¤er ve inançlar›n› yans›tan normlara, kurallara ve
kurumsal yap›lara ba¤l› olduklar› ölçüde ayn› za-
manda sosyal aktördürler.
Uluslararas› ekonomi politik alan›ndaki feminist
elefltiri, cinsiyetin çeflitli sosyal, politik ve ekono-
mik konular› nas›l etkiledi¤i üzerinde odaklanan
bir yaklafl›md›r. Feminist elefltiri, ekonomik ana-
lizin yeniden üretim ve g›da ihtiyac›n›n sa¤lan-
mas› gibi baz› önemli konular› göz ard› etme e¤i-
liminde oldu¤unu belirtmektedir. Yaln›zca ücret-
li ifller de¤erlendirmeye al›nmaktad›r ve çok ya-
k›n zamana kadar bunlar erkeklerin yapt›klar› ifl-
lerdi. Bunlar üzerine yap›lan vurgu erkeklerin
devletler ve piyasalar içinde sahip olduklar› güç
ve hâkimiyeti yans›tmaktad›r.
Hegemonyac› istikrar teorisine göre çok zengin
ve güçlü bir ülke di¤er devletleri veya bütün bir
uluslararas› sistemi belli bir süre için hâkimiyeti
alt›na al›r ve bu süre içinde uluslararas› ekonomi
politik ile ilgili çeflitli unsurlar› düzenleyen bir
kurallar seti oluflturur.
2
N
A M A Ç
Kendimizi S›nayal›m
51
2. Ünite - Uluslararas› Ekonomi Politikle ‹lgili Yaklafl›mlar
1.
Afla¤›dakilerden hangisi merkantilizmin özelliklerin-
den biri de¤ildir?
a. Millî güvenlik ve ba¤›ms›zl›¤›n temel al›nmas›
b. Zenginlik ve güç yarat›lmas›
c. ‹hracat›n teflvik edilip ithalat›n k›s›tlanmas›
d. De¤erli maden biriktirilmesi
e. Devletin piyasaya müdahale etmemesi
2.
“Bir devletin baflka bir devleti siyasal ve ekonomik
egemenli¤i alt›na almas›” hangi fl›kta do¤ru olarak ifade
edilmifltir?
a. Merkantilizm
b. Realizm
c. Sömürgecilik
d. Ekonomik milliyetçilik
e. Neomerkantilizm
3.
Afla¤›dakilerden hangisi “yeni kurulan sanayileri re-
kabetçi oluncaya kadar korumaya yönelik” politikay›
ifade eder?
a. Yeni Sanayi Tezi
b. Bebek Endüstri Tezi
c. Ölçek Ekonomileri Yaklafl›m›
d. Rekabetçi Politika
e. Karfl›laflt›rmal› Üstünlük Tezi
4.
Afla¤›daki kavramlardan hangisi Marksist yaklafl›m-
da yer almaz?
a. Rant-aray›fl›
b. Emek-de¤er
c. Sömürü
d. Tarihi materyalizm
e. Proleterya
5.
Immanuel Wallerstein hangi teoriyi ortaya atm›flt›r?
a. Tasarruf paradoksu
b. Tekelci kapitalizm
c. Modern dünya sistemi
d. Rasyonel seçim
e. Hegemonyac› istikrar teorisi
6.
Rant-aray›fl› kavram› hangi uluslararas› ekonomi po-
litik yaklafl›m›n içinde yer al›r?
a. Rasyonel seçim
b. Feminist elefltiri
c. Hegemonyac› istikrar teorisi
d. Modern dünya sistemi
e. ‹nflac›l›k
7.
Bir mal›n ithalat›na kota konulmas› toplumda ne tür
bir gelirin ortaya ç›kmas›na sebep olur?
a. Ücret
b. Kâr
c. Faiz
d. Sübvansiyon
e. Rant
8.
“Gizli el” kavram› hangi iktisatç›n›n ortaya att›¤› bir
kavramd›r?
a. J. M. Keynes
b. J. S. Mill
c. David Ricardo
d. Adam Smith
e. Milton Friedman
9.
Afla¤›daki iktisatç›lardan hangisi liberal görüfllere sa-
hip de¤ildir?
a. François Quesnay
b. J. S. Mill
c. Friedrich List
d. Friedrich Hayek
e. Milton Friedman
10.
Lenin hangi uluslararas› ekonomi politik yaklafl›m›-
na ba¤l› olarak görüfllerini ortaya atm›flt›r?
a. Neoliberalizm
b. Realizm
c. Merkantilizm
d. Marksizm
e. Feminizm
52
Uluslararas› Ekonomi Politik
Dostları ilə paylaş: |