190
191
ye yazmış D r . Josephine Jackson.
D r . Jackson meslek hayatı boyunca, acı çeken birçok in
sanı tedavi etmiş. "Acı çeken" nitelemesini insomniya için
bile bile kullanıyorum, insomniya korkusunun, zorunlu uya
nıklıkla kasti uyanıklık (insomniya) arasındaki farkı bilme
meye dayandığını keşfeden D r . Jackson'a göre insomniya bir
alışkanlık. Bu alışkanlığı kazanan kişi neredeyse süresiz ola
rak zarar görmeden uyanık kalabilir diyor D r . Jackson.
Sinirlerimizi Yenmek adlı kitabında hayatlarını hemen
hemen hiç uyumadan geçiren birçok insandan bahsediyor,
însomniyalı insanların da uzun yıllar yaşayabildiklerini,
çünkü insomniyanın bir alışkanlıktan ibaret olduğunu kanıt
lıyor. Uyanık kalmak için bir çaba harcanmadığından, in-
somniya esnasında beyin hücreleri uyarılmıyor, rahatsız
edilmiyor, böylece de yatakta dönüp endişelenme durumları
dışında enerji harcanmıyor. "Beden sakin t u t u l u r ve hislere
hakim olunursa, yorgunluk ürünleri temizlenip rezervler ko
laylıkla doldurulabiliyor."
D r . Jackson, insomniyaya "daireler içinde düşünmek"
diyor ve devam ediyor:
Alışkanlık en az enerjiyle, en az yorgunluk duyularak yapılan
otomatik bilinçaltı davranıştır. Kalp ve diyafram kaslarının hayatı
mızın başından sonuna kadar kolaylıkla çalışmalarına devam etti
ğinden bahsetmiştik Bilinçaltına yerleştirilen herhangi bir şey, he
men hemen sınırsız olarak yorulmadan muhafaza edilir ve kronik
bir insomniğin düşünceleri de bilinçaltının bu çeşit aktivitesine ait-
tir.Tersi tüm iddialara rağmen bu insanın bilinci aslında uyanık de
ğildir. Gece neler olduğu sorulsa, duyulabilecek seslerin çoğundan
habersiz olduğu görülür. Beyninde dolaşan düşünceler yeni, yapı
cı, enerji tüketen düşünceler değil, günler haftalardır dönüp dola
şan aynı eski düşüncelerdir.
D r . Jackson bu düşünceleri, binicisinin rehberliğine
gerek duymadan bir daire içinde koşturan bir ata benzetiyor.
"Kişiyi yoran insomniya değil, insomniyayla ilgili duygudur.
Sürekli yorgunluk hisseden insanlar, uyku eksikliğinden değil, endi
şeden dolayı acı çekiyorlar; yatakta dönüp durmaktan yorgun dü
şüyorlar. Sürekli olarak 'Neden uyuyamıyorum? Yarın kendimi ne
kadar kötü hissedeceğim! Ne gece! Ne gece!' diye endişelenmek
yoruyor bu insanları."
UYKUYLA İLGİLİ HURAFELER
Uykuyla ilgili çalışmalarıyla ünlü D r . Julius Segal, İn-
somniya adlı kitabında uykuyla ilgili bazı ilginç hurafeleri sı
ralıyor:
Bilim adamları uykuyla ilgili çalışmaları sırasında insomniya
hakkında bir sürü hurafeyle karşılaşmışlar. Bunlar bir araya gelmiş
ve ortadan kaldırılmayı, yok edilmeyi hak eden gizli bir mitoloji
çıkmış ortaya.
Örneğin çokları Tanrı tarafından koyulan bir "sekiz saat ya
sası" olduğuna, homo sapienlerin her gece sekiz saati zevkli bir uy
kuyla geçirmeleri gerektiğine inanıyorlar.
İnsanlar uykusuz geceleri havadaki değişikliklere, evdeki bir
kediye, görünen ve görünmeyen garip olaylara, açık unutulmuş bir
dolap kapağına ya da sadece bir rahatsız duruma, keyifsizliğe
bağlıyorlar.
G ü n ü m ü z ü n en tehlikeli uyku harafelerinden birinin,
insomniyanın bir hap yutarak tedavi edilebileceğine inan
mak olduğunu söylüyor. D r . Segal. Bunu kimyasal savaşın
tehlikeli bir yolu olarak nitelendiriyor. İlaç endüstrisinin bir
192
193
araştırması bu hücumun ilaç sektöründeki yerini gösteriyor.
Yalnızca Amerikalılar yılda üç yüz milyon dolar harcıyorlar
sakinleştirici ilaçlara.
G Ü Ç İLACIN KENDİSİNDE Mİ, YOKSA İLACA DUYULAN
Dostları ilə paylaş: |