Bölüm
11
1
YAŞLILIK TANIMI VE ÖZELLİKLERİ
Yaşlılık;
bebeklik, çocukluk, ergenlik, gençlik, olgunluk süreçlerinden sonra gelen, yaşamın deva-
mı olan yaşam süreci olarak tanımlanabilir. Yaşlılık tanımlanmasının toplumsal yargıları
olmakla
birlikte, bireysel özelliklerde taşımaktadır. Bu görüşlerin ışığı altında yaşlılık ana hatları ile söyle
yapılabilir.
Yaşlılık kavramı; insanlık tarihi sürecinde değişimler göstermiştir. Tarih içerisinde bazı kaynaklar-
da ortalama ömür 20’li yaş ve ilerleyen süreçte ortalama ömür 40’lı yaşlarda olduğunu görüyoruz.
Son yıllarda ise kullanılmış olan yaşlılık tanımı 1940’ların hekimleri tarafından yapılmış ve 65
yaş üzeri yaşlılık olarak kabul edilmiştir. 65-74 genç yaşlı, 75-84 orta yaşlı ve 85 yaş üzeri en yaşlı
olarak kabul edilmiştir. Ancak ülkelerin ve bireylerin ekonomik gelişimi ve tıptaki olumlu geliş-
melerin insan sağlığına olan olumlu katkısı ile hem kadınlarda hem de
erkeklerde ve özelikle de
gelişmiş ülkelerde daha uzun yaşayan insan sayısı giderek artmıştır. Sonuçta gelişmelerin ışığında
bu artışın süreceği de görülmektedir.
Ancak yaş sınırı dışında yaşlılık tanımlanmasında başka parametreleri de vurgulamak gerekir.
Bunlar çocukluk ve gençlik döneminde kazanılmış olan tüm vücut kapasitelerinde azalmalar
olarak sıralanabilir. Örneğin telomer kaybı hipotezi, dişlerde azalma,
işitmede azalma, ciltte
kollagen azalmasının sonuçları (kırışıklıklar), saçlarda azalma ve saç pigmentasyonunda azalma,
ellerde pigmentasyon oluşması, boy kısalması, gonad fonksiyonlarda azalmalar, DNA hasarı, ok-
sidatif stres artışı vs gibi belirti ve bulguların saptanması da yaşlılığın tanımlanmasında yararla-
nılan göstergelerdir.
Vücudun dış kısmında
yani cilt görünümü, saçlarda beyazlaşma ve azalma, duruş pozisyonu,
konuşmada yavaşlama,
kamburlaşma vs gibi, saptanan bu değişimlerinin yanı sıra iç organların
fonksiyonlarında da çok dikkate alınması gereken değişimler olur. Bunlar kas dokusunda azalma,
solunum kapasitesinde azalma, yağ dokusunda artış ve böbrek fonksiyonlarında bozulma olarak
sıralanabilir. Bu sorunlar yaşa göre artmakla birlikte 75’li yaşlarda %30-40’lara
varan glomerül
filtrasyon kapasitesinde azalma saptanabilir.
Yağ ve su dağılımındaki değişiklikler, organ fonksiyonlarındaki azalma. polifarmasi uygulama
zorunlulukları, uygunsuz ilaç kullanımı, yanlış ilaç kullanımı, ilaç etkileşimleri,
farmakokinetik
ve farmakodinamik değişiklikler yaşlıda ilaç seçimini etkilemektedir. Yaşlı bireylerde ilaç tedavi-
lerine düşük doz başlamak, titre etmek, yan etki takip etmek ve gerektiğinde doz arttırmak ve
ayarlama yaşlı hastada ilaç tedavisinde ana stratejik yöntemlerdendir.
Frailite son yıllarda yaşlılık tanımlarında ortaya çıkmış fonksiyonelliği
temel alan en güncel yaş-
lılık terminolojilerindendir. Kişiler frail (kırılgan), prefrail ve nonfrail (zinde, dinç, fit) olarak te-
melde 3 grupta alınır. Bu kavramdaki en önemli görüş, bir kişi 80 yaşında dinç ve fit olabilirken,
60 yaşında bağımlı, frail, kırılgan olabilmektedir. Frailite temelde 3 alanda belirlenir.
Sosyal frai-
lite (yalnızlık, destek sistemleri…), fiziksel frailite ve kognitif frailite olarak tanımlanır. Kişi yaşlı