M. Y. Kara ve ark. HELLP Sendromu ve eklampside plazmaferez tedavisi
173
Dicle Tıp Derg / Dicle Med J
www.diclemedj.org
Cilt / Vol 41, No 1, 172-178
GİRİŞ
Preeklampsi, tüm gebeliklerin % 5–8’inde görü-
len, artmış kan basıncı, ödem ve proteinüri ile ka-
rakterize olup gebeliğin en ciddi hastalığıdır [1,2].
Günümüzdeki tanımıyla ise artmış vasküler direnç,
koagülasyon sisteminin artmış aktivitesi, endoteli-
al disfonksiyon ve artmış trombosit agregasyonuy-
la ilişkili olan plasentasyona karşı verilen anormal
vasküler cevapla karakterize kompleks bir send-
romdur [3].
Gebelikte hipertansiyon sıklığı %7-10 oranın-
da görülmekte olup ve halen önemli bir maternal
ve fetal morbidite ve mortalite nedenidir [4]. Ame-
rika Birleşik Devletleri’nde maternal mortalitenin
%17’si gebeliğin hipertansif hastalıklarından kay-
naklanmaktadır [5]. Preeklampsinin kesin tedavisi
doğumdur [6]. Bu tedavide amaç, annede gelişebi-
lecek intraserebral hemoraji, akut tübüler veya kor-
tikal nekroz, retina dekolmanı, karaciğerde subkap-
süler hematom veya rüptür, pulmoner ödem, kalp
yetmezliği ve dissemine intravasküler koagülasyon
(DİK) gibi komplikasyonları önlemektir. Bunlar
içinde intraserebral kanama en sık karşılaşılan anne
ölüm nedenidir [7].
Eklampsi preeklamptik hastalarda gebelikte
veya postpartum dönemde herhangi başka bir nede-
ne bağlı olmadan konvülziyon gelişmesidir. Nulli-
parite, çoğul gebelikler, triploidi, gebeliğin ağırlaş-
tırdığı kronik hipertansiyon (özellikle nefropatiler),
geçirilmiş preeklampsi-eklampsi, sistemik lupus
eritematozus eklampsi için risk faktörleridir.
HELLP Sendromu, hemoliz, yüksek karaciğer
enzimleri, düşük trombosit sayısı bulguları ile sey-
reden, insan gebeliğine özgü preeklampsinin ağır
bir çeşidi olarak kabul edilir [8].
Aferez; kanın bir komponentinin alınıp, geri
kalanının hastaya veya donöre geri verilmesi işle-
mi olarak tanımlanır. Hemaferezis, aferezis ile eş
anlamlı olarak kullanılır. Hemaferez; bir kan kom-
ponentinin uzaklaştırılması ve kalanının donöre
veya hastaya geri verilmesi işlemi, ilk kez 1666’
da Dr. Richard Lower tarafından deneysel olarak
köpeklerde uygulanmıştır [9]. Plazmaferez; hasta-
nın plazmasının alınıp yerine replasman sıvılarının
konulması işlemidir [9]. Terapötik plazma değişimi
(TPD) ise replasman sıvısı olarak allojenik plazma-
nın kullanıldığı plazma değişimi işlemidir. İlk kez
1902’de Fransa ve 1914’de Rusya’da uygulanmış-
tır [10]. TPD‘nin başlangıcı olarak 1960’da Hiper-
viskozite Sendromu’nun tedavisinde Solomon ve
Fahey’in TPD’ni kullanması kabul edilebilir [11].
TPD’nin esas olarak amacı; çeşitli hastalıkların pa-
togenezinde etkin olan plazma bileşenlerinin azaltı-
larak patolojik sürecin organizmaya verdiği zararın
azaltılması veya bu zararın bir ölçüye kadar geri
döndürülmesidir. Plazmada bulunan ve hastalık pa-
togenezinden sorumlu olan çeşitli proteinlere örnek
olarak monoklonal proteinler, kriyoglobulinler, im-
münkompleksler, lipoproteinler, oto/allo antikorlar
ve toksinler verilebilir [12].
Dostları ilə paylaş: