Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
Hatun KORKMAZ
1
YÖNETİM KADEMELERİNDE KADINA YÖNELİK CİNSİYET
AYRIMCILIĞI VE CAM TAVAN SENDROMU
2
Özet
Günümüzde, iş dünyasındaki kadın nüfusunun hızla artmasına rağmen, üst
yönetim pozisyonlarında kadın çalışan oranının oldukça az olduğu görülmektedir.
Kadınların üst düzey yönetici pozisyonlarına gelmelerinde karşılaştıkları engeller,
cinsiyet ayrımcılığı konusunda en sık karşılaşılan örnekler arasında yer almaktadır.
Yönetim literatüründe “cam tavan” olarak adlandırılan bu durum, kadınların üst
yönetim kademelerine gelememe nedenleri arasında yer almakta ve onların başarı
ve liyakatlerine bakılmaksızın ilerlemelerini engelleyen, açıkça görülmeyen ve
ifade edilemeyen engellerin tamamı olarak bilinmektedir. Bu durum, kadınların
kariyer ilerlemelerini olumsuz etkilediği kadar yönetimde ciddi sorunları da
beraberinde getirmektedir.
Bu çalışmada, çalışan kadınların yöneticilik pozisyonuna gelmelerinde
karşılaştıkları sorunlar incelenip ortaya konulacak ve bu sorunlardan biri olan cam
tavan sendromunu gidermeye yönelik stratejiler oluşturulmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Cam Tavan Sendromu, Cinsiyet Ayrımcılığı, Yönetimde
Kadınlar.
GENDER DISCRIMINATION AGAINTS THE WOMEN AT THE
MANAGEMENT POSITIONS AND GLASS CEILING SYNDROME
Abstract
Nowadays, despite the increasing the population of women in the business
world, the female population at the senior management positions is observed that
guite few. All of the most observed issue of the gender discrimination. This
situation is called “glass ceiling” in managment literature. Glass Ceiling syndrome
means all of the obstacles that place between women and senior management,
1
Öğretim Görevlisi. Erciyes Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi,
hatunkorkmaz@erciyes.edu.tr
2
Bu makale Giresun Üniversitesi tarafından 6-7 Mayıs 2013 tarihlerinde düzenlenen “Uluslararası Kadın
Sempozyumu ve Sanat Çalıştayı”nda bildiri olarak sunulmuştur.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
2
Hatun Korkmaz
are invisible and can’t be explained clearly. This situation, as well as a negative
impact on women's career progression in management brings serious problems.
In this study, the Problems faced by working women in managerial
positions will be investigated and then some of the strategies will be formed to
overcome of that problems.
Key Words: Glass Ceiling Syndrome, Gender Discrimination, Women in
Managment.
1.GİRİŞ
İlkel toplumlardan modern toplumlara uzanan toplumsal gelişim sürecinden günümüze
kadınlar gerek ev içinde gerek dışında ekonomik hayata aktif olarak katılmışlardır (Koca,
www.inönü.edu.tr, 03.04.2013). Modern anlamda kadının çalışma hayatına girmesi ve ücretli
işçi statüsünü almaya başlaması sanayi devrimiyle gerçekleşmiştir. İlerleyen süreçlerde yaşanan
sosyo-ekonomik değişimler ve gelişmeler kadınların iş hayatında daha aktif yer almasına olanak
sağlamıştır. Dünya genelinde geçmişten günümüze geldikçe çalışma hayatına katılan kadın
sayısında büyük oranda artış yaşanmasına rağmen, kadının çalışma hayatına girdikten sonra
kariyer ilerlemesinde aynı oranda yükseliş gerçekleşememiştir.
Dünyada kadın nüfusu toplumun hemen hemen yarısını oluşturmasına rağmen, çalışma
yaşamında yönetsel pozisyonlarda geçmişten günümüze kadınların erkeklerle aynı düzeyde yer
alamamalarının sebebi çoğu zaman toplumların kadının üstlenmesi gereken rollere dair
çizdikleri çerçeve olarak belirlenmiştir (Uzun, 2004: 23). Aynı zamanda toplumda iş hayatında
iş tanımlarının ve iş koşullarının genellikle erkek ağırlıklı olarak belirlenmiş olması kadının iş
dünyasında ikinci plana atılmasına ve üst yönetim kademelerinde yer alamamasına sebebiyet
vermiştir. Özellikle kadından beklenen geleneksel rol gereği kadının psikolojik olarak ailesi ve
kariyeri arasında kalması kariyeri açısından ilerlemesini zorlaştırmıştır.
Birçok gelişmiş ülkenin yasalarında ve uluslararası belgelerde cinsiyet ayrımı
yapılmaksızın kadın erkek tüm çalışanlara çalışma hayatının tüm alanlarında fırsat eşitliği sunan
hükümlere rağmen, kadınlar iş hayatında açıkça ifade edilmeyen görünmez engellere maruz
kalmaktadırlar. Yönetim literatüründe kadınların bu tür resmi olmayan ve somut bir şekilde
varlığı ortaya çıkarılamayan engelleri yaşamalarına “Cam Tavan Sendromu” denilmektedir.
Ancak cam tavan sendromu her ne kadar sadece kadınların yaşamak zorunda kaldığı bir durum
gibi görünse de günümüzde yalnızca kadınlarla sınırlandırılmamakta, etnik azınlıklar ve
erkeklerin de kadınlar gibi kariyer ilerlemelerinde cam tavan sendromunu yaşayabilecekleri
ifade edilmektedir.
Cam tavan sendromunun oluşum nedenleri özetle, kadınların iş gücüne aralıklı olarak
katılmaları, kadınların, insan kaynakları halkla ilişkiler gibi yükselme ihtimalinin az olduğu
belirli alanlarda istihdam edilmesi, üst yönetimin işe almada ve terfide uyguladığı ayrım ve
kadına biçilmiş olan toplumsal rol olarak belirtilmektedir (Kelly ve Young, 1993: 23-29; Zel,
2002: 39-48).
Beşeri sermayenin çok önemli olduğu günümüz koşullarında gerek kamu kurumları
gerekse işletmelerin kadın çalışanların yeteneklerinden yararlanmak için kadınları üst yönetim
pozisyonuna taşımak açısından pozitif ayrımcılık yapması ve kadınların aile ve işinde denge
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
3
Yönetim Kademelerinde Kadına Yönelik Cinsiyet Ayrımcılığı ve
Cam Tavan Sendromu
kurabileceği bir iş ortamı yaratması gerekmektedir. Küreselleşme olgusu içinde ülkelerin daha
fazla demokratikleşmesi, sürdürülebilir bir kalkınma gerçekleştirebilmesi, insan haklarına
saygılı ve farklılıkların katma değerini iyi kullanabilen bir işgücü oluşturması için yönetimde
kadınların da temsili son derece önemlidir (www.unfpa.org.tr, 10.10.2012).
2. ÇALIŞMA HAYATINDA VE YÖNETİCİLİK POZİSYONUNDAKİ KADININ
DURUMU
İş yaşamında üst yönetimde kadınların dünya genelinde ciddi oranda düşük temsili, çok
tartışılan konular arasında yer almaktadır. Örneğin Avrupa Birliği ülkelerinde kadınların iş
yaşamındaki oranı %60 düzeyinde olmasına rağmen, üst düzey pozisyonlarda bu oran oldukça
düşüktür. Avrupa Komisyonu tarafından 2010 yılında hazırlanan bir rapora göre, halka açık
büyük şirketlerin yönetim kurulu başkanlarının sadece %3’ü kadındır (Avrupa Komisyonu,
2010). Ocak 2012 verilerine göre bu oran, %13.7’ye yükselmiştir. Yıllık 0.5 düzeyinde bir
artışın gözlemlenmesi, kadınların eşit seviyede temsil edilmeleri için yaklaşık 60 yıl kadar bir
süre beklemeleri gerektiğini ortaya çıkarmıştır (Toksoy Redman, www.tusiad.org.tr,
10.10.2012).
Avrupa Birliği bu konuda dikkat çekmek ve süreci hızlandırmak adına Avrupa
Komisyonu tarafından hazırlanan Womens Charter (Kadın Şartı) dökümanının 5 önceliğinden
birini karar alma mekanizmalarında kadınların temsili olarak belirlemiştir (European
Comission, 2010). Ayrıca, komisyon tarafından AB ülkelerindeki şirketlerin yönetim
kurullarındaki kadın sayısının gönüllülük esaslı olarak artırılması için 2011 yılında bir girişim
başlatılmıştır. Komisyonun hedefi, 2015’e kadar yönetim kurulu üyelerinin %30’unun, 2020’ye
kadar da %40’ının kadın olmasını sağlamaktır (The Economist, 10-16 Mart 2012).
Uluslararası bağımsız denetim şirketlerinden Grant Thornton’un yaptığı araştırmaya
göre 2012 yılında dünya genelinde kadınların üst yönetimde temsil oranı %21 olarak
bulunmuştur (Grand Thornton, 2012). Ülkelere göre bu dağılım Tablo.1’de şöyle gösterilmiştir.
Tablo1. Ülkelere Göre Üst Yönetimde Kadın Oranları (Grant Thornton, 2012).
ÜLKE
KADIN ORANI (%)
Rusya
46
Botsvana
39
Tayland
39
Filipinler
39
Gürcistan
38
İtalya
36
Hong Kong
33
Türkiye
31
Polonya
30
Malezya
28
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
4
Hatun Korkmaz
Brezilya
27
Çin
25
Kanada
25
Avusturalya
24
Fransa
24
İsviçre
22
Yunanistan
21
Birleşik Krallık
20
ABD
17
Birleşik Arap Emirlikleri
15
Almanya
13
Japonya
5
Tablodan görüldüğü gibi ülkelerin gelişmişlik oranları ile üst yönetimde kadın temsili
oranları paralellik göstermemektedir. Özellikle ABD, Japonya ve Almanya gibi gelişmiş
ülkelerin üst yönetimde kadın oranları tablosunda son sıralarda yer alması, dikkat çekmektedir.
Yıllara göre dünya genelinde üst yönetimde kadın oranları ise, Tablo.2’de gösterilmiştir.
Tablo.2. Yıllara Göre Dünya Genelinde Üst Yönetimde Kadın Oranları (Grant Thornton, 2012).
YIL
ORAN (%)
2004
19
2007
24
2009
21
2011
20
2012
21
Tablodan görüldüğü gibi, 2004 yılından 2012 yılına kadar dünya genelinde üst
yönetimde kadın oranında sadece %2’lik bir artış sağlanmıştır. Yıllara göre en yüksek oranın
2007 yılında gerçekleştiğini görmekteyiz. Bazı yıllarda artış sağlanmışsa da, dünya nüfusunun
hemen hemen yarısını oluşturan kadınların üst yönetimde temsil oranı, oldukça düşük seviyede
gerçekleşmiştir.
3. TÜRKİYE’DE ÇALIŞMA HAYATINDA VE YÖNETİCİLİK POZİSYONUDAKİ
KADININ DURUMU
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de üst yönetim kademelerinde kadınların yok
denecek kadar az bulunması geçmişten günümüze süregelen bir durumdur. Devlet Personel
Başkanlığı’nın 2011 verilerine göre, kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilen personelin
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
5
Yönetim Kademelerinde Kadına Yönelik Cinsiyet Ayrımcılığı ve
Cam Tavan Sendromu
%37’si kadın, %63’ü erkektir. Bürokraside üst düzey yöneticiliklerde ise, erkek oranı %86,4
iken kadın oranı %13,6’dır.
Tablo.3. Parlamentoda Kadın
SEÇİM
YILI
PARLAMENTODAKİ
MİLLETVEKİLİ
SAYISI
KADIN
MİLLETVEKİLİ
SAYISI
KADIN
ORANI
(%)
1935
395
18
4.6
1943
435
16
3.7
1950
487
3
0.6
1957
610
8
1.3
1965
450
8
1.8
1973
450
6
1.3
1991
450
8
1.8
1999
550
22
4.2
2002
550
24
4.4
2007
550
50
9.1
2011
550
79
14.3
Kaynak: İçişleri Bakanlığı, 2012
Tablodan görüldüğü gibi, kadınların siyasal karar mekanizmalarındaki konumu son
zamanlara gelindikçe artış göstermişse de erkeklere oranla açık ara geride bulunmaktadır.
Kadınların siyasal karar mekanizmalarındaki eksik temsili, demokrasinin anlamıyla çelişmekte
ve “yönetime katılma” konusunda da, cinsiyet eşitsizliği sorununun altını çizmektedir (Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığı, 2012). Kadınların karar alma süreçlerine eşit katılımı sadece
demokrasinin bir gereği değil, aynı zamanda kadının statüsünün geliştirilmesinin de bir
koşuludur. Kadınların her düzeyde yönetime aktif katılımı sağlanmadan ve karar almanın bütün
düzeylerinde eşitlikçi cinsiyet yaklaşımı yerleştirilmeden ülkelerin kalkınması ve çağdaş
seviyeye ulaşması zor olacaktır.
Tablo.4. Yerel Yönetimlerde Kadın
ERKEK SAYISI
KADIN SAYISI
TOPLAM
SAYI
KADIN
ORANI
(%)
Belediye Başkanı
2924
26
2950
0,8
Belediye Meclis Üyesi
30450
1340
31790
4,2
İl Genel Meclis Üyesi
3269
110
3379
3,2
Köy Muhtarı
34210
65
34275
0,2
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
6
Hatun Korkmaz
Köy İhtiyar Meclis
Üyesi
137848
329
138177
0,2
Mahalle Muhtarı
18178
429
18607
2,3
Mahalle İhtiyar Heyeti
Üyesi
71174
1409
72583
1,9
TOPLAM
298053
3708
301761
1,2
Kaynak: İçişleri Bakanlığı, 2012
Tablodan görüldüğü gibi, kadınların yerel yönetim kademelerinde temsil oranı da
siyasal katılım göstergesi gibi oldukça düşüktür. Kadınların böyle önemli yönetim ve karar
kademelerindeki eksik temsili, kadın sorunlarına yeterince duyarlılığın oluşmasını
engellemektedir. Dolayısıyla, kadının statüsünü yükseltecek yeterli çözümler üretilememektedir.
Tablo.5. İçişleri Bakanlığı’nda Kadın
UNVAN
TOPLAM SAYI
KADIN
SAYISI
KADIN
ORANI
(%)
Bakan
1
0
0
Bakan Yardımcısı
1
0
0
Bakanlık Müsteşarı
(Vekili)
1
0
0
Müsteşar Yardımcısı
3
0
0
Vali
81
1
1,2
Kaynak: www.içişleri.gov.tr, (Erişim tarihi:10.02.2012)
Yukarıdaki tabloyu incelediğimizde, İçişleri Bakanlığı’ndaki kadın çalışan oranının yok
denecek kadar az oranda olduğu görülmektedir. Bunlara ek olarak, 861 kaymakamdan sadece
5’inin kadın olduğu bilinmektedir (İçişleri Bakanlığı, 2012).
Tablo. 6. Dışişleri Bakanlığı’nda Kadın
UNVAN
TOPLAM
SAYI
KADIN
SAYISI
KADIN
ORANI (%)
Halen
görevde
bulunan
büyükelçi
185
21
11,3
Halen
görevde
bulunan
başkonsolos
68
12
17,6
Dış temsilciliklerde diplomatik
statüye haiz personel
1030
342
33,2
Danışman
20
9
45
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
7
Yönetim Kademelerinde Kadına Yönelik Cinsiyet Ayrımcılığı ve
Cam Tavan Sendromu
Merkezdeki genel müdürlük
17
2
11,2
Kaynak: Dışişleri Bakanlığı, 2012
Tablo.6’ya baktığımızda Dışişleri Bakanlığı’nda kadın temsil oranının biraz daha fazla
olduğu görülmektedir. Özellikle danışman sayısında hemen hemen erkek sayısına eşit bir kadın
temsili olduğu görülmektedir.
Türkiye’de kamu kurumlarında durum böyle iken, özel sektör incelemesine bakıldığında
tablonun biraz daha iyi olduğu gözlemlenmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TİSK)’in 2009
yılında 111 işletmede Kadın Yöneticiler üzerine yaptığı anket çalışmasının sonuçlarından
bazıları Tablo
7’de gösterilmiştir (TİSK, 2009):
Tablo. 7. Türkiye’de Özel Sektörde Üst Düzey Kadın Yöneticiler
UNVAN
ERKEK (%)
KADIN (%)
Üst Düzey Yönetici
77,2
22,8
Yönetim Kurulu Üyesi
77,4
22,6
Genel Müdür
72,1
27,9
Kaynak: TİSK, (Erişim Tarihi: Aralık, 2009).
Tablodan görüldüğü gibi, 111 işletmede yönetimde kadın temsili oldukça düşüktür.
Toplam personel sayısının 85.427 olarak bulunduğu araştırmada, toplam personelin sadece
%14,4’ünün (12.260) kadın olduğu tespit edilmiştir. Tablodan anlaşıldığı gibi, araştırmaya dahil
edilen büyük ölçekli işletmelerde üst yönetimdeki kadın oranı kamu kurum ve kuruluşlara
kıyasla yüksek seviyededir.
Bu oran, uluslararası düzeyde karşılaştırıldığında, Avrupa Komisyonu tarafından
yayınlanan dökümana göre (Avrupa Komisyonu, 2009) AB genelinde büyük şirketlerin yönetim
kurulu başkanları içinde kadınların oranı %3 iken, TİSK’in yaptığı araştırmaya göre bu oran,
%14’tür. Ayrıca, büyük şirketlerin yönetim kurulu üyeleri içinde kadınların oranı AB genelinde
%11 iken, Türkiye’de bu oran %23 olarak ortaya çıkmıştır.
3.1. Kadınların Üst Yönetime Gelememe Nedenleri ve Karşılaştıkları Sorunlar
Türkiye’de ve dünyada her ne kadar kadınların iş hayatında ağırlığı giderek artsa da
yönetim kademelerinde yukarıya doğru çıkıldıkça kadın oranlarının düştüğü görülmektedir.
Türkiye’deki durum incelendiğinde, kamu kesimi ile özel kesimdeki durum karşılaştırıldığı
zaman, kamuya oranla özel sektörde kadının yönetimdeki temsilinin nispeten iyi olması,
üzerinde düşünülmesi gerektiğine dikkat çekmektedir. Bu durumun sebebinin kadınların kendi
tercihlerinden veya eksiklerinden kaynaklanan kişisel sebeplerden ziyade dış faktörlerden
kaynaklı olabileceği kuvvetle muhtemel bir olgudur (Negiz ve Yemen, 2011: 203). Kadınların
yönetsel pozisyonlarda karşılaştıkları sorunlar genel olarak şöyle özetlenebilir (Türktan,
www.kalitekongresi.2010.org, 10.09.2011):
Ataerkil toplum değerleri ve geleneksel roller
Cinsiyet temelli ayrışma
Ekonomik özgürlüğün faydasına inanmamak
Kendine güven veya zihinsel olgular
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
8
Hatun Korkmaz
Başarı, zirve, yalnızlık korkusu
“Kraliçe Arı Sendromu” veya tek olma özlemi
“Cam tavan sendromu”
Mobbing
Geniş açı ile bakabilme
Analitik bakış açısı
Kadınlara yönelik stereotipleme
Yönetim kademelerinde kadınların yok denecek kadar az olmasının yukarıda özetlenen
sebepleri genel anlamda kişisel kurumsal ve toplumsal kategoride ele alınmıştır. Kadının
toplumdaki yerinin öncelikli olarak eş ve anne olarak belirlenmesi kadının cinsiyetinden dolayı
bazı durumlarda kendi tercihi ile bazı durumlarda ise toplumsal baskı ile yönetsel pozisyona
gelememesine yol açmıştır. Ayrıca, kadınların özgüven eksikliği, yani, yönetsel pozisyonlarda
kendilerini yeterli görmeyişleri bu pozisyonlara gelemeyişlerinin en önemli sebeplerinden
biridir. Çünkü özgüven yetersizliği, başarıya giden yolda en önemli engellerden bir tanesidir
(Türkten, www.kalitekongresi2010.org, 10.09.2011).
Kadınların üst yönetime gelememelerindeki kişisel sebeplerden biri de başarıdan sonra
gelen zirvede yaşayabilecekleri yalnızlık korkusudur. Böyle bir pozisyona gelmelerinin iş
hayatında ve aile hayatında kendilerini yalnızlaştıracağı korkusunu yaşamaktadırlar. Bir diğer
sebep ise, “Kraliçe Arı Sendromu” diye adlandırılan, kadınların üst pozisyonlarda tek olma
arzusu, hem cinsinin aynı pozisyona gelmesini istememem, çekememe veya buna engel olma
gibi faktörlerdir. Bunların dışında kadınların çalışma hayatında psikolojik şiddete maruz
kalması ve cam tavan sendromu da üst yönetimde kadınların temsilinin az olmasının
sebeplerindendir.
Çalışmanın bundan sonraki bölümünde kadınların üst yönetime gelmelerindeki en
önemli sebeplerinden biri olan ve son zamanlarda dünya genelinde sıkça tartışılan konular
arasında yer alan cam tavan sendromu üzerinde durulacaktır.
4. CAM TAVAN SENDROMU
Cam tavan sendromunu kişisel gelişim kitaplarında çokça bahsedilen “Pire Deneyi” ile
açıklamaya çalışalım:
“Bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler. Bir kaçını
toplayıp 30 cm. yüksekliğindeki cam fanusun içine koyarlar. Metal zemin ısıtılır. Sıcaktan
rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışırlar ama başlarını tavandaki cama çarparak
düşerler. Zemin de sıcak olduğundan tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar. Pireler
camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler.
Defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıplayamamayı
öğrenirler. Artık hepsinin 30 cm. zıpladığı görülünce deneyin ikinci safhasına geçilir ve
tavandaki cam kaldırılır. Zemin tekrar ısıtılır. Bütün pireler eşit yükseklikte, 30 cm. zıplarlar!
Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır ama buna hiç cesaret
edemezler. Kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu sınırlayıcı hayat dersine sadık halde
yaşarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânları vardır ama kaçamazlar. Çünkü engel artık
zihinlerindedir. Onları sınırlayan dış engel (cam) kalkmıştır ama kafalarındaki iç engel yani 30
santimden fazla zıplanamaz inancı varlığını sürdürmektedir. Bu deney canlıların neyi
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
9
Yönetim Kademelerinde Kadına Yönelik Cinsiyet Ayrımcılığı ve
Cam Tavan Sendromu
başaramayacaklarını nasıl öğrendiklerini gösterir. Pirelerin yaşadıkları bu olay, “cam tavan
sendromu” na örnek teşkil eden bir durumdur (Sekman, www.muminsekman.com, 05.04.2013).
Bu deneyi, iş yaşamında üst yönetime gelme konusunda kadınların yaşadıkları cam
tavan sendromu ile ilişkilendirecek olursak, kadınlar da aynen pireler gibi kendilerini neyin
sınırlandırdığını bilmeden, bir çok konuda öğrenilmiş çaresizlik duygusuyla hareket ederek üst
yönetime gelememektedirler.
Benzer bir deneyi ABD’li ünlü psikolog Martin Seligman 1975 yılında kapana kısılmış
insanların durumuna ışık tutmak için köpekler üzerinde uygulamıştır. Seligman, bir grup köpeği
kafeslerin içine hapsedip sık sık şok uygulamıştır. Bu duruma önce direnip mücadele eden
köpekler, bir süre sonra kendilerini çaresizliğin kucağına bırakmışlardır. Daha sonra kafeslerin
kapıları açılmış ve köpeklerin kaçabileceği imkan sağlanmıştır ancak, köpeklerin %65’i
kaçmayı bir kez daha denememiş, yere uzanıp umutsuzca sızlanmayı tercih etmişlerdir.
Seligman, benzer davranışların insanlarda da yaşandığını belirlemiştir. Bireylerin sürekli önüne
konan engeller zamanla onların mücadele etme isteğini kırmış ve onlara çaresizliği öğretmiştir.
Yönetim literatüründe 1970’li yıllarda ABD’de ortaya çıkan cam tavan kavramı,
örgütsel önyargılar ve kalıplar tarafından yaratılan, kadınların üst yönetim pozisyonlarına
gelmeleri önündeki görünmez ve yapay engeller olarak tanımlanmıştır (Wirth,2001:1). Ancak
cam tavan sendromu, günümüzde yalnızca kadınlarla sınırlandırılmamakta, etnik azınlıklar ve
erkeklerin de kadınlar gibi kariyer ilerlemelerinde cam tavan sendromunu yaşayabilecekleri
ifade edilmektedir (Lackwood, 2004: 10).
5. CAM TAVAN SENDROMUNA YOL AÇAN ETMENLER
Kadınların iş hayatında karşılaştıkları cam tavan engeli üç boyutta ele alınmaktadır
(Aycan, www.anneyizbiz.com, 07.03.2007).
Erkek yöneticiler tarafından konulan engeller: Erkek yöneticiler tarafından konulan
engellerden en önemlisi, kadınların üst yönetimde başarılı olmayacağına inandıkları
önyargılardır. Kadınların, kişilik, kararlılık ve azim açısından yönetim kademelerinde yeterli
olamayacaklarını düşünürler. Erkek yöneticiler tarafından konulan engellerden bir diğeri ise,
erkek yöneticilerin kadınlarla iletişim kurmanın zorluğuna inanmaları ve erkeklerin gücü kendi
ellerinde tutma isteğidir.
Kadın yöneticiler tarafından konulan engeller: Kadın yöneticilerin, hemcinslerinin üst düzey
yönetici pozisyonlarına gelmelerini istememesi, bulunduğu mevkide tek kadın olma düşüncesi,
kadınlar arasında kariyer yarışının kıskançlık ve çekememezliklere sebep olması “Kraliçe Arı
Sendromu” olarak adlandırılmakta ve kadınların üst düzey yönetici pozisyonuna yükselmesinde
en önemli engellerden biri olarak kabul edilmektedir. Kraliçe arı sendromu, kadın yöneticilerin
erkek tutumlarını benimseyerek bunu kadınlara karşı kullanmak, diğer kadınların rekabetini
bertaraf etmeye çalışmak, kadın erkek ayrımıyla ilgili belirtileri görmemezlikten gelmek gibi üç
özellikten oluşmaktadır.
Kişinin kendi kendine koyduğu engeller: Kadınları cam tavan sendromuna iten en büyük
engellerden bazıları da kişinin kendi kendine koyduğu engellerdir. Bunlar, aile hayatlarının
zarar görmesinden duyulan endişe, nasıl olsa yükselemem yaklaşımının getirdiği özgüven
eksikliği, iş hayatında öncelikle kendi cinsinden olan çalışanları rakip olarak görme eğilimi
olarak sıralanabilir (Şiyve, 2004).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
10
Hatun Korkmaz
Yapılan çalışmalar, cinsiyet temelli cam tavan engellerinin farklı şekillerde
sınıflandırıldığını göstermektedir. Fakat genel olarak iş hayatında cam tavan sendromuna yol
açan unsurlar, Tablo 8’de görüldüğü gibi bireysel, örgütsel ve toplumsal olarak üç kategoride
sınıflandırılmıştır (Dreher, 2003: 542).
Tablo.8. Kadınların Yönetici Pozisyonuna Gelmelerindeki Cam Tavan Engeller
Bireysel Faktörler
Örgütsel Faktörler
Toplumsal Faktörler
Çoklu rol Üstlenme
Kişisel Tercihler ve Algılar
Örgüt Kültürü
Örgüt Politikaları
Mentor Eksikliği
İnformal İletişim Ağlarına
Katılamama
Mesleki Ayrım
Cinsiyetle
Bağdaştırılan
Kalıplaşmış Önyargılar
Kaynak: KSSGM Yayınları, Ankara, 1998.
Bireysel Faktörler: Bireysel faktörlerden kaynaklanan nedenlerden biri olan çoklu rol
üstlenme, kadının hem anne hem eş hem birey ve hem çalışan olarak birçok role sahip olması
kadının üst pozisyonlara gelmesinde engelleyici bir durumdur. Kadının üst yönetime
gelememesindeki bir diğer bireysel faktör ise, kişisel tercih ve algılardır. Yani, kadının işi ve
ailesi arasında bir seçim yaparak ailesini tercih etmesi gibi.
Örgütsel Faktörler: Kadınların kariyer olanaklarında eşit şekilde değerlendirilmeleri örgüt
kültürüne bağlıdır. Erkek egemen örgüt kültürleri kadınlara kariyer basamaklarında önemli
sorunlar teşkil etmektedir.
Toplumsal Faktörler
Cinsiyete dayalı toplumsallaşma gereği toplum kişilerin taşıdıkları cinsiyet itibariyle
onlardan farklı roller üstlenmelerini beklemektedir (Eyüboğlu, 1999). Kadınlar hakkında
kalıplaşmış önyargılar (stereotipler) kadının çalışma hayatına ket vurduğu gibi, yönetici
konumunda kadın rol modellerinin oluşmasını önleyerek kadınların bu roller için uygun
olabileceği düşüncesini de engellemektedir.
Bunlar ve daha birçok etken, kadınların çalışma hayatında ilerlemesine engel açıkça
ortaya çıkarılamayan bir kast sisteminin hala yürürlükte olduğunun göstergesidir. Bu kast
sistemi, erkek egemen toplumsal cinsiyet bakış açısının iş yerine yansımasıyla oluşmuştur
(Yoğun Erçen, 2008: 32).
6. CAM TAVANI SENDROMUNU KIRMAYA YÖNELİK STRATEJİLER
Kadınların aile içi sorumluluk, toplumsal önyargılar, fırsat eşitliğinin olmayışı, cinsel
kalıplar vb. gibi nedenlerden ötürü maruz kaldıkları cam tavan engelini aşmalarının en önemli
yolu özgüvene sahip olmaktır. Cam tavanı kırmak her e kadar toplumsal ve örgütsel bir çaba
gerektirse de, kişi bu sorunla baş etmeye öncelikle özgüvenini geliştirmekle başlamalıdır.
Çünkü birey kendine ne kadar güvenir ve geleceğe olumlu yönde bakarsa, çevresindeki kişilerin
ve çalıştığı kurumun da bakış açısı o yönde değişecektir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
11
Yönetim Kademelerinde Kadına Yönelik Cinsiyet Ayrımcılığı ve
Cam Tavan Sendromu
Knutson ve Schmidgall (1999)’un Amerika’da yaptıkları çalışmada, kadınların
yönetimde yükselmeleri için cam tavan sendromunu kırmaya yönelik stratejileri şöyle
belirlemişlerdir:
Hükümetlerin cinsiyet ayrımcılığını gidermeye yönelik yasal yapı ve mekanizmaları
düzenlemesi.
Eşit iş kanunlarının uygulanması ve işletmelerin, kurumların ve hükümetin personel
haklarını ve sorumluluklarını tanımaları açısından uygun plan ve programların
belirlenmesi.
İşe alma terfi ettirmede kurumların veya işletmelerin kadınlara eşit fırsat ve
yaklaşımların sergilemesi.
Kadınların profesyonel yeteneklerini geliştirmelerini ve ilerlemelerini sağlamak için
danışmanlık
Kadın yatırımcılara erkeklerle eşit fırsatlar
Kurumların ve işletmelerin cinsiyet körlüğünden kurtularak liyakate göre ve önyargısız
bir şekilde terfi uygulamaları.
Bunların dışında cam tavanı kırmaya yönelik stratejiler, yüksek performans gösterme
stratejisi, üniversite ve mesleki eğitim edinme stratejisi, kariyer geliştirme programlarına
katılma stratejisi, mentordan yardım alma stratejisi, sosyal ilişkileri geliştirme stratejisi olarak
dört başlıkta ele alınmıştır (Schneer ve Reitman, 2002<. 25-38).
Üniversite ve Mesleki Eğitim Edinme Stratejisi: Üniversite ve mesleki eğitim kişinin
mesleki kariyerinde ilerlemesi önemli bir etkendir. Kadınlara yönelik cam tavanın aşılabilmesi
için öncelikle kadınların iyi bir eğitim alarak üst pozisyonları hak ettiklerini kanıtlamaları
gerekmektedir (Lewis ve Fagenson, 1995: 50-53).
Kariyer Geliştirme Programlarına Katılma Stratejisi: kadın çalışanlara mesleki
eğitim sunulması ve özel görevler verilmesi kariyer geliştirme programlarından iki tanesidir. Bu
programlar kadınların yönetim aşamasına geçişini ve uyumunu kolaylaştırmaktadır. Kadınların
kariyer ilerletmesinde karşılaştığı engeller arasında mesleki eğitim ve deneyim olgusuna vurgu
yapılmaktadır. Bu tip programlar sayesinde kadınların kariyer ilerletmesi kolaylaşacaktır
(Yoğun Erçen, 2008: 41).
Mentordan Yardım Alma Stratejisi: Mentordan yardım alam stratejisinin temelinde,
tecrübeli, işinde ustalaşmış kişilerle usta-çırak ilişkisi çerçevesinde deneyimlerinden
faydalanmak yer almaktadır. Bu sürecin özünde ustanın çırağı yetiştirmesi ve yol göstermesi
bulunmaktadır. Mentor ilişkisine ait bazı özelliklerde, ilişkinin aktif olması yardımı amaçlaması,
öğretmeyi ve öğrenmeyi içermesi, samimi bir şekilde rehber olunması gibi davranışlar yer
almaktadır (Yoğun Erçen, 2008: 50). Mentordan yardım alma her zaman planlanmış ve formel
bir şekilde oluşmamaktadır. Bazı durumlarda çalışanlar arasında kişisel bir şekilde mentor
ilişkisi oluşturulmaktadır.
Aile Dostu ve Esnek İşyeri Modeli: kurumlarda yüksek potansiyele sahip kadınların
yönetim becerilerinden yararlanma ve onların cam tavanı kırmasına yönelik alınacak
tedbirlerden biri de iş yerinin aile yaşantısına zarar vermeden esnek çalışma saatleri belirlemesi
ve çocuk bakımına destek uygulamalar geliştirmektir. Kamu çalışanları için devletin çocuk
bakımı, hamilelik ve yaşlı bakımı gibi konularda gerekli uygulamaları başlatması
gerekmektedir. Ayrıca özel şirketlerin de özellikle esnek çalışma saatleri konusunda kadınlara
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
12
Hatun Korkmaz
kolaylık sağlayacak düzenlemelerin oluşturulması gerekmektedir (Knutson ve Raymond, 1999:
64-75).
Sosyal İlişkileri Geliştirme Stratejisi: çalışma yaşamında kurum içi veya işletme
içinde sosyal ilişkilerin geliştirilmesi, erkeğin egemen olduğu iş dünyasına kadının
adaptasyonunu kolaylaştırmaktadır. Gelişen bu ilişkiler sayesinde, kadınlar, kabul gören
davranış ve üslup biçimlerinin farkına vararak kariyerlerini daha kolay ilerletebilmektedirler
(Yoğun Erçen, 2008: 52).
Cinsiyet temelli engeller arasında yer alan kabul görmüş liderlik biçimleri ve iletişim
tiplerinin kadınlar tarafından farkına varılması ve uygulanabilmesi için, kadınların daha çok
sosyal ilişkiler geliştirmeleri gerekmektedir. Aynı zamanda kadınların erkek ilişki ağlarından
uzak durması, kariyer ilerletmenin önündeki önemli engellerden biridir (Lockwood, 2004:1-10).
7. SONUÇ VE ÖNERİLER
Başta kadınlar olmak üzere, toplumun diğer kesimlerinde ırksal, siyasal veya dinsel
sebeplerle iş yaşamında üst pozisyonlara gelmede ayrımcılığa maruz kalan insanlar, resmiyette
olmayan ve açıkça ifade edilemeyen veya görülemeyen engellerle karşılaşmaktadırlar. Yönetim
literatüründe “cam tavan sendromu” diye adlandırılan bu durumla iş hayatında daha çok
kadınların karşı karşıya kaldığı belirlenmiştir.
Beşeri sermayenin çok önemli olduğu günümüz koşullarında gerek kamu kurumları
gerekse işletmelerin kadın çalışanların yeteneklerinden yararlanmak için kadınlara pozitif
ayrımcılık yapması ve kadınların aile ve işinde denge kurabileceği bir iş ortamı yaratması
gerekmektedir. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların üst yönetimde yer alamamaları ülkelerin
gelişimi konusundaki ciddi engellerden biridir. Zira, yönetim kademelerinde kadınların olması;
Yaratıcılık ve yenilik artışı ile verimliliği artırmakta,
Müşteri ve tüketiciyi temsil ederek memnuniyeti artırmakta,
Kurum-ülke imajını geliştirmekte,
Bu konuya duyarlı yatırımcıların ilgisini çekmektedir.
Ayrıca, kadınların güçlü önsezileri, gelişmiş empati duyguları, kolay iletişim kurma
becerileri, uzlaşmaya daha yatkın olmaları ve sabırları ile iş hayatında erkeklerden farklı
konumdadırlar. Kadınların bu özellikleri, iş dünyasında büyük avantaj sağlayabilecekken
maalesef bu fırsat dünya genelinde bir çok kadına verilmemektedir. Türkiye’de ve dünyada
resmi olarak kadın erkek eşitliği yasalarda belirtilmesine rağmen, hakların kullanımında, fırsat
eşitliğinde sorunlar yaşanmaktadır (www.unfpa.org.tr, 10.10.2012).
Kadınların aile içi sorumluluk, toplumsal önyargılar, fırsat eşitliğinin olmayışı, cinsel
kalıplar vb. gibi nedenlerden ötürü maruz kaldıkları cam tavan engelini aşmalarının en önemli
yolu özgüvene sahip olmaktır. Cam tavanı kırmak her e kadar toplumsal ve örgütsel bir çaba
gerektirse de, kişi bu sorunla baş etmeye öncelikle özgüvenini geliştirmekle başlamalıdır.
Çünkü birey kendine ne kadar güvenir ve geleceğe olumlu yönde bakarsa, çevresindeki kişilerin
ve çalıştığı kurumun da bakış açısı o yönde değişecektir.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
13
Yönetim Kademelerinde Kadına Yönelik Cinsiyet Ayrımcılığı ve
Cam Tavan Sendromu
KAYNAKLAR
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, (2012), “Türkiye’de Kadının Durumu”, Ankara.
AYCAN, Zeynep (2004), Üç Boyutlu Cam Tavan: Kadınların Kariyer Gelişiminde Kim,
Kime, Neden Engel Oluyor?, www.anneyiz.biz/haber/haberdtl. php?hid=1809
(07.03.2007).
DREHER, George F., (2003).‘‘Breaking the Glass Ceiling: The Effects of Sex Ratios and
Worklife Programs on Female Leadership at the Top’’, Human Relations,
EYÜBOĞLU, Dilek, (1999), Kadın İşgücünün Değerlendirilmesinde Yetersizlikler,
Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi Yayınları, Yayın No. 637.
Grant Thornton, (2012), “Women İn Senior Management”, Internatıonal Business Report,
2012.
KNUTSON, Bonnie J., RAYMOND S. Scmidgall, (1999), "Dimensions Of The Glass
Ceiling In The Hospitality Industry", Cornell Hotel and Restaurant
Administration Quarterly, 1999, s.64-75.
KOCA,
Bennur,
“Çalışma
Hayatında
Kadın”http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/
dosyalar/1456/file/Calisma_Hayati_ve_Kadin_Bennur_Koca.pdf, (Erişim Tarihi:
03.04.2013).
LEWİS, A.E. ve FAGENSON, E.A.(1995), “Strategies for Developing Women
Managers; How They Fulfill Their Objectives?”, Journal of Management
Development, 14(2), 39-53.
LACKWOOD, Nancy, “The Glass Ceiling: Domestic and International Perspectives”,
HR Magazine, 2004 Haziran, Çev: Şirin Müge Kavuncu, “Cam Tavan: Ulusal ve
Uluslararası Bakış Açıları”, Kalkınmada Anahtar Verimlilik Dergisi, MPM Aylık
Yayın Organı, Şubat-2009, s.10.
NEGİZ, Nilüfer, ve YEMEN, Aysun, (2011), “Kamu Örgütlerinde Kadın Yöneticiler:
Yönetici ve Çalışan Açısından Yönetimde Kadın Sorunsalı”, s. 203. SDÜ Fen
Edebiyat Fakültesi SDU Faculty of Arts and Sciences Sosyal Bilimler Dergisi
Journal of Social Sciences Aralık, Sayı:24.
SCHNEER, A.J. ve REİTMAN, F. (2002), “Managerial Life Without a Wife”, Journal of
Business Ethics", Sayı:37, ss:25-38.
SEKMAN,
M.,
http://www.muminsekman.com/cam-tavan-sendromucam-tavan-
sendromu.html, (Erişim Tarihi: 05.04.2013).
ŞİYVE, Ozan Çağım (2004), “Kadın-Erkek Liderlik Tarzları ve Cam Tavan” Tügiad
Elegans Magazin, Sayı:66, Mart-Nisan, www.elegans.com.tr/arsiv/66/ haber018.
html (13.07.2007).
TİSK, http://tiskweb.com/isveren_sayfa.asp?yazi_id=2629&id=118, (Erişim Tarihi:
Aralık, 2009).
TÜRKTAN, Gülden, “Yönetimde Kadın”, 19. Kalite Kongresi, http://www.
kalitekongresi2010.org., (Erişim Tarihi:10.09.2011).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 5, Eylül 2014, s. 1-14
14
Hatun Korkmaz
TOKSOY REDMAN, Berna, “Üst yönetimde Kadın Temsili: Avrupa Birliği ve
Türkiye’deki Gelişmeler”, http://www.tusiad.org.tr/bilgi-merkezi/fikir-ureten-
fabrikadan/ust-yonetimde-kadin-temsili--avrupa-birligi-ve-turkiyedeki-
gelismeler/, (Erişim Tarihi: 10.10.2012).
UZUN, Gizem, (2004), “Kadın Yöneticileri Motive Ve Demotive Eden Faktörlerin
TespitineYönelik Bir Arastırma” (Yüksek Lisans Tezi) Çukurova Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
WIRTH, Linda, (2001), Breaking Through The Glass Ceiling: Women in Management,
International Labour Office, Geneva.
YOĞUN ERÇEN, Ayşe Esmeray, (2008), Kadınların cam tavanı aşma stratejileri: Büyük
Ölçekli Türk İşletmelerinde Bir İnceleme, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü
Doktora
Tezi.
Yönetim
Kadının
Hakkıdır
Bildirgesi,
http://www.unfpa.org.tr/turkeytr/ykhb.pdf, (Erişim Tarihi:10.10.2012).
ZANE, N.C. (2002), “The Glass Ceiling Floor My Boss Walks On: Leadership
Challenges in Managing Diversity”, The Journal of Applied Behavioral Science,
38(3), 334-354.
Dostları ilə paylaş: |