DAMAR CERRAHİSİNDE ACİL DURUMLAR
Editör: Prof. Dr. Fatih Ata Genç
T Ü R K C E R R A H İ D E R N E Ğ İ Y A Y I N L A R I
DAMAR CERRAHİSİNDE ACİL DURUMLAR
Yayına Hazırlayan: Prof.Dr. Fatih Ata Genç
© Türk Cerrahi Derneği Yayını
Birinci basım: Mayıs 2012, İzmir
ISBN: 978-605-4597-04-8
TÜRK CERRAHİ DERNEĞİ YÖNETİM KURULU
BAŞKAN:
Dr. Cem TERZİ
BAŞKAN YARDIMCISI
Dr. Haldun GÜNDOĞDU
GENEL SEKRETER:
Dr. Savaş KOÇAK
SAYMAN:
Dr. Seher DEMİRER
ÜYELER:
Dr. Fatih AĞALAR
Çalışma Grubu ve Komisyonlardan Sorumlu Üye
Dr. Ömer ALABAZ
Çalışma Grubu ve Komisyonlardan Sorumlu Üye
Dr. Mutlu DOĞANAY
İnternet ve Web Sorumlusu Üye
Dr. Yeşim ERBİL
Yeterlilik Kurulu, Çalışma Grubu ve Komisyonlardan Sorumlu Üye
Dr. Sümer YAMANER
Çalışma Grubu ve Komisyonlardan Sorumlu Üye
*İsimler soyadına göre alfabetik olarak sıralandırılmıştır.
Kapak Tasarım:
A. Tansel Özalp
Teknik Hazırlık:
Egetan Bas. Yay. San. Tic. Ltd. Şti.
Baskı ve Cilt:
Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San. Tic. Ltd. Şti.
5627 Sokak No:37 Çamdibi/İzmir
Tel: 0232 433 33 55 • Faks: 0232 457 30 33
www.lamineks.com.tr
Türk Cerrahi Derneği
Koru Mahallesi Ihlamur Caddesi No: 26 06810 Çayyolu, ANKARA
Telefon: +90 (312) 241 99 90
Faks : +90 (312) 241 99 91
E-posta : turkcer@turkcer.org.tr
2
Damar Cerrahisinde
Acil Durumlar
Editör: Prof. Dr. Fatih Ata Genç
4
YAZARLAR
Prof. Dr. Cemalettin Ertekin
Prof. Dr. Erdal Anadol
Uzm. Dr. Cihangir Akyol
Doç. Dr. Murat Bayazıt
Uzm. Dr. Lütfü Soylu
Prof. Dr. İskender Alaçayır
Yrd. Doç. Dr. Arda Demirkan
Prof. Dr. Cüneyt Köksoy
Doç. Dr. Murat Aksoy
Doç. Dr. Saadettin Karacagil
Prof. Dr. Uğur Bengisun
Uzm. Dr. Ömer Arda Çetinkaya
Prof. Dr. Fatih Ata Genç
Prof. Dr. Mehmet Kurtoğlu
Prof. Dr. Bülent Acunaş
Doç. Dr. Koray Güven
Prof. Dr. Hakan Uncu
Yrd.Doç.Dr.Kamil Gürpınar
Uzm. Dr. Fatih Yanar
Prof. Dr. Selçuk Baktıroğlu
Önsöz
Acil damar hastalıkları ve damar yaralanmaları genel cerrahi asistan ve uzmanlarının eğitimleri
süresince, günlük pratikleri ve nöbetleri sırasında sık karşılaştıkları önemli durumlardır. Tanı ve
tedavide doğru ve hızlı yaklaşım gerektiren acil damar hastalıkları; uygun şekilde yönetilmezse
birçok hastalığa kıyasla daha yüksek mortalite ve morbidite oranları ile sonlanabilmektedir. Bu ne-
denle tanı ve tedavideki güncel yaklaşımların bilinmesi zorunludur.
Bu kitap güncel tanı ve tedavi yöntemlerini, cerrahi ve girişimsel radyolojik yaklaşımları sunmayı
hedeflemiştir. Acil cerrahi damar hastalıklarının tüm konularını kapsaması düşüncesi ile konular
seçilmiş ve ülkemizin konularında deneyimli yazarları tarafından kaleme alınmıştır. Her bölümde
önemli notlar şeklinde kısa bilgiler, klinik anatomi ile tanı ve tedavide yaklaşımlar güncel konsensus
protokolleri ışığında verilmeye çalışılmıştır.
Ülkemizde damar cerrahisinin gelişiminde emeği geçen Prof. Dr. Hilmi Akın, Prof. Dr. Osman
Akata, Prof. Dr. Alaaddin Vardar, Prof. Dr. Metin Özgür, Prof. Dr. İbrahim Ceylan, Prof. Dr. Aydın
Kargı, Prof. Dr. Göksel Kalaycı, Prof. Dr. Altan Tüzüner hocalarımızı saygıyla anmayı bir borç
bilirim. Kitabın basım sürecinde desteklerini esirgemeyen başta Türk Cerrahi Derneği Başkanı
Prof. Dr. Cem Terzi olmak üzere tüm yönetim kurulu üyelerine teşekkürlerimi sunarım.
Kitap acil servislerin öğrenme isteği ile dolu, özverili ve çalışkan cerrahlarına ithaf olunur. Yararlı
olabilirse tüm yazarları ve emeği geçenleri mutlu edecektir.
Prof. Dr. Fatih Ata Genç
Mayıs 2012, İstanbul
5
6
Sunuş
7
Periferik Damar Cerrahisi, arter, ven ve lenfatik sistem bozukluklarının tanı, tedavisi ve koruyucu
hekimlik hizmetlerinin sunulduğu klinik ve bilimsel temele dayalı bir tıp bilimidir.
Periferik Damar Cerrahisi uygulamaları dünyanın pek çok bölgesinde, farklı cerrahi disiplinler
tarafından uygulanmaktadır. Ülkelerin bir kısmında anabilim dalı, bir kısmında ise yan dal olarak
çalışmaktadır. Yan dal olarak en sık Genel Cerrahi ve Kalp-Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalları
içinde yapılanmıştır. Dünyada halen ağırlıklı olarak Genel Cerrahi uzmanlık eğitimi sonrası Periferik
Damar Cerrahisi sertifikası verilmektedir.
Türkiye’de periferik damar cerrahisi, genel cerrahlar ve kalp damar cerrahları tarafından yapıl-
maktadır. Maalesef, genel cerrahi grubu içinde damar cerrahisi ile uğraşmakta olan cerrah sayısı
farklı nedenlerden dolayı zaman içinde azalmıştır.
Genel cerrahi alanı için vazgeçilmez olan periferik damar cerrahisinin hak ettiği ağırlığı yeniden
kazanması ve genç kuşak cerrahlara bu birikimin aktarılması amacı ile Türk Cerrahi Derneği olarak
harekete geçmeye karar verdik.
Türk Cerrahi Derneği, 12.02.2011 tarih ve 16 sayılı Yönetim Kurulu Toplantısı’nda, periferik
damar cerrahisinin genel cerrahinin temel uğraş̧ alanlarından biri olduğunu konusunu gündemine
aldı ve bu alanla ilgili başta kurslar olmak üzere bir dizi eğitim etkinlikleri düzenlenmesine karar
verildi. 12.03.2011 tarih ve 17 sayılı Yönetim Kurulu toplantısında ise TCD Periferik Damar Cerrahisi
Çalışma Grubu kuruldu.
TCD Periferik Damar Cerrahi Çalışma Grubu’nun amacı, genel cerrahlar arasında periferik
damar cerrahisi konusunda farkındalık yaratmak ve sonrasında ilgili hekim grubunu damar hasta-
larına en iyi hizmeti verecek konuma getirmektir.
Elinizdeki bu kitap, TCD Periferik Damar Cerrahisi Çalışma Grubu’nda yer alan saygın bilim
insanlarının özverili çalışmaları ile oluştu.
Başta Prof. Dr. Fatih Ata Genç olmak üzere tüm yazarlara, cerrahi camiası adına en derin takdir
ve teşekkürlerimi sunarım.
Prof. Dr. Cem Terzi
TCD Başkanı
8
9
İçindekiler
I-
Travmada Genel Yaklaşım Damara Erişim Yolları ve Damar Travması . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .11
Prof. Dr. Cemalettin Ertekin
II-
Damar Cerrahisinde Teknik Özellikler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .25
Prof. Dr. Erdal Anadol, Uzm. Dr. Cihangir Akyol
III-
Boyun Damar Yaralanmaları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .39
Doç. Dr. Murat Bayazıt, Uzm. Dr. Lütfü Soylu
IV-
Toraks (toraks çıkışı) damar yaralanmaları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .53
Prof. Dr. İskender Alaçayır, Yrd. Doç. Dr. Arda Demirkan
V-
Abdominal Damar Yaralanmaları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .69
Prof. Dr. Cüneyt Köksoy
VI-
Abdominal Aort Anevrizması Rüptürleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .83
Doç. Dr. Murat Aksoy
VII-
Akut İntestinal İskemi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .89
Doç. Dr. Saadettin Karacagil
VIII- Üst Ekstremite Akut İskemileri ve Travmatik Damar Yaralanmaları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .99
Prof. Dr. Uğur Bengisun, Uzm. Dr. Ömer Arda Çetinkaya
IX-
Alt Ekstremitenin Akut İskemisi ve Travmatik Damar Yaralanmaları . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .113
Prof. Dr. Fatih Ata Genç
X-
Akut Venöz Aciller . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .127
Prof. Dr. Mehmet Kurtoğlu
XI-
Travmatik ve Travmatik Olmayan Acil Damar Hastalıklarında
Görüntüleme ve Girişimsel Radyoloji . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .153
Prof. Dr. Bülent Acunaş, Doç. Dr. Koray Güven
XII-
Damar Cerrahisinde Komplikasyonlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .181
Prof. Dr. Hakan Uncu, Yrd.Doç.Dr.Kamil Gürpınar
XIII- Arteriovenöz Fistül Komplikasyonları ve Tedavisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .201
Prof. Dr. Selçuk Baktıroğlu, Uzm. Dr. Fatih Yanar
10
Prof. Dr. Cemalettin Ertekin
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi
Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Travmada Genel Yaklaşım,
Damara Erişim Yolları ve
Damar Travması
Notlar
•
Multitravma tanımının travmanın ciddeyitini belirlemekten ziyade multidisipliner bir yaklaşım gerekliliğini
ortaya koyan bir tanımdır. Travmanın ciddiyetini ifade etmek için travma skor sistemleri kullanılmalıdır.
•
Travmaya bağlı ölümleri önlemede en önemli unsur travmadan korunmaya yönelik önlemler ve eğitimdir.
•
Travma hastalarında aksini ispat edene kadar servikal travma varlığı kabul edilmeli buna yönelik önlemler
alınmalı ve özellikle solunum yolunu açmak için yapılan müdahaleler sırasında gerekli özen gösterilme-
lidir.
•
Travma hastasının hemodinamisi iyi değerlendirilmeli ve hemodinamiye uygun yaklaşım algoritmaları
ve gerekli sıvı resüsitasyonu ilkeleri iyi bilinmelidir.
•
Travma hastalarında ekstremitelerde olan dışa kanamalar kompresyon ile durdurulmalı turnike uygu-
lanmamalıdır.
•
Periferik damar yaralanmalarının tanısında şüphe en önemli unsur olup ekstremitelere yönelik künt ve
penetran travmalı her hasta damar yaralanması açısından değerlendirilmelidir.
•
Distal nabızların alınmasının damar yaralanması olmadığı anlamına gelmediği, bilinmeli, yaralanmaya
ait zayıf belirtiler olan hastalarda mutlaka yardımcı tanı yöntemleri kullanılmalıdır.
11
Tanım
Travma, sözcüğü Yunanca’da yara anlamına gelen
“troma” kelimesinden türemiştir. Travma ile eş anlamlı
olarak kullanılan “injury” ise, haksızlık ya da hata an-
lamına gelen bir sözcük olup Latince’den köken alır.
İnjury genellikle İngilizce literatürde yaralanma anla-
mında kullanılmaktadır.
(1,2)
Travma günümüzde “Fiziksel, kimyasal ya da termal
bir etkene maruz kalma sonucu oluşan yaralanma” ola-
rak tanımlanır. Adli açıdan yaralanmalar, kaza ile olan-
lar ve kasıtlı olanlar, oluş mekanizması yönünden ise
künt ve penetran travmalar olarak ikiye ayrılır. Trafik
kazaları, iş kazaları, yüksekten düşme ve darp gibi olay-
lar künt travma grubuna girerler.
Penetran travmalar düşük, orta ve yüksek ivmeli
olarak üçe ayrılırlar. Kesici-delici alet yaralanmaları
düşük ivmeli gruba girerken, tabanca ve saçma yara-
lanmaları orta ivmeli, askeri silah, otomatik silah ve
bomba ile yaralanmalar ise yüksek ivmeli yaralanmalar
grubuna girer.
(1-3)
Multiple travmadan söz edebilmek için travmanın,
baş-boyun, göğüs, karın ve ekstremiteler olarak kabaca
4 bölüme ayrılan insan vücudunda en az iki bölgeyi
etkilemesi gerekir. İstisna olarak birden fazla büyük
uzun kemik kırığı oluşması hali de multiple travma
olarak kabul edilir.
(1)
Epidemiyoloji
Çağımızın en ciddi problemlerinden biri olan
travma, toplumları önemli ekonomik, sosyal ve sağlık
sorunları ile karşı karşıya bırakmaktadır. Tüm geliş-
melere rağmen travma, 0-40 yaş grubu insanlarda bi-
rinci, 45 yaş üzeri insanlarda ise dördüncü sırada ölüm
nedeni olmaya devam etmektedir. On dört yaş altındaki
ölümlerin %50’si, 15–24 yaş grubundaki ölümlerin %
80’i ve 25–40 yaş grubundaki ölümlerin % 65’i trav-
maya bağlıdır.
(1-5)
Ayrıca travma beklenilen yaşam süresi uzun olan
genç insanların sakat ya da iş göremez hale gelmesine
yol açarak ağır psikolojik, sosyal ve ekonomik sorun-
ların doğmasına neden olur.
Ülkemizde travma nedeniyle ölümlerde, trafik ka-
zaları birinci sırada, iş kazaları ise ikinci sırada yer al-
maktadır. 2010 yılı Emniyet Genel Müdürlüğü istatis-
tiklerine göre, ülkemizde 1.104.388 adet trafik kazası
meydana gelmiştir. Bu kazalarda 4.045 kişi ölürken
211.496 kişi de yaralanmıştır. Trafik kazalarının % 85’i
hasarlı, % 15’i yaralanmalı ve % 0.9’u ise ölümlü olarak
gerçekleşmiştir.
Travmalı hastanın değerlendirilmesi
Travma sonrası ölümlerin, % 50’si anında (ilk birkaç
dakika), % 30’u erken dönemde (ilk gün) ve % 20’si
ise geç dönemde (ilk günden sonra) meydana gelir.
(1,3)
Olay yerinde gelişen ani ölümler önlenemez ölümler
grubuna girerler. Bu guruptaki ölümleri önlemenin et-
kili yolu travmadan koruyucu önlemler, küçük yaşlarda
başlatılan sürekliliği olan ve travmadan korunma bi-
lincini geliştiren eğitimlerdir.
(6, 7)
İkinci guruptaki has-
talar ise nakil veya hastanede resüssitasyon sırasında,
ameliyatta ya da ameliyat sonrası erken dönemde kay-
bedilmektedir. Travma organizasyonlarının başarısı
önlenebilir ölümler grubuna giren bu guruptaki en
fazla hastayı yaşatmaktan geçer.
Travmalı hastada morbidite ve mortaliteyi belirle-
yen temel etkenlerin başında, yaralanmadan sonraki
kısa süre içinde yapılan işlemler gelir. Geçen her daki-
kanın önemli olması nedeni ile zaman kayıpları ve
yaklaşımda hata oranlarını asgariye indirmek için sis-
tematik bir yaklaşım uygulanmalıdır. İkinci gurupta
yer alan hastaların ele alınmasını standart bir uygulama
haline getirmek amacı ile ilk olarak 1980 yılında
ABD’de Advanced Trauma Life Support (ATLS) adı
altında bir kurs geliştirilmiş ve zaman içinde, acil ser-
vislerde çalışan ve hastalara müdahale yapan tüm he-
kimlere bu kursu almaları zorunlu kılınmıştır. Ülke-
mizde de aynı amaçla Ulusal Travma ve Acil Cerrahi
Derneği ve Sağlık Bakanlığı iş birliği ile 112 sisteminde
ve acil servislerde çalışan hekimlere 2000 yılından beri
Travma ve Resüssitasyon Kursu (TRK) adı ile benzer
bir kurs başarı ile yürütülmektedir. Bu güne kadar
9.400 hekim bu kurslardan geçirilerek sertifikalandı-
rılmıştır. Ayrıca aynı organizasyonla gerek hastane ön-
cesi gerekse de hastane döneminde görev alan hemşire,
paramedik ve acil tıp teknisyenlerine (ATT) yönelik
olarak 2007 yılında HTT-TRK kursları başlatılmış ve
25 kurs merkezinde 9.000 kişi sertifika almaya hak ka-
zanmıştır.
(2, 8)
Genel yaklaşım hastane öncesi ve hastane dönemi
olarak iki ana bölümde ele alınır.
(1-3,9)
12
Prof. Dr. Cemalettin Ertekin
13
Travmada Genel Yaklaşım, Damara Erişim Yolları ve Damar Travması
Hastane öncesi dönem
Yaralının ilk tıbbi değerlendirilmesi ve öncelikli ya-
şam kurtarıcı ya da sakat kalmayı önleyici tedavisi
olay yerinde hastanın hemodinamik durumuna ve ya-
ralanma mekanizmasına bakılmaksızın hızlı ve sistemli
bir şekilde yapılmalıdır. Geçen süre çok önemli oldu-
ğundan, sistematik bir yaklaşım uygulanmalıdır.
Yaralanma yerindeki ilk değerlendirme ve ilk tıbbi
müdahaleyi yapacak sağlık elemanının temel kardio-
pulmoner resüssitasyon, hava yolunu açacak ve açık
olarak kalmasını sağlayacak teknikler, entübasyon ve
maske kullanımı, kanama kontrolü, atelleme, venöz gi-
rişimler ve intravenöz sıvı tedavisi, defibrilasyon, EKG
çekimi ve yorumlaması, bazı ilaçların kullanımı konu-
larında eğitim ve deneyimi olması gerekir.
(2, 9-11)
Ayrıca
ekibin değişik haberleşme olanaklarından yararlanarak
travma merkezindeki sorumlu doktor ile bağlantı kur-
ması, hastaya daha bilinçli bir yaklaşım sağlaması ya-
nında, hastanenin yaralanmanın ciddiyetine göre ge-
rekli hazırlıkları yaparak hastayı beklemelerine ve
gereksiz zaman kaybının önlenmesine olanak sağlar.
Olay yerinde yapılması ve yapılmaması gereken iş-
lemler konusundaki tartışmalar halen devam etmek-
tedir. Hava yolunun açık tutulması solunumun sağ-
lanması ilk önceliktir ve her şartta sağlanmalıdır. Ayrıca
dışarıya olan önemli kanamalar durdurulmalı servikal
yaralanma ihtimaline karşı önlem alınmalıdır ve majör
kırıklar transport anında kırık uçlarının dokulara zarar
vermesini önleyecek şekilde sabitlenmelidir. Bunlar dı-
şındaki müdahaleler ile zaman yitirilmemesi görüşü
ağır basmaktadır. Araştırmacılar multiple travmalı bir
hastaya olay yerinde IV sıvı uygulaması için gerekli
asgari zamanın 10 dakikanın üzerinde olduğunu gös-
termişlerdir. Ayrıca sağlanan bu damar yolunun trans-
port süresince tıkanma ihtimalide oldukça yüksektir.
Bu nedenler ile en çok kabul gören yaklaşım hastanın
olay yerinden sağlık kuruluşuna nakli 20-25 dakika ya
da daha kısa sürecek ise yukarıdaki öncelikler dışında
hastaya başka bir girişim yapmadan bir an önce has-
taneye transferinin sağlanmasıdır.
(1,2,9,10)
Ayrıca gelişmiş
araçlarda gerektiğinde transport esnasında ilave giri-
şimler yapmak mümkündür. Hastanın transport süresi
ne kadar kısa olursa bir başka deyişle asıl tedaviye ne
kadar erken geçilebilirse morbidite ve mortalite o denli
düşük olur. Son yapılan çalışmalar hava ambulans sis-
temleri ile yapılan taşımalarda kara taşımalarına oranla
mortalitenin 1/3 oranında azaldığını göstermiştir.
(2,12)
Triyaj
Doğal afetler ve büyük kazalar sonrası fazla sayıda
yaralının olması durumunda en önemli işlem, yaralı-
ların kazanın şiddetine göre sınıflandırılması ve tedavi
önceliklerinin belirlenmesidir. Bu işlem triyaj olarak
adlandırılmaktadır.
(13, 14)
Fransızca kökenli olan bu ke-
lime “seçim” anlamına gelir. Yaralıların sınıflandırılması
karmaşık bir işlem olup, bu konuda özel eğitim, tıbbı
bilgi ve deneyim gerektirir (Tablo 1). Bu işlemden tek
bir kişinin sorumlu olması daha uygun olur. Ekibin
diğer elemanları bu triyaj görevlisinin emirlerine uygun
fakat kendi bilgi ve deneyimlerini de katarak hareket
etmelidirler. Triyaj sorumlusu tedavi ile ilgilenmeme-
lidir.
(1,2,13,14)
Triyaj sürekli ve devamlı bir işlem olup, yaralının
ulaştırıldığı her tıbbi basmakta tekrar edilmeli, olay
Tablo 1: Kitlesel yaralanmalarda - Triyaj
Ağır yaralılar
(Kırmızı)
Acil, yaşamı tehdit eden yaralanması olmayan hastalar (solunum güçlüğüne neden olmayan
göğüs yaralanması, şoka neden olmayan penetran göğüs ve karın yaralanması, ekstremite kırıkları)
Hafif yaralılar
(Yeşil)
Ayaktan tedavi edilebilecek hastalar (yüzeysel sıyrık ve kesiler, 1°. ve 2°. derece küçük yanıklar)
profesyonel tıbbi yardım gerektirmeyen ve diğer yaralılara yardım edebilecek durumda yaralılar.
Kritik yaralılar
(Sarı)
Acil tedavi uygulamaları ile hayatı kurtarılabilecek hastalar (Masif kanama, şok, tansiyon
pnömotoraks, hava yolu tıkanıklığı)
Umutsuz
yaralılar
Ölmek üzere olan hastalar (Agonideki hastalar, ağır kafa ve toraks travmaları, masif ampütasyonlar)
(Siyah)
kaza yerinden götürülmeyi kaldıramayacak derecede ağır yaralılar.
Prof. Dr. Cemalettin Ertekin
14
ise üçüncü basamakta kabul edilmektedir.
(15)
Ancak
bu basamaklar arasında gelişmiş ülkelerinde olduğu
gibi belli bir standardizasyon olmaması, bu derece-
lendirmenin güvenilir olmasına imkan vermemektedir.
Özellikle hastane öncesi organizasyonda bölgedeki sağ-
lık kuruluşlarının imkanlarının ve travma hastalarının
tam teşekküllü hastanelere götürülme kriterlerinin be-
lirlenmesi gerekir.
Travma Skor Sistemleri
Triyaj işleminde en önemli nokta hastanın yara-
lanma ciddiyetinin saptanmasıdır. Bu amaçla değişik
skor sistemleri oluşturulmuştur. Tıptaki ilerlemelere
paralel olarak geliştirilen ve yenilenen skor sistemleri-
nin başarısı basit, güvenilir ve hastaların yaralanma
derecelerine göre en uygun ayrımı yapabilmeleri ile
ölçülür. Ayrıca skor sistemleri sağlık hizmetlerinde ka-
litenin artmasına, bilimsel çalışmalarda kıyaslamaların
yapılması ve istatistiksel sonuçların elde edilmesine de
olanak sağlar. Travma skor sistemleri anatomik ve fiz-
yolojik olarak gruplandırılabileceği gibi, triyaj skor sis-
temleri ve prognostik karşılaştırmalı skor sistemleri
olarakta sınıflandırılabilir.
(1, 2, 9, 16)
1. Triyaj Skor Sistemleri:
Öncelikli tedavi gerekti-
recek hastaların ayrımını yapmayı hedefleyen bu skor
sistemlerinin başlıcaları, Glaskow koma skoru (GKS),
Travma Skoru, Revüze Edilmiş Travma Skoru (RTS)
ve CRAM Skor sistemidir.
Glaskow Koma Skoru (GKS):
Kullanımı yaygın olan
bu skor,1974 yılında Teasdole ve Jenneth tarafından
geliştirilmiştir. Kafa travmalarının ciddiyetinin belir-
lenmesinde kullanılır. (Tablo 2). Hastalarda uyaranlara
motor yanıt, sözlü yanıt ve gözlerin açılması gibi 3
fonksiyon değişik skorlarla değerlendirilir. En düşük
skor 3, en yüksek skor 15’tir. Skorun 8 ve altında olması
koma ya da ileri dereceli kafa travmasını, 9-12 arasında
olması orta dereceli kafa travmasını, 13 ve üstünde ol-
ması hafif dereceli kafa travmasını düşündürür.
(17)
Travma Skoru:
Champion travma sonrası erken
ölümlerin santral sinir sitemi, kardiovasküler sistem
ve solunum sistemi yaralanmalarına bağlı olduğunu
gözlemleyerek, bu sistemlerdeki patolojileri değerlen-
diren skor sistemini 1981 yılında geliştirmiştir. Bu sis-
temde en kötü skor 1 en iyi skor 16’dır.
(18)
Dostları ilə paylaş: |