Sayfa 03.04.2017
KAN YAPIMI (Hemapoez – Hematopoez)
Kan hücrelerinin yapımına denir. Kan hücrelerinin belirli bir yaşam süresi vardır. Örn: Eritrosit→120 gün, Trombosit→10 gün, Monosit→birkaç ay... Bu nedenle canlı vücudunda yaşam boyu sürekli kan yapımı devam eder.
Kan yapımı embriyonik dönemin ikinci haftasında başlar.
Kan ilk vitellus kesesi mezoderminden gelişmeye başlar.
-
Mezoblastik dönem: Vitellus kesesinde kaynaşıp bir araya gelen hücrelerin iç kısımlarından kan hücreleri, dış kısımlarından damar oluşur. Oluşan eritrositler çekirdekli (Eritrosit: kırmızı kan hücreleri, bikonkav disk, kısaca şeker gibi )
-
Hepatik dönem: Karaciğer 6. haftada kan yapımını devralıyor. Bu dönemle oluşan eritrositler yine çekirdeklidir. Lökositler 8. haftada oluşmaya başlıyor.
-
Splenik dönem: Dalakta kan yapılmaya başlıyor. Karaciğer ve dalak doğuma kadar kan yapımını gerçekleştirir. Doğumdan sonraki dönemlerde aşırı kanama olduğu durumlarda bu organlarda kan yapımı gerçekleşmektedir.
-
Myeloid (kemik iliği) dönemi: İkinci trimestrın sonunda kemik iliği şekilleniyor. İlk kemikleşen claviculadır. Bu dönemden itibaren kan yapımı kemik iliğinde gerçekleşir.
Kan yapımında etkili faktörler:
-
Büyüme faktörleri
-
Sitokinler
-
İnterlökin I, III, VI, VII, XI, XII
-
Still faktör
-
Makrofaj inhibiting faktör
-
Eritropoetin (böbreklerden)
Bütün kan hücrelerinin kaynağı kemik iliğinde bulunan kök hücreleridir.
Pluripotent kök hücreleri Multipotent kök hücreleri
Myeloid Lenfoid
Eritrosit Megakaryosit Lökosit B-lenfosit T-lenfosit
-trombosit-
Kemik iliği yapısında buluna maddeler:
-
Laminin
-
Fibronektin
-
Hemonektin
-
Tip I, tip III kollojen
-
Hemopoetik hücre kordonları
-
Retiküler lif (Özellikle kapiller duvarlarında)
Bütün kan yapımı olayları kemik iliğinde gerçekleşiyor. Kemik iliği uzun ve yassı kemiklerin ortasında bulunuyor. İlikler kırmızı ve sarı olmak üzere iki çeşittir. Başlangıçta (doğum sonrasında) kemik iliğinin hepsi kımızı kemik iliği iken yapısındaki retiküler hücreler lipit depoladıkça sarı kemik iliğine dönüşüyor.
Aşırı kanama durumlarında sarı kemik iliği kırmızı kemik iliğine dönüşebilir.
Kan hücreleri kemik iliğinde olgunlaştıktan sonra, sinüzoitlere verilmesi için bir takım salgılayıcı faktörlere gereksinim duyulur.
-
Komplementin C3
-
Androjen
-
Glikokortikoidler
-
Bazı bakteriyel toksinler
Eritrositlerin Olgunlaşması:
E1: Proeritroblast:
—Nukleusu çok az heterokromatin içerir.
—Nukleus belirgindir.
—Büyük bir hücredir, sitoplâzmada bol miktarda poliribozom (bazofili) bulunur.
E2: Bazofilik eritroblast:
—Nukleus küçülmüştür.
—Kromatin yoğunlaşmıştır.
—Nukleolus görülmez.
E3: Polikromatofilik eritroblast:
—Sitoplâzmada hem hemoglobin, hem de poliribozom
olduğundan asidofilik ve bazofilik boyanır.
—Nukleusta kromatin miktarı biraz daha artmıştır.
—Nukleus iyice küçülmüştür.
E4: Ortokromatofilik eritroblast (Normoblast)
—Organel sayısında azalma görülür.
—Sitoplâzma tamamen asidofiliktir çünkü Hem sentezi max. düzeydedir.
—Hücrenin çekirdeği önce kenara itilir sonra bir miktar sitoplâzma ile birlikte
atılır.◄
Retikülosit:
—Hücrenin nükleusu bulunmaz.
—Sitoplazma içinde poliribozom kalıntıları bulunur ve yüzeyinde küçük
çıkıntılar bulunur.
—Parlak krezil mavisi ile boyandığında ribozomları ağsı
yapı gösterir.
Olgun Eritrosit:
—Retikülositleden sonra hücre eritrosit olarak dolaşıma verilir.
—Nukleusu olmadığı için iç kısmı çukur para gibi gözlenir.
Fe, folik asit, intrinsik faktör (mideden), B12 ve Eritropoetin olgunlaşma
için gerekli bileşikledir.
Eritropoetin böbrekte salınıyor. Aşırı salınırsa sekonder polisitemi
oluyor. Bu durumda kanda 10 milyonu aşkın eritrosit var.
OLGUNLAŞMANIN FARKLI SAFHALARINDAKİ ERİTROBLASTLAR
Granülositlerin Olgunlaşması:
İlk hücre grubu myeloblasttır.
—Çapları büyüktür.
—Nukleuslarındaki heterokromatin miktarları azdır.
—Nukleolus belirgindir.
—Sitoplâzmada granül yok.
—Sitoplâzma bazofiliktir.
Promyelositler:
—Heterokromatin miktarı artar.
—Nukleusları biraz daha küçük.
—Sitoplâzma bazofilik boyanır.
—Sitoplâzma içerisinde azürofilik granüller vardır.
Myelosit: Spesifik granüllerine bakılarak hangi tür granülositi oluşturacağı belli oluyor. İmmünositokimyasal yöntemlerle Eozinofil mi? Bazofil mi? Nötrofil mi? olacak bu aşamada tayin edilebilir.
Nötrofiller kana verilene kadar belirli kompartmanlardan geçerler.
1)Medullar yapım kompartmanı: Nötrofillerin kemik
iliğinde ilk değişime uğradıkları alandır.
A-Mitotik yapım kompartmanı= 3 gün kalır. Çok
fazla mitoz geçirir.
B-Olgunlaşma kompartımanları=4 gün kalır.
Nötrofil olgunlaşmasını gerçekleştirir.
2)Nötrofiller ihtiyaç duyuluncaya kadar depo
edilebiliyorlar.
3) Marjinal kompartman: Nötrofiller damarın iç
yüzeyinde endotel hücrelerine bağlı olarak
bulunurlar.
4) Dolaşım kompartmanı: Kan içi nötrofillerin
bulunduğu bölümdür.
Diapedez: Endoteldeki incelmelerden, nötrofillerin bağ dokusuna geçmesidir. Bağ dokusunda yaklaşık 1–4 gün yaşarlar.
Nötofili: Nötofillerin dolaşım kanında sayıca artmasıdır. Bu sayı artışı marjinal kompartmandan dolaşım kompartmanına geçen nötrofiller sayesinde olur. Bazen bu durum geçici olmaz. Bu durumda Lösemi (lökositlerin kontrolsüz çoğalması) görülür. Kemik iliği yayma preparatlarında türü belirlenir. Akut myeloblastik lösemide granülositleri oluşturacak kök hücrelerinin sayısı artar. Lösemide granülositler tam olgunlaşmadan çok hızlı bir şekilde kana verilir. Bu şekilde olgunlaşmadan kana verilen granülositler “Band Form” olarak adlandırılır.
GRANÜLOSİTLERİN OLGUNLAŞMASI
Metamyelositte spesifik granülle artıyor.
EOZİNOFİLİK MYELOSİT
NÖTROFİLİK MYELOSİT
(sitoplazması içinde azürofilik ve spesifik granülleri ile)
NÖTROFİL VE
EOZİNOFİLİK MYELOSİT
BANT FORM (EOZİNOFİL )
BANT FORM (EOZİNOFİL )
AGRANÜLOSİTLERİN OLGUNLAŞMASI:
Lenfositlerle monositlerin öncüllerini ayırt etmek güçtür. Granül gibi ayırt edilebilecek özellikleri yoktur. Bazı çekirdek özelliklerine göre kabaca ayırt edilebilinir. Ancak detaylı ayrım için immunositokimyasal yöntemler kullanılır.
LENFOSİT MONOSİT
Lenfositlerin Olgunlaşması:
İlk izlenen hücre grupları lenfoblastlardır. Büyük hücrelerdir. Nukleuslarında heterokromatin miktarı azdır. Lenfoblastlar→prolenfositlere farklanırlar. Nukleuslarındaki heterokromatin miktarı artar. Bu evreye gelen hücreler T ve B lenfosit olarak ikiye ayılır.
B lenfositler T lenfositlere göre daha büyük ancak asıl ayrım immünohistokimyasal tekniklerle tayin ediliyor.
T lenfositler kemik iliğinde üretildikten sonra timusa gelerek T lenfosit özelliklerini kazanıyorlar. Kemik iliğinde kalan hücreler daha sonra B lenfositlere farklanırlar.
Lenfositlerin çapları diğer kan hücrelerine göre daha küçüktür. Nukleusu çok büyüktür. Sitoplâzma ince bir bant şeklinde gözlenir.
Monositlerin Olgunlaşması:
-
Monoblast: Nükleusda Heterokromatin azdır ve nukleolus görülebilir. Sitoplazmada GER ve golgi bulunur.
-
Promonosit: Bu aşamada golgiden ayrılan veziküller, azürofilik granül yapılarını oluşturuyorlar. Bunlar aslında primer lizozomlardır.
-
Monosit: Promonosit aşamasından sona hücreler 2 kere bölünerek monositlere farklılanır. Nukleus böbrek şeklini almıştır ve nukleolus seçilmez. Olgun monositler dolaşıma verildikten sonra 8 saat dolaşımda kalırlar ve daha sonra bağ dokusuna geçerek (Diapedez) Makrofaj adını alırlar. Bu hücreler bağ dokusunda aylarca kalabilirler.
Monosit kökenli hücreler:
—Kupfer
—Mikroglia
—Alveolar makrofaj
—Osteoklast
Trombositlerin Olgunlaşması:
Megakaryositlerden köken alır, bu nedenle oluşum sürecine megakaryopoez denilir.
-
Megakaryoblast: Kemik iliğinin en büyük kök hücresidir. Çapları büyüktür, nukleus az heterokromatin içerir. Çok sayıda nukleolus görülür. Sitoplâzması bazofiliktir. Bol golgi, GER sisternaları; δ, γ, α granüllerin oluşturuyor.
-
Megakaryosit: DNA sını normalin 30 katı kadar arttırır (endomitoz) ve nukleusu loblanmaya başlar. Bu aşamada nukleoluslar gözlenmez. Çapı 150 nm’ye ulaşır.
-
Trombosit: Megakayositin hücre zarından nukleusa doğru girintiler oluşur. Bunlara “damarkasyon membranları” denir. Böylece megakaryositin sitoplâzması sütunlara ayrılır. Bir takım erimeler sonucu 1 megakaryositten binlerce trombosit oluşur. Bazen bu erimeler tam olarak gerçekleşemez ve megakaryosit sütunlar halinde kalır. Trombositler yetersiz düzeyde oluşur. Bu duruma “trombositopenik purpura” adı verilir.
OLGUN MEGAKARYOSİT VE MYELOSİT GRANÜLER HÜCRE GRUPLARI
MİTOZ GEÇİREN MEGAKARYOSİT VE ERİTROPOETİK HÜCRE GRUPLARI
MEGAKARYOSİT
MEGAKARYOSİT
Kan hücreleri stromada oluştuktan sonra endotelin arasından sünizoidlere geçerler. Megakaryositler büyük olduğu için endotel arasından uzantı gönderirler. Bu uzantılar damar içerisinde parçalanarak trombositlere dönüşür.
Kaynaklar:
-
Color Textbook of Histology –Leslie P. Gartner –James L. Hiatt
-
Ders notları 2004-2005, 2005-2006
İyi çalışmalar...
Gökçe DÜNDAR
gkcdndr@yahoo.com 2004101007
Dostları ilə paylaş: |