Hücrelerin, organizmanın canlılık özelliği gösteren en küçük birimi olduğunu biliyoruz. Sahip oldukları bu özelliği, bünyelerinde bulunan çeşitli organeller vasıtasıyla gösterirler. Genel olarak hücrelerde bulunan organelleri şöyle sıralayabiliriz: Mitokondri, golgi aygıtı, endoplâzmik retikulum, ribozom, lizozom, sentrozom, peroksızomlar, mıkroflaman ve mikrotübüller (2. Şekil).
Hücrede enerji üretiminin yapıldığı, etrafı çift zarla çevrili silindirik yapılardır. Gıdalarla alman yağ ve şeker, mitokondrilerde son ürün CO2 ve suya (H2O) kadar yıkılarak ATP (adenozin trifosfat) sentezlenir. Bundan dolayı bu yapıya enerji üretim ve solunum merkezi de denilebilir.
Hücrede enerji üretiminin yapıldığı, etrafı çift zarla çevrili silindirik yapılardır. Gıdalarla alman yağ ve şeker, mitokondrilerde son ürün CO2 ve suya (H2O) kadar yıkılarak ATP (adenozin trifosfat) sentezlenir. Bundan dolayı bu yapıya enerji üretim ve solunum merkezi de denilebilir.
Mitokondride ATP sentezi aerobik gîikolizis (glikozun parçalanması), elektron transport ve oksidatif fosforilasyon olaylarıyla meydana gelir. Bu olaylarda 1 mol glikozun oksidasyonu sonucu 38 ATP, 1 mol palmitik asitin yakılması sonucuysa 129 ATP sentezlenir. Sentezlenen bu ATP molekülleri, ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere, gerekli bölgelere (enerji ihtiyacının çok olduğu kaslar, sinirler vb.) sevkedilirler. Bundan da anlaşıldığı gibi, enerjiye daha fazla ihtiyaç duyan hücrelerde mitokondri sayısı daha fazladır.
Mitokondride ATP sentezi aerobik gîikolizis (glikozun parçalanması), elektron transport ve oksidatif fosforilasyon olaylarıyla meydana gelir. Bu olaylarda 1 mol glikozun oksidasyonu sonucu 38 ATP, 1 mol palmitik asitin yakılması sonucuysa 129 ATP sentezlenir. Sentezlenen bu ATP molekülleri, ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere, gerekli bölgelere (enerji ihtiyacının çok olduğu kaslar, sinirler vb.) sevkedilirler. Bundan da anlaşıldığı gibi, enerjiye daha fazla ihtiyaç duyan hücrelerde mitokondri sayısı daha fazladır.
Adını, İtalyan hekim ve bilim adamı Camillo GOLGİ'den alır. Beyincikteki golgi hücresiyle deride ve kas kirişlerinde bulunan golgi reseptörleriyle karıştırılmamalıdır.
Adını, İtalyan hekim ve bilim adamı Camillo GOLGİ'den alır. Beyincikteki golgi hücresiyle deride ve kas kirişlerinde bulunan golgi reseptörleriyle karıştırılmamalıdır.
Hücre içerisinde, çekirdeğin yakınında ağ biçiminde topluca bulunan çok sayıda kesecikten oluşmuştur. Bütün insan ve hayvan hücrelerinde bulunur.
Özellikle sekresyon (salgılama) yapan hücrelerde (süt, ter ve tükürük bezleri vb.) sayıları daha fazladır. Ribozomlarda sentezlenen proteinlere gerektiğinde, golgi aygıtı tarafından . şeker ve sülfatlar eklenir. Lipoproteinler, glikoproteinler, mukopolisakkaritler, bağ doku maddelerivb. golgi aygıtı tarafından sentezlenir. Bunun dışında, yine hücre içinde sentezlenen çeşitli hormon ve enzimler de golgi aygıtı tarafından, son şekilleri verilip paketlenerek hücre dışına gönderilir.
Özellikle sekresyon (salgılama) yapan hücrelerde (süt, ter ve tükürük bezleri vb.) sayıları daha fazladır. Ribozomlarda sentezlenen proteinlere gerektiğinde, golgi aygıtı tarafından . şeker ve sülfatlar eklenir. Lipoproteinler, glikoproteinler, mukopolisakkaritler, bağ doku maddeleri vb. golgi aygıtı tarafından sentezlenir. Bunun dışında, yine hücre içinde sentezlenen çeşitli hormon ve enzimler de golgi aygıtı tarafından, son şekilleri verilip paketlenerek hücre dışına gönderilir.
Hücre zarıyla çekirdek arasında uzanan, zar yapısındaki kanallar sisteminden oluşmuştur. Bu sistemin bazı bölgelerinde ribozomlar bulunur. Bu bölgelere granüllü endoplâzmik retîkulum (GER) denir. Ribozom bulundurmayan bölgeleri neyse düz endoplâzmik retîkulum adı verilir. GER'de protein sentezi yapılırken, Düz ER'de, -ki bunlar steroit üreten hücrelerde daha çok bulunur- çeşitli steroit hormon ve yağların sentezi yapılır.
Hücre zarıyla çekirdek arasında uzanan, zar yapısındaki kanallar sisteminden oluşmuştur. Bu sistemin bazı bölgelerinde ribozomlar bulunur. Bu bölgelere granüllü endoplâzmik retîkulum (GER) denir. Ribozom bulundurmayan bölgeleri neyse düz endoplâzmik retîkulum adı verilir. GER'de protein sentezi yapılırken, Düz ER'de, -ki bunlar steroit üreten hücrelerde daha çok bulunur- çeşitli steroit hormon ve yağların sentezi yapılır.
Hücrenin en küçük organelidir. Salgı, sinir ve karaciğer hücrelerinde daha çok bulunur. Protein sentezindegörevli yapılardır. Endoplâzmik retikulum üzerinde ya da sitoplâzmada serbest hâlde bulunurlar. Ribozomlarda sedimantasyon (çökme) kat sayısı 80 S'dir ve 60 S ve 40 S’lik iki ayrı parçaya ayrılabilir. Yapısı, RNA (ribozomal RNA) ve proteinlerden oluşmuştur.
Hücrenin en küçük organelidir. Salgı, sinir ve karaciğer hücrelerinde daha çok bulunur. Protein sentezinde görevli yapılardır. Endoplâzmik retikulum üzerinde ya da sitoplâzmada serbest hâlde bulunurlar. Ribozomlarda sedimantasyon (çökme) kat sayısı 80 S'dir ve 60 S ve 40 S’lik iki ayrı parçaya ayrılabilir. Yapısı, RNA (ribozomal RNA) ve proteinlerden oluşmuştur.
Eritrositler dışında, canlı hücrelerin tümünde bulunur; Özellikle makrofaj, çok çekirdekli Lökosit ve karaciğer hücrelerinde sayılan daha fazladır. Yuvarlak ve zarla çevrili bir yapıya sahip olup, içlerinde çeşitli enzimleri barındırırlar. Hücrenin sindirim görevini yürütür.