Karar noktası A; Hasta acil olarak hayat kurtarıcı girişimlere gerek duyuyor mu?
Triyaj görevlisinin ilk olarak soracağı bu sorunun cevabı evet ise, triyaj orada biter ve hasta hiç bekletilmeden acil servise (mümkünse resusitasyon odasına) alınır. Şu sorular hastanın acil hayat kurtarıcı girişime gerek duyup duymadığını belirlememizi sağlar;
a. Hastanın açık bir hava yolu var mı?
b. Hasta nefes alıyor mu?
c. Hastanın nabzı var mı?
d. Nabzın sayısı, ritmi ve kalitesi endişe verici mi?
e. Hasta hastaneye gelmeden önce herhangibir nedenle entübe edilmiş mi?
f. Hastanın dokularına oksijen taşınması konusunda endişe var mı?
g. Hastanın acil kan verilmesi veya sıvı başlanması gibi acil bir tedaviye ihtiyacı var mı?
h. Hasta şu kriterlerden herhangibirini taşıyor mu?
-Entübe edilmiş
-Spontan solunumu yok
-Nabzı yok
-Ciddi solunum sıkıntısı var
-SatO2<%90
-Mental durumu bozuk
-Cevapsız
Bu tarz 1. basamak hastaları acil servise hemen her zaman anstabil durumda gelirler. Triyaj hemşirelerinin bu hastaları belirlemede yeterli oldukları, yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. 1. basamak hastalarının bakımına hekim de hemşire ile birlikte hızla dahil olmalı ve hayat kurtarıcı girişimleri uygulamalı ve yönetmelidir.
Göğüs ağrısı olan her hasta, acil hayat kurtarıcı girişim gerekliliği açısından değerlendirilmeli ve 1. basamak kriterlerini taşıyıp taşımadığı sorgulanmalıdır. Hastanın vital bulguları normal ise, 1. basamak olarak değerlendirilmez, fakat 10 dk. içinde bir EKG’si alınmış ve değerlendirilmiş olmalıdır. Eğer hasta soluk, terli, solunum sıkıntısı içinde veya vital bulguları normal değilse, 1. basamak olarak değerlendirilir.
Triyaj görevlisi 1. basamak hastaları seçerken, hastanın bilincini de değerlendirir. Bunun için triyajda kullanılacak basit ve etkili bir yöntem, AVPU skalasıdır. Bu skalaya göre P veya U grubunda olan hastalar, 1. basamak hastasıdır.
Tablo 1: AVPU skalası.
AVPU grubu
|
Bilinç düzeyi
|
A (Alert=uyanık)
|
Hasta uyanık, sorulara yanıt veriyor, zaman-yer ve kişi oryantasyonu tam.
|
V (Verbal=sözlü uyaran)
|
Hasta sözlü uyarana gözlerini açarak tepki veriyor. Zaman-yer ve kişi oryantasyonu tam değil.
|
P (Painful=ağrılı uyaran)
|
Hasta sözlü uyarana yanıt vermiyor, ağrılı uyarana tepki veriyor.
|
U (Unresponsive=yanıtsız)
|
Hasta ağrılı uyarana da tepki vermiyor.
|
ESI 1. basamak hastaları her zaman ambulansla gelmezler. Hasta ve yakınları, durumun ciddiyetini anlayamayıp hastayı kendi araçları ile getirebilirler. Özellikle bebek ve çocuklar, taşınmaları kolay olduğu için acil servise ambulans dışı imkanlarla getirilebilirler. Bu nedenle, hasta değerlendirilirken ambulansla gelmemiş olsa da 1. basamak hastası olabileceği unutulmamalıdır. A.B.D. verilerine göre, acil servislere başvuran hastaların %1-3’ü 1. basamak hastalarıdır. Bu hastalar genellikle acil serviste kaybedilirler veya yoğun bakım ünitelerine yatırılırlar.
Karar noktası B; Hasta bekleyebilir mi?
Triyaj görevlisi, hastanın 1. basamak hasta grubuna girmediğine karar verdikten sonra, bu hastanın bekleyip bekleyemeyeceğine karar vermelidir. Bu karar verilirken, şu üç soru sorulmalıdır:
1. Bu, yüksek riskli bir durum mu?
2. Hastanın bilinci konfü, letarjik veya dizoryante mi?
3. Hastanın şiddetli ağrısı var mı?
1. Bu, yüksek riskli bir durum mu?: Yüksek riskli hasta, durumu kolayca bozulabilecek veya çabuk tedavi edilmesi gereken bir durumu çağrıştıran semptomları olan hastadır. Triyaj görevlisi, hastadan ve yakınlarından aldığı bilgiler, hasta ile ilgili gözlemi ve tecrübe ve bilgilerine dayanan ‘6.hissi’ ile hastanın yüksek riskli bir durumu olup olmadığına karar verir. Çoğu yüksek riskli hasta belirlenirken, detaylı bir muayeneye ve hatta vital bulguların alınmasına dahi gerek duyulmaz. Triyaj görevlisi, bekletilmesinin güvensiz olacağını düşündüğü hastaları bu gruba alır. Örneğin: baş ağrısı ile başvuran bir hasta bu ağrıyı hayatında daha önce hiç hissetmediği kadar şiddetli olarak tarif ediyorsa, triyaj görevlisi bunun bir subaraknoid kanamaya bağlı olabileceğini düşünüp hastayı 2. basama hasta olarak değerlendirmelidir.
Burada, triyaj görevlisinin bilgi ve tecrübesi de çok önemlidir. Örneğin; yırtıcı tarzda göğüs ve sırt ağrısı ile gelen bir hastanın abdominal aort anevrizması olabileceğini düşünen triyaj görevlisi, hastayı hemen 1. veya 2. basamak olarak değerlendirir ve asla 3. basamak olarak gruplamaz.
2. Hastanın bilinci konfü, letarjik veya dizoryante mi?: Burada değerlendirilecek olan, hastanın bilinç düzeyinde akut bir değişiklik olup olmadığıdır. Bu, bilinci akut bozulan bir yaşlı, annesinin sürekli uyuduğunu söylediği bir bebek veya evde bilinçsiz halde bulunan bir genç olabilir.
3. Hastanın şiddetli ağrısı var mı?: Buradaki şiddetli ağrı kararı triyaj görevlisi tarafından gözlemsel olarak verilebileceği gibi, hastanın ağrısına 10 puan üzerinden 7 ve üzeri puan vermesi şeklinde de verilebilir. Yine de, burada hemşirenin gözlem ve klinik tecrübesi devreye girer. Ağrısına 7 ve üzeri puan veren her hastayı 2. basamak hasta olarak değerlendirmeyebilir. Örneğin; bileğini burktuğunu ifade eden bir hasta da ağrısına 10 üzerinden 8 puan verebilir. Gözlemsel olarak da ağrı çektiğini ifade eden bir hastanın terli, soluk olması, ağlıyor olması, yüz ifadesi, vücut postürünün ağrıya göre değişmiş olması, hipertansif, taşikardik veya taşipneik olması da ağrının şiddetli olduğunun göstergeleridir.
Bu aşamada sorulabilecek bir soru da şudur; ‘son boş acil yatağını bu hastaya verir miydim?’. Burada karar verirken hastanın psikolojik durumunu da gözönünde tutmak gerekir. Örneğin, şiddet veya cinsel istismar mağduru olmuş, saldırgan veya kendine zarar verme eğilimi olan hastalar da 2. basamak hastası olarak kabul edilmelidir.
Bu soruların yanıtı evet ise, hasta 2. basamak hastası olarak kabul edilir. 2. basamak hastalarının vital bulguları alınmalıdır fakat bu işlem triyajda değil, hasta bekletilmeden acil servise alındıktan sonra yapılır. Bu hastaların %50-60’ı hastaneye yatırılır.
Karar noktası C; Tetkik/olanak/kaynak gereklilikleri nedir?
Buraya kadar sorulan sorulara olumlu yanıt verilmedi ise sıradaki sorumuz budur. Bu aşamada tiaj hemşiresi ‘bu hastanın durumu ile ilgili karar verecek olan hekim, hangi tetkikleri isteyecektir veya acildeki hangi olanakları kullanacaktır?’ sorusunu kendine sormalıdır. Verilecek karar hastaneye yatırma, gözleme alma, taburculuk veya sevk olabilir. Bu yanıtı verirken hastanın kısa değerlendirmesi, tıbbi hikayesi, allerjileri, halen kullandığı ilaçlar, yaşı, cinsiyeti de yolgösterici olur. Hemşire, tipik olarak bu şekilde gelen hastaya acil serviste neler yapıldığını aklından geçirmelidir. Bu aşamada hemşirenin, çalıştığı acil ünitesinin şart ve imkanlarını da bilme gerekliliği ortaya çıkar. Eğer hasta, acil servisteki birden fazla tetkik ve olanaktan faydalanmayı gerektiriyorsa 3. basamak, sadece bir tetkik veya olanaktan faydalanmayı gerektiriyorsa 4. basamak olarak kabul edilir.
Acil servisteki tetkik ve olanaklar başlığı altında düşünülmesi gerekenler; laboratuar tetkikleri, EKG, intravenöz hidrasyon, iv-im veya nebulize tedaviler, branş konsultasyonları veya basit prosedürlerdir (ör: foley sonda takılması).
Bu başlığı birkaç örnekle açıklamak gerekirse;
- 22 yaşında erkek hasta, sağ alt kadran ağrısı ve kusma ile başvurdu. Gereken tetkik/kullanılacak olanaklar; 1.muayene, 2.damar yolu açılması ve hidrasyon, 3. laboratuar tetkikleri, 4.radyolojik tetkikler, 5.gerekirse Genel Cerrahi konsultasyonu... Görüldüğü üzere bu hasta 3. basamak hastasıdır.
- 52 yaşında erkek hasta, bugün tansiyon ilacını bittiği için almamış, acile girişte tansiyonu 150/90 mmHg. Gereken tetkik/kullanılacak olanaklar; 1.muayene edilecek ve biten ilacı yazılacak. Sadece tek tetkik veya olanaktan faydalanacağı için 4. basamak hastasıdır.
Karar noktası D; Hastanın vital bulguları nasıl?
Bir hasta ilk değerlendirmede 1. veya 2. basamak değilse 3. basamak olarak kabul edilmeden önce yapılacak bir şey daha vardır; hastanın vital bulgularını saptamak! Burada değerlendirilecek vital bulgular, kalp hızı, solunum sayısı, oksijen saturasyonu ve 3 yaş altı çocuklar için ek olarak ateştir. Eğer hastanın vital bulguları yaşına göre normal değerlerin dışında ise, triyaj görevlisi şu souyu kendine sormalıdır; ‘acaba bu hastayı 2. basamak olarak mı değerlendirmeliyim?’. Fakat nihayetinde bu, triyaj görevlisinin kararıdır. Triyaj görevlisi, hastanın genel durumu ve tıbbi hikayesini de gözönüne alarak bekleyip bekleyemeyeceğine karar verir. Burada ayrıca, hastanın o andaki durumu 3. basamağa uygun gibi görünse de, kimi özel durumları akılda tutmak gerekir.
Zamana karşı tedavi gerektiren özel durumlar;
1. Travma hastaları: Trafik kazası, yüksekten düşme, ezilme-sıkışma gibi ciddi travmalara maruz kalan hastalar triyajda son derece iyi görünseler ve vital bulguları da normal olsa dahi, 1. veya 2. basamak hastası olarak kabul edilmelidir, çünkü bu hastalarda o anda bulgu vermeyen bir iç kanama veya organ hasarı olabilir ve hasta aniden kötüleşebilir.
2. Göğüs ağrılı hastalar: Göğüs ağrısı ile gelen hasta stabil olsa dahi, 10 dakika içinde ekg çekilmiş ve acil hekimi tarafından değerlendirilmiş olmalıdır. 10 dk. sonunda hastalar, ekg eşliğinde tekrar değerlendirilmelidir.
3. Akut inme bulguları olan hastalar: Bu hastalar, vital bulguları normal dahi olsa 2. veya 1. basamak hasta olarak değerlendirilmelidir. Örneğin, sol kolda güçsüzlük şikayeti ile gelen bir hasta triyajda son derece iyi görünüyor ve vital bulguları normal olabilir fakat, 2. basamak hastası olarak değerlendirilip BT tetkiki yapılmalı, sonrasında da hastanın trombolitik tedavi endikasyonu ve şansı varsa, değerlendirilmelidir. Aynı hasta bekletilirse, kafa içi bir kanama varsa aniden kötüleşebilir veya, kafa içi bir kanaması olmasa dahi, trombolitik tedavi şansını yitirebilir.
PEDİATRİK HASTADA TRİYAJ
Doç. Dr. Şule AKKÖSE AYDIN
Acil servis ortamı çok sayıda hasta, enfeksiyon kaynakları ve trafik kazaları ile doğal afetlerde yaralanan hastalar ile doludur. Bu şartlar altında etkili bir triyaj yapılması çok önemlidir.
-
Tüm dünyada 18 yaş altı hasta grubu için yılda 30 milyon hasta acil servise başvurmaktadır.
-
Çocukların stres kaynaklarına fizyolojik ve psikolojik cevapları farklıdır ve birçok hastalığa daha yatkındırlar.
-
Çocukların hastane çalışanları ile iletişimi daha kısıtlı olduğu için erişkinlere nazaran hizmet almaları daha zordur.
-
Emergency Severity Index (ESI) algoritmaları gibi triyajda kullanılan sistemler tedavide daha etkin sonuçlar oluşturmaktadır.
-
ESI'nin ilk versiyonları sadece 14 yaşından büyük hastalar için kullanılmıştır.
-
2001 yılında pediatrik vital bulgular ESI'ya eklenmiş ve her yaştaki hasta grupları hedeflenmiştir.
-
Her ne kadar ESI genel acil servis hasta popülasyonu için geçerli ve güvenilir triyaj yapılmasını sağlasa da pediatrik hastalar için geliştirilmesi gerekmektedir.
-
Hinrichs ve ark. 2005 yılında yaptıkları çalışmada; infantlar için triyajda ESI kullanımı düşük güvenirlik düzeyinde bulunmuştur.
-
Yapılan çok merkezli bir çalışmada ise ESI 4 versiyonu güvenilir bulunmuştur.
Pediatrik hastalar için farklı olan nedir?
Triyaj görevlisinin görevi hasta çocuğu hızlı ve doğru şekilde doğru triyaj kategorisine atamak ve zamanında tedavi ve inceleme için gerekli acil alanına yönlendirmektir. Triyaj çocuk hastalar için kapsamlı bir değerlendirme değildir. ESI 4. versiyona göre triyaj görevlisi yetişkin ve çocuk hastalarda aynı algoritmayı kullanır. Mademki algoritma yaşa bağlı olmadan aynı şekilde işlemektedir çocuk hastalarda karar süreci yaşa bağlı anatomik fizyolojik ve gelişimsel değişiklikleri de içine almalıdır.
Triyaj görevlisi tüm yaştaki çocuklarda neyin normal olduğunu belirleyecek iyi bir ön seziye sahip olmalıdır. Bu bilgi birikimi hastayla ilişkili olabilecek şeylerin tanınmasını kolaylaştırır (örnek olarak altı aylık etrafı ile ilgilenmeyen bir çocuk ya da iki haftalık beslemek için uyandırması zor bir bebek gibi). Görevli farklı yaş gruplarındaki çocuklarla etkileşime geçmekte rahat olmalıdır ve bir çocuğu riske sokan anatomik ve fizyolojik durumlar hakkında ustalaşmış olmalıdır, özellikle yaş bağımlı kırmızı bayrak belirtileri gözden kaçırılmamalıdır.
Çocuğu değerlendirirken görevlinin aklında tutması gereken anahtar noktalar şunlardır;
1. Bir sonraki bölümde belirtildiği gibi altı basamaklı yaklaşım gibi bir yaklaşımı standart olarak tüm çocuk hastalarda kullanmak. Genel görünüm, cilt rengi ve solunum paternini gözlemleme. İnfantlar ve çocuklar çok katlı giysilerin ve battaniyelerin altında iyi değerlendirilemeyebilirler.
2. İnfantlar sırasıyla gözlemlenmeli oskülte edilmeli ve palpe edilmelidir. Sağlık personelinin yaklaşımı çok önemlidir. Sıcak bir dokunuş ve yumuşak bir ses değerlendirmeye yardımcı olur.
3. Dokuz aylıktan büyük çocuklarda belirgin bir yabancı korkusu vardır. Tehdit etmeyecek şekilde bir tavır sergilenmeli, sessiz konuşma, çocuğun göz seviyesine inerek konuşma ve güvendikleri bir yakınının devamlı yanlarında olmasını sağlama, değerlendirmeyi daha kolay kılar.
4. İlkokul çağında ya da daha büyük olan çocuklar genellikle ana şikayetlerini güvenilir bir şekilde söyleyebilirler. Bazı anaokulu çocukları da aynı yetiye sahip olabilir ancak birçoğu genellikle utangaç ya da korkmuştur. Bu durumda ana şikayet ebeveynden öğrenilebilir.
5. Okul çağındaki bir çocuğu değerlendirirken öncelikle çocukla konuşulmalıdır, daha sonra ebeveyni dahil etmek gerekir. İşlemler yapılmadan hemen önce ne yapılacağı açıklamalıdır, çocuk görmezden gelinmemelidir.
6. Adelösan çağındaki çocukların da küçük çocuklar kadar korkmuş ve yanlış inançlara sahip olabileceği unutulmamalıdır. Ağrı yanıtı adolesan çağında abartılmış olabilir.
7. Bir yeni doğanda ya da infantta ciddi bir hastalığın belirtileri saklı olabilir ya da kolayca gözden kaçabilir.
8. İnfantlarda ve küçük çocuklarda kardiyak output kalp hızı bağımlıdır ve bradikardi taşikardi kadar hatta ondan daha fazla tehlikelidir.
9. İnfantlar ve küçük çocuklar yetişkinlere kıyasla vücut kitlelerine göre daha geniş bir yüzey alanına sahiptirler ve bu onları ısı ve sıvı kaybı açısından risk altına sokar. Bu yeni doğanlarda termoregüler merkezlerin tam olgunlaşmaması nedeniyle daha da büyük bir risktir. Bu gruplar gereğinden uzun bir süre çıplak bırakılmamalı ve muayene edilen bölgeleri mümkünse iş bitince örtülerek diğer alanlara geçilmelidir.
10. Puberte öncesindeki çocuklarda hipotansiyon geç bir şok belirtisidir ve hipotansif bir çocuk (ESI 1) acil hayat kurtarıcı girişimlere gerek duyar.
11. Tüm pediatrik hastalar triyaj alanında ya da tedavi alanında tartılmalıdır. Ağırlık hesaplama araçlarıyla değil ölçülerek belirlenmelidir. Kritik hasta çocuklarda ya da yaralı çocuklarda hesaplama yöntemleri kullanılabilir (örn; boya göre). Ağırlık görevli veya ebeveyn tarafından tahmin edilmemelidir.
12. Pediatrik değerlendirmenin doğru bir şekilde yapılabilmesi için teknik donanıma ihtiyaç vardır. Vital bulgular, cilt rengi, turgoru ve ateş değerlendirilmeli, solunum sesleri stetoskop ile dinlenerek solunum seslerinin sıklığı, kalitesi ile göğüs ve abdominal hareketler de not edilmelidir.
13. Çocuğun vitalleri ölçülürken uygun ebatta ekipman kullanılmalıdır.
Pediatrik triyaj değerlendirmesinde standardize yaklaşım
Pediatrik değerlendirmede standardize edilmiş bir yaklaşım kullanmak yardımcı olacaktır. Burada önerilen genel yaklaşım:
1. Basamak: Solunum ve dolaşımın hızlı değerlendirilmesi
2. Basamak: ABCDE (havayolu, solunum, dolaşım, kısa nörolojik değerlendirme, vücudun hızla gözden geçirilmesi/çevresel maruziyetin kontrolu)
3. Basamak: Odaklamış öykü
4. Basamak: Vital bulgular
5. Basamak: Ateş
6. Basamak: Ağrı
Bu basamaklar aşağıda tanımlanmıştır.
1. BASAMAK: Hava Yolu, Solunumun, Dolaşım ve Kısa Nörolojik Değerlendirme (ABCD)
Birçok triyaj görevlisi ellerinde çocuğun hasta olup olmadığını ayırt etmeye yarayan bir ABCD checklisti ile kendini daha güvende hisseder. Tüm standardize edilmiş pediatrik acil eğitim kurslarında PAT (pediatric assessment triangle) ABCD değerlendirmesinin önünde yer almaktadır. PAT görsel ve işitsel ipuçlarını kullanarak hasta ile ilk temasta değerlendirme sağlar. PAT bir değerlendirme aracıdır, tanı koyma aracı değildir. Görevlinin hızlı bir şekilde hayat kurtarıcı tedavi gereksinimi kararına genel görünüm, solunum eforu ve cilt dolaşımını değerlendirerek varmasını sağlar.
Genel görünüm hakkında; çocuğun tavrı, interaktif olması, bakışı, konuşması ya da ağlaması değerlendirilerek fikir sahibi olunur. Çocuğun solunumu, solunum çabası, solunum sesleri, hava yolu sesleri, pozisyonu, retraksiyon varlığı değerlendirilerek anlaşılabilir. Cildin dolaşımı, solukluk, beneklenme ya da siyanoz varlığı ile değerlendirilebilir. PAT’ın bu üç parametresini kombine eden görevli çocuğun fizyolojik stabilitesi hakkında hızla fikir sahibi olur ve ana şikayetin de kombinlenmesi ile hayat kurtarıcı tedaviye ihtiyacını belirleyebilir. Bazı hastalar bu değerlendirmeden sonra hızla tedavi alanına alınarak ileri değerlendirmeye tabi tutulurken diğer hastalar için bir sonraki basamak olan ABCD değerlendirmesine geçilir.
2. BASAMAK: Havayolu, Solunum, Dolaşım, Kısa Nörolojik Değerlendirme, Çevresel Kontrol (ABCDE)
PAT ile yapılan acil tedavi gerekliliği değerlendirmesinin ardından ABCDE checklisti ile birincil değerlendirme yapılabilir. Bu değerlendirme sırasıyla yapılmalıdır ve aşağıdakileri içermelidir;
Havayolu açıklığı, solunum sayısı ve kalitesi, kalp hızı, cilt sıcaklığı, kapiller dolum zamanı, kan basıncı (klinik olarak uygun durumlarda örn: kardiyak ya da renal hastalığa sahip çocuk) ve nörolojik durumun değerlendirilmesi. Nörolojik durum genel görünüm, bilinç düzeyi ve pupil reaksiyonunun değerlendirilmesi ile belirlenebilir.
Maruziyet ve çevresel kontrol hastalık ya da yaralanmanın belirlenmesi için hastanın soyulmasını, giysilerinin çıkartılıp tüm vücudun gözden geçirilmesini içerir ve tehdit edici ateş gibi durumlarda ilk tedavi basamağını da yerine getirmiş olur.
Tedavi odasının uygunluğuna ya da hastanın durumuna göre bu basamak tedavi odasında ya da triyajda gerçekleştirilebilir. Bu değerlendirmede fark edilen ciddi bir bulgu acil tedavi ihtiyacını doğurabilir ve kalan basamaklar atlanabilir.
3. BASAMAK: Odaklanmış Öykü
Çocuğun triyajdaki değerlendirmesi sırasında standardize edilmiş bir öykü (Tablo 6.1) alınmalıdır. Eğer hayati girişim gerektiren ya da yüksek riskli bir durum saptanmışsa öykü alınması triyaj görevlisi tarafından hastayla primer ilgilenecek görevliye devredebilir. Önemli bilgilerin atlanmaması için hangi metodun seçildiğinden çok istikrarlı bir şekilde metodun kullanılması daha önemlidir.
Tablo 6-1: Pediatrik Öykü Almada Kullanılan Kısaltmalar
CIAMPEDS
|
|
SAMPLE
|
|
C
|
Ana şikayet
|
S
|
Bulgular - semptomlar
|
I
|
İmmünizasyon- izolasyon
|
A
|
Alerji
|
A
|
Alerji
|
M
|
İlaç kullanımı
|
M
|
İlaç kullanımı
|
P
|
Geçmiş medikal öykü
|
P
|
Geçmiş medikal öykü
|
L
|
Son yemek ya da sıvı alımı
|
E
|
Problemden önceki eylemler
|
E
|
Hastalık/yaralanma öncesi eylemler
|
D
|
Beslenme
|
|
|
S
|
Semptomlar
|
|
|
4. BASAMAK: Vital Bulgular
ESI kararlarına göre kan basıncı ve oksijen saturasyonu ölçüm önerileri şunlardır:
-
Kan basıncı ölçümü triyaj görevlisinin kararına bırakılmalıdır ve ciddiyeti göstermede iyi bir faktör değildir.
-
Oksijen saturasyonu solunumsal yakınmalarla başvurmuş ya da respiratuar distress izlenen tüm çocuk ve infantlarda bakılmalıdır.
Satürasyon düzeyleri rakım ile ilişkili olarak değişiklik gösterebilir ve acil servisler kendi yerel protokollerini geliştirmelidirler. Yapılan gözlemler sonucunda görevlilerin genellikle yetişkin boyu cihazlar ile değerlendirme yaptıkları ve dolayısıyla yanlış sonuçlar elde ettikleri görülmüştür. Ölçümlerin uygun ebattaki cihazlarla yapılmasına özen gösterilmelidir.
5. BASAMAK: Ateş
Çocuklarda ateş değerlendirilirken, yetişkinlerin aksine klinik durum ve yaş hesaba katılmalıdır. ESI 4 versiyon D notu pediatrik ateş özellikleri ile ilgilidir. Bu özellikler acil hekimleri için basılmış algoritmalar esas alınarak oluşturulmuştur (ACEP 2003). Hayatının ilk 28 günündeki ateşi olan ( ≥38°C) bebekler içinse algoritma açıktır, bu hastalar ciddi bir enfeksiyona sahip olabilirler ve ESI seviye 2 olarak sınıflandırılmalıdırlar. ESI aynı zamanda ateşi olan 1-3 aylık bebeklerin de ESI seviye 2 olarak atanmalarını önerir.
Dikkat edilmesi gereken diğer hususlar ise belirgin olarak hasta kişilerle temas etmiş olan (infulenza veya meningokok menenjit tanılı) bebekler ve aşılama durumudur. Aşılama durumu için iyi bir hikaye alınmalıdır. 0- 6 yaş çocuklar için tavsiye edilen aşılama şemasının bir kopyasının triyajda bulundurulması yardımcı olacaktır. 2 yaşından büyük olup ateşle başvuran ve primer aşıları tam olmayan bir hastanın aynı klinik duruma sahip aşıları tam olana göre daha büyük bir riske sahip olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Triyaj görevlisi bu gibi durumlarda belirgin ateş kaynağı saptanamıyorsa bu hastaları en azından ESI seviye 3 olarak atamalıdır.
6. BASAMAK: Ağrı
ESI 4 versiyon B kısmında ciddi ağrı-distress 10 puanlık bir skalada 7 puanın üzeri olarak tanımlanır. 7’nin üzerinde puanı olan çocuklar ESI seviye 2 olarak atanmalıdırlar. Ancak bu hastanın kliniğine göre değişebilir. Örneğin 8 puanlık bir ağrı belirten uyanık, gülümseyen, stress altında olmayan bir çocuk sınıf 2 olarak atanmayabilir.
Birçok doğrulanmış pediatrik ağrı skala sistemi mevcuttur. Örneğin FLACC skalası infantlar ve sözel yanıtı olmayan çocuklar için, FACES skalası ise 0-10 skalasını anlamayan veya bu sistemi doğrulamak için kullanılabilir. Her sağlık kurumu pediatrik hastalar için hangi ağrı skalasını kullanacağını kararlaştırmalıdır. Esas önemli olan bu kararlaştırılan sistemin triyaj görevlisi tarafından sürekli ve doğru şekilde uygulanabilmesidir.
Dostları ilə paylaş: |