Döküntülerin Değerlendirilmesi
ESI ile triyaj yapan görevliler düşük riskli döküntüler ile (kontak dermatit vb) yüksek riskli döküntülerin (meningokoksemi vb) ayrımının bazen zor olduğunu belirtmişlerdir. Döküntülü bir hastada triyaj yapan görevli hastanın öyküsünü ve vital bulgularını almalıdır. Çocuğun genel görünümü ve ilişkili olabilecek diğer semptomlar hesaba katılarak hareket edilmelidir. Döküntünün tam olarak değerlendirilebilmesi için gerekli ise çocuk soyulmalıdır. Yeni doğanlarda veziküler döküntüler ve her yaştaki peteşi-purpurik döküntüler kırmızı bayrak belirtidir ve ESI seviye 2 olarak alınmalıdır. Mental durum değişikliği ile birlikte olan peteşiyal döküntüler ESI seviye 1’dir ve hasta
meningokoksemi ve/veya şokta olabilir.
İnfant Triyajı
ESI, infantı ilk doğum gününü kutlamamış bebek olarak tanımlar. Bu tanım ACEP, PALS ve AHA’nın yaptığı tanımla uygunluk gösterir. Acil servise başvuran tüm hastalar içinde triyaj görevlisi için değerlendirilmesi en zor olan grup infantlardır. Bu hastaların konuşma yeteneğinin olmaması ve ciddi hastalık belirtilerinin silik olması değerlendirilmelerini zorlaştırır.
Triyaj görevlisi tarafından ailenin tanık olduğu veya tespit ettiği belirti ve bulgular da dikkate alınmalıdır. Ateş gibi bir bulgu ya da huysuzluk gibi bir davranış değişikliği konusunda ailelerin kararları mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır çünkü infantı en iyi tanıyan kendi ebeveynleridir. Triyaj görevlisi bir infantı değerlendirirken ailenin öyküsünü dikkatle dinlemelidir, çünkü elindeki tek ipucu bu öykü olabilir.
Öncelikle infantın klinik durumu değerlendirilmelidir. ESI seviye 1 ve 2 sınıflara girmeyen infanlar için vital bulgular doğru ebattaki ekipman ile alınmalıdır. Ciddi hastalığın tek göstergesi vital bulgulardaki anormallikler olabilir. İnfantlar dokunarak değerlendirme ve solunum eforu ile perfüzyonun değerlendirilebilmesi için soyulmalı ve ısı kaybının hızla gelişebileceği akılda tutularak mümkün olan en kısa sürede yeniden giydirilmelidirler.
İnfantlardaki ateşe yaklaşım yukarıda tartışılmıştır. İnfantlardaki ateşe yaklaşım küçük farklılıklar göstermekle birlikte evrensel olarak kabul edildiği üzere;
28 günlüğe kadar bebeklerde 38°C ve üstü rektal ateş ciddi bir enfeksiyon varlığını
işaret edebilir ve en azından ESI seviye 2 olmayı gerektirir. 3 yaşından küçük çocuklar için ateş varlığında ACEP rektal ısının ölçülmesini önermektedir. 38°C ve üstü rektal ateşi olan infantlarda, kan, idrar ve BOS tetkikleri ile birlikte IV antibiyotik uygulamalarını da içeren tam bir sepsis değerlendirmesi yapılması gerekmektedir.
Pediatrik Hastalarda ESI Seviyelerinin Değerlendirilmesi
ESI seviye 1:
ESI seviye 1hastalar en keskin hatlarla belirlenmiş gruptur. Çünkü klinik olarak stabil değillerdir ve hemen bir doktor ve görevli tarafından hayat kurtarıcı müdahaleye ihtiyaç duyarlar. Tedavinin etkinliği için en ufak bir gecikme yaşanmamalıdır. Yapılan araştırmalarda triyaj görevlileri tarafından entübe ve/veya arrest halde gelen hastalar haricinde ESI seviye 1 fazla tercih edilmemektedir. Yani ESI seviye 1 triyaj görevlileri tarafından az kullanılan bir sınıftır. ESI’nin 4. versiyonunda acil hayat kurtarıcı tedavi ihtiyacı olan durumların tamamı ESI seviye 1 olarak modifiye edilmiştir. Tablo 6.2 ESI seviye 1 durumlara örnekler vermektedir ancak bu ayrıntılı bir liste değildir.
Tablo 6-2: ESI Seviye 1 Durumlara Örnekler
Solunum arresti
|
Kardiyopulmoner arrest
|
Hipoventilasyonun eşlik ettiği major travma
|
Aktif nöbet
|
Cevapsızlık
|
Mental durum değişikliğinin eşlik ettiği peteşial döküntü (vital bulgulardan bağımsız olarak)
|
Solunum sıkıntısı
-
Hipoventilasyon
-
Siyanoz
-
Kas tonus kaybı
-
Azalmış mental durum
-
Bradikardi (geç dönem bulgusu, kardiyopulmoner arrest gelişmek üzeredir)
|
Hipoperfüzyon bulguları ile birlikte şok-sepsis
-
Taşikardi
-
Takipne
-
Nabızda değişiklik (azalmış veya sınırlanmış)
-
Uzamış kapiller geri dolum zamanı ( ˃3- 4 sn)
-
Cilt renginde değişiklik (solgun, benekli ya da kızarmış görünüm)
-
Genişlemiş nabız basıncı
-
Hipotansiyon (prepubertal hastalarda genelde geç bulgu)
|
Anaflaktoid reaksiyon
-
Solunumu riske atan (dispne, wheezing, stridor, hipoksemi)
-
Düşük sistolik kan basıncı
-
Hipoperfüzyon (senkop, inkontinans, hipotoni)
-
Cilt ve mukozal ödem/lezyon (ürtikeryal döküntüler,dudak, dil veya uvula ödemi)
-
Dirençli gastrointestinal şikayetler
|
ESI seviye 2:
ESI seviye 1’e olduğu gibi ESI seviye 2’ ye atama da hastanın klinik durumuna göre yapılmaktadır. ESI seviye 2’ye atama kararları; öykü, yüksek risk ya da potansiyel yüksek riskli durumları belirten belirti ve bulguların değerlendirilmesine dayanır. Tablo 6-3 ESI seviye 2’ye atanması gereken durumlara örnekler vermektedir ancak eksiksiz bir liste değildir.
Tablo 6-3 ESI Seviye 2 Durumlara Örnekler
Senkop
|
Ateşli immünkomprimize hasta
|
Akut kanama riski olan hemofili hastaları
-
Eklem ağrısı ya da şişlik
-
Düşme ya da yaralanma öyküsü
-
Normal sınırlar dışında vital bulgular ve/veya mental durum
|
< 28 gün febril infant, rektal ateş ≥38 ®C
|
< 90 gün hipotermik infant, rektal ateş ≤36.5®C
|
İntihar eğilimi
|
Menenjit ekartasyonu (baş ağrısı/ense sertliği/ateş/letarji/irritabiite)
|
Nöbet-uzamış postiktal periyod (mentaldurum değişikliği)
|
Ilımlı-ciddi krup
|
Alt hava yolu obstrüksiyonu (ılımlı-ciddi)
-
Bronşiolit
-
Reaktif hava yolu (astım)
-
Respiratuar distress
-
Takipne
-
Taşikardi
-
Artmış solunum çabası (burun kanadı solunumu, retraksiyonlar)
-
Anormal sesler (homurtular)
-
Değişmiş mental durum
|
Pediatrik Hastalarda ESI'de Kullanılan Kaynaklar
Erişkin hastalarda olduğu gibi pediatrik hastaların ESI kullanımında da üç alt seviyeyi ayırt etmenin yolu olarak (ESI seviye 3,4,5) kaynak tahmini kullanılır. Bazen pediatrik hasta grubunda kaynak ihtiyacının tahmini zor olabilmektedir. Triyaj görevlileri özellikle iki kaynak (ESI seviye 3), bir kaynak (ESI seviye 4) ya da kaynak kullanımı gerektirmeyen (ESI seviye 5) hastaları ayırmada zorlanabilir. Bunun bir nedeni, bazı koşulların çocuklarda yetişkinlerden daha farklı sayıda kaynak gerektirmesidir. Yapılan bir araştırmada ESI seviye 5’ in çocuk hastalar için az kullanıldığını göstermiştir.
Çocuk hastalar bazen benzer bir sorun için bir yetişkinden farklı ESI seviyesine alınabilir. Örneğin, sütüre edilmesi zorunlu laserayonlar yetişkinlerde genellikle ESI düzey 4 olarak sınıflandırılır. Ancak okul çağı öncesi veya ajite ya da non-koopere çocuklarda sedasyon gerekebilir. Sedasyon yapılması IV yol açma, IV ilaç kullanımı ve yakın izlem gerektirir. Dolayısıyla sedasyon için birden fazla kaynak ihtiyacı doğar ve en az ESI seviye 3 olarak sınıflandırılır. Tablo 6-4 sedasyon için aday olan hasta örnekleri listelenmiştir.
Tablo 6-4: Pediatrik hastalarda sedasyon gerektiren durum örnekleri
Acil serviste fraktür/dislokasyon onarımı
|
Komplike laserasyonlar;
-
Kompleks fasial/intraoral laserasyonlar
-
Vermillion hattını aşan laserasyonlar
-
Çok katmanlı kapama gerektiren laserasyonlar
-
Son derece kirli veya kontamine yaralar
|
CT/MRI görüntüleme ya da görüntüleme eşliğinde prosedürler (USG eşliğinde eklem aspirasyonu, floroskopi)
|
Göğüs tüpü takılması, lomber ponksiyon yapılması
|
ESI kullanımı acil servis için ek bir yük getirmemektedir. Aksine ESI akut durumun belirlenmesinde ve kaynakların etkili kullanılmasında çok önemlidir. Küçük bir abrazyonu olan (ESI seviye 5) ve yarası temizlenip bir doz tetanoz aşısı uygulanan bir çocuk, bileği burkulmuş (ESI seviye 4) x ray çekilip, eklemi alçıya alınan ve koltuk değneği önerilen bir çocuktan daha az ciddi bir duruma sahiptir. Diğer yandan kompleks bir laserasyonu olan (ESI seviye 3), sütürasyon ve sedasyon uygulanan bir çocuktan daha hepsinden daha ciddi bir duruma sahiptir.
ESI kaynaklarında gereken zaman dikkate alınmaz. ESI kaynak değerlendirmesinin amacı görevlilik iş yükü yoğunluğunu azaltmak değil, hastaları 5 anlamlı seviyede sıralamaktır. Tablo 6-5’de kaynak gerektirmeyen ve ESI seviye 5 olarak kategorize edilebilecek hasta örnekleri yer almaktadır.
Tablo 6-5: Kaynak gerektirmeyen ESI seviye 5 hasta örnekleri
İlaç reçete edilmesi
|
Sağlıklı okul çağında çocukta kulak ağrısı
|
Normal vital bulgularla idrar yolu enfeksiyonu bulguları
|
2 yaşında burun akıntısı, hafif öksürük ve 38°C ateşi olan, triyaj süresince aktif ve oral alımı olan çocuk
|
Ekstremitelerde zehirli sarmaşık teması
|
ÖZEL HASTA GRUPLARI
Travma Hastaları
Travma hastalarında değerlendirme, görülebilir travma bulgusu yokken zor olabilir. Ek olarak pediatrik hasta grubunda güçlü kompansatuar mekanizmalar sayesinde vital bulgular uzun süre normal kalacağı için bu değerlendirme daha da zorlaşır. Pediatrik travma hastalarına bakım veren görevliler hızlı dekompanzasyonu önlemek için uyanık ve bilgili olmalıdır. Travmatik yaralanmalarla gelen çocuklar, yaralanma mekanizması, semptomlar ve vital bulgularına göre bir triyaj seviyesine alınmalıdır. Yani 112ambulansı ile getirilmeleri veya boyunluk/sırt tahtası kullanımına göre bir ESI seviyesine alınmamalıdır.
Yüksek riskli bir mekanizmayla yaralanma söz konusu ise, ESI seviye 2 olarak atanmalı eğer durum acil hayat kurtarıcı müdahaleler gerektiriyorsa ESI seviyesi 1 olmalıdır. Seviye 1 ve seviye 2 hastaların belirlenmesinde vital bulgular ya da kaynak ihtiyacı göz önüne alınmaz. Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) minör kafa travmasıyla gelen çocukların triyajında yararlı olabilecek algoritmalar oluşturmuştur. Tablo 6-6’da pediatrik travma hastaları ve ESI seviyeleri örneklenmiştir.
Tablo 6-6: Pediatrik travma & ESI seviye örnekleri
Hastanın gelişi
|
Kaynaklar
|
ESI
|
Gerekçe
|
112 ile gelen 7 yaş erkek, araba çarpmış. Somnolans, solgun, solunumu düzensiz
|
Hayat kurtarıcı müdahale, kaynak sayısına ihtiyaç yok
|
1
|
Hayatı tehdit eden yaralanma
|
14 yaşında kız, havuza dalıp kafasını çarptıktan sonra 112 ile getiriliyor. Uyanık, ekstremiteleri hareketli. Sırt tahtası ve boyunlukla immobilize. KB:118/72, KH:76, SS:14
|
Yüksek riskli yaralanma, kaynak sayısına ihtiyaç yok
|
2
|
Mekanizmaya bağlı yüksek riskli yaralanma
|
14 yaş erkek, futbol oynarken düşmüş, sağ kruriste görülen deformite mevcut. Nabızları açık, parmakları sıcak ve kuru, parmaklarını oynatabiliyor. Belirtilen kafa/boyun travması yok. KB:118/78, KH:88, SS:18, Ağrı 6/10.
|
Birden fazla kaynak
|
3
|
Fraktür için redüksiyon uygulanacak, x-ray, lab testleri, iv antibiyotik ve analjezi
|
12 yaş kız, annesi tarafından getirilmiş. Bulaşık yıkarken başparmağını kesmiş. Sağ başparmağında 2 cm yüzeyel kesi mevcut. KB:110/70, KH:72, SS:14
|
1 kaynak
|
4
|
Sütürasyon
|
Psikiyatrik Hastalar
Pediatrik hastalarda psikiyatrik aciller triyaj görevlileri için gerçek bir sorundur. Triyaj görevlisi hastanın kendisine ya da çevresine verebileceği zararın derecesini belirlemek gibi karmaşık bir karar vermek zorunda kalabilir. Yüksek risk altındaki hastalar (şiddet veya hırçın davranışlar, paranoya, halüsinasyon, hezeyan, intihar / cinayet düşüncesi, akut psikoz, anksiyete, ajitasyon gibi belirtilerin olması) için triyaj kategorisi ESI seviye 2 olmalıdır. Bu hastaların triyajında Akıl Sağlığı Triyaj Skalası kullanılabilinir. Konfüze, dezoryante, delüzyon ya da halüsinasyonları olan her çocuk seviye 2 olarak değerlendirilmelidir. Bu mental durum, organik veya psikiyatrik bir patolojiye bağlı olabilir. Bir hastanın stresi fiziksel belirtilerle sınırlı olmayabilir, kısa süreli davranışlar gözlenerek de bazı kararlar alınabilir. Bazı durumlarda, büyük çocuklar ve ergenlerle tek başına görüşmek yararlı olabilir. Bu çocukların riskli davranışlar, kötü niyetli ilişkiler ve ilaç ya da alkol kullanımı gibi hassas konularda ebeveynleri yokken bilgi vermeleri daha muhtemeldir.
Kaynaklar hastanın ESI seviye 3, seviye 4 veya 5 düzeyine düşüp düşmeyeceğini belirleyecektir. Pediatrik psikiyatri hastaları için gereken kaynaklar (psikiyatri konsültasyonu vb) diğer medikal hastalardan farklı olabilir. Tablo 6-7’de pediatrik psikiyatrik hasta örnekleri yer almaktadır.
Tablo 6-7: Pediatrik psikiyatrik hasta örnekleri
Hastanın gelişi
|
Kaynaklar
|
ESI
|
Gerekçe
|
17 yaş erkek, suisid hikayesi mevcut, ailesi tarafından cevapsız bulunmuş. Yatağının yanında birkaç likör şişesi ve boş ilaç kutuları var
|
Hayat kurtarıcı müdahale
|
1
|
Hayatı tehdit eden durum
|
16 yaş erkek, ailesi tarafından kontrolden çıkma, ailesini öldürmekle tehdit etme, küfür etme ile getiriliyor. Hasta koopere, triyajda sorulara sakince cevap veriyor
|
Yüksek riskli durum, kaynak sayısına ihtiyaç yok
|
2
|
Yüksek riskli durum, kendine/çevresine zarar verebilir
|
15 yaş kız, erkek arkadaşıyla geliyor,’sanırım hamileyim, annem duyduğunda beni evden attı ve bebek bekliyor olabilirim’ diyor. KB:126/85, KH:100, SS: 16
|
Birden fazla kaynak
|
3
|
Lab testleri ve birden fazla uzman konsültasyonu
|
10 yaş kız, öğretmeni sınıfta ani patlamalar yaşadığı için aramış, annesi hiç tanık olmamış ancak çocuk istediği şeyler olmadığında meydan okuyucu olabiliyormuş. Şu anda çocuk gülüyor ve küçük kardeşiyle oynuyor. KB:98/72, KH:82, SS:22
|
1 kaynak
|
4
|
Uzman konsültasyonu
|
13 yaş erkek,cuma akşamı annesiyle acil servise geliyor. Dikkat eksikliği-hiperaktivite için kullandığı ilaçları bitmiş. Hasta koopere, vital bulguları stabil.
|
Yok
|
5
|
İlaç reçete edilmesi
|
Eşlik Eden Hastalıkları Olan Çocuklar
Eşlik eden hastalıkları olan çocuklara bazen aşırı (over) bazen de eksik (under) triyaj uygulanmaktadır. Kronik rahatsızlıkları olan hastalar (spina bifida, nöbetler, metabolik sendromlar, kısa bağırsak vb) benzer şikayetler söz konusu olduğunda sağlıklı çocuklara göre daha kapsamlı değerlendirme ve tetkik gereksinimi duyabilirler. Ancak komorbiditeden dolayı aşırı (over) triyaja tabi tutulmaları da istenmemektedir.
Çocuğun ebeveyninden alınacak iyi bir öykü ve bilgi triyaj seviyesinin belirlenmesinde büyük ölçüde yardımcı olacaktır. Örneğin bilinen nöbet bozukluğu olan bir çocuk nöbet geçirerek geldiğinde, ilaçları bittiği için geldiği zamandan daha ciddi seviyede triyaj yapılmalıdır. Ventrikülo-peritoneal şantı olan ve ateş yüksekliği ile gelen 10 yaşındaki çocuk, izole ateş yüksekliği ile gelen non toksik görünümlü sağlıklı çocuktan daha kapsamlı bir değerlendirmeye ihtiyaç duyacaktır. Ancak, ayak bileği burkulan bir çocuk, konjenital kalp hastalığı geçmişi olduğu için daha yüksek bir triyaj seviyesi gerektirmez.
ÖZET
Pediatrik hastayı değerlendirmek hem acemi hem de deneyimli triyaj görevlisi için zor bir görev olabilir. Çocuk ve erişkin hastalar arasında bazı önemli gelişimsel farklılıkları hatırlamak hasta ya da yaralı çocuklar ve onların bakıcıları için işlemi daha az stresli hale getirmede yardımcı olabilir. Triyaj görevlisi için bir yandan pediatrik popülasyondaki önemli anatomik ve fizyolojik farklılıkları akılda tutmak diğer yandan da her yaştan hastaya sürekli ESI algoritmasını uygulamak süreci kolaylaştırabilir. Pediatrik hastaların triyajında hem deneyim hem de ebeveynle iyi ve etkili bir iletişim kurulması çok önemlidir.
GERİATRİK HASTADA TRİYAJ
Doç. Dr. Hakan OĞUZTÜRK
Toplumdaki yaşlı oranın gün geçtikçe artmasına paralel olarak. acil servise başvuran hastalar arasında, 65 yaş üstü grup olarak tanımladığımız geriatrik hasta sayısı artmaktadır. Yaş ile doğru orantılı olarak insanlarda sistemik kronik rahatsızlıkların sayısı daha da artar. Bu nedenle, yaşlı hastalar yaşam dekatları dolayısıyla diğer yaş gruplarındakilere göre daha fazla muayene zorluğuna sahiptirler. Bu zorluğun gerekçesi olarak yaşlı hastada varolan rahatsızlıkların mevcudiyetinde yeni bir rahatsızlığın oluşması ve bunun çoğunlukla yüksek risk aciliyeti oluşturması söylenebilir. Bu acil tıp doktorlarının kesinlikle arzu etmedikleri bir durumdur. Bu amaçla çözüm için, yaşlılara ait bazı özelliklerin akılda bulundurulması gereklidir.
Hastaların başvuru bulguları tipik tanı konacak bulgu ve semptomlar olmayabilir. Bu hastalar sistemik kronik hastalıklara sahip olacağından bu hastalıkların sorgulanması gerekir. Bu hastalıklar nedeniyle yaşlı hastaların birden fazla ilaç kullanımı çok yaygın olacağından dikkatli olunmalıdır. Ayrıca bu gruptaki hastalarda sistemik rahatsızlıklara psikososyal problemlerin eşlik etme ihtimalide oldukça yüksektir.
Geriatrik hastalarda neler farklıdır?
-
Yaşlılar günlük yaşamsal faaliyetlerinin devamı konusunda sorunlar yaşayabilmektedirler. Giyinme, yemek yapma, banyo, tuvalet gibi temel ihtiyaçlar bozulabilir. Bundan daha önemlisi bu aktivitelerden ilk olarak yemek yemenin bozulmasıdır. Sonuç olarak aktivitelerdeki akut fonksiyonel bozulma ciddi organik bir hastalığı akla getirebilmelidir.
-
Acil servise başvurusu yapılan travma hastalarının önemli bir kısmını da yaşlı hastalar oluşturmaktadır. Bu yaş grubunda düşme ve trafik kazaları ön sıralarda yer almakta ve yüksek mortaliteye neden olmaktadır. Trafik kazaları sonrasında yaş arttıkça kranial, vertebral, toraks ve iskelet sistemi yaralanmaları olasılığı ve riski artmaktadır. Yaşlı hastalarda osteoporoz nedeniyle iskelet sistemi hasarı daha kolay olmaktadır. Basit bir travma ile dahi bilinç kaybına yol açabilecek subdural hematom gelişebilmektedir. Diğer önemli bir durumda travma bulguları olan yaşlı hastalarda istismar durumunun akla getirilmesidir. Yaşlı hastalarda yanıklar da daha ölümcül seyretmektedir..
-
Yaşlılarda infeksiyon hastalıklarında mortalite ve morbidite daha fazladır. Hastaların önemli bir kısmında ateş olmaması, halsizlik yorgunluk, gibi özgül olmayan semptomların varlığı ve lökosit değerinin yükselmemesinden dolayı bulguların ve tanısal testlerin tanıda, acil tıp çalışanlarına çok fayda sağlamadığı aşikardır.
-
Yaşlılarda ağrı değerlendirmesi dikkate değer birçok faktörlerden sadece bir tanesidir. Taşikardi, solunum sıkıntısı, solukluk, şişkinlik, genel durum bozukluğu veya hipotansiyon, şiddetli karın ağrısına eşlik edebilir ve bu durum öncelikli olarak kanama olasılığını akla getirmelidir. Yaşlı hastalarda bağırsak tıkanmaları, gastrointestinal kanamalar ve diğer abdominal komplikasyonlar morbidite ve mortalite açısından genç hastalara göre anlamlı derecede fazla oranda yüksek risk unsurlarıdır. Yaşlı hastalarda karın ağrısı semptomları tipik olmadığı halde altında ciddi cerrahi durumlar olabilir. Ayrıca yaşlı hastalarda kronik ağrılar yüzünden nonsteroid ağrı kesici ajanların bilinçsizce kullanımı sıktır ve semptomlar bu yüzden gizlenebilir ve gecikebilir. Bu atipik klinik sonucunda oluşacak tanı gecikmesi telafisi mümkün olmayan sonuçlara neden olacaktır. Tüm bu olumsuzluklardan dolayı aşağıda belirtilen birkaç önemli değerlendirme sorusu, hastanın yüksek risk grubunda olup olmadığı konusunda yardımcı olur. Bunlar;
-
Ne zamandan beri hastanın ağrısı var?
-
Hasta acılarını nasıl tarif ediyor?
-
Bugün acil servise gelmesini gerektirecek farklı ne oldu ?
-
Hastanın şiddetli bulantı, kusma, ya da ishali var mı?
-
Ateş ya da kilo ve iştah kaybı gibi diğer belirtiler varmı ?
-
Hasta dehidrate mi? sorularıdır.
Bu yaşlı hastalarda erken radyolojik tetkik ve erken cerrahi konsültasyonu önemlidir.
Emergency Severity Index (ESI) 5 seviyeli acil servis triyaj sistemlerinden biridir. 1990’lı yıllarda ortaya çıkmış ve sonraki yıllarda acil tıp çalışanları tarafından geliştirilmiştir. ESI 1.seviye çok acil hastaları, ESI 5. seviye ise en az acil hasta grubunu tanımlar. ESI’yi diğer triyaj sistemlerinden farklı yapan özellik acil müdahale gerektiren hastaların belirlenmesi ve hastanın acil serviste kaç kaynak kullanacağının tahmin edilmesi birlikteliğinin olmasıdır. Dünyada kullanımı giderek yaygınlaşan ESI triyaj sistemi güncel olarak 5 seviyede değerlendirmeye sahiptir.
Dostları ilə paylaş: |