Ağri fizyopatolojiSİ Ülker yağCI, Mustafa saygin


Süleyman Demirel Üniversitesi



Yüklə 391,06 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/23
tarix01.01.2022
ölçüsü391,06 Kb.
#50351
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   23
AĞRI

Süleyman Demirel Üniversitesi

 Tıp Fakültesi Dergisi



Tablo 2

Sinir Liflerinin Özellikleri (4).



Grup 

Çap (μ)

İleti hızı (m/sn)

Myelin  Fonksiyon 

A (alfa)


12-20

70-120


+

Motor (eff.), duyusal

A (beta)

6-12


30-70

+

Motor (aff.), (proprioseptif -dokunma )



A (gama)

2-8


2-30

+

Sensorial (ağrı, ısı, dokunma)



A (delta)

2-5


2-30

+

Otonom ( efferent pregagliyoner)



B

3

3-15



+

Sensorial (ağrı, ısı, dokunma)

C

1.2


0.5-2

-

Otonom (postgangliyoner sempatik)




Süleyman Demirel Üniversitesi

 Tıp Fakültesi Dergisi



Ağrı Fizyopatolojisi

septör ve kanallardan üçü nöropatik ağrının nosiseptif 

ağrıdan  farklılaşmasına  katkıda  bulunacağı  söylenil-

mekte: ASIC (Acid-Sensing Ion Channels), Nav (voltaj 

bağımlı sodyum kanalları) ve TRP (Transient Recep-

tor Potential) kanalları. Ayrıca doku hasarından sonra 

ortama çıkan H+ iyonları ile uyarıldıkları zaman eşlik 

ettikleri kanal ya da reseptörün uyarılma eşiğinin düş-

mesine neden olur (51, 52).

Voltaj  kapılı  sodyum  kanalları  tetrodoksine  (TTX) 

verdikleri yanıta göre 2 gruba ayrılırlar. Tetrodoksine 

duyarlı (TTX-s) kanallar aktivasyonundan sonra hızla 

inaktive olma özelliklerine sahiptir. Oysa tetrodoksine 

dirençli  (TTX-r)  kanallar  yavaş  inaktive  olurlar.  Bu-

nun  sonucu  olarak  hücre  içine  giren  sodyum  mikta-

rı  ve  dolayısıyla  aksiyon  potansiyelinin  süresi  artar. 

TTX-s kanallar myelinli ve myelinsiz primer afferent lif 

sonlanmalarında bulunurlar. TTX-r kanallar ise daha 

çok  C  lif  membranında  yer  alırlar.  Voltaj  kapılı  sod-

yum kanallarının 10 izoformu saptanılmış olup bunlar 

Nav 1.5, Nav 1.8, Nav 1.9 TTX’e dirençli olarak yavaş 

inaktivasyon hızına sahiptir. Voltaj kapılı sodyum ka-

nalları ağrı ve doku enflamasyonuna eşlik eden hiper-

sensitivitede  anahtar  bir  rol  oynarlar  ve  özellikle Aδ  

ve  C  nosiseptörlerin  sensitize  olmasına  yol  açarlar. 

Bunun sonucunda spontan boşalımlar, uyarılma eşik-

lerinin düşmesi ve uyaranlara karşı yanıt fonksiyonla-

rının değişmesi gibi tepkiler ortaya çıkar. Bu tepkiler 

spontan ağrı, hiperaljezi ve allodini gibi nöropatik ağrı 

karakterlerinin ortaya çıkmasına neden olur (51).

Zararlı  uyaranları  algılayan  ve  ileten  en  önemli  iyon 

kanalı ailesi, geçici reseptör potansiyeli (TRP) kanal 

ailesidir.  Bu  aile,  seçici  olmayan  kalsiyum  geçirgen 

kanallardan korunmuş proteinler içerir. Genel olarak 

TRP  kanalları,  pH,  kimyasal  ajanlar,  sıcaklık  ve  oz-

molarite değişimlerinden, çoklu uyaranların moleküler 

sensörleri  olarak  işlev  görür.  İyon  kanallarının  TRP 

ailesi  vanilloid  (TRPV),  ankirin  (TRPA),  melastatin 

(TRPM),  polikistin  (TRPP)  ve  mukolipin  (TRPML), 

standart (TRPC) olarak sınıflandırılır, 28 üyeden olu-

şan  altı  alt  familyası  vardır  (53). TRPA1  iyon  kanalı 

zararlı  bir  soğuk  algılayıcıdır.  Nosiseptif  ağrıda  rolü 

bulunmaktadır. Ayrıca enflamatuar ağrı ya ek olarak 

kronik süreçte de hiperaljezinde de görev alır. TRPM 

kanallarında nörojenik ağrıda soğuk hipersensitivite-

de algılayıcıdır. TRPV ise ağrıda yaygın olarak çalışan 

grubudur.  Ayrıca bu kanalın özellikle nöronlarda ve 

daha ziyade arka kök gangliyon hücrelerinde inflama-

tuar ve ağrı mekanizmaları üzerinde önemli ölçüde rol 

aldığı daha sonra yapılan araştırmalarda anlaşılmış-

tır. Aynı zamanda, bu kanalların PKA ve PKC gibi ikin-

cil haberciler yoluyla aktive olduğu da ispatlanmıştır. 

Bu kanallar, kalsiyum geçirgen ve seçici olmayan kat-

yon kanallarıdır. TRPV1 kanal fonksiyonunun artışı ya 

kanalın direkt aktivasyonu ya da aktivasyon eşiğinin 

düşürülmesi şeklinde olur. Başka bir kanal ise ATP’nin 

bağlandığı purinerjik reseptörlerdir.  ATP bağlanması 

ile açılan katyon kanalları olmakla beraber, hem peri-

ferde hem de santralde duyusal sinyallerin iletilmesi 

ve  işlenmesinde  rol  oynarlar.  Örneğin;  Purinerjik  re-

septörler, hem istirahat halinde hem de aktive olmuş 

durumlarında  mikroglia  sinyalleşmesinde  önemli  rol 

oynarlar. In vivo çalışmaları ATP ile uyarılmış mikrog-

liaların intratekal enjeksiyonu, birkaç saat içinde allo-

dini gelişimine neden olur. Böylece BDNF’nin spinal 

mikrogliya tarafından salgılanmasına, sırayla lamina I 

GABAerjik internöronların tonik inhibisyonunu azalttı-

ğı belirtilmiştir. Gerçekten de, benzodiazepinler veya 

3a  indirgenmiş  nörosteroidler  gibi  GABAA  reseptör-

leri  fonksiyonunun  pozitif  allosterik  modülatörlerinin 

intratekal  enjeksiyonları,  çeşitli  hayvan  modellerinde 

ve  insan  ağrı  durumlarında  ağrı  tepkilerini  azaltmış-

tır.  Sinir  hasarlarından  sonra ATP  düzeylerinin  artışı 

DRG nöronlarda depolarizasyona neden olur. Sonuç 

olarak nöropatik ağrı teşvik ettiği gösterilmiştir. Ayrıca 

hiperaljezinin gelişimine katkıda bulunur (2, 4, 10, 45, 

49, 53-56).


Yüklə 391,06 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   23




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin