kemikleri parçalayarak kafatası içerisine sokulabilirdi. Nitekim çok yüksekten ayak üzerine düşen
insanlarda omurganın eğrilikleri ve elastikiyeti fazla gelen tepkiyi dağıtmak ve hafifletmek için
yetmez ve omurga tabanını parçalayarak kafatası içerisine sokulur.
Omurganın bütün parçaları her yönde ve aynı derecede hareket yapamazlar bunun başlıca sebebi
çeşitli parçalarda bulunan inter vertebral eklemlerin yüzlerinin şekil ve durumları ve yönlerinin
başka başka olmasıdır.
Eklem yüzlerinin şekil ve durumu ve frenleyici etkilerinin kuvvetli olması yüzünden birbirine
yakın vertebralar arasında yapılabilen hareketler çok az olmakla beraber bir çok eklemlerde aynı
zamanda yapılan hareketleri bir araya getirmek suretiyle omurga çok çeşitli yönde ve geniş
hareketler yapabilmektedir. Omurga hareketlerinin bir çok eklemlere dağıtılmış ve komşu
vertebra’lar arasında hareketlerin az olması medulla spinalis’in korunması bakımından çok
elverişlidir. Hareket sırasında omurganın şekli değişir ve vertabral kanal içinde bulunana medulla
spinaliste bu duruma uymak zorunluluğundadır. İki veya birkaç komşu vertabra fazla hareket
yapar ve durumlarını fazla değiştirirse o parçalar ve canalis vertebralis’in (vertebral kanalın) de
şekli birden değişirdi ve kanala uymak zorunluluğunda olan medulla spinalis bükülür kopmak
veya zedelenmek tehlikesine uğrardı.
Boyun vertebralarında eklem yüzleri düz veya hafif konkav olup önden arkaya doğru eğik
durumdadırlar. Eklem yüzlerinin eğikliği ortalama 45
o
kadaradır. Yüzlerin bu durumları değişik
derecede olmakla beraber boyun vertebralarına hemen hemen her yönde hareket imkanı
vermektedir. Göğüs vertabralarınkine benzerler fakat durumları başkadır. Burada eklem yüzleri
frontal’e yakın ve bir miktar birbirine dönmüş durumdadır. Eklem yüzlerinin frontal durumları
öne ve arkaya eğilme hareketleri için elverişli değildir ve omurganın göğüs parçasında bilhassa
orta kısımda bu hareketler çok azdır. Yana doğru eğilme hareketleri boyun parçasına nispeten
daha az olmakla beraber yapılabilir ve yukarıya gittikçe genişler. Omurganın lumbal parsçında
eklem yüzleri sagittale yakın durumdadır ve bundan dolayı bu parçada dönme hareketleri hemen
hemen olanaksızdır. Bu parçada en çok yapılabilen hareket öne ve arkaya doğru eğilmedir.
Vertikal bir eksen etrafında omurganın sağa ve sola çevrilmesi en çok boyun parçasında
yapılabilir ve aşağı doğru gittikçe azalır. Bel omurgalarının eklem çıkıntılarının sagittal durumları
çevirme hareketleri için elverişli değildir. Bundan dolayı insanlar sağa veya sola dönme
hareketleri yaparken pelvis sabit kalırsa gövdenin yalnız göbekten yukarı olan kısmı hareketlere
katılır. Fakat genellikle omurganın bütün parçalarının katılması ile genişler hareketler yapıldığı
zaman pelvis de harekete katılır ve hareketlerin önemli miktarda genişlemesini sağlar. Bilhassa
öne doğru eğildiğimiz zaman pelvis’in de kalça eklemleri aracılığı ile yaptığı bütün hareketler
omurganın durumuna etki yapar. Ayakta durduğumuz zaman bütün hareketler sırasında pelvis
hareket merkezi görevini yapar ve gövdenin temel desteğini yapan omurganın durum ve hareket
lerinin ayarlanmasında çok önemli rol oynar. Bundan dolayı pelvis ile gövde alt taraf kemikleri
arasında çok sayıda ve kuvvetli kaslar bulunur.
Üç esas eksen etrafında yapılan bu hareketlerin birleşmesi ve pelvisin de katılması ile
gövdenin sirkumduksiyon denilen dönme hareketi meydana gelir.
Omurga aynı zamanda çeşitli parçaları ile çeşitli yönlerde hareketler de yapabilir. Ömeğin bel
parçasını öne ve aynı zaman da göğüs parçasının üst kısmıyla boyun parçasını arkaya doğru
eğebiliriz.
Dostları ilə paylaş: