Muaviye'nin (r.a) İslam'a Girişi:
Şeyhülislam İbnTeymiye'ye Ebu Süfyan'ın oğlu Muaviye'nin ne
zaman İslam'a girdiği? îmanının, diğerlerinin imanı gibi olup
olmadığı? Kendisi hakkında başka nelerin söylendiği? soruldu.
O da şöyle cevap verdi:
Ebu Süfyan'm oğlu Muaviye'nin imanı, Mekke fethedil-diği gün
iman eden kardeşi Yezid b. Ebi Süfyan, Süheyl b. Amr, Savfan b.
Ümeyye. İklime b. Ebi Cehil, el-Haris b. Hi-şam. Ebu'1-Esed b.
Ebi'l-As b. Ümeyye ve benzerlerinin imanı gibidir. İmanı mütevatir
nakil ve bu konuyu bilen i-lim ehlinin icmaıyla sabittir.
Bunlar, "Tulaka" diye isimlendirilirler. Çünkü Rasulul-lah'ın (s.a.v.)
Mekke'yi zor kullanarak fethettiği gün iman etmişler ve Rasulullah.
onları salıvermiş; onlara mal vererek kalplerini İslam'a i s
indirmiştir. Hatta Ebu Süfyan'ln oğlu Muaviye'nin, Halici b. Velid,
Amr b. el-As, Osman b. Talha gibi Mekke fethinde? önce İslam'ı
kabul edip Mekke'den Medine'ye hicret ettiği rivayet edilir. Eğer
bu rivayet sahih ise, o zaman Muaviye muhacirlerdendir.
Ama ister fetihten önce olsun, ister sonra olsun yukarıda adı
geçenlerle birlikte fetih yılında İslam'a girdiği, alimler arasında
ittifakla kabul edilen bir husustur. Ne var ki kimi uydurmacılar,
onun, İslam'a girdiğinden dolayı babasını kınadığını ileri sürerler ki
bu, alimlerinin ittifakı ile yalandır.
Fetih İslam'a giren bu kimseler en iyi müslümanlar-dan idiler.,Hal
ve tavırları itibariyle en iyilerindendiler. Kötülükle itham
edilmemişlerdir. İlim ehlinden hiç kimse onları münafıklıkla
itham'etmiş değildir. Oysa başkaları itham edilmiştir. Aksine
aralarından İslam'ı güzel olanlar; Allah'a ve RasulÜ'ne en güzel
şekilde itaat edenler; Allah ve Rasulü'nü sevenler ve Allah'm
emirlerine titizlikle riayet edenler çıkmıştır. Bu saydığımız
meziyetler, bu kimselerin batında imanlarının kuvvetli olduğuna ve
iyi müslüman-liklanna delildir. Nitekim onlardan, Rasulullalvın
(s.a.v.) idareci olarak tayin ettiği ve kendisine naib kıldığı kimseler
de vardır. Mesala Attab b. Esid'i kendisine naib olarak Mekke'ye
vali tayin etmiştir. Bu zat en iyi mû'slümanlardan-di. "Ey
Mekkeliler, Allah'a yemin ederim ki, sizden biriniz namazdan geri
durduğunu duyacak olursam boynunu vururum" diyen biriydi.
92
[92]
İbn-i Teymiyye, Ashab,ı Kiram, Tevhid yayınları: 45-65.
50
Rasulullah (s.a.v.),,Muaviye'nin babası Ebu Süfyan b. Harb'ı
kendisine naib olarak Necran'a vali tayin etmişti. Nitekim
Rasulullah (s.a.v.) vefat ettiğinde Ebu Süfyan'ın Nec-ran valiliği
devam.ediyordu.
Muaviye'nin müslümanlığı, ilim ehlinin ittifakı ile babasından daha
iyiydi. Kardeşi Yezid b. Süfyan'ın müslüman-hğı ise her ikisinden
de iyiydi. Bu sebepledir ki Ebu Bekir (r.a.) Şam fethinde
hristiyanlarla yapılan savaşta kendisini komutan olarak tayin
etmişti. Ebu Bekir'in komutanlarından biri kendisiydi. Ona bir
vasiyette bulunmuştu ki ilim ehli bu vasiyyeti nakletmiş ve ona
itimat etmişlerdir? Malik, Muvat-ta'ında bunu zikreder. Başka
muhaddisler de aynı vasiyyeti naklederler. Yine o atlı olduğu
halde, Ebu Bekir (r.a.) yürüyerek onu uğurlamaya çıkmıştır.
Bunun üzerine Ebu Bekir'e:
"Ey Rasulııllah'in halifesi! Ya sen de bir ata bin ya da ben ineyim"
demiş ama Ebu Bekir:
"Ne sen inersin, ne de ben binerim. Bu adımlarımın, Allah yolunda
sayılmasını dilerim" demiştir.
Aynı şekilde Amr b. el-A.s ve Ubeyde b. el Cerrah da birer
komutan idiler. Ancak cesaretinden ve savaştaki becerisinden
dolayı Haiid b. Velid onlara tercih edilmiştir. Ama Ebu Bekir (r.a.)
vefat ettiğinde Ömer (r.a.). Ebu Ubeyde'yi hepsine komutan tayin
etmiştir. Çünkü Ömer (r.a.) din konusunda sen idi. Ebu Ubeyde de
çok yumuşak olduğundan onu başa geçirmiştir. Ebu Bekir (r.a.).
yumuşak biriydi. O da. kafirlere karşı sert olan Halid'i başa
geçirmişti. Böylece işler mutedil bir şekilde yoluna girsin diye
yumuşak, seıt olanı: sert olan da yumuşak olanı başa geçirmiştir.
Her ikisi, kendileri hakkında Allah ve Rasulüne en sevimli olanı
yapmışlardır. Rasulullah (s.a.v) ise, insanların en mükemmeli idi;
kafir ve münafıklara karşı çok şedid idi. Allah onu, en mükemmel
yolu tutmakla tavsif etmiştir. Nitekim Allahu Teala onun ümmetini
nitelerken şöyle buyurmuştur:
"Kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler." (Fetih:
48/29)
"Müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve
şiddetlidirler. Allah yolunda cihad ederler, hiçbir
kmayıcımn kınamasından korkmazlar. (Maide: 5/54)
Sahih bir rivayette sabit okluğu üzere Rasulullalı (s.a.v.) Bedir
esirleri konusunda ashabıyla meşveret ettiğinde Ebu Bekir (r.a.),
kendilerinden fidye alınıp serbest bırakılmalarım önerirken Ömer
(r.a.). boyunlarının vurulmasını önermiştir. Bunun üzerine
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
51
"Allah kendi yolunda bazı kimselerin kalplerini öyle yumuşatır ki
pamuktan yumuşak olur. Bazılarını da öyle sertleştirir ki kayadan
sert olur.
Ey Eba Bekir, senin benzerin, İbrahim Halil'in benzeridir, hani o,
şöyle demişti:
'Artık bundan böyle kim bana uyarsa o, bendendir, kim bana karşı
gelirse (o da senin merhametine kalmıştır), şüphesiz sen
bağışlayan, esirgeyensin." (İbrahim: 14/36)
"Bir de Meryem oğlu İsa'nın benzeridir, hani o şöyle demişti:
'Eğer onlara azap edersen, onlar senin kullarındır (dilediğini
yaparsın); eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen daima üstünsün,
hikmet sahibisin." (Maide: 5/118)
"Ya Ömer, senin de benzerin Nuh aleyhisselamın benzeridir, hani
o, şöyle demişti:
'Rabbim, yeryüzünde kafirlerden tek kişi bırakma. (Nuh: 71/26)
Yine İmran oğlu Musa'nın benzeridir, hani o, şöyle demişti:
"Rabbim, onların mallarını yok et, kalplerini sık ki, acı azabı
görünceye kadar inanmasınlar."(Yunus: 10/88)
Rasulullah (s.a.v.) hayatta iken Ebu Bekir ile Ömer, Ra-sulullah'm
onları nitelediği gibi idiler. O ikisi, yeryüzü halkından onun
vezirleri idiler.
Sahih bir rivayette İbn Abbas'ın (r.a.) şöyle dediği nakledilir:
"Ömer b. Hattab'ıri fr.a.) na'şi konulup insanlar onu ziyarete
geldiklerinde bir döndüm ki Ali b. Ebi Talib (r.a.) orada duruyor ve
şöyle diyor:
"Allah'a yemin ederim ki yeryüzünde onun ameliyle Allah'a
kavuşmayı dilediğim tek kişi, şuradaki ölüdür. Dilerim ki Allah
seni, iki arkadaşınla birlikte hasretsin. BenRa-sulullah'in (s.a.v.):
"Ben, Ebıı Bekir ve Ömer'le birlikte girdik... Ben, Ebu Bekir ve
Ömer'le birlikte çıktık... Ben, Ebu Bekir ve Ömer'le birlikte
gittik..." dediğini ne kadar çok duydum."
Yine sahih rivayetle sabittir ki Uhud günü müslümanla-nn çoğu
yenilgiye uğradığında bir de ne görelim, Ebu Süfyan:
"Muhammed aranızda mı? Muhammed aranızda mı? Muhammed
aranızda mı?" diye bağırıyordu. Rasulullah (s.a.v.):
"Ona cevap vermeyin." dedi. Sonra şöyle bağırdı:
Ebi Kuhafe aranızda mı? İbn Ebi Kuhafe aranızda mı? İbn Ebi
Kuhafe aranızda mı?" Rasulullah (s.a.v.) yine:
"Ona cevap vermeyin." dedi. Ebu Süfyan sonra şöyle bağırdı:
"İbnu'l-Hattab aranızda mı? Îbnu'l-Hattab aranızda mı? İbnu'l-
Hattab aranızda mı?" Rasulullah (s.a.v.) yine:
"Ona cevap vermeyin." dedi.
52
Hadis uzunca devam eder. İşte düşman ordusunun komutam, bu
üç kişiyi soruyor: Rasulullah (s.a.v.), Ebu Bekir ve Ömer'i. Çünkü
biliyordu ki, İslam ordusunun başı bunlardır.
"Ebu Bekir'le Ömer'in Rasulullah (s.a.v.) katında mertebeleri
nedir?" diye sordu. Malik:
"Vefatından sonra mertebeleri ne idiyse hayatında da o idi1'
şeklinde cevap verdi. O aman Harun er-Reşid:
Soruma tam cevap verdin" dedi.
Rasulullah (s.a.v.) vefat edip Ebu Bekir halife seçildiğinde. Allahu
Teala, Ebu Bekir'i daha önce kendisinde bulunmayacak şekilde
onu sert kıldı. Öyle ki bu hususta Ömer'i geçti. Nihayet Usame
ordusunu uğurladıktan sonra dinden dönenlerle savaştı. Bu.
kendisine halife olduğu Rasulul-lah'm (s.a.v.) erdemliğinin bir
uzantısı niteliğinde Ebu Bekir'in erdemliğiydi.
Ömer'de (r.a.) halife seçildiğinde ANah. Ömer'i öyle şefkat ve
merhametli kıldı ki daha Önce o. öyle değildi. Böylece bu nitelik de
onu erdemli kıldı, nihayet Mü'minle-rin Emfri oldu. Bu sebepledir
ki Ebu Bekir. Halid'i komutan tayin ederken, Ömer de Ebu
Ubeyde'yi komutan tayin etti.
93[93]
Dostları ilə paylaş: |