ERTUĞRUL
KARAKUŞ
120
BAED / JBRI, 7/1, (2018), 111-166.
Eridik özgeler yadlar içinde
Hünerli, zaferli yıllar danıldı.
Tarihdir her taşın, kayanın yaşı
Tarihle bağlıdır insan, yurduna,
Yok ise bir halkın tarih yaddaşı,
Vatan da kuruca topraktır ona.”
31
Buradaki “Tarihdir her taşın, kayanın yaşı / Tarihle bağlıdır insan,
yurduna” dizeleri, insan-vatan ilişkisinde tarihin üstlendiği birleştirici role
dikkat çeker. Şair burada “vatana dair kaygılarını” da dile getirir.
B. Vahapzade’ye göre vatanda yaşamak o vatanın vatandaşı olmaya
yeterli değildir. Onun vatana dair bir kaygısı da kendi toplumuna yabancı dil
ve tarih bilinci olmayan insanlardır. Bu inanlara dair kaygısını şair, “manevî
muhacir” gibi orijinal bir buluş ile tanımlar: “Vatanda yaşayıp da onun
manevî özelliklerine bîgâne olan, adını taşıdığı halkın dilini, tarihini ve
kültürünü bilmeyen insan, vatanın içinde vatandaş değil, manevî
muhacirdir.”
İnsan tanıyorum, uykularında
Yüzer balık gibi el sularında.
Uçar New York’a, uçar London’a,
Manevî muhacir diyerdim ona.
O, elin içinde eline özge,
Toprağına özge, diline özge,
Havasına özge, suyuna özge,
Ecdattan baş alan soyuna özge,
Doğma ocağına, közüne özge,
Özü de bilmeden özüne özge
Özgeye doğma
Vatanından başka, her şeye doğma”
32
Şaire göre bir vatanda yaşamak sadece onun toprağına ayak basmak
değildir. Zihnî olarak da o vatan ile hemhâl olmaktır. Bu vatana ayak bastığı
hâlde rüyalarında başka yerlerin hayallerini kuranlar “manevi muhacir”dir.
Üstelik Vahapzade’ye göre, vatan için sadece kaygılanmak yeterli değildir.
31
Vahapzade, Gurub Düşünceleri, s. 199.
32
Vahapzade, Vatan Millet Anadili, s. 19-20.
|