bir a book, a car, a movie (bir kitap, bir araba, bir film)



Yüklə 0,65 Mb.
səhifə105/114
tarix28.07.2020
ölçüsü0,65 Mb.
#32310
1   ...   101   102   103   104   105   106   107   108   ...   114
vocabularyy


icra etmek, yapmak, yerine getirmek, rol yapmak, oynamak (oyuncu), canlandırmak, müzik eserin çalmak, performans sergilemek

The play was first performed in 1995. (Oyun, ilk kez 1995’te oynandı.)



















1917) performance; (isim)










performans, gösteri, sahneye koyma, icra etme, yapma, yerine getirme

The performance starts at eight o’clock. (Gösteri, saat sekizde başlıyor.)



















1918) perhaps; (zarf)










belki, muhtemelen













Perhaps it will be sunny tomorrow. (Yarın belki güneşli olacak.)



















1919) period; (isim)













dönem,süre, zaman, devir, çağ, aybaşı, regl




He did his all works in a short period. (Kısa bir sürede bütün işlerini halletti.)



















1920) permanent; (sıfat)










daimi, kalıcı, temelli










She is looking for a permanent job. (Daimi bir iş arıyor.)



















1921) permission; (isim)










izin, müsaade













I don’t need your permission to go out. (Dışarı çıkmak için senin iznine ihtiyacım yok.)



















1922) permit; (isim, fiil)










i.; izin, ruhsat    f.; izin vermek, müsaade etmek




Permit me to offer you some advice. (Size birkaç tavsiye vermeme izin verin.)



















1923) person; (isim)













kişi, şahıs, zat, birey










I am not a jealous  person. (Ben kıskanç bir kişi değilim.)



















1924) personal; (sıfat)










kişisel, özel, şahsi, bireysel










I want to state my own personal opinion. (Kendi şahsi görüşümü belirtmek istiyorum.)



















1925) personality; (isim)










kişilik, şahsiyet, benlik










Your brother has strong personality in spite of his age. (Kardeşinin yaşına rağmen güçlü bir kişiliği var.)



















1926) personally; (zarf)










kişisel olarak, şahsen










Personally, I prefer the first option. (Şahsen ben birinci seçeneği tercih ederim.)



















1927) personnel; (isim)










eleman, personel, çalışanlar










We need more personnel for this job. (Bu iş için daha fazla elemana ihtiyacımız var.)



















1928) perspective; (isim)










bakış açısı, perspektif










Try to look that issue from a different perspective. (Bu konuya farklı bir bakış açısından bakmayı dene.)



















1929) persuade; (fiil)










ikna etmek, inandırmak, aklını çelmek







You can’t persuade him easily. (Onu kolayca ikna edemezsin.)



















1930) pet; (isim, sıfat)










i.; evcil hayvan   s.; evcil, gözde , biricik







Do you have any pets? (Hiç evcil hayvanın var mı?)






















1931) phase; (isim)













evre, aşama, safha, faz










He is going through a difficult phase. (O, zor bir evreden geçiyor.)



















1932) phenomenon; (isim)










fenomen,algılanabilen şey,  olağanüstülük, olağanüstü şey, olay

Globalization is a phenomenon our age. (Küreselleşme, çağımızın fenomeni.)



















1933) philosophy; (isim)










felsefe, filozofi













John studied philosophy at the university. (John üniversitede felsefe okudu.)



















1934) phone; (fiil, isim)










f.; telefon etmek  i.; telefon










He doesn’t answer the phone. (telefona cevap vermiyor.)



















1935) photo; (isim)













fotoğraf, foto








Yüklə 0,65 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   101   102   103   104   105   106   107   108   ...   114




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin