Şüphesiz Allah, iman edip salih amellerde bulunanları, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Gerçekten Allah, her istediğini yapar.
Edip Yüksel Meali
ALLAH inanıp erdemli davrananları, içinde ırmaklar akan cennetlere sokar. ALLAH istediğini yapar.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Şüphe yok ki Allah, iman edip salih amelleri işleyenleri altından ırmaklar akan cennetlere koyacak. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.
Süleyman Ateş Meali
Allah, inanan ve iyi işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacaktır. Şüphesiz Allah istediğini yapar.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah, dilediğini yapar.
Yusuf Ali (English)
Verily Allah will admit those who believe and work righteous deeds, to Gardens, beneath which rivers flow: for Allah carries out all that He plans.(2785) *
M. Pickthall (English)
Lo! Allah causeth those who believe and do good works to enter the Gardens underneath which rivers flow. Lo! Allah doth what He intendeth.
Hac Suresi 23
إِنَّ
şüphesiz
اللَّهَ
Allah
يُدْخِلُ
sokar
الَّذِينَ آمَنُوا
inananları
وَعَمِلُوا
ve yapanları
الصَّالِحَاتِ
iyi işler
جَنَّاتٍ
cennetlere
تَجْرِي
akan
مِنْ تَحْتِهَا
altlarından
الْأَنْهَارُ
ırmaklar
يُحَلَّوْنَ
takınırlar
فِيهَا
orada
مِنْ أَسَاوِرَ
bilezikler
مِنْ ذَهَبٍ
altun
وَلُؤْلُؤًاۖ
ve inci(ler)
وَلِبَاسُهُمْ
ve giysileri
فِيهَا
orada
حَرِيرٌ
ipektir
Türkçe Transcript (*)
İnna(A)llâhe yudḣilu-lleżîne âmenû ve’amilû-ssâlihâti cennâtin tecrî min tahtihâ-l-enhâru yuhallevne fîhâ min esâvira min żehebin velu/lu-â(en)(s) velibâsuhum fîhâ harîr(un)
Ali Bulaç Meali
Hiç şüphesiz Allah, iman edenleri ve salih amellerde bulunanları altından ırmaklar akan cennetlere sokar, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler; oradaki elbiseleri ipek(ten)tir.
Edip Yüksel Meali
ALLAH inanıp erdemli bir hayat sürenleri içlerinden ırmaklar akan cennetlere (bahçelere) sokar. Orada altın bilezikler ve inciler takınırlar. Orada giysileri de ipektir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Şüphesiz Allah iman edip yararlı iş işleyenleri, altından ırmaklar akan cennetlere koyacak, orada altın bilezikler ve inciler takınacaklar. Oradaki elbiseleri de ipektendir.
Süleyman Ateş Meali
Allah, inanan ve iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. Orada altun bilezikler ve inci(ler) takınırlar. Orada giysileri de ipektir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Allah, iman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Orada, altından bilezikler ve inciyle süsleneceklerdir. Ve orada giysileri ipektir.
Yusuf Ali (English)
Allah will admit those who believe and work righteous deeds, to Gardens beneath which(2795) rivers flow: they shall be adorned therein with bracelets of gold and pearls; and their garments there will be of silk. *
M. Pickthall (English)
Lo! Allah will cause those who believe and do good works to enter Gardens underneath which rivers flow, wherein they will be allowed armlets of gold, and pearls, and their raiment therein will be silk.
Onlar, sözün en güzeline iletilmişlerdir ve övülen doğru yola iletilmişlerdir.
Edip Yüksel Meali
Onlar sözün güzeline iletilmişlerdir, onlar En Çok Övülen'in yoluna iletilmişlerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Hem sözün güzelini işitecek duruma ulaştırılmışlar, hem de övülmeye layık (olan Allah'ın) yoluna eriştirilmişlerdir.
Süleyman Ateş Meali
Sözün güzeline ve çok övülen(Allah)ın yoluna iletilmişlerdir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Sözün güzeline ve tatlısına ulaştırılmışlardır; Hamîd olan Allah'ın yoluna ulaştırılmışlardır.
Yusuf Ali (English)
For they have been guided (in this life) to the purest of speeches; they have been guided to the Path of Him Who is Worthy of (all) Praise.
M. Pickthall (English)
They are guided unto gentle speech; they are guided unto the path of the Glorious One.
Hadîd Suresi 21
سَابِقُٓوا
koşun
اِلٰى مَغْفِرَةٍ
bir mağfirete
مِنْ رَبِّكُمْ
Rabbinizden
وَجَنَّةٍ
ve bir cennete
عَرْضُهَا
genişliği
كَعَرْضِ
genişliği gibi olan
السَّمَٓاءِ
gök
وَالْاَرْضِۙ
ile yerin
اُعِدَّتْ
hazırlanmış
لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
inananlar için
بِاللّٰهِ
Allah\a
وَرُسُلِه۪ۜ
ve elçilerine
ذٰلِكَ
işte bu
فَضْلُ
lutfudur
اللّٰهِ
Allah\ın
يُؤْت۪يهِ
vereceği
مَنْ يَشَٓاءُۜ
dilediğine
وَاللّٰهُ
Allah
ذُو
sahibidir
الْفَضْلِ
lutuf
الْعَظ۪يمِ
büyük
Türkçe Transcript (*)
Sâbikû ilâ maġfiratin min rabbikum ve cennetin ‘arduhâ ke’ardi-ssemâ-i vel-ardi u’iddet lilleżîne âmenû bi(A)llâhi ve rusulih(i)(c) żâlike fadlu(A)llâhi yu/tîhi men yeşâ/(u)(c) va(A)llâhu żû-lfadli-l’azîm(i)
Ali Bulaç Meali
Rabbinizden olan bir mağfirete ve cennete (kavuşmak için) 'çaba gösterip-yarışın,' ki (o cennet) genişliği gök ile yerin genişliği gibi olup Allah'a ve Resûlü'ne iman edenler için hazırlanmıştır. İşte bu, Allah'ın fazlıdır ki, onu dilediğine verir. Allah büyük fazl sahibidir.
Edip Yüksel Meali
Rabbinizden bir bağışlanmaya ve genişliği gökler ve yer kadar olan bir cennete koşun. ALLAH'a ve elçisine inananlar için hazırlanmıştır. Bu, ALLAH'ın dilediğine ve/veya dileyene verdiği lütfudur. ALLAH Büyük Lütuf sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberine inananlar için hazırlanmış olup, genişliği gökle yerin genişliği kadar olan cennete koşuşun. İşte bu Allah'ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Süleyman Ateş Meali
(O halde siz), Rabbinizden bir mağfirete ve genişliği, gökle yerin genişliği gibi olup Allah'a ve elçilerine inananlar için hazırlanmış bulunan bir cennete koşun. İşte bu, Allah'ın dilediğine vereceği lutfudur. Allah, büyük lutuf sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Rabbinizden bir affa ve Allah ile resulüne inananlar için hazırlanmış bulunan, eni de yerle göğün eni kadar olan bir cennete doğru yarışarak koşun. Bu, Allah'ın dilediğine vereceği bir lütuftur. Allah, o büyük lütfun sahibidir.
Yusuf Ali (English)
Be ye foremost (in seeking) Forgiveness from your Lord, and a Garden (of Bliss), the width whereof is as the width of heaven and earth,(5306) prepared for those who believe in Allah and His messengers: that is the Grace of Allah, which He bestows on whom(5307) he pleases: and Allah is the Lord of Grace abounding. *
M. Pickthall (English)
Race one with another for forgiveness from your Lord and a Garden whereof the breadth is as the breadth of the heavens and the earth, which is in store for those who believe in Allah and His messengers. Such is the bounty of Allah, which He bestoweth upon whom He will, and Allah is of infinite bounty.