nefsin
: nefs, kişi
|
nefsu-hu
|
: onun nefsi
|
nefsu-ke
|
: senin nefsin
|
nefsun
|
: nefs, kimse, kişi
|
nefsun an nefsin
|
: bir kimseden bir kimseye
|
nehâfu
|
: korkuyoruz
|
nehâ-kum
|
: sizi nehyetti
|
nehâri
|
: gündüz
|
nehdî
|
: hidayete erdiririz
|
neheren
|
: bir nehir
|
neidu-hum
|
: onlara vaadediyoruz
|
neıdu-hum
|
: onlara vaadediyoruz
|
nekadat
|
: çözdü, açtı
|
nekaha
|
: nikâhladı
|
nekâle
|
: korkunç ceza, azap
|
nekâlen
|
: nakledilecek olay, ibret
|
nekese
|
: bozdu
|
nekire-hum
|
: onları yadırgadı (ürktü)
|
nekîri
|
: inkârım (benim inkâr edilmem) , cezam
|
nekîri
|
: cezalandırmam
|
nekkirû
|
: şeklini değiştirin
|
nektel
|
: ölçekle (satın) alalım
|
nekûlenne
|
: söyleyelim
|
nekûlu
|
: deriz
|
nekûlu
|
: biz söylüyoruz
|
nekûlu
|
: konuşuyoruz
|
nekûne
|
: biz oluruz
|
nekussu-hu
|
: onu anlatıyoruz, kıssa ediyoruz
|
nel'ane-hum
|
: onlara lânet ederiz
|
nemârıku
|
: yastıklar
|
nemletun
|
: bir karınca
|
nemûtu
|
: ölürüz
|
nenhe-ke
|
: seni men ediyoruz, seni nehyediyoruz, seni yasaklıyoruz
|
nenkusu-hâ
|
: onu eksiltiyoruz
|
nenkusû-hâ
|
: onu eksiltiyoruz
|
nensah
|
: kaldırırız
|
nensah
|
: kaldırırız
|
nensâ-kum
|
: sizi unutacağız
|
nensure-enne-kum
|
: mutlaka biz size yardım ederiz
|
nensuru
|
: yardım edeceğiz
|
nenzur
|
: bakalım
|
nerâ
|
: biz görürüz
|
nerâ-ke
|
: seni görüyoruz
|
nerâ-ke
|
: seni görüyoruz
|
nercume- enne kum (receme)
|
: biz sizi mutlaka taşlarız (taşladı)
|
nerfeu
|
: yükseltiriz
|
nerisu
|
: biz varisiz, biz varis olacağız
|
nerzuku-hum
|
: onları rızıklandırırız
|
nerzuku-ke
|
: seni rızıklandırırız
|
neşâu
|
: dileriz, diliyoruz
|
neşe'
|
: dileriz
|
neseben
|
: neseb, akrabalık, soy bağı
|
nesfen
|
: toz haline getirerek, savurarak
|
nesfen
|
: savurarak
|
nesharu
|
: alay edeceğiz
|
neşhedu
|
: biz şahadet ederiz
|
nesînâ-kum
|
: sizi unuttuk
|
nesîte
|
: sen unuttun
|
nesîte-hâ
|
: sen onu unuttun
|
nesîtu
|
: unuttum
|
nesîtu
|
: unuttum
|
nesîtum
|
: siz unuttunuz
|
nesiyâ
|
: ikisi unuttular
|
nesiye
|
: unuttu
|
nesiyyen
|
: unutan
|
neslehu
|
: sıyırırız, çekip alırız
|
nesle-hu
|
: onun nesli, soyu
|
nesluku-hu
|
: onu sokarız
|
nestaînu
|
: istiane (mürşidimizin kim olduğunu öğrenmek için özel yardım) isteriz
|
nestaînu
|
: istiane (mürşidimizin kim olduğunu öğrenmek için özel yardım) isteriz
|
neştan
|
: yumuşaklıkla, incitmeden
|
nestebiku
|
: biz yarış yapmak istiyoruz
|
nesû
|
: unuttular
|
nesûku
|
: sevkediyoruz
|
nesyen
|
: unutularak
|
neteberree
|
: biz uzaklaşalım, berî olalım
|
neteberree
|
: biz uzaklaşalım, berî olalım
|
netebevveu
|
: kalırız
|
netekabbelu
|
: kabul ederiz
|
neterabbesu
|
: gözlüyoruz, bekliyoruz
|
neteveffeyenne-ke
|
: seni vefat ettiririz
|
ne'ti
|
: getiririz
|
ne'ti
|
: geliyoruz
|
ne'tiyenne-hum
|
: onlara geleceğiz, geliriz
|
netlû
|
: okuyacağız
|
netlû-hâ
|
: onu okuyoruz
|
netlû-hâ
|
: onu tilâvet ediyoruz, okuyup açıklıyoruz
|
netlû-hâ
|
: onu okuyoruz, açıklıyoruz
|
netlû-hâ
|
: onu tilâvet ediyoruz, okuyup açıklıyoruz
|
netlû-hu
|
: onu tilâvet ediyoruz, okuyoruz
|
nettebi' kum
|
: size tâbî olalım, arkanızdan gelelim
|
nettebia
|
: tâbî oluruz
|
nettebia
|
: biz uyarız, tâbî oluruz
|
nettebiı
|
: tâbî olursak, uyarsak
|
nettebiu
|
: biz tâbî oluruz
|
nettebiu-hû
|
: ona tâbî olacağız
|
nettehıze-hu
|
: onu ediniriz
|
neuddu
|
: sayıyoruz
|
neuddu-hum
|
: onları addediyoruz, sayıyoruz
|
nevme-kum
|
: sizin uykunuz
|
nezallu lehâ
|
: ona devam ediyoruz
|
neza'nâ-hâ
|
: onu biz çekip aldık
|
nezele
|
: indi: indirdi
|
nezertu
|
: adadım, nezrettim
|
nezertu leke
|
: senin için adadım
|
nezertum
|
: nezrettiniz, adadınız
|
nezgun
|
: vesvese ve teşvik
|
nezhebenne
|
: seni mutlaka gideririz, gidereceğiz
|
nezid
|
: biz artırırız: nezir, uyarıcı: uyarıcı
|
nezîrun
|
: bir uyarıcıyım
|
nezkure-ke
|
: seni zikredelim
|
nezleten
|
: iniş
|
nezunnu
|
: biz zannediyoruz, sanıyoruz
|
nezunnu-kum
|
: sizi zannediyoruz
|
nezzele
|
: parça parça, kısım kısım indirdi
|
nezzele allâhu
|
: Allah'ın indirdiği
|
nezzele-hu
|
: onu indirdi
|
nezzelnâ
|
: indirdik
|
nezzelnâ-hu
|
: ona indirdik
|
niame-hu
|
: ni'metlerini
|
nıhleten
|
: gönülden koparak, seve seve vermek
|
niımmâ
|
: ne güzel
|
niimmâ (niim mâ)
|
: ne güzel
|
nikâhan
|
: nikâh
|
nikâhan
|
: bir nikâh, evlilik
|
ni'me
|
: ne güzel
|
ni'me es sevâbu
|
: ne güzel sevap (kazanılan pozitif dereceler)
|
ni'met allâhi
|
: Allah'ın ni'meti
|
ni'metallâhi (ni'mete allâhi)
|
: Allah'ın ni'meti
|
ni'mete
|
: ni'met
|
ni'mete allâhi
|
: Allah'ın ni'meti
|
ni'mete allâhi
|
: Allah'ın ni'metlerini
|
ni'mete-hu
|
: onun ni'meti, ni'meti
|
ni'meteke
|
: ni'metlerine
|
ni'mete-ke
|
: senin ni'metin
|
ni'meten
|
: ni'met
|
ni'meten
|
: bir ni'met olarak
|
ni'metî
|
: ni'metimi
|
ni'metî
|
: ni'metimi
|
ni'metillâhi (ni'meti allâhi)
|
: Allah'ın ni'meti
|
ni'metiye
|
: ni'metimi
|
ni'metun
|
: ni'met
|
nisâ
|
: kadınlar
|
nisâe
|
: kadınlar
|
nisâe-hum
|
: onların kadınları, kızları
|
nisâe-kum
|
: hanımlarınızı, kadınlarınızı
|
nisâen
|
: kadın
|
nisâi-hinne
|
: onların kadınları
|
nisâi-kum
|
: kadınlarınız
|
nısfu
|
: yarısı
|
nisvetun
|
: kadınlar
|
nuammir-hu
|
: onun ömrünü uzatırız
|
nuâsen
|
: sukunet veren uyku
|
nubeşşiru-ke
|
: biz seni müjdeliyoruz
|
nubeşşiru-ke
|
: sana müjdeliyoruz
|
nubeyyitenne-hu
|
: gece baskını (geceleyin baskın) düzenleyelim
|
nucâzî
|
: cezalandırırız
|
nucciye
|
: kurtarıldı
|
nucib
|
: icabet edelim
|
nudâvilu-hâ
|
: biz onu döndürür dolaştırırız
|
nudhılenne-hum
|
: onları mutlaka dahil edeceğiz
|
nûdiye
|
: nida olundu
|
nûdiye
|
: nida edildi, seslenildi
|
nûdiye
|
: nida edildi, seslenildi
|
nufassılu
|
: açıklıyoruz
|
nufiha
|
: üfürüldü
|
nufûren
|
: nefret
|
nufûren
|
: nefretle
|
nugrık-hum
|
: onları boğarız, garkederiz
|
nugriyenne-ke
|
: mutlaka seni saldırtırız
|
nuhâ
|
: akıl
|
nûhan
|
: Hz. Nûh
|
nûhî
|
: vahyederiz
|
nûhî-hâ
|
: onu vahyediyoruz
|
nûhî-hi
|
: onu vahyediyoruz
|
nûhî-hi ileyke
|
: onu sana vahyediyoruz
|
nûhin
|
: Nuh
|
nuhîtu
|
: nehyedildim, men edildim
|
nuhricenne-hum
|
: onları sürüp çıkaracağız
|
nuhricu
|
: çıkarırız, çıkarıyoruz
|
nuhricu-kum
|
: sizi çıkaracağız
|
nuhricu-kum
|
: sizi çıkarırız
|
nuhû
|
: nehyedildiler, yasaklandılar
|
nuhû
|
: nehy edildiler, men edildiler
|
nuhû an
|
: nehyedildiler, men edildiler, yasaklandılar
|
nûhun
|
: Nuh
|
nuhyî
|
: diriltiriz, hayat veririz
|
nuhyî
|
: hayat veririz, yaşatırız
|
nuhyiye
|
: hayat veririz, canlandırırız
|
nuhyiyenne-hu
|
: ona hayat veririz, yaşatırız
|
nuîdu-hu
|
: onu iade edeceğiz, döndüreceğiz
|
nuîdu-kum
|
: sizi geri döndüreceğiz
|
nukâtil
|
: savaşalım
|
nukayyid
|
: musallat ederiz
|
nukeffir
|
: örteriz
|
nukeffiranne
|