: ve bir adam
ve radıye
|
: ve razı oldu
|
ve ra'dun
|
: ve gök gürlemesi, gök gürültüsü
|
ve ra'dun
|
: ve gök gürlemesi, gök gürültüsü
|
ve raeyte-hum
|
: ve sen onları gördün
|
ve rafea
|
: ve yükseltti
|
ve rafea
|
: ve yükseltti
|
ve râfiu-ke
|
: ve seni yükseltecek olan
|
ve rahbânîyyeten
|
: ve ruhbanlık
|
ve rahmeten
|
: ve bir rahmet
|
ve rahmeten
|
: ve rahmet olarak
|
ve rahmeten
|
: ve rahmet
|
ve rahmeten
|
: ve rahmet
|
ve rahmeten
|
: ve rahmet olarak
|
ve rahmeten
|
: ve rahmet
|
ve rahmeten
|
: ve rahmet olarak
|
ve rahmeten
|
: ve bir rahmet
|
ve rahmeten
|
: ve rahmet olan (rahmet nuru gönderen), rahmet olarak
|
ve rahmetu
|
: ve rahmet
|
ve rahmetu-hu
|
: ve onun rahmeti
|
ve rahmetu-hu
|
: ve onun rahmeti
|
ve rahmetu-hu
|
: ve onun rahmeti
|
ve rahmetu-hu
|
: ve onun rahmeti
|
ve rahmetun
|
: ve rahmet
|
ve rahmetun
|
: ve rahmet
|
ve rahmetun
|
: ve bir rahmet
|
ve rahmetun
|
: ve rahmet
|
ve rahmetun
|
: ve bir rahmet
|
ve rahmetun
|
: ve rahmet
|
ve râvedet-hu
(râvede)
|
: ve ondan murat almak istedi, onunla olmak istedi
: (beraber olmak istedi)
|
ve razaka-kum
|
: ve sizi rızıklandırdı
|
ve razaknâ-hum
|
: ve onları rızıklandırdık
|
ve reavu
|
: ve gördüler
|
ve rebet
|
: ve kabardı
|
ve recili-ke
|
: ve senin yayaların
|
ve redde
|
: ve geri çevirdi
|
ve ree
|
: ve gördü
|
ve refa'nâ
|
: ve biz yükselttik
|
ve refa'nâ
|
: ve yükselttik, kaldırdık
|
ve refa'nâ
|
: ve yükselttik, kaldırdık
|
ve refa'-nâ
|
: ve biz yükselttik, kaldırdık
|
ve refa'-nâ
|
: ve biz yükselttik, kaldırdık
|
ve refa'nâ-hu
|
: ve biz onu yükselttik
|
ve refea
|
: ve yükseltti, çıkardı
|
ve reheben
|
: ve korkarak
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlüne
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûle-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûle-hu
|
: tahtlar
|
ve resûlen
|
: ve resûl, elçi olarak
|
ve resûli-hi
|
: ve onun resûlü
|
ve resûli-hi
|
: ve onun resûlüne
|
ve resûli-hi
|
: ve onun resûlüne
|
ve resûli-hi
|
: ve onun resûlüne
|
ve resûli-hi
|
: ve onun resûlüne
|
ve resûli-hi
|
: ve onun resûlü
|
ve resûli-hi
|
: ve onun resûlü
|
ve resûli-hî
|
: ve onun resûlü
|
ve resûli-hî
|
: ve onun resûlü
|
ve resûli-hî
|
: ve onun resûlü
|
ve resûli-hî
|
: ve onun resûlü
|
ve resûlu-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûlu-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûlu-hu
|
: ve onun resûlü
|
ve resûlu-hû
|
: ve onun resûlü
|
ve resûlu-hû
|
: ve onun resûlü
|
ve rettelnâ-hu
|
: ve onu beyan ettik, yavaş okuduk
|
ve rettili
|
: ve güzel oku
|
ve revâhu-hâ
|
: ve onun akşam dönüşü
|
ve reyhânun
|
: rızık ve güzel kokulu bitkiler
|
ve rezaka-kum
|
: ve sizi rızıklandırdı
|
ve rezaknâ-hum
|
: ve onları rızıklandırdık
|
ve rezeka-nî
|
: ve beni rızıklandırdı
|
ve ridvânen
|
: ve rıza, gönül hoşluğu
|
ve ridvânun
|
: ve rıza, razı olma, hoşnutluk
|
ve rıdvânun
|
: ve rıza, razı olma
|
ve risâlâti-hî
|
: ve onun risaleti
|
ve ri'yen
|
: ve gösteriş, görünüş
|
ve rızkan
|
: ve bir rızık
|
ve rızku
|
: ve rızık
|
ve rızkun
|
: ve rızık
|
ve rızkun
|
: ve rızık
|
ve rızkun
|
: ve rızık
|
ve rubâa
|
: ve dörder
|
ve rufâten
|
: ve kırıntı, ufalanmış toprak
|
ve rufâten
|
: ve toz haline gelmiş (toprak)
|
ve rummânun
|
: ve nar(lar)
|
ve rusule-hu
|
: ve onun resûlleri, resûlleri
|
ve rusulî
|
: ve resûllerim
|
ve rusuli-hi
|
: ve onun resûlü
|
ve rusuli-hi
|
: ve onun resûllerine
|
ve rusuli-hî
|
: ve onun resûlleri
|
ve rusulu-nâ
|
: ve bizim resûllerimiz, elçilerimiz
|
ve saâ
|
: ve çalıştı
|
ve saberû
|
: ve sabrettiler
|
ve sadaka
|
: ve doğru söylemiş
|
ve sadakallâhu (sadaka allâhu)
|
: ve Allah doğru söyledi
|
ve saddaka
|
: ve doğruladı, tasdik etti
|
ve saddakat
|
: ve tasdik etti
|
ve sadde-hâ
|
: ve onu engelledi, mani oldu
|
ve saddeka
|
: ve doğruladı, ve tasdik etti
|
ve saddeka
|
: ve tasdik etti, doğruladı
|
ve saddû
|
: ve alıkoydular, men ettiler
|
ve saddû
|
: ve engellediler, men ettiler
|
ve saddû
|
: ve engellediler, men ettiler
|
ve saddû
|
: ve men ettiler, engellediler
|
ve saddû-kum
|
: ve sizi men ettiler, mani oldular
|
ve saddun
|
: ve men etmek, alıkoymak
|
ve sâe
|
: ve ne kötü
|
ve sâe
|
: ve kötü
|
ve sâet
|
: ve ne kötü
|
ve sahhare
|
: ve musahhar kıldı, emre amade kıldı
|
ve sâhıbeti-hî
|
: ve eşi
|
ve sâhıbeti-hî
|
: ve hanımı, eşi
|
ve sâhib-humâ
|
: ve ikisini sahip ol
|
ve şâhidin
|
: ve şahit olan
|
ve saîdun
|
: ve saiddir (mutlu) (cennette kalacak lar)
|
ve saîran
|
: ve çılgınca yanan ateş, alevli ateş
|
ve şâkkû
|
: ve ayrılık yaptılar, muhalefet ettiler
|
ve salavâtun
|
: ve (yahudilerin) havraları
|
ve sâlihu
|
: ve salih olanlar
|
ve sâminu-hum
|
: ve onların sekizincisi
|
ve sâre
|
: ve yürüdü gitti
|
ve sâribun
|
: ve dolaşan
|
ve şârik-hum
|
: ve onlara ortak ol
|
ve sâriû
|
: ve koşun
|
ve sarraf-na
|
: ve açıkladık
|
ve sarraf-nâ
|
: ve açıkladık
|
ve şâvir-hum
|
: ve onlarla muşavere et, onlara danış
|
ve savvere-kum
|
: ve sizi tasvir etti, suret verdi (şekil verdi)
|
ve savvere-kum
|
: ve size suret, şekil verdi
|
ve se neczî
|
: ve yakında karşılığını vereceğiz, mükâfatlandıracağız
|
ve se nekûlu
|
: ve söyleyeceğiz
|
ve se ya'lemu
|
: ve yakında bilecek
|
ve se yeczî allâhu
|
: ve Allah yakında karşılığını verecek, mükâfatlandıracak
|
ve seâ
|
: ve gayret etti, çalıştı
|
ve seâ
|
: ve gayret etti, çalıştı
|
ve seb'a
|
: ve yedi (adet)
|
ve seb'atin
|
: ve yedi
|
ve seb'atin
|
: ve yedi
|
ve sebbe-hû
|
: ve onu tesbih ettiler
|
ve sebbih
|
: ve tesbih et
|
ve sebbih
|
: ve tesbih et
|
ve sebbih
|
: ve tesbih et
|
ve sebbih
|
: ve tesbih et
|
ve sebbih
|
: ve tesbih et
|
ve sebbih-hu
|
: ve onu tespih et
|
ve sebbihû-hu
|
: ve onu tesbih edin
|
ve sebbit
|
: ve sabit kıl
|
ve sebbit
|
: ve sabit kıl
|
ve sebbit
|
: ve sabit kıl
|
ve seb'ı
|
: ve yedi (adet)
|
ve şecereten
|
: ve ağaç
|
ve şedednâ
|
: ve güçlendirdik, kuvvetlendirdik
|
ve şedednâ
|
: ve kuvvetlendirdik
|
ve sehhara lekum
|
: ve sizin emrinize verdi
|
ve sehhare
|
: ve musahhar kıldı, emre amade kıldı
|
ve sehhare
|
: ve musahhar kıldı, emrine amade kıldı
|
ve sehhare
|
: ve emre amade kıldı, emri altına aldı
|
ve sehhare
|
: ve musahhar kıldı, emre amade kıldı
|
ve sehhare
|
: ve emri altına aldı
|
ve sehhare
|
: ve boyun eğdirdi, emre amade kıldı, musahhar kıldı
|
ve sehhare
|
: ve emre amade kıldı, musahhar kıldı
|
ve sehhare lekum
|
: ve sizin emrinize verdi, emrinize amade kıldı, musahhar kıldı
|
ve sehhare lekum
|
: ve sizin emrinize verdi, emrinize amade kıldı, musahhar kıldı
|
ve sehharnâ
|
: ve boyun eğdirdik, emrine verdik
|
ve şehide
|
: ve şahitlik etti, şahit oldu
|
ve şehide
|
: ve şahitlik etti
|
ve şehidû
|
: ve şahit oldular
|
ve şehîdun
|
: ve şahit
|
ve şehîkun
|
: ve nefesin içeri çekilip, şiddetli ve kötü bir sesle çıkması
|
ve sekâ-hum
|
: ve onlara içecek sundu
|
ve sekentum
|
: ve siz yerleştiniz
|
ve selâmen
|
: ve selâmet (zararsız)
|
ve selâmen
|
: ve selâm
|
ve selâmun
|
: ve selâm olsun
|
ve selâmun
|
: ve selâm
|
ve seleke
|
: ve açtı
|
ve sellimû
|
: ve selâm verin, salât edin
|
ve semâniyete
|
: ve sekiz
|
ve sem'ı-him
|
: ve onların işitme hassaları
|
ve semi'nâ
|
: ve biz işittik
|