Darabe meselen : örnek verdi, isnad etti



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə96/100
tarix24.05.2020
ölçüsü1,08 Mb.
#31493
1   ...   92   93   94   95   96   97   98   99   100
Arab Azer1


yeşâûne

: dilerler

yes'avne

: çalışırlar

yesbehûne

: yüzüyorlar, yüzerler (seyir ediyorlar)

yescudâni

: ikisi secde eder

yescudu

: secde ederler, ediyorlar

yescudûne

: secde ederler

yeşe'

: diler

yeşei allâhu

: Allah dilerse

yes'elkumû-hâ

: sizden onu ister

yes'elu

: sorar, soruyor

yes'elu-hu

: ondan ister

yes'elu-ke

: sana sorarlar, soruyorlar

yes'elûne

: sorarlar

yes'elûne-ke

: sana soruyorlar, sorarlar

yeşfeu

: şefaat eder

yeşfî-ni

: bana şifa verir

yeşhedu

: şahadet eder, şahitlik eder

yeşhedu-hu

: ona şahit olurlar

yeşhedûne

: şahit olurlar

yesîran

: kolay

yesîren

: kolayca, azar azar, yavaş yavaş

yesîren

: az

yesîrun

: azdır (kolaydır)

yeskafû-kum

: sizi yakalarlar, ele geçirirler

yeskûne

: suluyor, su alıyor

yeşkur

: şükreder

yeşkuru

: şükreder

yeşkurûne

: şükrederler

yeslub-hum
(selebe)

: onlardan (bir şey) kapıp kaçar
: (kapıp kaçtı)

yesluk-hu

: onu sevkeder, uğratır

yesluku

: sevkeder

yesmeu

: işitir

yesmeûne

: işitiyorlar, işitirler

yesmeûne-kum

: sizi işitiyorlar

yesneûne

: yapıyorlar

yesnûne

: bükerler

yeşrebu

: içer

yeşrebûne

: içecekler

yesri

: geçip gider

yeşrî

: satar

yesribe

: Yesrib (Medine)

yeşşakkaku

: yarılır

yessera-hu

: ona kolaylaştırdı

yessernâ

: biz kolaylaştırdık

yessernâ-hu

: onu kolaylaştırdık

yesta'cilu

: acele, çabuk isterler

yesta'cilûne

: acele (olarak) istiyorlar

yesta'cilûne-ke

: senden acele istiyorlar

yestad'ıfu

: güçsüz, zayıf bırakıyor

yestagfir

: mağfiret dilesin

yestağfirûne

: istiğfar ederler, mağfiret dilerler

yestagşûne (gışave)

: perde (örtü) yaparlar, perdelerler : (perde)

yestahyî

: sağ bırakıyor

yestahyî

: haya duyuyor, çekiniyor, utanıyor

yestasrihu-hu

: ondan yardım istiyor

yesta'tibû

: hoşnut etmek isterler, affedilmek isterler

yestebşirûne

: sevinirler

yestebşirûne

: müjdelemek isterler

yestebşirûne

: birbirini müjdeliyorlar

yesteftihûne

: fetih ve zafer isterler

yestegîsânillâhe

: ikisi Allah'tan yardım istediler

yestegîsû

: yağmur isterler

yestehıbbûne

: tercih ederler, severler

yeste'hırûne

: tehir eder (erteler, geciktirir)

yeştehûne

: iştah duyarlar, canları çeker

yeştehûne

: iştah duyarlar, canları ister

yestehziu

: alay eder

yestehziûne

: alay, istihza ederler

yestekbirûne

: kibirlenirler, büyüklenirler

yestemiı

: dinlemek ister

yestemiu

: işitir, dinler

yestemiûne

: işitirler

yestemiûne

: dinlemeleri, işitmeleri

yeşterî

: satın alırlar

yeşterûne

: satarlar

yesteshırûne

: alay ediyorlar

yestetîûnes sem'a

: işitmeye güç yetirirler (sem'î hassaları çalışır)

yestevfûne

: vefalı davranırlar, dürüst, doğru olurlar

yestevî

: müsavi olur, eşit olur

yesteviyâni

: ikisi eşit olur

yesteykıne

: yakîn sahibi olsunlar

yeste'zinû-hu

: ondan izin isterler

yeste'zinûne-ke

: senden izin isterler

yestûne

: saldırırlar

yesturûne

: satır satır yazıyorlar, satırlar halinde yazıyorlar

yesûmûne-kum

: sizi zorluyorlar, maruz bırakıyorlar

yeşvî el vucûhe

: yüzü kavurur

yetbeu-hâ

: onu takip eder, arkasından gelir onu başa kakar

yeteadde

: aşar

yeteadde

: aşıyor, aşar

yeteadde

: aşıyor, aşar

yeteahhare

: tehir eder, erteler, geride kalır

yeteallemûne

: öğreniyorlar

yetebeddeli

: değiştirir

yetebevveu

: konaklar, yerleşir

yetebeyyene

: açığa çıkar, belli olur

yetecerreu-hu

: onu yutmaya çalışır (çalışacak)

yetefattarne

: paramparça olacak, parçalanacak

yetefecceru

: çıkar, fışkırır (kaynar)

yetefekkerûne

: tefekkür ederler, düşünürler

yeteferrakûne

: fırkalara ayrılırlar

yetefeyyeu
(fâe)
(tefeyyee)

: bir taraftan bir tarafa meyleder (döner)
: (döndü)
: (döndü, meyletti)

yetegâmezûne

: birbirlerine kaş göz işareti yaparlar

yetehabbetu-hu

: ona çarpar, onu hırpalar

yetehâccûne

: tartışırlar

yetehâfetûne

: gizlice konuşacaklar

yetehayyerûne

: arzu ederler

yetekellemu

: söylüyor, söyler

yetelakkâ

: ikisi telâkki eder, kaydeder, tespit eder

yetelâvemûne

: karşılıklı levmediyorlar, kınıyorlar

yetemennev-hu

: onu temenni etmezler

yetemettâ

: gururlanarak, böbürlenerek

yetemetteûne

: metalanırlar, faydalanırlar

ye'temirûne

: emir vermek için görüşüyorlar

yetenâzeûne

: karşılıklı alıp verirler, (kadeh) kaldırırlar

yetenezzelu

: durmadan iner

yeterabbasne

: dururlar, beklerler

yeterakkabu

: gözetleyerek, gözleyerek

yetesâelûne

: karşılıklı sorarlar, birbirlerine sorarlar

yetesellelûne

: gizlice çıkarlar

yetetahherûne

: temiz kalmak istiyorlar

yetevârâ (vârâ) (te-vârâ)

: gizlenir (gizledi, örttü) (gizlendi)

yeteveffâ

: vefat ettirir, öldürür

yeteveffâ-kum

: sizi vefat ettirecek

yeteveffâ-kum

: vefat ettirecek (ettirir)

yetevekkel

: tevekkül eder

yetevekkelu

: tevekkül eder

yetevekkelûne

: tevekkül ederler

yetevellâ

: yüz çevirirler, dönerler

yetevelle

: yüz çevirir, döner

yetevelle-hum

: onlara dönerse, severse, dost edinirse

yetevellevne-hu

: ona yönelenler

yetezekkâ

: tezkiye olur

yetezekkâ

: temizlenir

yetezekkeru

: tezekkür eder, düşünür

ye'tî

: gelecek, gelir

ye'ti bi-kum

: sizi getirir

ye'ti-hî

: öyleyse siz gördünüz mü

ye'tî-hi

: ona gelecek

ye'tî-him

: onlara gelecek

ye'ti-kum

: size gelir

ye'tî-kum bi

: size getirir, getirecek

yetîmeyni

: iki yetim

ye'tî-nâ bi

: bize getirir

ye'tîne

: gelirler

ye'tîne-ke

: sana gelirler, gelecekler

ye'tî-nî

: bana getirir

ye'tiye

: gelir

ye'tiye

: gelir, gelecek

ye'tiye-enne-kum

: size mutlaka gelecek

ye'tîye-hum

: onlara gelecek, gelir

ye'tiye-nâ bi

: bize getirir

ye'tiyenne-kum

: size mutlaka gelecek

yetlû

: tilâvet eder, okuyup açıklar

yetlû aleyhim

: onlara okur

yetlûne

: okuyorlar, okurlar

yetlûne

: tilâvet ediyor, okuyor

yetlûne-hu

: onu tilâvet ederler, okuyup açıklarlar

yettebiu

: tâbî olur

yettebiu-hum

: onlara tâbî olurlar

yettebiûne

: tâbî olurlar

yettehizu

: edinir

yettehızûne-ke

: seni edinirler

yettekı

: takva sahibi olur

yettekî

: korur

yettekiûne

: yaslanırlar

yettekûne

: takva sahibi olurlar

ye'tû

: gelirler

yetûbe aleyhim

: onların tövbelerini kabul edecek

yetûbu

: tövbe eder (ve Allah'a döner)

yetûfu

: tavaf eder, döner, dolaşır

yetûfûne

: onlar dönüp dolaşırlar

ye'tû-ke

: sana gelsinler

ye'tû-ke bi

: sana getirsinler

yeûdûne

: dönüyorlar

yeûsen

: umutsuz, ümitsiz, yeis, üzüntü

yeûzûne

: sığınıyorlar

yeveddû

: isterler, arzu ederler, temenni ederler

yevm el hurûci

: çıkış günü

yevme

: gün, o gün: günü

yevme el âzifeti

: yakın olan gün, yaklaşan gün

yevme el cem'i

: toplanma günü

yevme el hasreti

: hasret günü

yevme el hisâbi

: hesap günü

yevme el kıyameti

: kıyâmet günü

yevme et telâkı

: Allah'a mülâki olma (ulaşma) günü

yevme et tenâdi

: feryat günü (cehennem ehlinin birbirlerine seslenecekleri gün)

yevme ilteka

: karşılaştıkları gün

yevme izin

Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   92   93   94   95   96   97   98   99   100




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin