Darabe meselen : örnek verdi, isnad etti



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə99/100
tarix24.05.2020
ölçüsü1,08 Mb.
#31493
1   ...   92   93   94   95   96   97   98   99   100
Arab Azer1


: Allah'a itaat eder

yutıillâhe (yutıi allâhe)

: Allah'a itaat ederse

yu'tî-ke

: sana verecek, ihsan edecek

yu'ti-kum

: size verilir

yutîkûne-hu

: ona dayanamazlar, zorlanırlar, takatleri kesilir, güç yetiremezler

yutimme

: tamamlasın

yut'ımu-nî

: beni doyuran, yediren

yutîu-kum

: size tâbî olur, uyar, itaat eder

yutlâ

: okunur

yu'tûne

: verirler

yûûne

: içlerinde biriktirip saklıyorlar

yuveccih-hu

: onu yönlendirir, gönderir

yuveffâ

: vefa edilir, ödenir

yuveffe

: vefa edilir, ödenir, karşılığı tam verilir

yuveffî-him

: onlara ödenir

yuveffîye-hum

: onlara vefa edilir, ödenir

yuvellû-kum

: size (arkalarını) dönerler

yuvesvisu

: vesvese verir

yuzâhirûne

: zihar yapıyorlar, boşuyorlar (sen bana anamın sırtı gibisin diyorlar)

yuzâhirûne

: zihar yaparlar, boşarlar

yuzcî

: sevkeder (yüzdürür)

yuzebbihu

: boğazlatıyor

yuzebbihûne

: boğazlıyorlar, öldürüyorlar

yuzekkî

: temizler, tezkiye eder

yu'zene

: izin verilir

yûzeûne

: düzenlendi

yûzeûne

: toplanır, düzene konur (öncekiler ve sonrakiler) biraraya getirilir

yuzevvicu-hum

: onları çift, ikili yapar

yuzhibenne

: giderir

yuzhib-kum

: sizi giderir

yuzhib-kum

: sizi giderir, yokeder

yuzhibne

: giderir, yok eder

yuzhire-hu

: onu zahir kılmak, izhar etmek

yu'zî

: eziyet verir, veriyor

yuzkeru

: zikredilir

yuzlikûne-ke

: seni kaydıracaklar, devirecekler

yu'zûne

: eziyet eder



: sahip, ...olan

zâ azâbin

: azap sahibi

za el eydi

: güç, kuvvet sahibi

zâ kurbâ

: onun akrabası, yakını

zâde

: artırdı

zâde-hum

: onların artırmıştır

zâdû-hum

: onlara arttırdı

zâgat

: meyletti, kaydı

zâgû

: döndüler

zahare

: zahir oldu, ortaya çıktı

zâherû-hum

: onlara arka çıktılar, yardım ettiler

zâhikun

: zail olanlar (olmuştur), yok olanlar (olur)

zahîran

: zahir olma, arka çıkma

zahîren

: zahir, yardımcı, destek veren

zâhireten

: yardım eden, sırt sırta, ardarda

zâhirîne

: birbirine arka çıkanlar, kuvvetli olanlar

zâhirîne

: gâlip gelenler, üstün olanlar

zahîrun

: yardımcı

zahre-ke

: senin sırtın

zahri-hî

: onun sırtı, onun arkası

zâikatu

: tadıcıdır

zâikatu el mevti

: ölümü tadıcıdır

zâikû

: o halde, ...olmak üzere kesin

zâıkûne

: tadacak olanlar

za'îmun

: kefil

zâkat

: tattı

zâkû

: tattılar

zaleme

: zulmetti, haksızlık yaptı

zalemtu

: zulmettim

zalemtum

: zulmettiniz

zalemû

: zalimler, zulmedenler

zâlike

: işte bu bunu bu

zâlike

: işte bu, işte böyle

zâlike bi mâ

: işte bu şey sebebiyle, dolayısıyla

zâlike bimâ

: işte bu ... sebebiyle

zâlike el emre

: işte bu emir

zâlike min-kum

: işte sizden

zâlike min-kum

: işte sizden

zâlikum

: işte bu, bu, işte böyle

zâlikum(u)

: işte bu

zâlikumâ

: işte bu ikisi

zâlimetun

: zulmetmek, zulüm işlemek, zalimdir

zâlimî

: zalim olanlar, zulmedenler

zâlimûne

: zalimler, haksızlık edenler

zalle

: gölgeledi, oldu

zallelnâ

: gölgeledik, gölge yaptık

zallet

: gölge yaptı, gölgeledi

zallet

: gölge yaptı, gölgeledi

zallû

: olurlar, devam ederler

zalte

: sen ısrar ettin

zalûmen

: çok zalim

zanennâ

: zannettik

zanennâ

: anladık

zanentu

: zannettim, inandığım için biliyordum

zanentum

: siz zannettiniz, sandınız

zanentum

: zannettiniz

zanen-tum

: siz zannettiniz

za'ni-kum

: sizin yolculuğunuz

zânin

: zina yapan erkek

zâniyeten

: zina yapan kadın

zanne

: zannetti, sandı

zanne

: zannetti, bildi

zanne el câhiliyyeti

: cahiliye zannı ile

zanne es sevi

: kötü bir zanla

zanne es sev'i

: kötü zan

zanne-hu

: onun zannı, hedefi

zannen

: bir zan

zannû

: zannettiler, idrak ettiler

zannu-kum

: sizin zannınız

zar'an

: ekin

zâte

: sahip

zâte el yemîni

: sağ taraf

zâte lehebin

: alevli

zâti

: sahip oldu

zâti elvâhın ve dusurin

: perçinlenmiş levhalardan oluşan (gemi)

zâtu

: sahip

ze

: sahip

ze el kurbâ

: karib olan, yakınlık sahibi, akraba

zeame

: zanda bulundular

zeamte

: söylediğin, zanda bulunduğun

zeamtum

: zanda bulundunuz

zeamtum

: zeam ettiniz, değer verdiniz, ilâh saydınız

zeamtum (zeame)

: zanda bulundunuz (zanda bulunup bir şey söyledi)

zebeden

: köpük

zebedun

: köpük

zebehû-hâ

: onu boğazladılar, kestiler

zebûren

: Zebur'u

zecran

: toplayarak, sevkederek, koruyarak

zecretun

: haykırış, çığlık

zefîrun

: ızdıraplı inilti

zefîrun

: sesli nefes verme, inilti, hızlı soluk soluğa nefes almak

zehâbin

: giderme

zehebe

: gitti, giderdi

zehebe

: gitti

zehebe

: giderdi

zehebe

: giderdi

zehebe

: gitti

zehebe es seyyiâtu

: kötülükler gitti

zeheben

: altın

zehebnâ

: biz gittik

zehebû bi-hî

: onu götürdüler (onunla gittiler)

zehrete

: süs, ziynet

zehûkan

: yok olan, ortadan kalkan

zeîmun

: garanti verir, savunur, savunucusudur

zekâten

: temiz

zekera-hu

: onu zikretti, öğüt aldı

zekerin

: erkek

zekeriyyâ

: Zekeriyya (A.S)

zekerû allâhe

: Allah'ı zikrettiler

zekiyyen

: temiz, temiz olan

zekiyyeten

: temiz, masum

zekkâ-hâ

: onu tezkiye etti

zekkir

: zikret, öğüt ver, hatırlat

zelekan

: kaygan olan

zellezî (zâ ellezî)

: o kimse ki sahip, o ki sahip, yapan

zelûlen

: zelil, boynu eğik, emre amade

zelzelete

: sarsılma, şiddetli sarsıntı

zemherîren

: şiddetli dondurucu soğuk

zenbi-hi

: onun günahı

zenbi-ke

: senin günahın

zenbun

: suç, günah

zencebîlen

: zencefil

zenîmin

: soysuz, faiz yiyen, günahkâr

zenûben

: günah, azap, nasip

zenûbi

: günah, azap, nasip

zerae

: yoktan varedip, çoğalttı

zer'an

: ekin

zer'ân

: telâşlandı

zeree-kum

: sizi yaratıp çoğalttı, yaydı

zer-hum

: onları bırak, terket

zer-nî

: bana bırak, ilgilenme

zerretin

: zerre, en küçük parça

zerû

: bırakın, terkedin

zerû-nâ

: bizi bırakın (bize izin verin)

zerû-nî

: beni bırakın

zerven

: uçuran, savuran, dağıtan

zevâtâ

: ikisi sahiptir

zevâtey

: sahip

zevcâni

: iki çift

zevce-hâ

: onun eşi

zevce-hu

: onun zevcesi, eşi

zevce-ke

: senin zevcen

zevcen

: eş, zevce

zevceynî

: ikili, çift

zevceynisneyni

: her çiften ikişer

zevceynisneyni

: iki unsurdan oluşan (bir dişi ve bir erkek) bir çift

zevceynisneyni (zevceyni) (isneyni)

: ikili (zıt cinsten eşler) bir çift : (zıt cinsli bir çift (dişi+erkek)) : (iki, ikili)

zevci-hâ

: onun eşi, kocası

zevcin

: eş, çift

zevey

: sahip

zevî el kurbâ

: yakınlık sahipleri, akrabalar

zevî el kurbâ

: yakınlık sahipleri, akrabalar

zevvecnâ-ke-hâ

: seni onunla evlendirdik

zeydun

: Zeyd

zeygun

: eğrilik, bâtıla meyil

zeytu-hâ

: onun yağı


Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   92   93   94   95   96   97   98   99   100




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin