: ve sen uyarırsın
ve tunzire
|
: ve uyarırsın
|
ve tusellimû
|
: ve selâm verin
|
ve tuslihû
|
: ve ıslâh edin, düzeltin
|
ve tu'tû-ha
|
: ve onu verirsiniz
|
ve tuveffâ
|
: ve tam ödenir, vefa edilir
|
ve tu'vî
|
: ve yanına alırsın
|
ve tuzillu
|
: ve zelil edersin
|
ve ubelligu-kum
|
: ve size tebliğ ediyorum
|
ve ubriu
|
: ve iyileştiririm
|
ve udhile
|
: ve dahil edilirler, konulurlar
|
ve udhıle el cennete
|
: ve cennete, sokulur, konur
|
ve udhulû
|
: ve giriniz
|
ve ufevvidu
|
: ve havale ediyorum
|
ve uhara
|
: ve diğerleri, ötekileri
|
ve uhare
|
: ve diğerleri
|
ve uharu
|
: ve diğerleri
|
ve uhcur-hum
|
: ve onlardan hicret et, ayrıl
|
ve uhcur-nî
|
: ve benden uzaklaş, benden ayrıl
|
ve uhıllet
|
: ve helâl kılındı
|
ve uhîta
|
: ve ihata edildi (kuşatılıp, mahvedildi)
|
ve ûhiye
|
: ve vahyedildi
|
ve uhızû
|
: ve yakalandılar
|
ve uhrâ
|
: ve diğeri
|
ve uhricû
|
: ve çıkarıldılar
|
ve uhyî el mevtâ
|
: ve ölüyü diriltirim
|
ve ukbâ el kâfirîne
|
: ve inkâr edenlerin sonu
|
ve ukfurû
|
: ve inkâr edin
|
ve uktulû-hum
|
: ve onları öldürün
|
ve uktulû-hum
|
: ve onları öldürün
|
ve ulâike
|
: ve işte onlar
|
ve ulâike el aglâlu
|
: ve işte bu halkalar
|
ve ulâtu
|
: ve onlar (kadınlar)
|
ve ûlû
|
: ve sahibi
|
ve ulû el ilmi
|
: ve ilim sahipleri, kendilerine Allah tarafından ilim verilenler
|
ve ûlûl erhâmi
|
: ve rahim sahipleri, akrabalar
|
ve uluvven
|
: ve büyüklenerek
|
ve umemun
|
: ve ümmetler
|
ve umirtu
|
: ve ben emrolundum
|
ve umîtu
|
: ve öldürürüm
|
ve umme-hu
|
: ve onun annesini
|
ve ummi-hî
|
: ve annesi
|
ve umyânen
|
: ve kör (âmâ)
|
ve unebbiu-kum
|
: ve size haber veririm
|
ve unsâ
|
: ve kadın
|
ve unsur-nâ
|
: ve bize yardım et
|
ve unzile
|
: ve indirildi
|
ve unzur
|
: ve bak
|
ve uridû
|
: ve sunuldular, arz edildiler
|
ve uscud
|
: ve secde et
|
ve uscudî
|
: ve secde et
|
ve userrihkunne
|
: ve sizi bırakayım (boşayayım)
|
ve uşkurû
|
: ve şükredin
|
ve uşribû
|
: ve içirildiler, içlerine sindirildi, yerleştirildi
|
ve uşrike
|
: ve şirk koşmaya
|
ve utbiû
|
: ve tâbî tutulurlar
|
ve utbiû
|
: ve tâbî tutuldular
|
ve ûtî-nâ
|
: ve bize verildi
|
ve ûtî-nâ
|
: ve bize verildi
|
ve ûtiyet
|
: ve verildi
|
ve u'tû
|
: ve gelin, girin
|
ve uyûnin
|
: ve pınarlar, pınarbaşları
|
ve uzducire
|
: ve cefa edilerek men edildi
|
ve uzkur
|
: ve zikret
|
ve uzkur rabbe-ke
|
: ve Rabbini zikret
|
ve uzkurû
|
: ve zikredin, hatırlayın
|
ve uzkurû-hu
|
: ve onu zikredin
|
ve uzlifet
|
: ve yaklaştırıldı
|
ve uzlifeti
|
: ve yaklaştırıldı
|
ve ûzû
|
: ve eziyet edildiler
|
ve vâadnâ-kum
|
: ve sizinle vaadleştik
|
ve vadaa
|
: koydu, ortaya koydu, vazetti, dizayn etti
|
ve vadaat-hu
|
: ve onu doğurdu
|
ve vahyi-nâ
|
: ve vahyimizle
|
ve vakaa
|
: ve vuku buldu, vaki oldu, yerine geldi
|
ve varise
|
: ve varis oldu, mirasçı oldu
|
ve vassâ
|
: ve vasiyet etti
|
ve vassaynâ
|
: ve tavsiye ettik, farz kıldık
|
ve vassay-nâ
|
: ve vasiyet ettik
|
ve veadtu-kum
|
: ve size vaadettim
|
ve vecedallâhe (vecede allâhe)
|
: ve Allah'ı buldu
|
ve vecede
|
: ve buldu
|
ve vecede-ke
|
: ve seni buldu
|
ve vecedû
|
: ve buldular
|
ve veddû
|
: ve temenni ettiler, istediler
|
ve vehebnâ
|
: ve hibe ettik, karşılıksız verdik, bahşettik
|
ve veheb-nâ
|
: ve armağan ettik
|
ve vekâ-hum
|
: ve onları korudu
|
ve vekâ-nâ
|
: ve bizi korudu
|
ve veleden
|
: ve çocuk (sayısı) bakımından
|
ve veledu-hû
|
: ve onun çocukları, çocukları
|
ve veylun
|
: ve vay haline, yazıklar olsun
|
ve vucûhun
|
: ve yüzler vardır
|
ve vudıa
|
: ve kondu: ve konuldu
|
ve vuffiyet
|
: ve vefa edildi, ödendi
|
ve vuffiyet
|
: ve ödenir, karşılığı verildi
|
ve yâ kavmi ı'melû
|
: ve ey kavmim, yapın
|
ve yâ kavmi istagfirû
|
: ve, ey kavmim mağfiret isteyin (dileyin)
|
ve ya'budûne
|
: ve kulluk ediyorlar, tapıyorlar
|
ve yadîku
|
: ve daralıyor
|
ve yadrıbu allâhu el emsâle
|
: ve Allah misal verir
|
ve yadribullâhul emsâle
|
: ve Allah örnekler, misaller verir
|
ve ya'fû
|
: ve affeder
|
ve ya'fu an
|
: ve affeder
|
ve yagfir
|
: ve mağfiret eder
|
ve yagfir lekum
|
: ve size mağfiret eder
|
ve yahfazne
|
: ve korusunlar
|
ve yahfezû
|
: ve muhafaza etsinler, korusunlar
|
ve yahıllu
|
: ve iner, çöker
|
ve yahırrûne
|
: ve kapanıyorlar, kapanırlar
|
ve yahlifûne
|
: ve yemin ediyorlar
|
ve yahlud
|
: ve halid olur, daimî kalır, ebediyyen kalır
|
ve yahluku
|
: ve yaratır
|
ve yahmilu
|
: ve taşır
|
ve yahşe allâhe
|
: ve Allah'a huşû duyar
|
ve yahsebûne
|
: ve zannederler
|
ve yahsebûne
|
: ve hesap ederler, zannederler
|
ve yahşevne
|
: ve korkarlar, huşû duyarlar
|
ve yahşevne-hu
|
: ve ona huşû duyarlar
|
ve yahtâru
|
: ve seçer
|
ve yakbıdne
|
: ve açıp kapayan, kanat çırpan
|
ve yakdiru
|
: ve daraltır, ölçüsünü takdir eder
|
ve yaktaûne
|
: ve keserler
|
ve yaktulûne
|
: ve öldürüyorlar
|
ve ya'kûbe
|
: ve Yâkub'u
|
ve ya'kûbe ve esbâta
|
: ve Yâkub ve torunları
|
ve yakzifûne
|
: ve atıyorlar
|
ve ya'leme
|
: ve bilir, belli eder
|
ve ya'leme (ya'lem)
|
: ve bilsinler
|
ve ya'lemu
|
: ve o bilir
|
ve ya'lemûne
|
: ve bilirler
|
ve ya'mel
|
: ve amel eder, yapar, işler
|
ve ya'mel sâlihan
|
: ve salih amel işler, nefs tezkiyesi yapar
|
ve ya'melûne
|
: ve yapıyorlar
|
ve yansurûne
|
: ve yardım ederler
|
ve yasbir
|
: ve sabreder
|
ve yaslâ
|
: ve ateşe yaslanacak (atılacak)
|
ve yasneu el fulke
|
: ve gemiyi yapıyor
|
ve yasrifu-hu
|
: ve onu çevirir, uzaklaştırır
|
ve yasuddûne
|
: ve alıkoyarlar, men ederler
|
ve yaûka
|
: ve Yaûka
|
ve yebgûne
|
: ve azgınlık ediyorlar, zorbalık yapıyorlar
|
ve yebgûne-hâ
|
: ve onda ararlar, isterler
|
ve yebgûne-hâ
|
: ve onu isterler
|
ve yebkâ
|
: ve bâki kalacaktır, bâkidir
|
ve yebsutu
|
: ve genişletir
|
ve yec'al
|
: ve kılar, yapar, versin
|
ve yec'alu-hu
|
: ve onu kılar, yapar
|
ve yec'alu-kum
|
: ve sizi kılar, yapar
|
ve yec'alûne
|
: ve kılarlar (kılıyorlar), isnad ederler (ediyorlar)
|
ve yeczîye
|
: ve mükâfatlandırsın
|
ve yecziye-hum
|
: ve onları mükâfatlandırır
|
ve yedraû
|
: ve savar, kaldırır
|
ve yedraûne
|
: ve uzaklaştırırlar, savarlar
|
ve yedreûne
|
: ve giderirler, savarlar
|
ve yed'u
|
: ve dua eder
|
ve yed'ûne-nâ
|
: ve bize dua ederler
|
ve yef'alu allâhu
|
: ve Allah yapar
|
ve yef'alûne
|
: ve yaparlar
|
ve yehdî
|
: ve hidayete erdirir (ulaştırır)
|
ve yehdî-hi
|
: ve onu ulaştırır, götürür
|
ve yehebu
|
: ve bağışlar
|
ve yehıkka
|
: ve hak olur
|
ve yehıllu
|
: ve hulul eder, girer, nüfuz eder, sirayet eder
|
ve yekfurûne
|
: ve inkâr ediyorlar
|
ve yekşifu
|
: ve açar, giderir
|
ve yekûlu
|
: ve derler, söylerler
|
ve yekûlu el eşhâdu
|
: ve şahitler derler
|
ve yekûlûne
|
: ve söylerler, derler
|
ve yekûne
|
: ve olsun
|
ve yekûnûne
|
: ve olacaklar
|
ve yel'ab
|
: ve oynasın
|
ve yel'abû
|
: ve oynasınlar, oyalansınlar
|
ve yel'anu-humu
|
: ve onlara lânet eder
|
ve yelbesûne
|
: ve giyerler
|
ve yemhaka
|
: ve yavaş yavaş helâk etmesi
|
ve yemhu
|
: ve siler, mahveder, yok eder
|
ve yemneûne
|
: ve mani olurlar, engel olurlar
|
ve yemşî
|
: ve yürür
|
ve yemşûne
|
: ve yürürler
|
ve ye'muru-kum
|
: ve size emrediyor
|
ve ye'murûne
|
: ve emrederler
|
ve yenhâ
|
: ve yasaklar, nehyeder
|
ve yenhevne
|
: ve nehy ederler, men ederler
|
ve yenşuru
|
: ve yayar
|
ve yercû
|
: ve diler
|
ve yercûne
|
: ve ümit ederler
|
ve yerdâ
|
: ve razı olur
|
ve yerdayne
|
: razı olurlar
|