Darabe meselen : örnek verdi, isnad etti



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə23/100
tarix24.05.2020
ölçüsü1,08 Mb.
#31493
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   100
Arab Azer1

: sihirbazlar

es seharatu

: sihirbazlar

eş şehevâti

: şehvetler, nefsin aşırı düşkünlükleri

eş şehra

: bu ay

eş şehru

: ay

es seîri

: alevli ateş, cehennem

es sekalâni

: ağırlık sahibi olan iki toplum kendi âlemlerinde fizik ağırlığı ve bilinçli varlıklar olmaları sebebiyle, ağır sorumluluğu olan insanlar ve cinler

es sekînete

: sekînet, güven duygusu, huzur

eş şekûru

: çok şükredenler

es selâme

: selâm

es selâmu

: selâmete erdiren

es selâsilu

: zincirler

es seleme

: teslim, sulh, barış

es seleme

: teslim olmak

es seleme

: teslimiyet

es selvâ

: bıldırcın

es sem'a

: kulak verdi, dinledi, işitti

es semâe

: sema, gök

es semâe

: sema

es semâi

: sema, gökyüzü, gök

es semai (mines semai)

: sema, gök (semadan, gökten)

es semarâti

: ürünler, meyveler, mahsuller

es semâu

: sema, gökyüzü

es semâvâti

: semalar, gökler

es semâvâtu

: semâlar, gökler

es semerâti

: ürünler, meyveler

es semerâti

: ürünler, meyveler

es semîu

: sem'îdir, en iyi işitendir

es semîu

: hakkıyla işiten

eş şemse

: güneş

es semûmi

: hücrelere işleyen kavurucu ateş

es serâiru

: sırlar, gizli şeyler

eş şerru

: şerr, kötülük

es sev'i

: kötü

es sev'ı

: kötü, fena (felâket)

eş şeyâtîne

: şeytanlar

es seylu

: sel

es seyre

: seyir, gezme, yürüme, dolaşma

eş şeytâne

: şeytan

eş şeytâni

: şeytan

eş şeytânu

: şeytan

es seyyiâti

: kötülükler, günahlar

es seyyiâti

: kötülükler, kaybedilen dereceler

es seyyiete

: seyyiat, kötülük

es seyyietu

: günah, kötülük

es sicilli

: sicil, üzeri yazılı kâğıt

es sicne

: zindan

es sicnu

: hapishane, zindan

es sıdkı

: doğru, gerçek, hakikat

es sıdkı

: doğru, gerçek

es sidrete

: sidre

es sihra

: sihir, büyü

es sikâle

: fakat

es sikâyete

: su kabı

es sinîne

: yıllar, seneler

eş şi'râ

: Şira (Yıldızı)

es sırâta

: yol

es sırâta el mustekîme

: Sıratı Mustakîm

es sırâte el mustakîme

: Sıratı Mustakîm, Allah'a ulaştıran yol

es sırâte el mustakîme

: Sıratı Mustakîm, Allah'a ulaştıran yol

eş şi're

: şiir

eş şirke

: şirk

es sirre

: sır olan: sır, gizli

eş şitâi

: kış

es sıyâme

: oruç

es sûâ

: en kötü, çok kötü

es subhu

: sabah (vakti)

es sucûdi

: secde edenler

es sudûr

: sineler, göğüsler

es sudûri

: sadırlar, sineler, gönüller

es sudûru

: sineler, göğüsler

es sudusu

: altıda bir

es sûe

: şerr, kötülük, fenalık

es sufehâe

: sefihler, aklı ermeyenler, mallarının değerini bilmeyenler

es sufehâu

: sefihler, kendini bilmeyenler

eş şuhedâu

: şahitler

eş şuhha

: hırs, cimrilik, kıskançlık

es suhufu

: sahifeler (amel defterleri), kaydolmuş bilgilerin bulunduğu dökümanlar

es sulbi

: omurga

es sulusu

: üçte biri

es summe

: sağır(lar)

es sumunu

: sekizde bir

es sûri

: sûr

es sûu

: kötülük

esâbe

: isabet etti, irade etti, diledi

esâbe

: isabet etti

esâbe-hâ

: ona isabet etti

esâbe-hum

: onlara isabet etti

esâbe-ke

: sana isabet etti

esâbe-kum

: size isabet etti

esâbet

: isabet etti

esâbet-hum

: onlara isabet etti

esâbet-kum

: size isabet etti

esâbia-hum

: onların parmakları, parmakları

esâbia-hum

: onların parmakları, parmakları

esâe

: kötülük yaptı, kötülük işledi

esâe

: kötülük yaptı

eşakku

: daha güç, daha meşakkatli

esâmen

: günah, ceza, azap

esamme-hum

: onların işitme hassalarını sağır yaptı

eşâret

: işaret etti

esâretin

: eserler, izler

esâsen

: çeşitli mal, ev eşyası (giyecek, kullanılacak şeyler)

esâtîru

: masallar, yazılan şeyler

esâtîru

: yazılan şeyler, efsaneler

esâtîru

: (satırlar) masallar, asılsız sözler

esâu

: kötülük, fenalık yapanlar

eşedde

: daha şiddetli, daha kuvvetli

eşedde el azâbi

: azabın (en) şiddetlisi

eşeddu

: daha şiddetli, daha çok: daha kuvvetli

esefen

: üzüntü (ile), esefle, esef ederek

es'el

: sor

eserne

: tozu dumana kattılar

eşfakne

: korktular

eşfaktum

: çekindiniz, korktunuz

esfâran

: ciltlerle kitap

esfâri-nâ

: seferlerimiz

esfele sâfilîne

: esfeli safilin, sefillerin en sefili, en sefil hale

eshantumû-hum

: onları güçsüz, zayıf bıraktınız

eshatallâhe

: Allah'ı kızdırdı, öfkelendirdi

eşhurin

: aylar

esifen

: üzüntülü olarak, üzülerek

eşıhhaten

: daha cimri, çok cimri

eşıhhaten
(şehha)

: daha cimri, çok cimri
: (cimri)

esîmin

: günahkâr

esîmin

: günah işleyenler, günahkârlar

eşirun

: kibirli, haddini aşan

eşkâ-hâ

: onun en çok şâkî olanı

eskâle-hâ

: onun ağırlıkları

eskâle-hum

: onların yükleri, günahları

eskâle-kum

: ağırlıklarınız, ağır eşyalarınız

eskâlen

: yükler, günahlar

eskâli-him

: onların yükleri, günahları

eskennâ-hu

: onu iskân ettik, yerleştirdik, durdurduk

eskentu

: yerleştirdim, iskân ettim

eskıt

: düşür

eşkû

: şikâyet ederim (arz ederim)

eşkur

: şükredeceğim

eslemâ

: ikisi teslim oldu

esleme

: teslim etti: teslim oldu

eslem-nâ

: İslâm olduk, teslim olduk

eslemtu

: ben teslim oldum

eslihate-hum

: kendi silâhlarını

eslim

: teslim ol

eslimû

: teslim olun

esmâen

: isimler

esmau

: işitirim

esmâun

: isimler

esmi' bi-him

: onlara işittir (neler neler, hayret edilecek şeyler işittirilir)

esrâ bi

: gece yürüttü

eşrakû

: Allah'a ortak koştular, şirk koştular 7 - yeveddu

eşrâtu-hâ

: onun işaretleri, alâmetleri

esrefû

: israf ettiler, haddi aştılar

eşrektumû-ni

: beni ortak koşmanız

eşrekû

: (Allah'a) ortak (şirk) koştular

esri

: gece yürüyüşü yap

es-semarâti

: ürünler, meyveler

estafâ-hu

: onu seçti

estafâ-ki

: seni seçti

estagferte

: sen mağfiret diledin

estahlis-hu

: onu seçtim, (bana) has kıldım

eştâten

: ayrı ayrı, dağınık olarak

estecâbû

: davete icâbet ettiler, uydular

estecib

: (ben) icabet edeyim

estekberte

: sen kibirlendin

estekberû

: büyüklük tasladılar, kibirlendiler

eşteravu

: satın aldılar

estevâ

: yöneldi, istiva etti

eşudde-hu

: kemâl, olgun çağına, en kuvvetli çağına

eşudde-humâ

: onların en kuvvetli çağı, gençlik çağı

eşudde-kum

: sizin en kuvvetli (erginlik) çağınız

esveddet

: karardı

esvee

: en kötü, daha kötü

esviretun

: bilezikler

eşyâa-kum

: sizin denginiz olanlar, sizin gibi düşünenler, sizin gibi davrananlar, sizin gibi olanlar

eşyâe-hum

: onların eşyaları (şeyleri), hakları

et taâme

: yemek

et tâbûtu

: tabut, sandık

et tâgûte

: tagut, insan ve cin şeytanlar

et tâgûti

: tagut, şeytan

et tagûtu

: tagut, şeytan ve avanesi, insan ve cin şeytanlar

et tagûtu

: tagut, şeytan ve avanesi, insan ve cin şeytanlar

et takvâ

: takva (sahibi olmak)

et talâka

: boşama

et talâku

: boşamak

et tâlibu

: talep eden, isteyen

et tâliyâti

: tilâvet edenler, okuyanlar

et tâmmetu

: dayanılmaz musîbet

et tarfi

: bakışlar

et tavdi

: yüksek dağ

et tayra

: kuş(lar)


Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   100




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin