|
|
səhifə | 100/100 | tarix | 24.05.2020 | ölçüsü | 1,08 Mb. | | #31493 |
| Arab Azer1
zeytûnetin
: yağ (zeytin ağacı)
|
zeyyennâ
|
: süsledik
|
zeyyenû
|
: süslediler
|
zî
|
: sahip olanlar: sahibi
|
zî el kurbâ
|
: yakınlara, akrabalara
|
zî et tavli
|
: ihsan, fazl ve kerem sahibi
|
zî ilmin
|
: ilim sahibi
|
zî zer'ın
|
: ekine sahip
|
zid
|
: ziyade kıl, arttır
|
zid-hu
|
: onu, ona arttır
|
zidnâ-hum
|
: onlara arttırdık
|
zidnâ-hum
|
: onlara artırırırz
|
zid-nî
|
: bana arttır
|
zıhriyyen
|
: arkaya atarak (unutarak)
|
zikrâ
|
: zikir, öğüt, hatırlatma
|
zikrâ-hum
|
: onlara hatırlatma
|
zikran
|
: zikrederek
|
zikre
|
: hatırlama, anma
|
zikre allâhi
|
: Allah'ın zikrini
|
zikre ed dâri
|
: ahiret yurdunu zikreden
|
zikre-ke
|
: senin zikrin
|
zikren
|
: zikir, öğüt, kıssa, haber
|
zikren
|
: zikir, hatırlatma, kıssa, konu, bahis
|
zikren
|
: zikir, Kurân-ı Kerim
|
zikrî
|
: benim zikrimi
|
zikri rabbî
|
: Rabbimin zikri
|
zikri-kum
|
: sizin zikrettiğiniz, andığınız gibi
|
zikrillâhi (zikri allâhi)
|
: Allah'ın zikri
|
zikru
|
: benim zikrim
|
zikru rahmeti
|
: rahmetin zikri
|
zikru-kum
|
: sizin zikriniz, sizi zikreden
|
zikrullâhi (zikru allâhi)
|
: Allah'ın zikri
|
zikrun
|
: zikirdir, öğüt ve hatırlatmadır
|
zılâlen
|
: gölgeler, gölgelikler
|
zılâlu-hâ
|
: onun gölgeleri
|
zilâlu-hu
|
: onun gölgesi
|
zilletun
|
: zillet
|
zıllin
|
: gölge
|
zilzâle-hâ
|
: onun şiddetli sarsıntısı
|
zilzâlen
|
: sarsıntıyla
|
zînete el hayâti ed dunyâ
|
: dünya hayatının süsünü, ziynetini
|
zînete-hunne
|
: (onların) ziynetleri
|
zînete-hunne
|
: (onların) ziynetleri
|
zîneten
|
: süs, ziynet
|
zîneti-hi
|
: onun ihtişamı, süsü
|
zînetu el hayâti ed dunyâ
|
: dünya hayatının süsüdür, ziynetidir
|
zîntikâmin (zî intikâmin)
|
: intikam sahibi
|
zirâan
|
: arşın
|
zirâayhi
|
: iki kol, ön ayakları (hayvanlar için)
|
zu
|
: sahip
|
zû el arşi
|
: arşın sahibi
|
zû el fadli
|
: fazl sahibi
|
zu el kuvveti
|
: kuvvet sahibi
|
zû fadlin
|
: fazlın sahibi
|
zû fadlin
|
: fazlın sahibi
|
zû fadlın
|
: fazl, lütuf sahibidir
|
zû ilmin
|
: bir ilim sahibi
|
zû intikâmin
|
: intikam sahibi
|
zubâben
|
: bir sinek
|
zubere el hadîdi
|
: demir parçaları
|
zuburan
|
: parçalar halinde, kısımlar halinde
|
zucâcetin
|
: sırça (cam)
|
zuhûri-him
|
: onların arkaları, arkalarına
|
zuhûri-him
|
: onların arkaları, arkalarına
|
zuhziha
|
: uzaklaştırılır
|
zuk
|
: tat
|
zukire
|
: zikredildi, anıldı
|
zukkire
|
: hatırlatıldı, zikredildi
|
zukkirtum
|
: size hatırlatıldı
|
zukkirû
|
: zikredildi, hatırlatıldı
|
zukrânen
|
: erkekler olarak
|
zûkû
|
: tadın
|
zulelun
|
: gölgelikler
|
zulfâ
|
: mertebe, yüksek derece, yüksek değer
|
zulfâ
|
: mertebe, yakınlık, yüksek makam
|
zulfâ
|
: derece, yüksek makam
|
zulfâ
|
: derece, makam, yakınlık
|
zulfeten
|
: yakın olarak
|
zulimû
|
: zulme uğradılar, zulmedildiler
|
zulmen
|
: zulüm
|
zulmen
|
: zulüm, haksızlık edilmek
|
zulmen
|
: zulüm, zulüm olması, haksızlık
|
zulmi-hi
|
: zulme uğraması
|
zulmun
|
: zulümdür
|
zululen
|
: zelil edilmiş, boyun eğdirilmiş, emrine verilmiş
|
zulumâti
|
: karanlıklar
|
zulumâtun
|
: zulmet, karanlıklar
|
zumeran
|
: zümre zümre
|
zumeran
|
: zümre, zümre
|
zuntikâmin (zu intikâmin)
|
: intikam sahibi
|
zunûbe-kum
|
: sizin günahlarınız
|
zunûbe-nâ
|
: günahlarımızı
|
zunûbi-him
|
: onların günahları
|
zunûbi-kum
|
: günahlarınız
|
zurkan
|
: morarmış olarak
|
zurriyyete
|
: zürriyet, nesil
|
zurriyyete-hu
|
: onun zürriyeti, soyu
|
zurriyyete-hum
|
: onların zürriyetleri, nesilleri, soyları
|
zurriyyeten
|
: zurriyyet olarak, nesil olarak
|
zurriyyeti-hi
|
: onun zürriyeti
|
zurriyyeti-himâ
|
: o ikisinin (onların) zürriyetleri
|
zurriyyetu-hum
|
: onların zürriyetleri, nesilleri, soyları
|
zurtum(u)
|
: ziyaret ettiniz
|
zuvvicet
|
: (zevcelendirildi) eşleştirme yapıldı, biraraya getirildi
|
zuyyine
|
: süslendi, güzel gösterildi
|
Dostları ilə paylaş: |
|
|