Darabe meselen : örnek verdi, isnad etti



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə60/100
tarix24.05.2020
ölçüsü1,08 Mb.
#31493
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   100
Arab Azer1


: edinen

mutteke'en

: karşılıklı dayanıp oturacak yer

muttekiîne

: yaslanmış olanlar, kurulanlar

mûtû

: ölün

muvâkıû-hâ (vakaa)

: ona düşecek olanlar (düştü)

muvellî-hâ

: ona yönelinen (yer)

muvellî-hâ

: ona yönelinen (yer)

muzcâtin

: önemsiz, az

muzdecerun

: caydırıcı

muzebzebîne

: tereddüt edenler, bocalayanlar, bocalayıp duranlar

muzekkirun

: müzekkir, hatırlatıcı

muz'ınîne

: boyun eğerek, itaat ederek, hemen gelirler

muzlimûne

: karanlıkta kalan kimseler, karanlıkta kalanlar

na'budu

: biz tapıyoruz

na'budu

: kul olacağız

na'budu

: (biz) kul oluruz

na'budu

: kul olacağız

na'budu

: (biz) kul oluruz

na'ceten

: koyun

na'ceti-ke

: senin koyunun

na'cetun

: koyun

nâceytum(u)

: gizlice söylediniz, konuştunuz

nâcin

: kurtulan kimse

nâdâ

: nida etti, çağırdı, dua etti

nâdâ-hâ

: ona seslendi

naddâhatân

: devamlı fışkırıp gürül gürül akan

nâdev

: nida ettiler, seslendiler, feryat ettiler

nâdev

: çağırdılar

nâdey-nâ

: seslendik

nadicet

: yandı, kavruldu

nadîdun

: üst üste yığılmış, dizilmiş, kümelenmiş

nâdimîne

: nadim olanlar, pişman olanlar

nâdiye-hu

: onun meclisi, yakın çevresi, yardımcıları

nadrate

: ışıl ışıl, pırıl pırıl, pırıltı

nadribu ... (safhan)

: vazgeçip bırakalım

nadribu-hâ

: onu (örnek) veriyoruz

nadribu-hâ
(darbu mesel)

: onu vurguluyoruz, örnek veriyoruz
: (bir şeyi örnek vermek)

nadribu-hâ (darbu mesel)

: onu vurguluyoruz, örnek veriyoruz (bir şeyi örnek vermek)

nadtarru-hum

: onları maruz bırakırız

nâdû

: nida edin, çağırın

nâfekû

: münafıklık ettiler, nifak çıkardılar

nâfileten

: ilâveten

nâfileten

: ilâve olarak

nagfir

: biz bağışlarız, biz bağışlayalım

nagfir

: biz bağışlarız, biz bağışlayalım

nahbe-hu

: onun adağı, neziri, sözü

nahıreten

: çürüyüp dağılmış

nahisâtin

: uğursuzlar

nahlin

: hurma ağaçları

nahnu

: biz

nahnu a'lemu

: biz daha iyi biliriz, biliyoruz

nahsif

: yerin dibine geçiririz

nahsin

: uğursuz, felâketlerle dolu

nahşuru

: haşredeceğiz, toplayacağız

nahtimu

: mühürleriz

nâımetun

: naîm olan, güzel ve parlak olan

na'îmi

: naîm (ni'metleri bol olan)

nak'an

: toz

nâkate allâhi

: Allah'ın Devesi

nâkatun

: dişi deve

nakben

: delerek

nakdı-him

: onların bozmaları

nakîran

: çekirdek, hurma çekirdeği (hurma çekirdeği üzerindeki yarık), hurma çekirdeğinin lifi , kıl kadar, zerre kadar

nâkısû

: (başlarını) eğenler

nakkabû

: yer araştırdılar, yer aradılar

nakreu-hu

: onu okuruz

naktebis

: bir parça alalım

nakussu

: anlatıyoruz, naklediyoruz, kıssa ediyoruz

nakzifu

: atarız

na'lemu

: biliriz

na'ley-ke

: pabuçlarını, ayakkabılarını

na'mâe

: bir ni'met

na'mel

: biz yapalım

na'mel el sâlihan

: biz salih amel yapalım

na'melu

: yapıyoruz (yaparız), amel ederiz

nâr

: ateş

nâran

: ateş

nâre elletî

: o ateş ki

nâren

: ateş(hali)

nârun

: ateş

nasaben

: yorgunluk, bitkinlik, meşakkat

nasabun

: yorgunluk

nasabun

: yorgunluk, bitkinlik

nasârâ

: hristiyan

nasârâ

: hristiyan

nasara-kumu allâhu

: Allah size yardım etti

nasare humullezînettehazû

: onlara yardım etseydi, o edindikleri

nasîbe-hum

: onların nasipleri, payları

nasîbe-ke

: senin nasibin

nasîben

: bir nasip, bir pay

nâsıbetun

: yorgun olan, yorucu olan

nasîbin

: nasip

nâsıhûne

: nasihat edenler, öğüt verenler, iyiliğini isteyenler

nâsikû-hu

: onu mensek yapanlar (yaparlar, yapsınlar)

nasîran

: yardımcı

nasîran

: bir yardımcı

nasîren

: bir yardımcı

nâsırın

: yardımcı

nâsırîne

: yardımcı

nâsırîne

: yardımcılar

nâsiyetin

: perçem, alın

nasra-hum

: onlara yardım

nasran

: yardım, zafer

nasre

: yardım

nasrillâhi (nasri allâhi)

: Allah'ın yardımı

nasru

: yardım

nasrullâhi (nasru allâhi)

: Allah'ın yardımı

nasrullâhi (nasru allâhi)

: Allah'ın yardımı

nasrun

: yardım

nasrun

: bir yardım

nasru-nâ

: yardımımız

natmeu

: umuyoruz, istiyoruz

natvi es semâe

: semayı düreceğiz

nazara

: baktı

nazara

: bakış

naziratun

: (bekleyerek) beklemek

nâzıratun

: nazar edenler, bakanlar

nâzırîne

: bekleyenler, gözleyenler

nazraten

: nazar ederek

nazunnu-ke

: biz seni zannediyoruz, sanıyoruz

nazunnu-ke

: biz seni zannediyoruz, sanıyoruz

neam

: evet

neb'ase

: göndeririz, beas ederiz, vazifelendiririz

neb'asu

: göndeririz, beas ederiz, vazifeli kılarız

nebâten hasenen

: güzel bir şekilde (yetiştirme ile)

nebâtu el ardı

: yeryüzünün nebatları, bitkileri

nebâtu-hu

: onun bitkisi, ekini

nebbe'tu-kumâ

: size (ikinize) haber verdim

nebbî

: haber ver

nebbi'nâ

: bize haber ver, bize anlat

nebee

: haberini

nebe'e-hum

: onların haberlerini

nebeu

: haber

nebeû

: haber

nebeu ellezîne

: o kimselerin haberi

nebeun

: haber

nebeze

: attı

nebeze-hu

: onu attı, bozdu

nebeznâ-hum

: onları attık

nebeztu-hâ

: onu attım

nebgı

: talep ediyoruz, arıyoruz, ibtiga ediyoruz

nebiyyen

: nebî olarak, peygamber olarak

nebiyyen

: nebî (peygamber) olarak

nebiyyin

: nebî, peygamber

nebiyyîne

: nebî, peygamber

nebiyyu-hum

: onların peygamberi

nebluvenne-kum

: sizi imtihan ederiz

nebtehil

: dua edelim

nebtişu

: yakalayacağız

nec'al-humâ

: onları yaparız

nec'alu

: biz kılalım, biz yapalım

nec'alu

: kılacağız

nec'alu-hâ

: onu kılarız

neccâ-hum

: onları kurtardı

neccâ-kum

: sizi kurtardık

neccâ-nâ

: (o) bizi kurtardı

necceynâ-hu

: onu kurtardık

necceynâ-hum

: ve onları kurtardık

necceynâ-ke

: seni kurtardık

necceynâ-kum

: sizi biz kurtardık

necceynâ-kum

: sizi biz kurtardık

necci-nî

: beni kurtar

necevte

: sen kurtuldun

neciyyan

: fısıldaşarak, gizli konuşarak

neciyyen

: fısıltıyla konuşmak, söyleşmek

necvâ-kum

: gizli konuşmanız, gizli görüşmeniz

neczî

: ödüllendiririz, mükâfat veririz, ceza (karşılık) veririz

neczî ez zâlimîne

: biz zalimleri cezalandırırız

neczî-hi

: onu cezalandırırız

necziyenne-hum

: onları mutlaka cezalandıracağız

necziyenne-hum

: onları mutlaka mükâfatlandıracağız

nediyyen

: meclis, toplantı yeri

ned'û

: davet edeceğiz (ederiz), çağıracağız (çağırırız)

ned'û-hu

: ona dua ediyoruz

nedullu-kum alâ

: size delâlet edelim, gösterelim

nefâdin

: bitmek, tükenmek

nef'alu

: biz yaparız

nef'an

: fayda sağlamak, fayda vermek

nefeati

: fayda verdi

nef'en

: bir menfaat, yarar

nef'en

: faydalı

neferen

: ekip, grup (3-10 kişilik)

neferen

: fertler bakımından

nefhatun

: bir esinti

nefîren

: nefer olarak, cemiyet, birlik, topluluk olarak

nefkıdu

: kaybediyoruz (kaybettiğimizi arıyoruz)

nefse-hu

: nefsinden, kendisinden

nefse-ke

: senin nefsin, kendi nefsin

nefsen

: nefs, kimse

nefsî

: nefsimi

nefsi-hi

: (onun) kendi nefsi


Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   ...   100




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin