7.2. Savaşın Tanımlanması ve Çeşitleri
İnsanlık tarihinin başlangıcından bu güne, kas gücü ile taş ve ağaç-
tan silahlardan günümüzün güdümlü ve akıllı mühimmatlarına ka-
dar tarihi şekillendiren yaygın bir eylem olarak gelecekte de devam
edecek olan savaşın, uluslararası kabul gören bir tanımı olmamakla
birlikte, sözlüklerin dışında temel dokümanlarda, askeri ve stratejik
yayınlarda pekçok tanımı bulunmaktadır.
Ünlü stratejist General Clausewitz “Harp (Savaş) Üzerine” adlı ese-
rinde savaşı; “Savaş, düşmanı irademizi kabule zorlamak için bir
kuvvet kullanma eylemi ve politikanın başka araçlarla devamıdır.”
şeklinde tanımlamaktadır [4]. Bu tanımda, politik amaç doğrultu-
sunda aynı zamanda caydırıcılık için güç kullanma ve egemenlik
sağlama yanında, devletlerin kalıcılığı ve ulusların gelecekteki gü-
venliğinin sağlanması düşüncesi de bulunmaktadır.
Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşmasına göre devletlerin birbirine
karşı BM amaçları ile bağdaşmayacak kuvvet kullanması veya kuv-
vet kullanma tehdidinde bulunması yasaklanmıştır. Herhangi bir
kuvvet kullanma veya silahlı çatışma eyleminin savaş sayılıp sayıl-
mayacağı hususundaki temel ölçüt ilgili devletlerin amacı olarak
değerlendirilmektedir. Bu nedenle, savaşan taraflardan herhangi
birisinin savaş amacıyla hareket etmesi durumunda, söz konusu si-
lahlı çatışmaların savaş olarak değerlendirilmesi gerekmektedir [5].
Herkes tarafından kabul görmemekle birlikte Devletler Hukukuna
M U S T A F A Ş E N O L
184
göre savaş; “Bir toplumun, bir ulusun veya devletler topluluğunun
isteklerini diğer bir ulus ve devletler topluluğuna zorla kabul ettir-
mek amacıyla giriştikleri bir mücadele, uluslararası hukuk kuralla-
rına uygun şekilde devletlerarasında yürütülen silahlı bir çatışma,
bir çekişme” [6] şeklinde tanımlanmaktadır.
Türk hukukunda, 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu’nda
savaşın tanımı ise; “Devletin bekasını temin etmek, milli menfaatle-
ri sağlamak ve milli hedefleri elde etmek amacıyla, başta askeri güç
olmak üzere Devletin maddi ve manevi tüm güç ve kaynaklarının
hiçbir sınırlamaya tabi tutulmadan kullanılmasını gerektiren silahlı
mücadeledir.” [7] şeklinde yapılmıştır.
Savaşın tanımlarında da görüleceği üzere savaşların amaçları, he-
defleri, icrası için kullanılan güçler vb. özellikleri değişebilmekte,
genellikle ekonomi, politika, teknoloji ve toplumlardaki ortaya çı-
kan değişimlerin bir araya gelmesi sonucunda da savaşlarda geliş-
meler olmaktadır. Geçmişten günümüze yaşanan savaşlar değişen
özelliklerine ve gelişmelerine göre de farklı isimler ve terimlerle ad-
landırılmakta ve sınıflandırılmaktadır.
Bu kapsamda Bilgin Varlık tarafından savaşın tanımlanması konu-
sunda yapılan bir çalışmada savaşlar; büyüklüklerine ve kapsam/
özelliklerine göre iki gruba ayrılmaktadır. Birinci grupta; mevzi/ye-
rel, sınırlı, birleşik bölgesel ve genel/sınırsız savaşlar, ikinci grupta
ise; “Savaşın Ana Amaç ve Sebepleri” ile “Kuvvet, Silah ve Araçlarla
Dönüşümlerine Göre” yapılan savaşlar yer almaktadır [3]. “Hibrit
(Karma) Savaş” ikinci grubun, ikinci kısmı içerisindedir. Teknoloji-
nin gelişmesi ve bilgisayarların icadı sonrasında, özellikle internetin
de yaygınlaşmasıyla bilgi ve iletişim sistemlerinin insan yaşamının
vazgeçilmezleri arasına girmesiyle ortaya çıkan “Siber Savaş” da
hibrit savaşla aynı grup içerisinde sınıflandırılabilir. Savaşın çeşitle-
riyle ilgili olarak, söz konusu çalışmadan da yararlanılarak oluştu-
rulan sınıflandırma Şekil 7.1’de sunulmuştur.
Bazı askeri yazarlar ve stratejistler tarafından savaşların önceki ya-
şananlar ile kendi içerisindeki değişim ve gelişimlerine göre nesil
ya da kuşakları olduğu belirtilmekte, geçmişte yaşananlar ve gü-
nümüzde yaşanmakta olanlar bu nesillere göre incelenerek gelecek
savaşlara yönelik öngörülerde bulunulmaya çalışılmaktadır.
H İ B R İ T S AVA Ş K A P S A M I N D A S İ B E R S AVA Ş V E S İ B E R C AY D I R I C I L I K
185
Dostları ilə paylaş: |