31
Adem ORAKÇI
International Journal of
Languages’ Education and Teaching
Volume 6, Issue 2, June 2018
Reşat Nuri'nin eğitim öğretim konuları üzerinde fazlaca durduğu Yeşil Gece romanında, medrese
kökenli hocaların sayısı oldukça fazladır. Müderris Zühtü Efendi, Hafız Eyüp, Hafız Rahim Efendi,
Resai Molla, Şeyh Naki Efendi vb. Bütün bu hocaların yetiştikleri kurumlar hakkında, Ali Şahin'in
yetiştiği "Dârülmuallimîn" gibi etraflıca bir bilgi verilmemektedir. Ancak romanda, hepsinin de
medreselerden yetiştikleri fikri üzerinde yer yer durulmaktadır.
Medrese geleneği içerisinde yetişmiş olan bir diğer hoca da, Kızılcık Dalları romanındaki Salih
Hoca'dır. Şerif Paşa konağının yakınındaki bir taş mektepte hocalık yapan Salih Hoca, eski usul denen
medrese tarzına göre yetişmiş ve yıllarca da bu tarza göre hocalık yapmıştır."Son nesil okuma çağına
eriştiği zaman mahalle mektepleri can çekişiyordu. Damatlar, bu aralık çocukları yeni açılan Maarif
Nümunelerine vermeye kalkmışlardı.
Tahir Ağa vasıtasıyla bu havadisi duyan emektar hoca, konağa koşmuş: 'Çocuklarınızı okutmak benim
hakkımdır. Ben hepinizin hocasıyım. Sizi fena mı yetiştirdim? Ekmeğimi elimden alırsanız hocalık hakkımı
haram ederim. Hem şimdi ben de usul-i cedit üzerine okutuyorum. Hoca diye Maarif Mekteplerine tayin edilen o
düdük züppeleri on kere cebimden çıkarırım' diye kıyametleri koparmıştı." (s.42). Bütün bunlardan
anlaşılıyor ki, Salih Hoca medrese eğitimiyle yetişmiştir.
Mithat Cemal Kuntay'ın Üç İstanbul romanının aslî kahramanı Adnan iyi bir eğitim görmüştür. Babası
1877 Osmanlı-Rus Savaşı’nda şehit düştüğü için onu önce Darüşşafakaya yerleştirirler. (s.60) Daha
sonra Adnan hukuk mektebini bitirir."Hukuktan yeni çıkan üç adam, hayatta ne olacaklarını
konuşacaklardı. Adnan kararını daha mektepten çıkmadan vermişti; Adliye'ye girmeyecekti. Çünkü Adliye'ye
girerse onu taşraya muddeiumumî muavini yapacaklardı." (s.40). O, hukuk eğitimi görmesine rağmen,
konaklarda özel edebiyat ve tarih öğretmenliği yapar.
Peyami Safa'nın Mahşer romanının birinci kahramanı öğretmen Nihat, İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesinde eğitim görmüştür. Nafia Nezaretinde iş bulmak için yaptığı tercümei hâlinde bu durumu
kendisi şöyle ifade eder. "İstanbulluyum. 313'te doğdum. Pederim Divânı Muhasebat azâsındandır.
Validemle birlikte, her ikisi de, beni on iki yaşımda öksüz bıraktılar. Darüşşafakada okudum. Sonra bir aralık
Darülfünûna devam ettim. Edebiyat şubesinde idim. Muallimliğim de vardı. Pansiyonda oturuyor, hayatımı
kendim kazanıyor, daha iyi bir istikbale hazırlanıyordum. Harp çıktı." (s.23). Ancak romanda, Nihat'ın okul
yıllarının ayrıntısına inilmemektedir.
Dostları ilə paylaş: |