Çalışmanın bu kısmında muhasebe eğitimi ve unsurları anlatılmıştır. Daha sonra muhasebe eğitiminin gerekliliği, amacı, önemi ve kalitesinden bahsedilmiştir. Son olarak ise, muhasebe eğitiminin işletmeler için önemi ve işletmelerin muhasebe eğitiminden beklentileri incelenmiştir.
1.3.1. Muhasebe Eğitiminin Tanımı ve Unsurları
Her hangi bir bilginin öğretme ve öğrenme faaliyetinin bilince yansıması eğitimdir.
Planlanmış ve belirli bir amaca yönelik olarak öğretme faaliyeti gerçekleştirilmektedir. Öğrenme faaliyeti ise, öğretmekle sorumlu olan taraf ile öğrenci tarafı arasındaki etkileşim ile birlikte oluşmaktadır. Bu sebeple eğitimin tam anlamı ile yerine getirilebilmesi için öğrenme prosesinin planlanan biçimde sonuçlandırılmasının ilave olarak öğrenme faaliyetinin de gerçekleşmiş olması lazımdır. Verimli bir muhasebe eğitimini dile getirebilmek için öğrenme ve öğretme prosesleri içinde, bilgi üretmeye ek olarak, öğrenmenin başladığının kanıtı olan bilgileri istifade etme becerisinin de yeniden ele alınması ve düzenlenmesi sağlanmalıdır (Zaif ve Karapınar, 2002: 111).
Eğitimin var oluş sebebi bilgiye ihtiyacı olan öğrencilerin var olmasıdır. Bu yüzdendir ki, eğitim ana unsuru olan "öğrenci" üzerine ağırlık verilmektedir. Lakin bu durum, öğrenen tarafın eğitimde sürecinde aktif olmayan bir rol sergilemesi gerektiği olgusunu ortaya çıkarmamalıdır. Tam aksine, muhasebe eğitiminde öğrencinin kendisine verilmesi hedeflenen bilgiyi kullanabilme becerisine sahip olmalıdır. Dolayısıyla muhasebe, yüklenen bilgi ve becerilerin gerçek hayatta da kullanılması ile anlam oluşturmaktadır. Kalitesiz sonuçların nedenlerinden biri de, öğrencinin sadece öğretmenin verdiği bilgi sınırlarında kalarak kendisini geliştirmemesi durumunun olmasından kaynaklanabilir. Halbuki modern eğitim anlayışında öğretici öğrenciye daha çok bilgi öğretmek yerine nitelikli bilgi yanında "öğrenmenin nasıl bir süreç olduğunu öğretmeli, öğrenci ise bu duruma algılarını tam olarak açmalıdır (Kaya ve Daştan 2005: 386).
Muhasebeyi öğrenmek öğrencinin yönetici düşüncelerine yön verecek kararların belirlenerek, yeniden ele alınması ve doğruluğunun kontrol edilmesi, raporlar şeklinde sunulması ve raporlanan mali sonuçların karar alma süreçlerinde nasıl işleneceği hususunda bilgilendirilmesi ve bu bilgilerin gerçek hayata geçirilmesi hususunda öğrenci becerisinin yenilenen bilgi teknolojilerinde de kullanarak geliştirilmesidir (Gökçen, 1998: 42).
Muhasebe biliminin teorik esaslarının önemini dikkate alarak, muhasebe bilgilerinin eğitimi zamanında teorik temel göz ardı edilmemelidir. Ayrıca, söz konusu bilimsel disiplinin uygulamaya yönelik bir alan olması sebebiyle, teorik bilgilerin uygulama ile bağdaştırılması kabiliyetlerinin elde edilmesinde de önemli bir yere sahiptir. Muhasebe eğitiminde öğretme müfredatları düzenlenirken bu durum göz önünde bulundurulmaktadır. Ancak muhasebe alanı küreselleşmenin, ekonomik ve teknolojik üretimlere bağlantılı olarak gelişmelerden etkilemektedir. Günümüz dünyası bilgiyi üretmeye doğru yön almıştır. Günümüz muhasebecileri de bilgiyi elde etmenin yanı sıra bilgiyi üretme ve değerlendirme becerisini elde bulunduran bireyler olmak zorundadırlar. Çünkü, bilgi artık teknolojik donanımlarla saklanabilmekte ve kullanıcıların istediği şekilde sunulabilmektedir. Ayrıca unutulmamalıdır ki, bilginin yönetilmesi ve analiz edilmesi, ekonomik, sosyal ve zihinsel becerinin kazandırılması esastır (Zaif, 2004: 2).
Muhasebe eğitiminin amacı, donanımlı bireyler yetiştirmektir. Durmadan yükselen gelişmeler ışığında mesleğe ait yeterliliğin devam ettirilmesi, muhasebecilerin öğrenmeyi öğrenme anlayışı oluşturup onarmaları gerekli hale getirmiştir. Muhasebe meslek mensuplarının eğitimi ve meslekte olan deneyimlerini onların öğrenmeye açık olmalarını ve yetkin iş hayatları süresinde gelişmelere uyum sağlayacak bilgi-beceri kazanımları ve mesleki alışkanlıkların temel dayanağını oluşturmak durumundadır (Kaya, 1999: 94-95).
Muhasebe eğitiminin ve muhasebe mesleğinin tüm ülkeler genelinde yapılması; bilginin kendisine en doğrudan erişebilen, elde ettiği bilgiyi üretim sürecine yansıtabilen ve dönüşümün oluşmasında kullanabilen, gelişen dünya ve piyasa şartlarına her durumda adapte olabilen, keşfedilmeyeni keşfedip onu dünya toplumlarının kullanımına sunabilen, riske girebilen, sorundan ziyade çözüme ulaşan insan gücünün yetiştirilmesinden yanadır (Ayboğa, 2002).