Yazışma Adresi:
Uzm. Dr. Levent MİDYAT
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Bornova, İzmir
Tel
: 0232 390 10 01
E-posta : levent.midyat@ege.edu.tr
33
K
LİNİK
Ç
ALIŞMA
EGE PEDİATRİ BÜLTENİ 2009, 16 (1): 33-44
ÖZET
u araştırma, çocuklarda kemoterapi tedavisine bağlı ortaya çıkan semptomlar ve ebeveynlerin semptom kontrolüne yönelik
uygulamalarını belirlemek amacı ile kesitsel ve tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmaya, Şubat 2008-2009 tarihleri arasında
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve
Araştırma Hastanesi ve İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pediatrik Onkoloji Kliniklerinde kemoterapi alan 93 çocuk ve
ebeveyni alınmıştır. Veri toplama aracı olarak bilgi formu, Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği (10-18 yaş) ve Ebeveyn
Memorial Semptom Değerlendirme ve Uygulama Formu kullanılmıştır. Araştırmaya alınan çocukların %50.5’inin solid tümör tanısı
ile izlendiği, %64.5’inin hastalığını bildiği belirlenmiştir. Çocukların %21.5’inin tedavilerinin 2. ve 3. ayında, %19.4’ünün 4. ayında,
%18.4’ünün 5. ayında ve %19.4’ünün 6. ayında olduğu belirlenmiştir. Kanserli çocuklarda en çok prevalansa sahip semptomlar saç
dökülmesi, iştahsızlık, sinirli olma, bulantı ve halsizlik; ebeveynlerin çocuklarında en sık gözlemlediği semptomlar ise saç dökülmesi,
iştahsızlık, sinirli olma, üzgün olma, bulantı, halsizliktir. Ebeveynlerin semptom kontrolüne yönelik farklı oranlarda uygulama
yaptıkları belirlenmiştir. Çocukların ortalama semptom deneyimleme sayılarının 9.55±3.45 olduğu ve ayaktan kemoterapi alan
çocukların daha az sayıda semptom deneyimlediği ve bu farkın istatistiksel olarak anlamlı bulunduğu belirlenmiştir (p=0.005). Sonuç
olarak kanserli çocukların saç dökülmesi, iştahsızlık, sinirli olma, bulantı ve halsizlik semptomlarını yüksek oranda deneyimledikleri
ve ebeveynlerin semptom kontrolünde doğru uygulamalar yaptıkları bulunmuştur.
Anahtar Sözcükler: Kanser, çocuk, semptom
SUMMARY
he research was a cross-sectional and descriptive study which was aimed to determine those symptoms that emerge due to the
children treated of chemotheraphy and their parental applications towards the smyptom management. Total 93 children and
their parents who had received chemotherapy in the pediatric oncology clinics at Ege University Faculty of Medicine, 9 Eylül
University Faculty of Medicine, Behçet Uz Children’s State Hospital, and Izmir Tepecik State Hospital were taken into the study
between February 2008 and February 2009. A survey form, Memorial Symptom Assessment Scale (10-18 age) and Parents
Memorial Symptom Assessment and Implementation Form were used for data collection. Among the participants 50.5% had solid
tumor whereas 64.5% of the children were aware of their illnesses. 21.5% of the patients started taking chemotherapy within the first
2-3 months after diagnosis, 19.4% started within 4th month, 18.4% started within 5th month, and 19.4% of the children took
chemotherapy within the 6th month. The most common symptoms in children with cancer were alopecia, anorexia, nervousness,
nausea and lack of energy. On the other hand, the most common symptoms that the parents observed in their children were
reported to be as alopecia, anorexia, nervousness, sadness, nausea, and lack of energy. Parents of children with cancer make
different rates of applications towards to symptoms management was determined. The mean of symptom experienced by children
was found to be 9.55±3.45, and it was noted that children taking chemotherapy at outpatient setting had less symptom experience
(p=0.005). In conclusion, the high rate symptoms of children with cancer were alopecia, anorexia, nervousness, nausea and lack of
energy, and their parents’ make the right applications to the symptom management were founded.
Key Words: Children, cancer, symptom
Geliş tarihi: 12.08.2009
Kabul tarihi: 10.09.2009
B
T
KEMOTERAPİ ALAN ÇOCUKLARIN YAŞADIKLARI
SEMPTOMLAR VE EBEVEYNLERİNİN SEMPTOM
KONTROLÜNE YÖNELİK UYGULAMALARI
Symptoms Experienced by Children Who Received
Chemotherapy and Parental Applications Towards
Symptom Management
Fatma TAŞ
Zümrüt BAŞBAKKAL
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği
Anabilim Dalı, İzmir
Taş ve Başbakkal
34
GİRİŞ
Kanser, sadece çocuğu değil tüm aile üyelerinin
fiziksel, psikolojik ve sosyal dengesini bozan
majör değişikliklere neden olan bir hastalıktır
(1). Gelişen tedavi yöntemleri sonucu, karmaşık
kemoterapi protokolleri evde veya ayaktan
kemoterapi şeklinde, taburcu edilmiş hastalara
da uygulanabilmektedir. Kanserli hastaya evde
bakım verme, tüm aile üyelerinin hastalık süre-
cinde yer almalarına ve günlük rutinlerinin
bozulmasına neden olmaktadır. Aile üyelerinde
rol kaybı ya da rol değişiklikleri sonucu ailenin
dengesi bozulabilmektedir (2-5). Çocuğa bakım
veren ebeveynin, çocuğun karmaşık kanser
tedavisi ile ilgili ayrıntıları ve potansiyel olarak
yaşamı tehdit eden yan etkilere karşı evde nasıl
uygulamalar yapması gerektiğini bilmelidir.
Bilgi edinme süreci hastalık durumu üzerinde
bir kontrol unsuru sağlar. Bilgi sağlama, hem-
şirelikteki bakımın en önemli parçasıdır. Tedavi
konusundaki karar alma sürecinde aktif bir rol
üstlenen ebeveyn daha fazla bilgiye gereksinim
duyar (2,6). Bilgi gereksinimi, öncelikle çocuğun
hastalığı, hastalığın süresi ve gelişimi ve tedavi
şekilleri konularında iken tedavi devam ettikçe,
semptom kontrolü ve psikolojik kaygılar gibi
konulara kaymaktadır (6).
Kanserli hastalar hastalık sürecinden kaynakla-
nan semptomlar kadar kemoterapinin yan etki-
leri nedeni ile ağrı, anoreksiya, kaşeksi, tat
değişiklikleri, alopesi, bulantı, kusma, mukozit,
yorgunluk, dispne, depresyon, anksiyete gibi
fiziksel ve emosyonel semptomları yoğun bir
şekilde yaşamaktadırlar (6). Kanserli hastaya
verilen bakımda semptomların azaltılması veya
yok edilmesi esas alınmaktadır. Bu süreçte,
hasta çocuğun ebeveyninin de semptom belirle-
me ve kontrolünde yer alması beklenir. Ebe-
veynlerin semptomların kontrolünde hangi
uygulamaları yaptıkları ve semptom kontro-
lünde kullandığı girişimlerin belirlenmesine ge-
reksinim vardır (7). Öte yandan ebeveyn uygu-
lamaları gerçeğe yakın olmamakta veya zararlı
uygulamaları içerebilmektedir. Literatürde ebe-
veynlerin semptom kontrolüne yönelik girişim-
leri konusunda yeterli çalışma ve yayın bulun-
mamaktadır (2,8). Ebeveynlerin semptom kontro-
lünde en sık görülen semptomlara (bulantı,
kusmayı, yorgunluk) yönelik girişimlerin yer
aldığı çalışmalar sınırlıdır (9-12). Kelly ve ark.’nın
çalışmasında, ailelerin çocuklarında kansere
bağlı ortaya çıkan semptomlar konusunda ken-
dilerini yeterli hissetmediklerini belirtmiş ve
hemşirelerin öncelikle bu konu hakkında bilgi
verdikleri belirlenmiştir (13). Ebeveynlerin, ço-
cuklarda kemoterapiye bağlı ortaya çıkan yan
etkilerin kontrolünde, bakım gereksinimlerinde
kendi sorumluluklarını alabilmeleri, tedavi süre-
since verilecek kararlara katılabilmeleri ile
semptom kontrolünün sağlanabileceği, hasta-
lığa ve tedaviye uyumlarının artırılabileceği dü-
şünülmektedir.
Bu araştırma kemoterapi tedavisi alan çocuk-
ların deneyimledikleri semptomlar ve ebeveyn-
lerin semptom kontrolüne yönelik uygulama-
larını belirlemek amacı ile kesitsel ve tanımlayıcı
olarak yapılmıştır.
GEREÇ VE YÖNTEM
Araştırmaya, Şubat 2008 ve Şubat 2009 tarihleri
arasında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik
Onkoloji Kliniği ve Polikliniği (EÜTF), Dokuz
Eylül Üniversitesi Pediatrik Onkoloji Kliniği ve
Polikliniği (DEÜTF), S.B. Dr. Behçet Uz Çocuk
Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma
Hastanesi Onkoloji Kliniği (BUÇH), S.B. İzmir
Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Pediatrik
Onkoloji Kliniği’nde (TEAH) kemoterapi alan
çocuklar ve ebeveynleri alınmıştır. Araştırmanın
örneklemini, 10-18 yaş grubu kanser tanısı alan,
kemoterapi tedavisi başlangıcından itibaren bir
ay geçen ve tedavinin ilk 6 ay içinde olan 93
çocuk ve ebeveynleri oluşturmuştur. Araştır-
maya alınan kanserli çocukların %51.6’sının 13-
15 yaş grubunda, yaş ortalamasının 14.01±2.06
ve çocukların %41.9’unun kız (39), %58.1’nin
erkek (54) olduğu belirlenmiştir. Çocukların
%50.5’inin solid tümör tanısı ile izlendiği
görülmüştür (Tablo I).
Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları
35
Tablo I. Kanserli çocukların sosyo-demografik ve hastalık
özelliklerine ilişkin dağılımı (n=93)
Tanıtıcı özellikler
n
%
Yaş
10-12
13-15
16-18
21
48
24
22.6
51.6
25.8
Cinsiyet
Kız
Erkek
39
54
41.9
58.1
Çocuğa bakım veren ebeveyn
Anne
Diğer
73
20
78.5
21.5
Gelir düzeyi
Orta
Düşük
21
72
22.6
77.4
Sosyal güvence
SGK
Yeşil kart
64
29
68.8
31.2
Tanı grupları
Lösemi ve Lenfoma
Solid tümörler
46
47
49.5
50.5
Hastalığını bilme durumu
Bilmiyor
Biliyor
33
60
35.5
64.5
Port veya Hickman kateter varlığı
Hayır
Evet
46
47
49.5
50.5
Kemoterapi alma şekli
Ayaktan
Yatarak
17
76
18.3
81.7
Cerrahi tedavi alma
Hayır
Evet
69
24
74.2
25.8
Radyoterapi alma
Hayır
Evet
77
16
82.8
17.2
Evre veya risk grupları
Evre veya risk grubu yüksek hastalar
Evre veya risk grubu düşük hastalar
Evre veya risk grubu belirsiz hastalar
47
34
12
50.5
36.6
12.9
Rölaps durumu
Hayır
Evet
75
18
80.6
19.4
Veri toplama aracı olarak, konuya ilişkin literatür
bilgilerine dayanarak araştırmacılar tarafından
hazırlanan 28 sorudan oluşan bilgi formu,
Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği
(MSDÖ) (10-18 yaş) ve Ebeveyn Memorial
Semptom Değerlendirme ve Uygulama Formu
kullanılmıştır (4, 14). Memorial Semptom Değer-
lendirme Ölçeğinin geçerlilik ve güvenilirlik
çalışması Collins ve ark. tarafından ölçeğin Türkçe
geçerlilik ve güvenirliği Atay ve ark. tarafından
yapılmıştır (14, 15). Memorial Semptom Değer-
lendirme Ölçeği 30 maddeden oluşan bir ölçek-
tir. Ölçekte semptom deneyimleme durumları,
“evet” ve “hayır” şeklinde değerlendirilmiştir
(15). Ebeveyn Memorial Semptom Değerlen-
dirme ve Uygulama Formu ise ebeveynlerin,
Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeğinde
yer alan 30 semptomdan çocuklarında algı ve
gözlemleri ile belirlemiş oldukları semptomlar
ve bu 30 semptom kontrolüne yönelik ebe-
veynlerin çözüm yöntem ve uygulamalarından
oluşmuştur. Ebeveynlerin semptom kontrolüne
yönelik uygulamaları açık uçlu bir şekilde
kaydedilmiş ve gruplandırılmıştır. Veri toplama
araçları, 10-18 yaş grubu kanserli çocuk ve
ebeveynlerine, kemoterapi ilacı aldıktan sonra
15 gün içinde araştırmacı tarafından yüzyüze
görüşme tekniği kullanılarak uygulanmıştır.
Araştırmada kemoterapi tedavisi sonrası 15 gün
içinde kanserli çocukların deneyimlediği semptom-
lar, ebeveynlerinin çocuklarında gözlemledikleri
semptomlar ve ebeveynlerin semptom kontro-
lüne yönelik uygulamalarına yer verilmiştir.
Verilerin analizleri SPSS 16.0 paket progra-
mında sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, t
testi ve ANOVA ile değerlendirilmiştir.
Araştırmanın uygulanabilmesi için, Ege Üniver-
sitesi Hemşirelik Yüksekokulu Bilimsel Etik
Kurulundan ve ilgili hastanelerden yazılı izinler
alınmıştır. Araştırmaya katılan çocuk ve ebe-
veynlere araştırma hakkında bilgi verilerek yazılı
onamları alınmıştır.
BULGULAR
Araştırmaya alınan çocukların bakımından
%78.5’inin annelerinin sorumlu olduğu, aile
gelirinin %77.4’ünde düşük olduğu bulunmuş-
Taş ve Başbakkal
36
tur. Çocukların %64.5’inin hastalığını bildiği ve
%50.5’inde port veya Hickman kateteri bulun-
duğu belirlenmiştir. Çocukların %81.7’sinin ya-
tarak kemoterapi aldığı, %25.8’ine cerrahi te-
davi uygulandığı, %17.2’sinin radyoterapi aldığı,
%50.5’inin evre veya risk grubu yüksek hastalar
olduğu ve %19.4’ünde rölaps görüldüğü saptan-
mıştır (Tablo I). Araştırmaya alınan kanserli ço-
cukların %42.5’inin EÜTF’nden, %23.7’sinin
DEÜTF’nden, %19.4’ünün BUÇH’inden ve
%11.7’sinin TEAH’inden tedavi ve bakım almak-
ta idiler. Kanserli çocuklar %21.5’inin kemote-
rapi tedavisinin 2. ve 3. ayında, %19.4’ünün 4.
ayında, %18.4’ünün 5. ayında ve %19.4’ünün
6.ayında çalışmaya alınmıştır. Kemoterapi teda-
visi ile birlikte çocukların, %80.6’sının ağız ba-
kımı, %93.5’inin antiemetik, %45.2’sinin profi-
laktik antibiyotik, %3.2’sinin analjezik ve %12.9’u-
nun antidepresan kullandığı saptanmıştır. Araş-
tırmada çocuklarına bakım veren ebeveynlerin
%90.3’ünün kemoterapi ilaçlarının yan etkileri
konusunda eğitim aldıkları belirlenmiştir.
Kanserli çocukların kemoterapi tedavisi sonrası
15 gün içinde en yüksek prevalansı gösteren
semptomlar, %94.6 saç dökülmesi, %78.5
iştahsızlık, %77.4 sinirli olma, %72 bulantı ve
%71 halsizlik olduğu belirlenmiştir. Kanserli
çocukların ebeveynleri tarafından çocuklarında
kemoterapi tedavisi sonrası 15 gün içinde,
%93.5 saç dökülmesi, %77.4 iştahsızlık ve sinirli
olma, %74.2 üzgün olma, %68.8 bulantı ve
%64.5 halsizlik semptomlarını gözlemledikleri
belirlenmiştir (Tablo II).
Ebeveynlerin çocuklarında en sık gözlemlediği
semptomlara yönelik uygulamalar arasında; saç
dökülmesine yönelik %65.5’inin şapka, bere ve
peruk takmasını sağladığı, iştahsızlık sempto-
muna yönelik %84.7’sinin çocuğun sevdiği
yemekleri yaptığı ve sinirli olma semptomuna
yönelik %79.2’sinin çocuk ile bu konuda konuş-
tuğu belirlenmiştir. Ebeveynler üzgün olma
semptomuna yönelik %56.5’inin çocuğuyla
konuştuğu ve %17.4’ünün dikkati başka yöne
çektiği, bulantıya yönelik %70.3’ünün anti-
emetik verdiği, %9.4’ünün ağız bakımı yaptığı
ve %3.1’nin beslenmesini ayarladığı saptan-
mıştır. Halsizlik semptomuna yönelik ebeveynle-
rin %41.7’sinin çocuğunun dinlenmesini sağla-
dığı, %10’nun sıvı ve besin takviyesi yaptığı ve
%5’nin masaj uyguladığı saptanmıştır. Kusma
semptomunda, ebeveynlerin %60’nın antiemetik
verdiği ve %25.5’nin ağız bakımı yaptığı belir-
lenmiştir. Endişeli hissetme semptomunda ebe-
veynlerin %71.8’nin çocukla konuşmaya çalıştığı
ve ağrı semptomunda, %50’sinin analjezik ver-
diği ve %15.8’inin masaj yaptığı bulunmuştur
(Tablo III).
Kanserli çocukların %20 prevalans üzerinde
olan semptom deneyimleme ortalamaları ince-
lendiğinde, (saç dökülmesi, iştahsızlık, bulantı,
halsizlik, kusma, ağız tadında değişme, kilo
kaybı, ağız yarası, ağız kuruluğu, el ve ayaklarda
karıncalanma, kabızlık, terleme, deri değişiklik-
leri, sinirli olma, üzgün olma, kendine yaban-
cılaşma, ağrı, endişeli hissetme, uykulu hisset-
me, huzursuzluk), 20 semptomdan ortalama
semptom deneyimleme sayısı 9.55±3.45 olarak
belirlenmiştir. Araştırmada semptom deneyim-
leme ortalamalarının demografik özelliklerine
göre (yaş, cinsiyet) farklılaştığı ancak istatistiksel
olarak anlamlı bir fark olmadığı belirlenmiştir
(p=0.648, p=0.271) (Tablo IV). Araştırmada
semptom deneyimleme ortalamaları ile tanı,
hastalığını bilme durumu, kateter varlığı, ağız
bakımı, antidepresan ve profilaktik antibiyotik
kullanımı, kemoterapi (KT) başlama süresi,
rölaps durumu, cerrahi tedavi ve radyoterapi
alma durumu ve evre ve risk grupları arasında
istatistiksel olarak anlamlı fark olmadığı belir-
lenmiştir (p>0.05) (Tablo IV). Araştırmada,
ayaktan kemoterapi alan çocukların semptom
deneyimleme ortalaması 7.47±3.08, yatarak
kemoterapi alan çocukların semptom ortala-
ması 10.02±3.37 olarak saptanmıştır. Ayaktan
kemoterapi alan çocukların daha az sayıda
semptom deneyimlediği ve kemoterapi alma
şekli ile semptom deneyimleme ortalamaları
arasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark
olduğu belirlenmiştir (t=-2.862, p=0.005)
(Tablo IV).
Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları
37
Tablo II. Kanserli çocukların kemoterapi sonrası deneyimledikleri semptomların prevalansı (n=93)
KT
sonrası son 15 gün içinde
Kanserli çocuklara göre
Ebeveynlerine göre
Evet Hayır Evet Hayır
Semptom
n % n % n % n %
1 Saç
dökülmesi
88 94.6 5
5.4
87
93.5
6
6.5
2
İştahsızlık
73 78.5 20 21.5
72 77.4 21 22.6
3 Sinirli
olma
72 77.4 21 22.6
72 77.4 21 22.6
4 Bulantı
67 72.0 26 28.0
64 68.8 29 31.2
5 Halsizlik
66 71.0 27 29.0
60 64.5 33 35.5
6 Kusma
59 63.4 34 36.6
55 59.1 38 40.9
7 Üzgün
olma
58 62.4 35 37.6
69 74.2 24 25.8
8 Ağız tadında değişme
44 47.3 49 52.7
35 37.6 58 62.4
9 Kendine
yabancılaşma
42 45.2 51 54.8 25 26.9 68 73.1
10 Ağrı
37 39.8 56 60.2
38 40.9 55 59.1
11 Endişeli hissetme
37 39.8 56 60.2
39 41.9 54 58.1
12 Uykulu
hissetme
34 36.6 59 63.4
21 22.6 72 77.4
13 Kilo
kaybı
32 34.4 61 65.6
27 29.0 66 71.0
14 Huzursuzluk
28 30.1 65 69.9
33 35.5 60 64.5
15 Ağız yarası
28 30.1 65 69.9
26 28.0 67 72.0
16 Ağız kuruluğu
27 29.0 66 71.0
19 20.4 74 79.6
17
El ve ayakta karıncalanma
27 29.0 66 71.0
18 19.4 75 80.6
18 Kabızlık
26 28.0 67 72.0
26 28.0 67 72.0
19 Terleme
24 25.8 69 74.2
25 26.9 68 73.1
20 Deri
değişiklikleri
23 24.7 70 75.3
13 14.0 80 86.0
21 Baş
dönmesi
18 19.4 75 80.6
13 14.0 80 86.0
22 Yutma
güçlüğü
18 19.4 75 80.6
14 15.1 79 84.9
23
Uyumakta
güçlük
16 17.2 77 82.8
13 14.0 80 86.0
24
Öksürük
14 15.1 79 84.9
12 12.9 81 87.1
25
Dikkati
toplamada
güçlük
10 10.8 83 89.2
7 7.5 86 92.5
26 Nefes
darlığı
10 10.8 83 89.2
6 6.5 87 93.5
27
İshal
10 10.8 83 89.2
6 6.5 87 93.5
28 Kaşıntı
9
9.7
84
90.3
8
8.6
85
91.4
29
İdrar yapma sorunları
7
7.5
86
92.5
4
4.3
89
95.7
30 El
ve
ayakta
şişme
4
4.3
89
95.7
2
2.2
91
97.8
Taş ve Başbakkal
38
Tablo III. Ebeveynlerin semptom kontrolüne yönelik uygulamalarının dağılımı.
Semptom
yok
Semptom var
Yapılan uygulamalar
Semptom
n % n % n
%
1
Saç dökülmesi
6
6.5
87
93.5
Bir şey yapamadı
Şapka, bere, peruk
30
57
34.5
65.5
2
İştahsızlık
21 22.6
72 77.4
Bir şey yapamadı
Sevdiği yemekleri yapma
11
61
15.3
84.7
3 Sinirli
olma
21 22.6
72 77.4
Bir şey yapamadı
Konuşmak
15
57
20.8
79.2
4 Üzgün
olma
24 25.8
69 74.2
Bir şey yapamadı
Konuşmak
Dikkatini başka yöne çekme
18
39
12
26.1
56.5
17.4
5 Bulantı
29 31.2
64 68.8
Bir şey yapamadı
Antiemetik
Ağız bakımı
Beslenmesini ayarlama
11
45
6
2
17.2
70.3
9.4
3.1
6 Halsizlik
33 35.5
60 64.5
Bir şey yapamadı
Dinlenmesini sağlama
Sıvı ve besin takviyesi
Masaj
26
25
6
3
43.3
41.7
10.0
5.0
7 Kusma
38 40.9
55 59.1
Bir şey yapamadı
Antiemetik
Ağız bakımı
8
33
14
14.5
60.0
25.5
8 Endişeli
hissetme
54 58.1
39 41.9
Bir şey yapamadı
Konuşmak
11
28
28.2
71.8
9 Ağrı
55 59.1
38 40.9
Bir şey yapamadı
Analjezi
Masaj
13
19
6
34.2
50.0
15.8
10 Ağız tadında değişme 58 62.4
35 37.6
Bir
şey yapamadı
35
100.0
11 Huzursuzluk
60 64.5
33 35.5
Bir şey yapamadı
Konuşmak
16
17
48.5
51.5
12 Kilo
kaybı
66 71.0
27 29.0
Bir şey yapamadı
Fazla besin verme
20
7
74.1
25.9
13 Ağız yarası
67 72.0
26 28.0
Ağız bakımı
Ağız bakımı+yumuşak besinler
15
11
57.7
42.3
14 Kabızlık
67 72.0
26 28.0
Bir şey yapamadı
İlaç uygulama
Kuru sıcak uygulama
5
17
4
19.2
65.4
15.4
15 Kendine
yabancılaşma 68 73.1
25 26.9
Bir şey yapamadı
Konuşmak
16
9
64.0
36.0
16 Terleme
68 73.1
25 26.9
Bir şey yapamadı
Kıyafetlerini değiştirme
1
24
4.0
96.0
17 Uykulu
hissetme
72 77.4
21 22.6
Bir şey yapamadı
Dinlenmesini sağlama
8
13
38.1
61.9
18 Ağız kuruluğu
74 79.6
19 20.4
Bir şey yapamadı
Su verme
Ağız bakımı
4
13
2
21.1
68.4
10.5
19
El ve ayakta karıncalanma
75 80.6
18 19.4
Bir şey yapamadı
Masaj
6
12
33.3
66.7
20 Yutma
güçlüğü
79 84.9
14 15.1
Bir şey yapamadı
Yumuşak besinler
Ağız bakımı
2
9
3
14.3
64.3
21.4
21 Deri
değişiklikleri
80 86.0
13 14.0
Bir şey yapamadı
Nemlendirici krem
5
8
38.5
61.5
22 Uyumakta
güçlük
80 86.0
13 14.0
Bir şey yapamadı
İlaç verme
Masal anlatma
10
2
1
76.9
15.4
7.7
23 Baş
dönmesi
80 86.0
13 14.0
Bir şey yapamadı
Dinlenmesini sağlama
7
6
53.8
46.2
24 Öksürük
81 87.1
12 12.9
Bir
şey yapamadı
12
100.0
25 Kaşıntı
85
91.4
8
8.6
Bir şey yapamadı
Nemlendirici krem
3
5
62.5
37.5
26
Dikkati toplamada güçlük
86
92.5
7
7.5
Bir şey yapamadı
7
100.0
27 Nefes
darlığı
87
93.5
6
6.5
Bir şey yapamadı
Pozisyon verme
3
3
50.0
50.0
28
İshal
87
93.5
6
6.5
Bir şey yapamadı
Bol sıvı verme
1
5
16.7
83.3
29
İdrar yapma sorunları
89
95.7
4
4.3
Bir şey yapamadı
Bol sıvı verme
3
1
75.0
25.0
30
El ve ayakta şişme
91
97.8
2
2.2
Bir şey yapamadı
2
100.0
Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları
39
Tablo IV. Kanserli çocukların demografik ve hastalık özelliklerine göre deneyimlenen semptomların dağılımı (n=93)
Özellikler n
X
SS
t
F
p
Yaş
10-12
13-15
16-18
21
48
24
9.14
9.47
10.08
3.49
3.34
3.71
0.436
0.648
Cinsiyet
Kız
Erkek
39
54
10.02
9.22
3.64
3.30
1.108 0.271
Tanı grupları
Lösemi-Lenfoma
Solid tümör
46
47
9.39
9.72
3.62
3.30
-0.461 0.646
Hastalığını bilme durumu
Bilmiyor
Biliyor
33
60
8.96
9.88
3.19
3.57
-1.223
0.224
Port veya Hickman kateter varlığı
Hayır
Evet
46
47
9.32
9.78
3.63
3.28
-0.641 0.523
Ağız bakımı
Hayır
Evet
18
75
10.72
9.28
3.44
3.42
1.597 0.122
Antibiyotik profilaksisi
Hayır
Evet
51
42
9.37
9.78
3.25
3.71
-0.572 0.
569
Antidepresan kullanımı
Hayır
Evet
81
12
9.53
9.75
3.47
3.49
-0.203 0.842
İlk KT başlama süresi
2 ay
3 ay
4 ay
5 ay
6 ay
20
20
18
17
18
8.35
9.35
10.00
9.52
10.72
3.68
3.13
3.27
3.06
3.93
1.225
0.306
Kemoterapi alma şekli
Ayaktan
Yatarak
17
76
7.47
10.02
3.08
3.37
-2.862 0.005
Cerrahi tedavi alma
Hayır
Evet
69
24
9.71
9.12
3.51
3.31
0.13 0.478
Radyoterapi alma
Hayır
Evet
77
16
9.80
8.37
3.56
2.65
1.517 0.133
Evre veya risk grupları
Evre veya risk grubu yüksek hastalar
Evre veya risk grubu düşük hastalar
Evre veya risk grubu belirsiz hastalar
47
34
12
9.42
9.64
9.83
3.65
3.34
3.21
0.082
0.921
Rölaps durumu
Hayır
Evet
75
18
9.50
9.77
3.33
4.00
-0.297 0.767
Taş ve Başbakkal
40
TARTIŞMA
Araştırmamızda kanserli çocukların %64.5’inin
hastalığını bildiği (tanı) belirlenmiştir. Esenay’ın
12-18 yaş arası kanserli ergenlerde yaptığı
araştırmada da ergenlerin %67.1’inin tanısını
bildiği belirlenmiştir (16). Araştırma grubunun
10-18 yaş arası çocuk ve ergenlerden oluşması,
kanser tanısını bilme ve tanı hakkında bilgilen-
dirme gereksinimlerinin olabileceğini düşündür-
müştür. Ancak klinik gözlem ve deneyimlerimize
göre, özellikle 12 yaş ve altı çocuklarda ailelerin,
çocuğun hastalık tanısını bilmesini istememe
eğiliminde olduğu görülmüştür. Araştırmamızda
kanserli çocukların %81.7’sinin yatarak kemo-
terapi aldığı saptanmıştır. Bu oranın yüksek
olması, tedavi protokolü gereği ve hastaların
tedavi sürelerinin ilk altı ay içinde olması ile
açıklanabilir. Literatürde yatarak kemoterapi
alan çocukların günlük yaşamlarının olumsuz
etkilendiği, evde ve ayaktan verilen kemoterapi
ile aile yaşamının minimal değiştiği, günlük
yaşamın bozulmadığı ve stresin azaldığı belir-
tilmiştir (4).
Araştırmamızda çocuğa bakım veren ebeveyn-
lerin %90.3’ünün kemoterapi ilaçlarının yan
etkileri konusunda eğitim aldıkları saptanmıştır.
Birçok çalışmada hastalığın ve tedavinin etkileri
ile ilgili ailelere eğitim verildiği gösterilmiştir
(2,13,17-19). Kemoterapi tedavisi ile birlikte ço-
cuklara, ağız bakımı, antiemetik, profilaktik anti-
biyotik, analjezik ve antidepresan verilmektedir.
Kanser tedavisi sürecinde kemoterapi ile birlikte
antiemetik, analjezik, antidepresan, profilaktik
antibiyotik kullanılması ve ağız bakımının uygu-
lanması, semptom kontrolünü ve tedavinin et-
kinliğini artıran, hasta yararına kanıtlanmış
yaklaşımlardır (20-22).
Bu uygulamalardan özellikle hemşirenin sorum-
luluğunda ve eğitiminde yer alan ağız bakımı-
nın, tedavi sürecine olumlu etkisi değerlendiril-
diğinde, araştırmamızda hastaların %86’sına
ağız bakımı uygulanmasına karşın bu oranın
%100 olması beklenmektedir. Kemoterapi teda-
visi alan tüm hastalara ağız bakımının uygun
sıklıkta yapılması önerilmelidir. Ancak ağız bakı-
mı temel bir hemşirelik uygulaması olmasına
karşın, literatürde uzmanlar ve klinisyenler tara-
fından hastalara gerekli özenin gösterilmediği
bildirilmektedir (17). Pediatrik kanser hatsala-
rında ağız komplikasyonlarının gelişme oranı
yetişkinlere göre üç kat daha fazladır ve kemo-
terapi sonrası çocukların %90’ında stomatit
geliştiği saptanmıştır (23).
Profilaktik antibiyotik kullanımı, tedavi proto-
kollerinde tanıya uygun olarak verilen bir ilaç
olduğu bilinmektedir. Hooker ve ark.’nın çalış-
masında damar içi antibiyotik ve antiemetik te-
davisi uygulayan ailelerin herhangi bir olumsuz
geri bildirim de bulunmadıkları ve bu tedavinin
evde uygulanmasının çocuklarının hastalıkları
üzerinde daha fazla kontrol ve dikkat sağladığı
belirlenmiştir (22).
Araştırmamızda çocukların büyük çoğunluğuna
(%93.5) kemoterapi ile birlikte antiemetik kul-
lanıldığı belirlenmiştir. Literatürde antiemetik
kullanımının kemoterapiye bağlı ortaya çıkan
bulantı/kusmanın kontrolünde oldukça olumlu
etkiye sahip olduğu bildirilmektedir (18,21).
Araştırmamızda düşük oranda (%3.2) analjezik
kullanıldığı belirlenmiştir. Bu bulgu, kanserli
çocuklarda ağrı semptomunun yeterince tanıla-
namaması, sağlık ekibi tarafından hasta kontrol-
lü analjezinin etkili kullanılmaması ve ülkemizde
analjezik ilaç gruplarına sınırlı ulaşım olması ile
açıklanabilir. Hongo ve ark.’nın çalışmasında 56
kanserli çocuktan 38’inde ağrı semptomu yö-
netiminde morfin kullanıldığı bildirilmiştir (24).
Araştırmamızda çocukların %12.9’unun antidep-
resan kullandığı belirlenmiştir. Literatürde ke-
moterapinin yan etkilerinden ya da hastalığın
kontrol edilemeyen semptomlarından dolayı
kanser hastalarında depresyon görülme sıklığı-
nın yüksek olduğu, %15-50 aralığında depres-
yon tanılandığı belirtilmektedir (20). Randomize
kontrollü çalışmalarda uygun doz antidepresan
kullanan kanserli hastalarda yararlı sonuçlar
elde edildiği gösterilmiştir. Antidepresan kulanı-
mının bilişsel, davranışsal ve psikosoyal alanları
olumlu desteklediği bulunmuştur (25).
Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları
41
Araştırmamızda kemoterapi tedavisi alan kan-
serli çocukların 15 gün içinde değişik oranda
semptom deneyimledikleri belirlenmiştir (Tablo II).
Bu süreçte yaygın olarak görülen semptomların
başında saç dökülmesinin geldiği belirtilmek-
tedir (26-28). Araştırmada kanserli çocukların
çoğunluğunun (%94.6) saç dökülmesi sempto-
munu deneyimlemesi bu bilgiyi desteklemek-
tedir. Bununla birlikte semptom belirleme çalış-
malarında öncelikle hastalık süresince işlemlere
bağlı ağrının ve kemoterapiye bağlı bulantı ve
kusmanın belirlenmesine yönelik olduğu gö-
rülmüştür (
29
). Araştırmamızda bulantı ve kus-
manın yaygın deneyimlenen semptomlar olduğu
ve literatürle uyum gösterdiği belirlenmiştir.
Yapılan araştırmalarda kanserli çocukların sık-
lıkla ağrı, bulantı, kusma, anoreksiya, uykusuz-
luk, yorgunluk, endişe semptomları yaşadıkları
bulunmuştur (12,27,30-32). Collins ve ark.’nın
MSDÖ’ni kullanarak yaptıkları çalışmada, 10-18
yaş grubu kanserli çocuklarda en fazla %49.7
halsizlik, %49.1 ağrı, %48.4 uykulu hissetme,
%31 uykusuzluk semptomlarının deneyimlen-
diği bulunmuştur (14). Araştırmamızda çocuk-
ların çoğunluğunun yatarak kemoterapi alması
(%81.7) semptom deneyimleme düzeylerini ve
algısını artırabileceğini düşündürmüştür. Kan-
serli 28 çocukla yapılan bir retrospektif çalış-
mada, çocukların %72’sinin yorgunluk, %54’ü-
nün anksiyete deneyimledikleri belirlenmiştir (24).
Ebeveynlerin kanserli çocuklarında kemoterapi
sonrası 15 gün içinde değişik oranda semptom
gözlemledikleri belirlenmiştir (Tablo II). Gibson
ve ark. kanserli çocukların ebeveynlerinin göz-
lemlerine göre semptom sıklığını belirledikleri
çalışmada, ebeveynlerin son bir ayda çocukla-
rında %62’sinde ağız tadında değişme, %61’in-
de ağrı, %60’ında davranışsal değişiklikler,
%52’sinde kilo kaybı, %48’inde bulantı-kusma
gibi semptomlarını gözlemledikleri belirlenmiş-
tir (33). Jalmsell ve ark. tarafından kanserli
çocukların son bir ayda deneyimledikleri
semptomların 449 ebeveyne sorulduğu bir ça-
lışmada, ebeveynlerin yorgunluk (%86), hare-
ketlerde azalma (%76), ağrı (%73) ve tat deği-
şikliği (%71) semptomlarını gözlemledikleri be-
lirlenmiştir (34). Araştırmamızda kanserli çocuk-
ların deneyimledikleri semptomları ebeveynlerin
de benzer şekilde çocuklarında gözlemledikleri
belirlenmiştir. Ancak araştırmamızda çocukların
ifade ettikleri duygusal semptomların bazılarını
(kendine yabancılaşma) benzer oranda ebeveyn-
lerin gözlemlemediği bulunmuştur. Çalışmalar-
da ebeveynlerin çocuklarında, çoğunlukla fizik-
sel semptomları (saç dökülmesi, bulantı, kus-
ma, iştahsızlık, yorgunluk gibi) gözlemledikleri
ve bildirdikleri belirlenmiştir (2, 12, 14, 26).
Ebeveynlerin çocuklarında gözlemlediği semptom-
lar arasında psikososyal semptomların düşük
oranda olması, ebeveynlerin bu semptomları
belirleme ve gözlemlemede yeterli olmadıklarını
düşündürmüştür.
Araştırmamızda ebeveynlerin semptom kontro-
lüne yönelik değişik oranda uygulama yaptıkları
saptanmıştır (Tablo III). Araştırmaya katılan ebe-
veynlerin kanserli çocuklarında tedaviye bağlı
gelişen semptomlara yönelik yaptıkları girişim-
lerin doğru olduğu ancak yapılan girişimlerin
yeterli sayıda olmadığı belirlenmiştir. Ayrıca
ebeveynlerin çocuklarının deneyimlediği tüm
semptomlar karşısında yaptıkları uygulamalar
sorulduğunda, oranı değişmekle birlikte (%4-
%100) “bir şey yapamadık” ifadesini kullandık-
ları görülmüştür. Bu durum ebeveynlerin çocuk-
larının deneyimlediği semptomların kontrolünde
etkili olamadıkları ve yapılması gereken uygu-
lamaları yeterince bilemediklerini düşündür-
müştür. Kanserli çocuklarda ebeveynlerinin
semptom kontrolündeki deneyimlerini ve uygu-
lamalarını belirleyen çalışmaların sınırlı olduğu
görülmüştür (2, 8). Kanserli çocukların hasta-
nede kalış sürelerinin azaltılarak, bakımlarının
evde sürdürülmesinin öneminin giderek artması
nedeniyle ebeveynlerin çocuklarının hastalığı ve
bakımı ile ilgili bilgileri hastanede ilk yatış süre-
cinde öğrenmeleri gerekmektedir. Bir çalışmada
hemşirelerin, tedaviye bağlı ortaya çıkan yan
etkilerle baş etmede ve semptom kontrolü ko-
nusunda ebeveynlere öncelikli eğitim verdikleri
belirlenmiştir (13). Araştırmamızda ebeveynlerin
Taş ve Başbakkal
42
kemoterapi konusunda %90.3’ünün eğitim al-
dıkları ifade etmesine karşın bu eğitimde sade-
ce tedavi süresince görülebilecek yan etkilerin
ne olduğu bilgisi yer almış, oluşabilecek yan
etkilerin kontrolü konusunda ayrıntılı bir eğitim
almadıkları görülmüştür. Ebeveynlerin kanser
tedavisine bağlı ortaya çıkan semptomların
kontrolünde yaptıkları uygulamaları, klinik hem-
şireleri veya diğer hasta yakınları ile paylaşımları
sonucu edindikleri düşünülmüştür.
Kanserli çocukların deneyimlediği ortalama
semptom sayısının 9.55±3.45 olduğu belirlen-
miştir. MSDÖ kullanılarak yapılan bir çalışmada
iki hafta ve bir ay kemoterapi alan 70 çocukta
30 semptomdan 11.6±6.0 sayıda semptom
deneyimlendiği bulunmuştur (14). Kanserli ço-
cuklarda tedaviye bağlı semptomlar, nadiren tek
başına görülmektedir (26). Kanser tedavisinin
ilk aylarında daha fazla semptom deneyim-
lenmesi, indüksiyon tedavisi ile beraber yoğun
kemoterapi tedavisi başlanması ile ilişkilidir.
Araştırmamızda, demografik değişkenler ve has-
talığa ait özellikler ile semptom deneyimleme
sayıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
fark olmadığı belirlenmiştir (p>0.05) (Tablo IV).
Araştırmamızda, hastalığa ilişkin özelliklerden
sadece kemoterapi alma şekli ile semptom
deneyimleme sayısı arasında istatistiksel olarak
anlamlı bir fark olduğu ve ayaktan kemoterapi
alan çocukların daha az sayıda semptom dene-
yimledikleri bulunmuştur (p=0.005) (Tablo IV).
Collins ve ark.’nın çalışmasında yatarak kemo-
terapi alan hastalarda semptom sayısının
12.7±4.9 olduğu ve ayaktan kemoterapi alan
hastalarda semptom sayısının ise 6.5±5.7 ol-
duğu istatistiksel olarak aralarında anlamlı fark
bulunduğu (p<0.01) ve bu sonucun çalışma-
mızla benzerlik gösterdiği belirlenmiştir (14).
Yatarak ve ayaktan kemoterapi tedavisi gören
kanserli hastaların semptom deneyimleme sayı-
larının anlamlı derecede farklı olması beklenen
bir durumdur. Bir çalışmada ev ortamında ço-
cuk ve aile yaşam şeklinin daha az düzeyde
etkilendiği dolayısıyla daha az sayıda semptom
görüldüğü bulunmuştur (14).
Araştırma sonucuna göre semptom kontrolü
konusunda kanserli çocuk ve ebeveynlerinin bil-
gilendirilmesi, bireysel veya grup eğitimlerinin
yapılması ve belirli aralıklarla tekrar edilmesi
gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Kemoterapi teda-
visi ile birlikte verilen bakım ve uygulamalar
(ağız bakımı, profilaktik antibiyotik, analjezik ve
antidepresan kullanımı) için ekip yaklaşımı ile
semptom kontrolü konusunda klinik rehberlerin
oluşturulmasına gereksinim olduğu belirlenmiş-
tir. Kanserli çocuklarda görülen fiziksel ve psi-
kososyal semptomların belirlenmesi konusunda
ebeveynlere profesyonel destek sağlanmalıdır.
Ülkemizde pediatrik onkoloji kliniklerinde, ayak-
tan kemoterapi ünitelerinin kurulması ve yay-
gınlaştırılmasının onkoloji hastaları için yararlı
olabileceği sonucuna varılmıştır.
KAYNAKLAR
1. Er M. Çocuk, hastalık, anne-babalar ve kardeşler. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2006; 49: 155-168.
2. Erdem E. Kanserli çocuğu olan ailelere evde verilen hemşirelik hizmetlerinin değerlendirilmesi. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. 2006, Ankara.
3. Mor V, Allen S, Malin M. The psyhosocial impact of cancer an older versus younger patients and their families. Cancer Supplement 1994;
74: 2118-2127.
4. Stevens B, Keever P, Law PM. et al. Children receiving chemotherapy at home: perceptions of children and parents. Journal of Pediatric
Oncology Nursing 2006; 23: 276-285.
5. Svavarssdottir EK. Surviving childhood cancer: parents’ perseptions of their child’s health. Journal of Pediatric Oncology Nursing 2005;
22: 80-88.
6. Wong DL, Hockenberry MJ. Wong’s nursing care of ınfants and chidren, 7. Baskı, Mosby Inc. USA, 2003; 905-1635.
7. Akın S, Aslan E. Semptom grubu kavramı ve önemi. İ.Ü.F.N. Hem. Derg 2007; 15: 200-205.
Kemoterapi Alan Çocukların Yaşadıkları Semptomlar ve Ebeveynlerinin Semptom Kontrolüne Yönelik Uygulamaları
43
8. Yılmaz ÇM, Özsoy AS. Effectiveness of a discharge-planning program and home visits for meeting the physical care needs of children with
cancer. Support Care Cancer Basımda DOI 10.1007/s00520-009-0650-2
9. Erickson JM. Fatigue in adolescents with cancer: a review of the literature. Clinical Journal of Oncology Nursing 2003; 8: 139-145.
10. Genç ER, Conk Z. Impact of effective nursing ınterventions to the fatigue syndrome in children who receive chemotherapy. Cancer Nursing
2008; 31: 312-317.
11. Rheingans JI. A systematic review of nonpharmacologic adjunctive therapies for symptom management in children with cancer. Journal
of Pediatric Oncology Nursing 2007; 24: 81-94.
12. Yılmaz BH, Karayağız MG, Taş F, Başbakkal Z, Kantar M. Çocukların kansere bağlı yaşadığı yorgunluğa ebeveyn bakışı. XV. TPOG Ulusal
Pediatrik Kanser Kongresi Sözel Bildiri, 2008, İzmir.
13. Kelly KP, Porock D. A survey of pediatric oncology nurses’ perceptions of parent educational needs. Journal of Pediatric Oncology Nursing
2005; 22: 58-66.
14. Collins JJ, Byrnes ME, Dunkel IJ. The measurement of symptoms in children with cancer. J Pain Symptom Manage 2000; 19: 363–377.
15. Atay S, Conk Z, Bahar Z, Kantar M. Bolışık B. Memorial semptom değerlendirme ölçeği’nin (MSDÖ 10-18) Türkçe geçerlik ve güvenirlik
çalışması. Ege Pediatri Bülteni 2007; 14: 93-100.
16. Esenay IF. Sağlıklı ve kanserli ergenlerde umut, Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi, 2007 İzmir.
17. Aslan Ö, Vural H, Kömürcü Ş, Özet A. Kemoterapi alan kanser hastalarına verilen eğitimin kemoterapi semptomlarına etkisi. CÜ
Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2006; 10: 15-28.
18. Bektaş HA, Akdemir N. Kanserli bireylerin fonksiyonel durumlarının degerlendirilmesi. Turkiye Klinikleri J Med Sci 2006; 26: 488-499.
19. Bergkvist K, Wengström Y. Symptom experiences during chemotherapy treatment- with focus on nausea and vomiting. European Journal
of Oncology Nursing 2006; 10: 2-29.
20. Fulcher CD. Depression management during cancer treatment. Oncology Nursing Forum 2006; 33: 33-35.
21. Guo Y, Young BL, Hainley S, Palmer L, Bruera E. Kapsamlı bir kanser merkezinde akut rehabilitasyon uygulanan kanser hastalarında
semptomların değerlendirilmesi ve farmakolojik tedavisi. Arch Phys Med Rehabil 2007; 2: 229-234.
22. Hooker L, Kohler J. Safety, Efficacy and acceptability of home ıntravenous therapy administered by parents of pediatric oncology patients,
Medical and Pediatric Oncology 1999; 32: 421-426.
23. Galbraith LK, Bailey D, Kelly L, et al. Treatment for alteration in oral mucosa telated to chemotherapy. Pediatric Nursing 1991; 17: 233-
236.
24. Hongo T, Watanabe C, Okada S, et al. Analysis of the circumstances at the end of life in children with cancer: symptoms, suffering and
acceptance. Pediatrics International 2003; 45: 60-64.
25. National Institutes of Health State of the Science Panel. National Institutes of Health state of the science conference statement: symptom
management in cancer: pain, depression, and fatigue. Natl Cancer Inst Monogr 2004; 32: 9-16.
26. Atay S. Kanser tedavisi alan çocuklarda semptom sıklığı ve semptom kümelemelerinin belirlenmesi. Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Enstitüsü Yayınlanmamış Doktora Tezi. 2008 İzmir.
27. Hedström M, Ljungman G, Essen L. Perceptions of distress among adolescents recently diagnosed with cancer. Journal of Hematol Oncol
2005; 14: 15-21.
28. Langeveld N, Ubbink M, Smets E. ‘I don’t have any energy’: the experience of fatigue in young adult survivors of childhood cancer.
European Journal Oncology Nursing 2000; 4: 20–28.
29. Woodgate RL, Degner LF. Expectations and beliefs about children’s cancer symptoms: perspective of children with and their familie.
Oncology Nursing Forum 2003; 30: 479-491.
30. Hess LM, Insel KC. Chemotherapy-related change in cognitive function: a conceptual model, Ongology Nursing Forum 2007; 34: 981-
994.
31. Hinds PS, Hockenberry-Eaton M, Gilger E, et al. Comparing patient, parent, and staff descriptions of fatigue in pediatric oncology patients.
Cancer Nursing 1999; 22: 277–289.
32. Whitsett SF, Gudmundsdottir M, Davies B, McCarthy P, Friedman D. Chemotherapy-related fatigue in childhood cancer: correlates,
consequences, and coping strategies. Journal of Pediatric Oncology Nursing 2008; 25: 86-96.
Taş ve Başbakkal
44
33. Gibson F, Garnett M, Richardson A, Richardson A. Heavy to carry a survey of parents’ and healthcare professionals’ perceptions of cancer-
related fatigue in children and young people. Cancer Nursing 2005; 28: 27-35.
34. Jalmsell L, Kreicbergs U, Onelov E. symptoms affecting children with malignancies during the last month of life: a nationwide follow-up.
Pediatrics 2006; 117: 1314–1320.
Dostları ilə paylaş: |