Ermeni Patriklik Nizamnamesinin Kaldırılması
Birinci Dünya savaşının çıkması ve Osmanlı Devleti’nin savaşa işti-
raki bilindiği gibi Türk Ermeni ilişkilerindeki en problemli dönemin
başlangıcı olmuştur.
Avrupa’daki toprakların kaybedilmesi ve Balkan savaşlarıyla devle-
tin zayıf düşmesi kimi Ermeni çevrelerinde Balkanların ardından sıra-
nın Ermeni vilayetlerine de gelebileceğine ilişkin umut uyandırmıştır.
Patrikhane ve Ermeni siyasi partileri “Düvel-i Muazzama”nın dikkatini
Osmanlı Ermenilerinin üzerine çekmek için etkin faaliyete girişmiştir
75
.
Rus kontrolü altında bağımsızlıklarına kavuşacaklarını düşün-
müşler, bunun da ancak, Doğu Anadolu’yu, Rusların işgal etmesiyle
gerçekleşebileceğine inandıklarından Ruslarla işbirliği yapmaktan
çekinmemişlerdir
76
.
Bu dönemde Rusya ve Almanya’nın önderlik ettiği Doğu Anadolu
ıslahatı konusunda da son noktaya yaklaşılması, Doğu Anadolu’nun iki
bölgeye ayrılarak başlarına iki Avrupalı valinin atanacağının kararlaştı-
rılması, Avrupa’da Ermeniler lehine bir havanın oluşması, Ermenilerde
bir tavır değişikliğine yol açmıştır. Rusya Maslahatgüzarı Gulkeviç ile
Sadrazam Said Halim Paşa arasında 8 Şubat 1914’te ıslahat anlaşması
imzalanmıştır
77
.
1914 Ağustos’unda Birinci Dünya Savaşı’nın çıkması üzerine
78
,
Osmanlı Devleti Doğu Anadolu’da fiili yönetimi ellerine alacak olan iki
yabancı genel müfettişin sözleşmelerini feshetmiş ve Rusya ile yaptığı
anlaşmaya uymaktan vazgeçmiştir. Bu durum Ermenileri yeni arayışlara
yöneltmiştir.
İSTANBUL ERMENİ PATRİKLERİ VE SİYASî FAALİYETLERİ (1878-1923)
97
İstanbul Ermeni Patriği Zaven, daha savaş başlamadan önce Ermeni
milliyetçi-liberallerin yayın organı Mşak (Meşak) gazetesinin muha-
birine, Ermeni meselesinin kökten çözümünün, bütün Ermenistan’ın
Ermenilerin kaderinin tarihsel olarak bağlı olduğu Rusya hükümranlığı
altında birleşmesiyle gerçekleşeceğini belirtmiştir. Patrik, “Rusya buraya
ne kadar çabuk gelirse bizim için o kadar iyi olur” demiştir
79
.
Osmanlı Hükümeti, İstanbul’daki Ermeni Patriğine, savaş süresince
yurt içi güvenliğin sağlanabilmesi yolunda yeter sayıda jandarma ve
askeri birlik ayrılamayacağını, bu durumda Ermeniler tarafından ayak-
lanma girişiminde bulunulması halinde şiddetli önlemler alınacağını, bu
yüzden cemaatine gerekli uyarılarda bulunması gerektiğini söylemiştir
80
.
Bu uyarıları dikkate almayan Ermeni Patriği 31 Mart 1915 tarihinde
başkomutanlığa bir yazı yazarak Ermenilere haksız işlem yapıldığını
iddia etmiştir
81
.
Ermeni Patrikhanesi, Zeytun’da meydana gelen olayları hükü-
mete, kasıtlı olarak yanlış aksettirmiştir. Bu durum üzerine 4. Ordu
Komutanlığı 9 Nisan 1915 tarihinde Başkomutanlığa bir yazı gön-
dererek, “Ermeni patriğinin olayı anlatışı gerçeklere uymamaktadır.
Eşkıyalar Zeytun’a cephane götüren bir jandarma kıtasına silahla saldır-
mışlardır. Olayın başından beri bütün gücümle yerli halkın zerre kadar
incinmemesi ve Müslüman halkın, hatta silahlı eşkıyaya karşı bile en
küçük bir karşılık vermemesine çalıştım. Bu amaç tam olarak sağlan-
mıştır. Patrik Efendi bunun aksini ispat edemez demiştir.
Bu arada Dahiliye Nazırı Talat Bey, Taşnak komitesinin tanınmış
üyelerine ve özellikle Erzurum mebusu Vartkes Efendi’ye “Ermenilerin
isyan ve ihtilal hareketlerine yöneldikleri takdirde çok şiddetli tedbir-
lerle karşılaşacaklarını bildirmiştir
82
. Meclis-i Mebusan reisi de komi-
telere mensup Ermeni mebuslarla konuşmuş ve bu suretle Ermeniler
kendi rüesa-yı ruhaniye ve eşraf ve muteberanı vasıtasıyla ihtilalden vaz-
geçmeleri ve bunun zorunlu ve üzüntü verici sonuçlarından haberdar
edilmişlerdir.
Bilindiği üzere yapılan bu tür uyarıların hiçbir etkisi olmamış,
Ermeniler özellikle Doğu Anadolu bölgesinde Ruslarla işbirliği yap-
mışlar, Osmanlı birliklerini zor durumda bırakmışlar, bazı bölgelerde
bilfiil isyan etmişlerdir. Bunun sonucu olarak da cephe gerisinin emni-
yeti sağlamak zorunda olan Osmanlı Devleti, Ermenileri bulundukları
yerlerden çıkararak ülkenin başka bir bölgesine yerleştirmiştir.
DOÇ. DR. RECEP KARACAKAYA
98
Osmanlı Devleti, bu tedbirin devamı sayılabilecek başka bir ted-
bir daha almak zorunda kalmış, Eçmiyazin Katagikosluğu aracılığıyla
Osmanlı Ermenilerinin Rusya’ya olan bağımlılığını önlemek istemiş,
1863 tarihli Ermeni milleti nizamnamesi yürürlükten kaldırılarak,
“Ermeni Katagikosluk ve Patrikliği Nizamnamesi” adı altında yeni bir
nizamname yürürlüğe konmuştur. Bu nizamname 28 Temmuz 1332
tarihli Takvim-i Vekayi’de padişah iradesiyle birlikte yayınlanmıştır
83
.
Otuz dokuz maddeden oluşan bu yeni nizamnamenin otuz yedinci
maddesi ile 1863 nizamnamesi yürürlükten kaldırılmış, Mukaddime
kısmında yer alan 1. madde ile Sis ve Akdamar Katagikoslukları bir-
leştirilmiş, İstanbul ve Kudüs Patriklikleri bu katagikosluğa bağlan-
mıştır. Ecmiyazin Katagikosluğu ile bütün ilişkiler kesilmiş, İstanbul
Katagikosluğu’nun ikametgahı Kudüs’teki Mar Yakup Manastırı
olmuştur
84
.
Osmanlı Devleti, bu yeni Katagikosluk ve Patriklik nizamnamesi ile
hem Eçmiyazin’i dışarıda bırakarak Rusya’nın Osmanlı Ermenileri ile
ilişkisini kesmeye, hem de siyasi bir nitelik almış olan “Umumi Meclis”i
kaldırarak Ermeniler arasında fırka tartışmalarından doğan ve cemaat
içinde patriğin otoritesini sarsan huzursuzluğu önlemeye çalışmıştır
85
.
10 Ağustos 1916 tarihinde Adliye ve Mezahip Nezareti bir tezkire
ile görevinin bittiğini Zaven Efendi’ye tebliğ etmiş, zabıta tarafından
da Bağdat’a gitmesi ve orada ikamet etmesi kendisine bildirilmiştir.
Daha sonra Zaven Efendi’nin Musul vilayeti’nin bir kazasında ika-
met etmesinde bir sakıncalı olmadığı Musul Valiliği’ne tebliğ edilmiş-
tir
86
. Zaven Efendi, Polis Müdüriyet-i Umumiyesi tarafın dan Bağdat’a
gönderilmiştir
87
.
Dostları ilə paylaş: |