Kader beni, iki Alman devletinin tam sınırları üzerinde bir kasabada, Braunau am Inn'de



Yüklə 1,96 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə28/30
tarix31.12.2021
ölçüsü1,96 Mb.
#49735
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   30
Adolf Hitler - Menim mubarizem

ve saptanmı  siyasal bir anlayı ın  ampiyonudur. 
Dı  politikamızı tayin eden ve gerekli kılan kesin ihtiyaçlarımızı biz kendimiz biliyoruz. 
Azgın dü manlarımızın ate  saçan silâhları altında içimizden biri korkuya dü tü ü zaman, 
sokulgan ve sırna ık bir ses, her  eyi ve herkesi kendi aleyhine çevirmemek için bazı 
alanlarda fedakârlık yapmak ve kurtlarla beraber ulumak gerekti ini o kimsenin kula ına 
fısıldadı ında; i te bizim çok kere çekinme duyaca ımız direnme yetene ine bu inanç bir 
kaynak olu turacaktır. 
Tarih birçok örnekle ispat ediyor ki, zorunlu olmaksızın silâhlarını teslim eden milletler ilerde 
geleceklerini tekrar kuvvet yoluna ba vurarak de i tirmektense alçaklıklara ve zulümlere 
tahammülü tercih etmektedirler. 
Bu seçi  insanidir. Akıllı bir galip yeniklere a ırı isteklerini olanaklar elverdi ince adım adım 
kabul ettirme e çalı acaktır. Her türlü moral kuvvetini kaybetmi  bir milletin artık zulüm ve 
baskı hareketlerinin her birinde silâha sarılmak için kâfi bir sebep bulamayaca ını tahmin 
etme e üstün gelen tarafın hakkı vardır. Kendi iste i ile boyunduruk altına giren milletlerde 
bu karakter eksikli i sürekli biçimde görülür. 


Sessizce kabul edilen bu biçimdeki saldırılar ne kadar çok olursa yenilmi  olan millet, bu 
uzun ve gitgide artan saldırıların sonunda ba  kaldırdı ı zaman, hele bu millet daha a ır 
kötülüklere evvelce sabırla tahammül etmi se bu mukavemet ve isyan di er insanların 
gözünde az haklı görülür. Tıpkı Kartaca'nın yok olması gibi... Karta-ca'nın yok olması, kendi 
hatası yüzün den ortadan kalkmı  bir milletin uzun süre can çeki mesine deh et verici bir 
örnektir. Clausevvitz, "Trois actes de foi (inancın Üç Safhası)" adlı esc rinde bu fikri e siz 
biçimde açıklı a kavu turmu  ve ona a a ıdaki biçimde bir kesinlik kazandırmı tır: 
"Korkakça bir boyun e meyle  eref ve namusa sürülen leke anık uzun bir zaman silinmez. Bir 
milletin kanına giren bu zehir damlası öteki nesillere intikal ederek onların da kuvvetini felce 
u ratır. [ lal tâ kökünden yok eder. Aksine kahramanca bir sava  sonunda hürri yetin 
kaybedilmesi bile bir an için tutsaklık altına girecek milletin tekrar dirilmesine dayanak olur. 
Bu hürriyet canlı bir çekirdektir ve bir gün ondan sa lam köklü bir a aç do acaktır." 
eref ve namus duygusunu ve karakter kuvvetini kaybeden bir millet tabiidir ki bu doktrine 
önem vermeyecektir. Fakat buna candan ba lı olanlar hiçbir zaman çok a a ılara 
dü meyecektir. Ama bunu unutur, ya da hiç akla getirmek istemezse her türlü kuvvet ve 
cesareti kaybedebilir. Onun için korkakça bir boyun e mekten sorumlu olanların hemen 
kendilerine gelmelerini, akıl ve içgüdülerini rehber edinip davranı larını de i tirmelerini 
beklemek gereksizdir. Asıl bunlar böyle bir görü ü uzaklara atıp, reddedeceklerdir. O zaman 
milletin zinde unsurları iktidarı alçak ve ahlâk bozucu bir hükümetin elinden almak için 
ortaya çıkmazsa halk ta ıdı ı kölelik zincirine alı acaktır. Bu takdirde hükümetlerin kendile-
rini bu kadar kötü hissetmelerine pek sık rastlanmaz. Çünkü galipler, çok defa bu 
hükümetlere, esirlere nezaret vazifesini yükleyecek kadar kurnazdırlar. Hükümetin ba ında 
bulunan karaktersiz adamlar kendilerine verilen bu vazifeyi öyle bir  iddetle yerine getirirler 
ki, ülkeye gönderilen ve galipleri temsil eden vah i bir dü man bile bu kadar gaddar olamaz. 
Olayların 1918 yılından beri aldı ı biçimler  unu ispat etmek tedir ki, üstün gelen devletlerin 
lütuflarım kazanabilme ümidi ile kendi iste imizle boyun e memiz yönünde Almanya'da 
alınan siya sal kararlar, halk topluluklarının durumları üzerinde korkunç etki ler yapmı tır. 
Halk toplulukları deyiminin önemi üzerinde ısrarla dıınıyo rum. Çünkü milletimizin bütün 
önderlerinin davranı larını aynı korkunç hataya ba lamak gerekece ine inanamıyorum. 
i lerimizin yürütülmesi sava ın sonundan beri Yahudiler lata fından yapıldı ı için 
felâketimizin sadece durumumuzu anlamak eksikli inden ileri gelmi  olması gerçekten kabul 
edilemez. Tersine milletimizi bile bile yok etmeye götürdüklerini kabul etmek icap eder. 
i te 1806 senesinden 1813 senesine kadar yıkılmı  bir Prusya'ya tekrar dövü mek gayretini 
kazandırmak için yedi yıl yetti i halde aynı milletin  imdi niçin bundan istifade etmedi i 
dü ünülürse, neden devletimizin daha ziyade zayıflatıldı ı bu  ekilde anla ılmı  olur. 
Locamo Ban ı 1918 senesi Kasım ayında, yedi yıl sonra imzalanmı tır. 
Bu bölümün ba langıcı ortaya çıkmı  olan her  eyi açıklar: O alçakça barı  imzalandıktan 
sonra, artık dü manımız saldırganlı ını daha açık duruma getirmek için aldı ı tedbirlere 
derhal bir kar ı koyma enerjisi ve cesareti bulunamazdı. Dü man, bu defa da çok fazla  ey 
istemeyecek kadar kurnaz ve akıllı idi. Saldırganlı ını ve adaletsiz davranı ını öyle ustaca 
sınırlandırdı ki, yaptı ı zulümler kendisince ve Alman hükümetinin de takdirince tahammül 
edilebilir gibi gözükecekti. Böylece halkta ba kaldırma duygularının ortaya çıkması korkusu 
bulunmayacaktı. Bizim bo ulmamızı tamamlayan bu keyfi kararlara biz ne kadar izin 
verirsek, yeni bir saldırma olayı ya da adaletsizce davranma kar ısında direnmeye o kadar 
haksız görülüyorduk. 
Clausevvitz'in anlattı ı zehir damlası i te budur. Artık bir defa ortaya çıkan karakter eksikli i 
zorunlu olarak gitgide artacak ve yava  yava  korkunç bir miras gibi, bütün kararların 
üzerinde a ırlı ını belli edecektir. Bu, kur un a ırlı ına benzer ki, bir millet onu omuzları 
üstünden fırlatıp atmayı ba aramaz. Bu, böyle bir a ırlı ın altında inleyen milleti, en sonunda 
köleler seviyesine indirir. 


i te Almanya'da silâhlarımızı elimizden almak ve bizi boyunduruk altına sokmak i ini 
sonuçlandıran, bizi politika bakımından savunmasız duruma sokan, ekonomik yönden istismar 
eden kararnameler pe pe e yayınlanıyordu. Nihayet Davves Plânı 'm, bize bir mutluluk ve 
Locamo Barı  Anla ması'nı da bir bâ arıymı  gibi gösteren ruhi durum bu  ekilde meydana 
geldi. Daha yüksek bir görü le, bütün bu felâketler üzerinde de bir mutluluk elde etti imiz söz 
konusu olabilir, o da  udur: insanlara yollarını  a ırtmak kabilse de, Allah hiçbir zaman 

Yüklə 1,96 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   22   23   24   25   26   27   28   29   30




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin