Kateter uygulamalari


VENÖZ KATETERİZASYONDA KULLANILABİLECEK VENLER



Yüklə 2,37 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/3
tarix03.02.2017
ölçüsü2,37 Mb.
#7542
1   2   3

15

VENÖZ KATETERİZASYONDA KULLANILABİLECEK VENLER 

1. İnternal jugüler ven

2. Eksternal jugüler ven

3. Subklavyen ven

4. Kol venleri (antekübital, sefalik, bazilik)

5. Femoral ven

Santral Venöz Kateter Tipleri ve Uygulandığı Durumlar

Santral venöz kateterler; tünelli, tünelsiz ve implante olmak üzere 3 şekilde 

incelenmektedir.

a)Tünelli Santral Venöz Kateterler: Santral venlere cerrahi olarak yerleştirilen, 

uzun süreli kullanımlarda (>30 gün) tercih edilen, 8 cm’den uzun kateterlerdir. 

Eğer hastanın yüksek akımlı bir venöz yola ihtiyacı varsa (diyaliz) ve bu damar 

yolu 3 haftadan daha fazla gerekiyorsa tünelli kateter seçilebilir. Eğer infüzyon 

veya eş zamanlı aspirasyon için damar yolu gerekiyorsa ve bu süre 6 hafta- 3 

ay arasında ise periferal kateterler veya tünelli kateterler seçilebilir. 3 aydan 

daha uzun zamanlı damar yolu gerekiyorsa subkütan portlar seçilmelidir. 

Tünelli kateterlerde, kateter ucundan belli bir uzaklıkta yerleşmiş dakron 

(polyesterden imal edilmiş) manşonlar bulunur. Dakron manşonlar, fibrotik 

dokunun tutunması ile hem mekanik stabilite sağlar hem de enfeksiyonlara 

karşı bariyer oluşturarak enfeksiyon oranını azaltır. Geçici kateterlerde ise 

dakron manşon bulunmaz. Tünelli kateterlerde enfeksiyon görülme oranı 

tünelsiz kateterlere nazaran daha düşüktür. Tünelli kateterler silikon, çelik, 

tefl on, titanyum, poliüretan, polietilen, polivinil klorürden yapılmaktadır. Bunlar 

arasında tefl on ve poliüretan olanlar daha az trombojenik olduğu için daha 

fazla tercih edilmektedirler. Tünelli kateterler açık uçlu (hickman ve broviac) 

veya kapalı uçlu (groshong) olarak sınıfl andırılır, tek, çift veya üç lümenli olabilir. 

Tünelli kateterler, kanama riski nedeni ile INR’si yüksek olan ve trombosit sayısı 

25,000/mm3’den düşük olan hastalar için uygun değildir. Ayrıca bakteriyemik 

hastalarda da tünelli kateterlerin yerine geçici kateterler tercih edilmelidir.

b)Tünelsiz (geçici) Santral Venöz Kateterler: Kısa dönem kullanımlı SVK 

olarak da bilinir. Tünelsiz santral kateterler, kısa veya orta dönemde (bir–altı 

hafta) santral venöz yol gereksiniminde kullanılan kateterlerdir. Periferal 

damar yolu kısıtlı olan, sıvı infüzyonu ya da kan alımı için sıklıkla damar yolu 

değiştirilen ve altı haftadan daha kısa süreli kullanım planlanan hastalar için 



16

uygundur. Uzun süreli damar yolu ihtiyacı olan ancak kısa yaşam süresi olduğu 

düşünülen hastalarda da tünelli kateter yerine kullanılabilir. Açık uçlu (cook 

ve vaxcel) veya kapalı uçlu (groshong) olarak sınıfl andırılır. Lümen sayısının 

artmasıyla enfeksiyon oranı da artar. Bu nedenle kullanımı gerekli olan en 

az lümenli (tek ya da çift lümenli) kateter yerleştirilmelidir. Sık pansuman 

değişikliği gerektirmesi, yerinden çıkma riskinin yüksek olması ve yerleştirildiği 

bölgelerden dolayı hasta için konforsuz olması belli başlı dezavantajlarıdır. 

c)İmplante Kateterler (PORT): İmplante port kateter; cilt yatağından küçük 

bir cerrahi girişim uygulanarak büyük venler 

içine yerleştirilen bir kateterdir. Port kateterin 

diğer santral kateterlerden farkı, tamamen cilt 

altına yerleştirilmesi ve kapalı bir sistemden 

oluşmasıdır. Cilt altına yerleştirilen bu kapalı 

sistem yardımıyla damar içine verilecek olan 

ilaç ve sıvılar doğrudan ve sürekli iğne girişi 

yapılmadan kan dolaşımına verilebilmektedir. 

Port kateterler sık sık venöz girişim ve uzun 

süreli kemoterapi tedavisi yapılması nedeniyle onkoloji hastalarında tercih 

edilmektedir. Bazilik, internal jugüler ve subklavyen vene yerleştirilebilen portlar; 

paslanmaz çelik, titanyum ya da plastik maddeden, tek veya çift lümenli olarak 

üretilir. Etrafında 3-8 sütur deliği olan, gövdenin ortasında 2000 ponksiyona 

kadar dayanıklı silikon port bulunur. Kapalı bir sistem olan port kateter sistemi 

rezervuar ve kateter olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Rezervuar, port 

kateterin cilt üzerinde kabarık şekilde görülen ve elle hissedilen kısmıdır. 

Rezervuarın üst kısmında iğne girişinin yapıldığı silikon septum bulunmaktadır. 

Port kateterin diğer bir kısmı olan 

kateter ise rezervuardan başlayıp 

kalbe kadar uzanan ve sıklıkla

eksternal jugular ven, sefalik ven 

veya internal jugular ven içine 

yerleştirilen bir tüptür. 

Porta giriş amacıyla özel yapım 

huber iğneleri kullanılır. Bu 

iğnelerin diğer iğnelerden farkı, 

Resim 14: İmplante port kateter



17

uç kısımlarındaki açının 90° yana bakmasıdır. Böylece porta her giriş çıkışta 

septumda meydana gelen zedelenme minimum düzeyde gerçekleşir. Uzun 

süreli intravenöz kemoterapi, sık kan örneklemesi, agressif kombinasyon 

kemoterapileri ve otolog kemik iliği transplantasyonu gibi yoğun tedavi 

uygulamaları ve sürekli total parenteral beslenme ihtiyacı olan hastalar için 

kalıcı kateterler tercih edilmektedir.

Doğru cerrahi teknikle yerleştirilen port kateterler, bakım ve uygulamaların 

kurallara uygun yapılması durumunda diğer SVK’lara göre daha fazla tercih 

edilmektedir. Derinin altına yerleştirilen ve enfeksiyon gelişme riski oldukça 

düşük olan portlar, çok uzun dönem kullanılabilir. Beden imajını etkilemeyen bu 

kateterler, hiçbir aktivite kısıtlaması da oluşturmaz. Günlük yapılması gereken 

herhangi bir bakımı olmadığı için (yara iyileşmesinden sonra pansuman 

gerekmez) yüksek hasta konforu sağlar. Ameliyat bölgesinin 7-10 gün kadar 

pansumanı gereklidir.

Port Kateter Endikasyonları

• Uzun süreli sitostatik tedavi başlangıcında venlerin uygun olmadığı 

durumlarda,

• Sitostatik tedavinin devamında periferik venlerde tromboz ve sklerizasyon 

olması durumunda

• Uzun süreli parenteral beslenmede

• Sıklıkla tekrarlayan, acil damar girişi gerektiren durumlarda

• Çocuk hastalarda, uzun süreli damar girişimlerinde

• Gastrointestinal sistem kanserlerinde perioperatif beslenmede

• AİDS hastalarının bakım ve tedavisinde

• Spastik hastalarda ve parkinson hastalığında.

Port Kateter Uygulanacak Hastaya Yaklaşım

• Kateter yerleştirilmesine karar verildikten sonra ve hastadan yazılı izin 

alınmadan önce hasta ve ailesinden tüm konularda bilgilendirilmiş onam 

belgesi alınmalı, portun hangi amaçla takılacağı ve olası komplikasyonların 

neler olacağı anlatılmalıdır. 

• Kateter takılma işleminden sonra, hastanın kendine bakım yapma yeterliliği 

değerlendirilerek bu konuda da eğitim verilmelidir. 

• Hasta ve yakınlarına pansuman değişimi ve kateter yıkama işlemi konusunda 

bilgi verilmeli, işlemlerin uygulama basamakları görsel materyallerle 

desteklenerek anlatılmalı ve yetkili bir sağlık çalışanının yanında bu 

uygulamaları yapmaları sağlanmalıdır. 


18

• Komplikasyonlarda ortaya çıkan belirti ve bulguların nasıl anlaşılacağı ve 

gereksinim duyulduğunda hangi sağlık merkezlerinden destek alacakları 

konusunda da aydınlatılmalıdır.

• Kateter takılmadan önce hastanın allerji öyküsü araştırılmalıdır.

İmplante Port Katetere İğne Takılması

• Port katetere iğne girişi steril teknik kullanılarak yapılmalı ve işlem iki hemşire 

tarafından uygulanmalıdır.

• İşlem öncesinde el yıkama tekniğine uygun olarak eller yıkanır.

• İşlem sırasında kullanılacak malzemeler hazırlanır ve hasta yatağının başına 

getirilir.

• İşlem hakkında hastaya bilgi verilir.

• Hastaya işlem sırasında yüzünü kateter bölgesinden uzaklaşacak şekilde ters 

yöne çevirmesi söylenir veya maske giymesi sağlanır.

• Temiz bir çalışma alanı sağlanır.

• Kateter bölgesindeki pansuman açılır. Steril teknik kullanılarak pansuman seti 

açılır ve gerekli olan malzemeler steril örtü üzerine konur.

• Yüz maskesi ve steril eldiven giyilir

• İğne ucunda kateter yok ise uygun kateter iğne ucuna takılır, salin solüsyon 

(sodyum bikarbonat ve sodyum klorür içeren distile su) ile kateter yıkanarak 

havası çıkartılır.

• Port kateterin takılı olduğu bölgede uygun antiseptik solüsyon ile içten dışa 

doğru dairesel olarak cilt temizliği yapılır.

• Derinin kuruması beklenir.

• Delikli steril örtü kateterin olduğu alan üzerine yerleştirilir.

• Port kateterin rezervuar kısmı cilt üzerinde palpe edilerek iki parmak arasında 

sabitlenir.

• Port iğnesi deri ve septumdan geçecek şekilde 90° açı ile takılır. İğne port 

rezervuarının tabanına dokununcaya kadar ilerletilir. 

• İğnenin ucundaki katetere 10 cc’lik enjektör takılır.

• Kanın gelmesi için aspirasyon işlemi uygulanır. Aspire edilen kan atılır.

• Kateter salin ve heparinli sıvı ile yıkanır.

• Pozitif basıncı korumak için enjektör çıkarılmadan önce iğne ucundaki kateter 

klemplenir.

• İğnenin takıldığı bölgeden steril örtü kaldırılır.

• Deri üzerindeki iğne giriş yeri steril gazlı bez ile kapatılır.

• İşlem hemşire gözlem formuna kayıt edilir.


19

*Port katetere iğne takıldıktan sonra hem aspirasyon sırasında kan gelmiyor 

hem de yıkama işlemi yapılamıyorsa iğnenin septumda yanlış yerde olabileceği 

düşünülmelidir.

İmplante Port Kateterden İğne Çıkarılması

Port katetere takılan iğne; tedavi bittiğinde, kontamine olduğunda veya tedavi 

devam ediyorsa yedi günde bir değiştirilmesi gerekmektedir.

• İşlem öncesi el yıkama tekniğine uygun olarak eller yıkanır.

• İşlem sırasında kullanılacak malzeme hazırlanır ve hasta yatağının başına 

getirilir.

• İşlem hakkında hastaya bilgi verilir.

• Temiz bir çalışma alanı sağlanır.

• Temiz eldiven giyilir.

• Uygun antiseptik ile iğneye bağlı kateterin ucu silinir.

• SF içeren enjektör ile kanın geri gelmesini sağlamak için kan aspire edilir.

• Portu temizlemek için salin solüsyon ile hat yıkanır. Pozitif basıncı devam 

ettirmek için enjektörü çıkartmadan önce kateter klemplenir.

• İğne çıkartılmadan önce pansuman dikkatlice açılır.

• Portun rezervuar kısmı palpe edilir ve iki parmak arasında sabitlenir.

• İğnenin dış kısmı sıkıca tutulup iyice kavranır.

• Düzgün ve sabit bir şekilde iğne port septumundan 90°açı ile çekilir.

• Kanama duruncaya kadar iğne giriş bölgesine basınç uygulanır.

• Kateter bölgesi uygun antiseptik solüsyon ile temizlenir ve kurulanır. 

• Bölge gazlı bez ile kapatılır.

• İşlem hemşire gözlem formuna kayıt edilir.

İmplante port kateterde hemşirelik bakımı

• Cerrahi asepsi tekniğine göre çalışmaya özen gösterilmelidir.

• Ponksiyon ve iğne değişimi sırasında, kan alımında, bolus /uzun infüzyonlarda 

hasta yatar pozisyonda olmalıdır.

• Özel iğneler kullanılmalı (huber / gripper), uygun bir girişim için ponksiyon 

sırasında port, işaret ve başparmaklar arasında sıkıştırılmalı, iğne cilde dik 

tutularak batırılmalıdır.

• Uzun süreli infüzyonlarda iğne en geç 3 gün içinde değiştirilmelidir.

• Maksimum infüzyon hızı saatte 500 ml’yi, yavaş infüzyonlarda 5 ml/dk’yı 

aşmamalıdır.

• Her enjeksiyondan sonra sistem, 10 ml SF ardından 2-3 ml heparinli serum 

(100 U/ml) ile yıkanmalıdır.



20

• İki farklı ilacın enjeksiyonunda, geçimsizliği önlemek için, her ilacın ardından 

sistem 10 ml SF ile yıkanmalıdır.

• Enjeksiyon sırasında dirençle karşılaşıldığında işlem hemen durdurulmalı ve 

sebep araştırılmalıdır.

• İnfüzyonlar arasında (portun kullanılmadığı durumlarda), sistem ayda bir kez 

10 ml SF ile yıkanmalı, groshong tipi kateterler SF, hickman tipi kateterler ise 

heparinli serum ile bloke edilmelidir.

• Kan alımı sırasında; 20 G özel kesim port iğnesi kullanılmalıdır. Serbest akışı 

kontrol etmek için, sistem 5 ml SF ile yıkanır, ilk alınan 5 ml’lik kan atılır, gerekli 

miktardaki kan alındıktan sonra sistem 2 ml heparinli serum ile yıkanır. İşlem 

bitince sistemden 20 ml SF geçirilir ve son olarak 3-5 ml heparinli serum ile 

(100 U/ml) bloke edilir. 

• İşlem tamamladıktan sonra iğne porttan çıkarılmalı, enjeksiyon bölgesi 

povidon iyod ile silinip, transparan fl aster (steril gaz bezi+fl aster) ile 

kapatılmalıdır. Kullanılmayan portların kapatılmasına gerek yoktur.

• Kateter bölgesinde enfeksiyon meydana geldiğinde sistem çıkarılmalı, kateter 

bölgesindeki pürülan sıvı drene edilmeli, bölgeye pansuman uygulanmalı ve 

hekim istemi doğrultusunda gerekli antibiyotik tedavisi yapılmalıdır.

• Kateterden sıvı verilemiyor, kan alınamıyor ve infüzyon sırasında ağrı 

hissediliyorsa kateterde tıkanıklık olabileceği düşünülmelidir. Bu tür tıkanıklık 

belirtileri olduğunda; öncelikle sistemin açık olup olmadığı, iğnenin yerinde 

olup olmadığı kontrol edilmelidir.

• Port kateter yerleştirildikten sonra, 2 hafta ya da 2 yıl içinde venöz tromboz 

gelişebilmektedir. Hastaların %60-70’inde ilk 15-30 gün içerisinde tromboz 

gelişme oranı yüksektir. Hastalar kolda şişlik, ağrı, enfeksiyon (kızarıklık, ateş) 

belirtileri yönünden gözlenmelidir.

• Port kateterlerde iğne takılma işleminin uygun yapılmaması, iğnenin uygun 

şekilde sabitlenmemesi ve uygun uzunlukta iğne kullanılmamasına bağlı 

ekstravazasyon gelişebilmektedir. Hasta infüzyon sırasında ağrı, yanma, acı 

hissediyor, kateter bölgesinde infüzyon sırasında aniden şişlik meydana 

geliyor, aspirasyon işlemi sırasında yeterince kan gelmiyor ve subkütan dokuda 

sıvı palpe ediliyorsa ekstravazasyon olabileceği düşünülmelidir. Ekstravazasyon 

geliştiğinde infüzyon durdurularak hekime haber verilmeli ekstravazasyon 

tedavi protokolü uygulanmalıdır. 


21

Santral venöz kateterlerde hemşirelik bakımı

• Eller antiseptik içeren sıvı sabun veya alkol içeren el antiseptikleri ile yıkanır.

• Steril eldiven veya temiz eldiven giyilir.

• Kateter giriş yeri antiseptikli solüsyon ile merkezden dışarıya doğru temizlenir 

ve kuruması beklenir.

• Kateter giriş yeri steril gazlı bez veya şeff af yarı geçirgen örtülerle 

kapatılmalıdır.

• Steril gazlı bez kullanılmış ise ağrı ve hassasiyet açısından bölge palpe 

edilmelidir. Hastada herhangi bir semptom görülürse pansuman kaldırılarak 

komplikasyon yönünden değerlendirilir. Herhangi bir semptom yoksa 

pansuman kirlenmediği ve bozulmadığı sürece 48 saatte bir pansuman 

değiştirilir. 

• Şeff af örtü kullanılmış ise bölge komplikasyonlar açısından gözlenir. 

Komplikasyon yok ise pansuman 7 günde bir değiştirilmelidir.

• Kateter giriş yeri iyileşene kadar, kalıcı kateter üzerindeki pansumanın bir 

haftadan daha sık aralıkla değiştirilmesine gerek yoktur. 

• Kateterde fark edilen değişiklikler hekime bildirilmelidir.

• Kateterin takıldığı, pansuman yapıldığı ve çıkarıldığı tarihler mutlaka 

kaydedilmelidir.

• Kateterlerin giriş yerleri enfeksiyon yönünden takip edilmelidir.

•  Sisteme giriş yapılmadan önce set üzerindeki enjeksiyon giriş yeri klorheksidin 

glukonat veya povidon iyot ile temizlenmelidir.

• Her girişimde mutlaka steril enjektör kullanılmalıdır. Kullanılmayan bütün üçlü 

musluklar kapalı tutulmalıdır.

• Çok lümenli bir kateter kullanılıyorsa lümenlerden biri sadece parenteral 

beslenme için ayrılmalıdır. 

• Tıkalı olduğu düşünülen kateter lümenine kesinlikle basınç yapılmamalıdır.

• Sıvı giden damar yolundan kan alınacaksa kateter en az 1 dk. kapatılmalıdır. 

Kateterden kan örneği alınacaksa ilk alınan 2-3 ml kan atılıp arkasından 

alınmalıdır. TPN için kullanılan kateterler kan almak için kullanılmamalıdır.

• Santral venöz kateterler her kullanım sonrası serum fizyolojik ile yıkanmalıdır. 

İnfüzyonlar arası 2-6 saat ise veya kateterin basınca duyarlı valfi varsa kapatılır 

ve heparinizasyon gerekmez. Daha uzun süreli aralar veriliyorsa, kateter serum 

fizyolojik ardından 100 IU/ml heparinle doldurularak kapatılmalıdır.

• Kateterin tıkanmasına yol açan ilaç kristalleşmelerini önlemek için geçimsiz 

ilaçlar arka arkaya verilmemelidir.

• Kan, kan ürünleri ve lipid emülsiyonlarının verilmesi için kullanılan infüzyon 

setleri 24 saat içinde değiştirilmelidir.



22

•  Eğer solüsyon dekstroz ve aminoasit içeriyor ise infüzyon setleri 72 saatte bir 

değiştirilmelidir.

• Başka bir endikasyon olmadıkça infüzyon setleri 72- 96 saatte bir değiştirilmeli, 

72 saatten önce değiştirilmesine gerek yoktur.

• İV uygulama setleri kan, kan ürünleri, lipid solüsyonlar uygulanmışsa 

infüzyonun sonunda veya 24 saatte değiştirilmelidir.

• Kateter yıkamada kullanılan enjektörün büyüklüğü önemlidir. Küçük 

enjektörler daha büyük basınç yaratacağından aşırı basınç uygulandığında 

kateter rüptürüne neden olabilir. Özellikle implante port kateterlerde 

kateter rüptüründen kaçınmak amacıyla 10 ml’den daha küçük enjektör 

kullanılmalıdır.

• Kateter takılması sonrasında yara pansumanı yapılmalıdır. Kateter pansumanı 

kateter yerleştirildikten sonra 24 saat içinde ve daha sonra haftada bir 

kez değiştirilmelidir. Bunun dışında kateter değiştirildiği, çıkartıldığı veya 

pansuman kirlendiği, ıslandığı, kapatma özelliğini kaybettiği zaman ve kanama 

olduğunda pansuman değiştirilmelidir.

• Hastalar kateter bakımı, el yıkama konusunda sözlü ve yazılı olarak 

eğitilmelidir.

SANTRAL VENÖZ KATETER UYGULAMALARINDA DİKKAT EDİLMESİ                  

GEREKEN NOKTALAR

• Hasta bakımı için gerekli olan en az sayıda port veya lümene sahip SVK’ların 

kullanılması tercih edilmelidir. 

• Uzun süreli ve aralıklı damar erişimine ihtiyaç duyulan hastalarda kalıcı 

kateterler tercih edilmelidir. Sık veya sürekli damar erişimine gereksinim 

gösteren hastalarda ise periferik yoldan takılan santral kateter veya tünelli 

SVK’lar tercih edilmelidir. 

• Erişkin hastalarda enfeksiyon gelişme riskini azaltmak için tünelsiz SVK’ların 

jugüler veya femoral ven yerine subklavyen vene takılması önerilir. 

• Kateter ihtiyacı olduğunda venöz stenoz gelişimini önlemek için hemodiyaliz 

ve ferezis amacıyla jugüler veya femoral kateter, subklavyen katetere tercih 

edilmelidir. 

• SVK (periferik yolla yerleştirilen santral kateterler dahil) takılırken veya kılavuz 

tel üzerinden kateter değiştirilirken bone, maske, steril önlük, steril eldiven 

ve büyük steril örtüden oluşan maksimum bariyer önlemlerine uyulmalı ve 

aseptik teknik kullanılmalıdır. 

• SVK, periferik yolla yerleştirilen santral kateter, hemodiyaliz kateteri veya 

pulmoner arter kateterlerinin katetere bağlı enfeksiyon gelişimini önlemek 

amacı ile rutin olarak değiştirilmesi önerilmez. 

• Pulmoner arter kateterini korumak için kateter yerleştirilirken steril bir kılıf 

kullanılmalıdır. 


23

3-ARTER KATETERLERİ

 a)Pulmoner Arter Kateteri:   Bir kateter aracılığı 

ile pulmoner arter ve kama basıncının ölçülerek 

hemodinamik değişikliklerin yakından izlenmesine 

olanak sağlayan bir kateterizasyon yöntemidir. 

Pulmoner arter kateterleri kalp cerrahisi sırasında 

ve sonrasında cerraha ve anesteziste yol gösterici 

araçlardır. Bu kateter Swan-Ganz kateteri olarak 

bilinmektedir. Pulmoner arter kateteri sağ atrium, 

sağ ventrikül, pulmoner arter ve sol atrium 

dolum basıncı olan wedge (saplama) basıncını 

doğrudan ölçebilir. Kritik hastaların hemodinamik 

durumunun belirlenmesinde, sıvı ve ilaç tedavisinin 

yönlendirilmesinde önemlidir.

Kateterin Takılması ve Kullanımı: Kateter internal 

jugüler, subklavyen veya femoral venden takılabilir. 

Sağ atrium, sağ ventrikül ve pulmoner arterden 

direkt olarak takılabilir. Çift lümenli bir kateter olan 

Swan-Ganz kateterinde şişirilebilen bir balon vardır. 

Balon pulmoner arterin bir dalında şişirildiğinde 

saplama (wedge) basıncı ölçülebilir. Bu sol atriumun 

basıncının indirekt ölçümünü sağlar. Termodilüsyon 

yöntemiyle kardiyak indeks ve kardiyak debi 

ölçülebilir.

Endikasyonlar

• Miyokard enfarktüsünün komplikasyonlarının izleminde

− Hipovolemi, kardiyojenik şok

− Ventriküler septal defekt

− Ciddi sol ventrikül yetmezliği

− Anstabil  anjina

− Refraktör ventriküler taşikardi

• Solunum Sıkıntısının değerlendirilmesinde

− Pulmoner  ödem

− Pulmoner  hipertansiyon

• Kalp kapak hastalıkları tedavisinde

• Yanıklar, sepsis, akut böbrek yetmezliğinde

• Kardiyak tamponad izleminde

• Santral damar yolu olarak kullanılır.

Resim 15:Pulmoner arter kateteri  

Resim 16: Swanz-Ganz kateteri



24

Komplikasyonlar

Aritmi, tromboz, enfeksiyon, pnömotoraks, kanama ve ruptür sayılabilir. 

Pulmoner arter yaralanması nadir olmasına karşın kanama nedeniyle mortalitesi 

yüksektir. Kardiyopulmoner by-pass sırasında görülme sıklığı %0.05-0.2 arasında 

değişmektedir. 

b)Periferik Arter Kateteri: Kan basıncı monitörizasyonunun yapılmasını 

sağlayan, periferik arterlere yerleştirilen kateterlerdir. Periferik arter 

kateterizasyonu ile arteriyel kan gazlarının, pH ve elektrolitlerin analizleri 

yapılabilmektedir.  Periferik arterler (radiyal, brakiyal, femoral, dorsalis pedis) 

kanülasyon için kullanılabilmekle birlikte, en yaygın olarak radiyal arter tercih 

edilmektedir. Bu kateterler basınç transdüserlerine bağlanarak monitörizasyon 

yapılır. Bu yöntem kan basıncının her atımda izlenmesine olanak verir. Arter 

kateterizasyonu aynı zamanda diğer tetkikler için kan alınmasında da kullanılır.

Basınç Sistemi Bakımı

• Katetere bağlı enfeksiyon gelişmesini önlemek amacıyla periferik arteriyel 

kateterlerin rutin olarak değiştirilmesi önerilmez

• Tek kullanımlık veya tekrar kullanılabilen transdüserler 96 saatte bir 

değiştirilmelidir. Sistemin diğer bileşenleri (tüp, sürekli yıkama cihazı ve yıkama 

solüsyonu dahil) de transdüser ile birlikte değiştirilmelidir.

• Basınç monitörizasyon sisteminin bütün elemanları (kalibrasyon cihazı ve 

yıkama solüsyonu dahil) steril olmalıdır .

• Basınç monitörizasyon sistemi ile ilgili manipülasyon sayısı ve sisteme girişler 

minimum düzeyde tutulmalıdır. 

• Basınç monitörizasyon kateterinin açık kalmasını sağlamak amacıyla açık 

sistem (enjektör ve üçlü musluk gerektiren sistem) yerine kapalı yıkama sistemi 

(sürekli yıkama) tercih edilmelidir.

• Basınç monitörizasyon sistemine üçlü musluk yerine bir diyafram aracılığıyla 

ulaşılıyorsa diyafram sisteme giriş öncesinde uygun bir antiseptik solüsyonla 

temizlenmelidir.

• Basınç monitörizasyon sistemi yoluyla dekstroz içeren solüsyonlar veya 

parenteral beslenme sıvıları verilmemelidir.

Basınç monitörizasyonu sisteminin sterilizasyon veya dezenfeksiyonu;

• Tek kullanımlık transdüserler tercih edilmelidir. Tek kullanımlık transdüser 

kullanımı mümkün olmuyorsa tekrar kullanılabilen transdüserler üretici firma 

önerileri doğrultusunda sterilize edilerek kullanılmalıdır.



Yüklə 2,37 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin