Maden Terimleri Sözlüğü -a abataj



Yüklə 5,49 Mb.
səhifə18/55
tarix23.02.2017
ölçüsü5,49 Mb.
#9294
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   55

ESİR MADENLER, ( Captured Mines ) Madencilikte kullanılan bir deyim. Kendi elinizdeki bir madenin değeri düşmesin diye size rakip olacak maden yataklarının işletilmesini önleme. Bu engelleme; bazen o madenlerin ruhsatlarını büyük vaatlerle alıp, başkalarının eline geçmesini önlemek ve daha sonra çeşitli bahanelerle maden yatağının atıl bırakılması şeklinde gelişiyor.

Yaratılan bahanelerin arasında en uygun olanları;

maden yatağında yeterli rezervin veya gerekli kalitenin olmadığını iddia etmek,

Çeşitli siyasal, ekonomik veya teknik baskılarla maden yatağının (esir madenin) işletilmesini önlemek şeklinde oluyor.



ESKİ, —> Eski imalat.

ESKİ HURDA, Çeşitli kullanım alanlarında ömürlerini doldurmuş alüminyum parçalarını tanımlayan ve alüminyum sektöründe kullanılan bir terim. —> Yeni hurda.

ESKİ İMALAT, 1) Kömürü veya cevheri alınmış ve sonra göçmeye bırakılmış veya ramble edilmiş ocak kısmı. 2) Eski.

ESNEK BAĞ, —> Elastik tahkimat.

EŞDEĞER ALAN, —> Muadil ocak açıklığı.

EŞİKLİ OLUK, Küçük boyutlu olan ve tabaka halinde akan tanelerin yataya yakın sabit bir yüzey üzerinde ve akışkan ortam içinde özgül ağırlık farklarına göre ayrılmalarını sağlayan ve bir oluk içerisine yerleştirilen eşiklerden oluşan bir ayırıcı. Eşiklerin ön tarafında suyun eşiğe çarpmasıyla meydana gelen türbülanslı akış, engelli çöküş koşullarını oluşturduğundan ağır mineraller eşik dibinde toplanırken, hafif mineraller su ile birlikte akar. Besleme belirli aralıklarda durdurulur ve eşik dibindeki ağır mineraller alınır.Eşikli oluklarda eğim, su tabakası kalınlığı, eşik yüksekliği ve pülp yoğunluğu ayırmayı etkileyen faktörlerdir. —> şekil

EŞİT DAYANIKLI ÇUBUK, Kendi ağırlığı da dikkate alınarak, bütün kesitleri üzerindeki gerilimleri aynı olan çubuk.

EŞİT HATALAR BOYUTU, —> Ayırma boyutu.

EŞİT ŞEKİLLİ MİNERALLER, —> İzomorf mineraller.

ETA (  Estimated time of arrival) , Deniz taşımacılığında kullanılan ve geminin tahmini varış tarihini belirten terim.

ETAJ, 1) Yeraltı ve yer üstü işletmelerinde ihzarat veya üretim yapılan seviyeler. 2) Ocakkatı. 3) Kat.

ETİAL, Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nde üretilen ve içerisindeki Al, Fe, Si, Cu, Zn, Ti gibi metallerin miktarına göre değişik numaralarla belirlenen iletken ve saf alüminyum rümuzu. Etial-5 içerisinde % 99.50 Al, en çok % 0.40 Fe, % 0.25 Si, % 0.05 Cu, % 0.05 Zn, % 0.04 Ti bulunur. Etial-7 içerisinde en az % 99.70; Etial-3 içerisinde ise % 99.30 alüminyum bulunur.

ETİBOR- 48, Etibank Kırka tesislerinde üretilen, B2O3 içeriği % 48 olan rafine sodyum penta borat.

EXOLEN, —> Korund.

EXW (EX WORKS - İŞYERİNDE TESLİM), Malların satıcı tarafından, satıcının kendi tesisinde (imalathane, fabrika, depo vb.) alıcı için hazır hale getirilmesiyle satıcının yükümlülüklerinin sona ermesini ifade eden, uluslararası ticaret terimi. Eğer aksine bir hüküm bulunmuyorsa, satıcı, malları alıcı tarafından sağlanan araca yüklemek ya da gümrük çıkış işlemlerini yerine getirmek zorunda değildir. Malların satıcının kuruluşundan alınarak istenilen yere götürülmesiyle ilgili bütün masraf ve riskler alıcıya aittir.

Alıcının malı ihraç etme durumunda, her türlü belgeyi ve masrafı kendisi karşılamak durumundadır. Alıcı eğer bir yabancı firma ise, o da yerli bir alıcı firma gibi hareket etmek zorundadır. (Incoterms 1990).



EYRDOKS (AIRDOX), —> Basınçlı hava ile patlama. Kardoks.

EZİLME ZONU, İçinde daha önce makaslama yenilmeleri meydana gelmiş, birkaç metre kalınlığa kadar çıkabilen şerit şeklindeki ezik kayaç kısmı. Ezilme zonları, aşınmamış kayaç kütlesi içinde düzensiz olarak bulunan ve gerilme boşalması olan bölgeleri simgeler. Bu zona “ makaslama zonu “ da denir.

 


Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - F


FAALİYET RAPORU,
 İktisadi faaliyet gösteren bir kuruluşun işletme bütçesine (iş programına) göre bir yıllık faaliyetini gösteren rapor. Faaliyet raporunda işletme bütçesinde öngörülen işler ile bunların gerçekleşme durumunun karşılaştırılması yanında kuruluşla ilgili iktisadi ve mali analizler de yapılır. —> İşletme bütçesi.

FAÇETA, Traş edilmiş bir taşın yüzeylerinden her biri (Faseta olarak da tanımlanır).

FARİN , İçerisinde %70 kalker ve %30 kil bulunduran ve çimento klinkeri elde edilmesi için hazırlanan hammadde. —> Marn’ın doğal olarak bu bileşime yakın olması durumlarında doğrudan çimento hammaddesi olarak kullanılır.

FAS (FREE ALONGSİDE SHIP - GEMİNİN BORDASINDA TESLİM), Belirlenen yükleme limanında malların gemi dogrultusunda rıhtıma ya da mavnaya yerleştirilmesiyle satıcının teslim yükümlülüğünün yerine getirildiği anlamına gelen, uluslararası ticaret terimi. Malın yukarıda belirtilen şekilde teslim edilmesiyle, mallara ilişkin herhangi bir kayıp ya da hasarın bütün masraf ve riskleri alıcıya aittir. FAS terimi, malların ihraç işlemlerinin alıcı tarafından tamamlanmasını öngörür. Alıcının bu tür işlemleri doğrudan doğruya ya da aracı kullanarak dolaylı biçimde tamamlamasının mümkün olmadığı durumlarda bu terim kullanılmamalıdır. Ayrıca bu terim, yalnızca deniz ya da nehir taşımacılığı çerçevesinde kullanılabilir. (Incoterms 1990).

FASETA, —> Façeta.

FASİYES, 1) Aynı yaşta farklı bünyedeki sedimanların konumu. İçinde yaşamış canlıları fosilleştirmiş, oluşumunun bütün şartlarını yansıtan bir kayacın bünyesi. 2) Çehre.

Petrografik durumu petrofasiyes, içinde yaşamış bitki ve canlılara göre biyofasiyes, geniş sahalara göre denizel, kontinental fasiyes, alt fasiyes grupları olarak sahil-, sığdeniz-, derin deniz fasiyeslerindensözedilir. Tuzlusu-, çamurlusu-, rif-, tatlısu-, akıntı-, limnik-, lagüner-, buzul-, akıntıbuzul-, çöl fasiyesi adlı tâli fasiyeslerden bahsedilir. Bazı yazarlar, özel durumları için fasiyes özelliklerini yansıtanfasiyes isimlendirmeleri yapmışlardır: izotopik-, heterotopik-, izomezik-, heteromezik-, agresif-, defensif-, mineral fasiyesleri gibi.



FASON İŞLETME, İşlenecek ürünü konsantre olarak satın alan veya sadece işletme bedelini tahsil eden izabehane. İşlenecek malzeme; konsantre, hurda veya kırpıntı olabilir.

FAY, 1) Tektonik olaylar sonunda tabakaların kırılması veya kesilmesi sonucu meydana gelen kayma düzlemleri, zonları. 2) Arıza. Fay düzlemi (zonu) damar düzlemini kompartımanlara ayırdığı için damar düzlemi parçalanmış olarak devam eder. Faylar oluş şekline göre normal fay ve ters fay diye isimlendirilir. Fayın devamının bulunması gereken hatta, fay hattı denir.

FAY ATIMI, Bir fay etkisi ile kesilen katmanın iki parçasının birbirine nazaran yer değiştirme mesafesi. Atılan parçanın yatay hareket mesafesine fayın yatay atımı, düşey hareket mesafesine de fayın dikey atımı denir.

FAY BREŞİ, Faylı arazide rastlanan ve fay zonunda bulunan breş.

FAY YÜZEYİ, Mermer işletmeciliğinde bir zeminin diğer bir zemin üzerinde kayma yüzeyi.

FAYDALANMA ORANI, ağır iş makinele-rinin fiilen yaptıkları iş saatinin, toplam mümkün iş saatine bölünmesiyle elde edilen oran.

FAYDALI MODEL, —> Patent.

FAYDALI REZERV, Mevcut ekonomik ve teknolojik şartlara göre hesaplanan rezervden işletme esnasındaki kayıplar ve işletilemeyecek kısımlar çıkarıldıktan sonra geriye kalan rezerv. Diğer bir deyişle; işletme projesi hazırlandıktan sonra bulunan rezervin isimlendirilmesi.

FAYDASIZ REZERV, Jeolojik yapının iyi bilinmemesi, bakir panoların iyi aranamamış olması, damarların isimlendirilememesi, eski işletme metotlarının kifayetsizliği, teknik imkansızlıklar, tavan veya taban damarlarının çalışılmayıp bırakılması, yangın, grizu, su basması vb. nedenlerle üst katlarda çalışılmadan kalmış olan rezerv.

FAZ, 1) Kimyevi ve fiziki bakımdan mütecanis bir sistemde, mekanik olarak diğer fiziki durumlardan ayrılabilen kısımlar. Suyun gaz, sıvı ve katı hallerinin herbiri bir fazdır. 2) Birbiri arkasından gelen değişikliklerin herbiri veya safhası. 3) Alternatif akımı taşıyan engel.

FAZLA ÇALIŞMA, 1) Belirli sebeplere ve şartlara bağlı olarak kanunda yazılı günlük çalışma süresinin dışında yapılan çalışma. 2) Fazla mesai.

FELDİSPAT, Doğal potasyum, sodyum, kalsiyum ve baryum alüminasilikatlar grubuna verilen ad. Feldispat mineralleri alkali içeriklerine göre; albit (Na Al Si3 O8), ortoz veya ortoklas (K Al Si3 O3), anortit(Ca Al2 Si2 O8) olarak adlandırılır ve magmanın soğuyarak kristallenmeye başladığı devrede oluşur. Feldispatlar; püskürük ve başkalaşım kayaçlarını meydana getiren en önemli minerallerdir. Özellikle alkalifeldispatlar kuars ve mika ile birlikte graniti meydana getirir. Porfir içinde, feldispat büyük kristaller halinde bulunur. Feldispat eritici olarak seramik sanayiinde ve bu özelliğinin yanında Na, K, Al kaynağı olarak cam sanayiinde kullanılır.Her iki yerde de; yüksek alkali içeriği, renk verici (Ti O2 ve Fe2 O3) oksitlerinin olmaması ve beyaz renkte pişmesi aranılan özelliklerdir.

FELDİSPATLI PORSELEN, —> Çin porseleni.

FELDİSPATİK ZIMPARA, —> Zımpara.

FENNİ NEZARETÇİ, İşletme faaliyetlerinin; teknik esaslar, işçi sağlığı ve iş güvenliği gereklerini yerine getirmek suretiyle yürütülmesinden sorumlu olan ve maden yasalarına göre tayin edilen maden mühendisi.

FENOKRİSTALİN AGREGATLAR, Göz ile bünyesi tayin edilebilen kristaller —> Kriptokristalin agregatlar.

FENOKRİSTALİN KUARS, Tek billur halinde veya ufak kuars billurlarının biraraya gelmesinden oluşmuş kristaller.

FERDİ MASKE, İşçinin çalışma sırasında üzerinde taşıdığı, tehlike anında kullanılan ve çalışanı kısa süre için gazlardan koruyan maske.

FERE, 1) Tahkimatsız kelebe. 2) Bür. 3) Eyimli küçük galeri ve kuyu. Fereler genellikle graviteyle doğlu malzemesi, taş ve toprak nakliyatında kullanılır. —> Kelebe.

FERROALAŞIMLAR, Haddeden geçirilmeye veya dökülmeye müsait olmayan, demir sanayiinde kullanılmaya elverişli bileşikleri meydana getiren ve ağırlık itibariyle tek başına veya birlikte; % 8’den fazla silisyum, % 30’dan fazla mangan, % 30’dan fazla krom, % 40’dan fazla tungsten ve toplam olarak % 10’dan fazla başka alaşım elementi (alüminyum, titan, vanadyum, molibden, niyobyum, vb. söz konusu metal bakır olursa rakam % 10’u geçmemelidir) içeren demirli alaşım ürünleri. Bazı ferro alaşımların GTİP (Gümrük tarife istatistik pozisyon) numaraları şöyledir:

Fe Mn: 7202.11, Fe Si: 7202.21, Fe Si Mn: 7202.30, Fe Cr: 7202.41, FeSiCr: 7202.50, Fe Ni: 7202.60, Fe Mo: 7202.70, Fe W: 7202.80, Fe Ti:7202.91, Fe V: 7202.92, Fe Nb: 7202.93, Diğerleri 7202.99. —> Demir alaşımları.



FERROALYAJ, —> Demir alaşımları.

FERROKROM, Krom ve demir metallerinden elde edilen alaşım. Çelik endüstrisinde, demire mukavemet vermek, korozyonu ve oksidasyonu önlemek için kullanılır. Kromit cevherinin (FeO. Cr2 O3 veya FeCr2O4) ark fırınlarında karbon vasıtasıyla veya termik prosesinde silisyum ile redüksiyona tâbi tutulması suretiyle elde edilir. Ticarette yüksek karbonlu (% 4-8 C) ve düşük karbonlu (% 0,06-0,15 C)ferrokrom olarak işlem görür. Ferrokrom içerisindeki krom oranı genellikle % 65-72 arasında değişir.

Ferrokrom ticareti cent / libre olarak yapılır. Bunun dolar / ton olarak anlaşılması için önce cent’ten dolara ve sonra da libre’den ton birimine aşağıdaki örnekte olduğu gibi geçilir: Satış fiatı: 41,5 c/Lb —> 0,415 dolar / libre demektir. 1000 kg/453 gr = 2204,62 Lb ise 1 ton hesabından hareketle; 0,415x 2204,62=914,92 dolar/Cr. ton fiyatı bulunur. Ancak bunu satılacak ferrokromdaki Cr içeriği ile düzeltmek gerekir. Satış miktarı olarak 2000 ton düşünülmüşse ve % 66 Cr lık ferrokrom var ise, satılacak Cr içeriği 2000tx0,66 Cr= 1320 Cr. ton yapar. Cr.ton fiyatı da daha önce bulunmuştu. Hasılat; bu durumda 1320x914,92=1.207.694 dolar olur.  —> Yüksek karbonlu ferrokrom, Düşük karbonlu ferrokrom.



FERROKROM AFİNE, —> Düşük karbonlu ferrokrom.

FERROKROM KARBÜR, —> Düşük karbonlu ferrokrom.

FERROKROM SÜRAFİNE, —> Düşük karbonlu ferrokrom.

FERROMANGAN, —> Manganlı çelik.

FIÇILI GALVANOPLASTİ, Dönen bir kap içinde katotları serbest halde bulunan mekanik  —> Galvanoplasti.

FINDIK, —> Satılabilir.

FIRÇA, 1) Bağların birlikte çalışmalarını sağlamak ve bağ aralıklarını eşit mesafelerde tutmak için, bağlar arasına vurulan iki tarafı kurtağzı veya uygun şekilde hazırlanmış ince direk parçaları. 2) Gergi. —>Tavan fırçası. Bağlantı pabucu.

FIRÇA VURMAK, Ocak tahkimatının, iki ucuna kurt ağzı açılmış fırça denilen kısa direk veya çelik profil parçasıyla takviye edilmesi veya kaymış olan tahkimatın eski yerine getirilmesi için kullanılan takviye direği ile yapılan işlem.

FIRDÖNDÜ, Sondajda kullanılan manevra başlığı. —> Sekil.

FIRINLAR, Metalurjide kullanılan fırınlar, kullanılan yakıtlara göre katı yakıtlı, akaryakıtlı ve gaz yakıtlı fırınlar; maddelerin ve yakıtın yandığı yerlere göre de yakıtla cevherin birbirine temas ettiği tekneli yani dikey fırınlar (Yüksekfırın. Water jaket fırın. Konverter), cevheri, yanmadan doğan gazlarla temas ettiren fırınlar (Reverber ve Alev fırınları), cevheri, hem yakıtla ve hem de yanmadan meydana gelen gazlarla temas ettirmeyen (potalı) fırınlar. —> Elektrikli fırınlar. Reverber fırını.

FİLLER DAMAR, Damarı teşkil eden dış kat telleri, bir alt katındaki kalın tellerle eş sayıdaki dolgu telleriyle örülmüş ve dış tellerle yataklık yapan konstruksiyonu haiz çelik halat. Bu tip damarlarda  (demetlerde) dış kat telleri dolgu tel sayısının iki katıdır. —> Sekil.

FİLMASİN, Sıcak haddelenerek yapılan, genellikle yuvarlak veya yarı yuvarlak, kare, dikdörtgen ve altıgen kesitinde soğuk çekme için kullanılan kangal halindeki yarı mamül metal çubuk.

FİLON, Bir cevher veya mineralle doğal olarak dolmuş kaya çatlağı. —> Maden damarı.

FİLON KAYAÇLAR, Yaşlı mağmatik kayaçların veya tortul tabakaların arasında veya çatlaklarında, sığ derinliklerde (lakolit, dayk, sill) mercek veya çan şeklinde yerleşmiş olan derinlik kayaç topluluğu.

FİLTRASYON, 1) Slamda ve içerisinde su bulunan katı maddelerde koyulaytırma veya rutubeti azaltma amacıyla; sıvı kısmın katı kısımdan ayrılması işlemi. 2) Sıvı ayrımı.

FİLTRE, Sıvı veya gaz ortamında bulunan katı maddeleri tutabilmek için gerekli donanımı haiz ünite. Merkezkaç, tambur veya disk filtreler; basınçlı veya emmeli çalışan filtreler gibi, çeşitli imalat tarzları olduğu gibi; elektrostatik yük ile tozları toplayan tipleri de vardır.

FİNANSAL KİRALAMA,—> Leasing.

FİRMA, 1) Ticaret siciline kayıtlı olan, ticari ikametgahı bulunan ve belirli bir iktisadi işle uğraşan müessesenin ticaret ünvanı. 2) Piyasa ekonomisinde üretimi sevk ve idare eden birimler.

FİSHER-TROPSCH TEPKİMESİ, Temel olarak karbon monoksit ve hidrojenden oluşan gazın, magnetik bir demir oksit katalizörünün eşliğinde, yüksek sıcaklık ve normal veya yüksek basınç etkisiyle hidrokarbonlara dönüştürülmesi.

1940 larda Alman kimyacılar tarafından geliştirilen bu işlem benzin veya gazyağı gibi sıvı ve gaz hidrokarbon yakıt üretiminde kullanıldı.

 

FİSHER-TROPSCH YÖNTEMİ, 1923 yılında Franz Fischer ve Hans Tropsch isimli Alman kimyagerlerin doğal gazı ham petrole dönüştürme için buldukları yöntem. Başlangıçta bu işlem sırasında bol miktarda oksijen kullanılması gereği ve teknoloji  yetersizliği bu yöntemle elde edilen akaryakıtın maliyetinin yüksek olmasına yol açıyordu. Birleşmiş milletler ambargosu  yüzünden yaşadığı petrol kiriziniaşmak için Güney Afrika bu yöntemdem yararlanarak gazlaştırılmış kömürden petrol elde etmeyi başardı. Sasol adlı Güney Afrika şirketi, bu yöntemi geliştirip, Norveçli  Statoil ile bir anlaşma yapıp Kuzey Denizinden çıkacak doğal gazı, petrole dönüştürmeye  hazırlanıyor. Günümüzde petrol sektörü, atıl doğalgazdan 770 milyar varil petrol üretmeye ve dünyanın 29 yıllık petrol talebini karşılamaya hazırlanıyor. —> Doğal gaz.

 

FİSKETE, Yeraltında basınçlı hava veya basınçlı suyu püskürtmek üzere hortum veya boru ucuna takılan lüle şeklinde hazırlanmış özel uç. Basınçlı hava püskürtmek veya hava akımı sağlamak üzere hazırlanan fisketelere “Basınçlı Hava Fisketesi”, basınçlı suyu, ya doğrudan doğruya veya basınçlı hava yardımıyla, sis halinde püskürtmek için hazırlanmış olanlarına “Sis Fisketesi”, yağmur şeklinde su püskürtmek için hazırlananlara da “Yağmur Fisketesi” denir. Basınçlı hava fisketesi, bir boru içine yerleştirilip fisketeden çıkan basınçlı havanın yardımıyla boru içindeki hava da hareket ettirilerek küçük vantilatör yerine de kullanılır. —> Tali havalandırma. Sis Fisketesi.



FİSKOS TULUMBA, —> Samandralı tulumba.

FİTİL, Kapsülleri patlatmada kullanılan, içi yanıcı madde ile doldurulmuş iletici.

FİTİLLİ ATESLEME, Saniyeli fitil ve kapsül, saniyeli fitil, infilaklı fitil ve kapsül kullanılarak yapılan ateşleme.

FİTİLLİ YAĞDANLIK, —> Yağlama sistemleri.

FİZİKİ METALURJİ, —> Metalurji.

FİZİBİLİTE RAPORU, —> Yapılabilirlik raporu.

FİZİKSEL METALURJİ, 1) Malzemelerin mikroyapısı ile mekanik ve diğer bütün özellikleri arasındaki bağıntıyı inceleyen bilim alanı. 2) Malzeme bilimi.

FLAMA, 1) 1.80 m boyutunda 3 cm çapında ve bir yere kolayca çakılabilmek üzere ucunda sivri demir pabuç bulunan yuvarlak veya prizma şeklinde ağaç sopa. Kolay görülebilmeleri için 50 cm.lik kısımlar sıra ile kırmızı-beyaz veya siyah-beyaz boyanır. Bunlara jalon da denir.

FLANS, 1) Boruların birbirine cıvatalarla bağlanmasını sağlamak üzere hazırlanmış dairevi parça. Bunlar sabit veya hareketli olabilir. 2) Salmastra kullanılan yerlerde kalmasını temin etmek için kullanılan parça.

FLANSLI BORU, 1) İki uçta flanşları serbest veya kaynaklı olan ve flanşların birbirine bağlantıları cıvata ile sağlanan boru. 2) Flanşlı sac boru.

FLAS İZABE YÖNTEMİ, Özellikle bakır ve tali olarak kurşun metal üretiminde kullanılan ve Finlandiyanın Outokumpu firması tarafından geliştirilmiş izabe usulu. Bu yöntemin uygulandığı tesis, fırın reaksiyon şaftı, dinlendirme bölgesi (settler) ve gaz çıkışı (off take) olmak üzere üç bölümden oluşur. Flaks, kurutulmuş konsantre, hava veya oksijen, reaksiyon şaftına püskürtülür. Burada oksijen ile sülfit taneleri reaksiyona girer ve enerji açığa çıkar ve bu enerji mat üretimi için gerekli enerjinin büyük bir kısmını sağlar. Reaksiyon şaftında ergimiş bulunan taneler setler  bölgesinde gaz akımından ayrılır. Mat ise curuftan ayrılarak setlerin tabanına çöker. Matın tenörü % 45-80 Cu arasında değişir. Bu yöntemde oluşan curuf içerisindeki Cu % 0,8-2,5 arasında değişir ve flotasyon yoluyla zenginleştirilir. —> Sekil.

FLEKSÜR, Fayın teşekkülü sırasında tabakaların plastisitesi sebebiyle fay zonunda teşekkül etmiş ve sürüklenme izi gösteren damar arızası.

FLİNT TASI,  —> Öğütücü taşı.

FLİS, 1) Orojenez sahasındaki basenlerde orojenik olaylar sırasında oluşan greli, killi ve az çok şist yapılı çökeller. 2) Belirli bir kayaç olmaktan ziyade özel bir fasiyese verilen isim.

FLOKÜLANT, 1) —> Flokülasyonu sağlayan organik makromoleküler madde. Bunlar nişasta, un gibi tabii maddeler olabileceği gibi, değişik özellikteki polimerizatlar da olabilir. 2) Çöktürücü.

FLOKÜLASYON, 1) Sıvı içerisinde bulunan ve birbirinden ayrı duran dispers haldeki çok ince taneciklerin bir araya gelerek, daha iri taneler haline gelmesi ve böylece çökelme işleminin hızlandırılması. 2) Çökelme. Pıhtılaşma. Yumaklanma. Topaklanma.

FLOTASYON, Farklı yüzey özelliklerine sahip minerallerden bir kısmını sulu bir bulamaç içerisinde yüzdürmek, diğerlerini çöktürmek yoluyla yapılan bir ayırma ve zenginleştirme işlemi. Bu maksatla yüzdürülecek minerallerin yüzeyleri hidrofoblaştırılırken, çöktürülecekle-rinki hidrofil hale getirilir.

FLOTASYON BATARYASI, —> Selül.

FLOTASYON HÜCRESİ, —> Selül.

FLOTASYON KOLONU, Mekanik flotasyon hücrelerindeki turbulansından dolayı; ince gang tanelerinin konsantreye kaçmasını önlemek fikrinden hareket ederek; turbulansın olmadığı bir ortamda tanelerin askıda kalmalarını sağlayacak ince, uzun ve yüksek bir hücreye üst kesimden malzeme besleyerek yapılan flotasyon işlemi. Kolon flotasyonunda hava hücrenin tabanından verilir ve böylece kabarcıklar ve taneler zıt akım içinde karşılaşır. Bu zıt akış; ana ürünler ve gang taneleri için fiziksel bastırıcı işlevini görür, iri gang mineralleri ise yüksek çökelme hızları nedeniyle hücreden hızlı bir şekilde ayrılır. Kabarcıkları izleyen ince gang mineralleri ise hücredeki kalın köpük tabakasında yıkama suyunun da etkisi ile geri yıkanır ve böylece yüksek tenörlü konsantre elde edilir. —> Sekil. Sekilde görülenflotasyon kolonunda besleme kolon yüksekliğinin 2/3’sinden yapılmaktadır. Flotasyon kolonları temel olarak toplama bölgesi ve köpük bölgesi olmak üzere iki bölgeye ayrılır: Köpük bölgesi kalınlığı endüstriyel uygulamalarda 1,5 m kadar olabilmektedir. Oranı (L/D) > 10 ve kare, dikdörtgen ya da dairesel kesitlidir. 4 m çapında dairesel veya kesit alanı 16 m2 (2 m x 8 m) olan flotasyon kolonları endüstride de kullanım alanı bulmuştur (1994). —> Palp, Selül, Jameson flotasyon hücresi

FLOTASYON PETEĞİ, —> Selül.

FLUİDAL TEKSTÜR, 1) Amorf (şekilsiz) maddelerden oluşan, mikroskop altında incelendiği zaman, akıntıya benzeyen şekiller gösteren kayaçların dokusu. Bu doku en çok çabuk soğuyan lavların yüzeylerinde görülür. 2) akışkan doku.

FLUORESAN MİNERALLER, —> Ultraviyole ışın.

FLUORİT, Kimyasal formülü Ca F2, sertlik derecesi 4, özgül ağırlığı 3.2 gr/cm3; ultraviyole ışığı altında flüoresan olma özelliğine sahip mineral. Tortul ve magmatik kayaçlar içinde ticarete elverişli miktarlarda bulunur. Fluorit; demir-çelik endüstrisinde cüruf yapmakta, yüksek kaliteli gazolin, freon gibi maddelerin istihsalinde kullanılır. Saydam ve yarı saydamdır.Fluspat, flüorin veya fluorspat olarak da isimlendirilir. Dünya fluorit tüketiminin %60 kadarı çelik endüstrisinde, %20 kadarı aluminyum metalurjisinde (Asit derecesindeki fluoritten elde edilen fluor tuzları olarak), %15 kadarı kimya sanayiindefluorlu kimyasal madde yapımında kullanılır. Bütün bu sanayii kollarında kullanılan fluorit ticari olarak üç tür (derece) halinde pazarlanır. Bunlar, a) Asit derecede fluorit : En az %97 Ca F2, %1-1.5’dan az silis, %0.03-0.1’den az sülfür içermelidir. Bazan kalsit, berilyum ve arsenik miktarları da limitlendirilir. Nem %1 veya daha az olmalıdır. b) Seramik derecede fluorit : Bunun için iki standart vardır. Birincisi %95-96 Ca F2, ikincisi %85-90 Ca F2 içermelidir. Silis en fazla %2.5-3, kalsit en çok %1-1.5, ferrik oksit en çok %0.12, kurşun ve çinko sülfatlar ise eser miktarda olmalıdır. c) Metalurjik derecede fluorit(metspar) : %60-85 Ca F2 içermelidir. Kükürt ve sülfür en çok %0.3, kurşun %0.25-0.5 olmalı, çok az miktarda fosfor içermelidir.

Yüklə 5,49 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   14   15   16   17   18   19   20   21   ...   55




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin