KAYTAN VİDA, —> Yuvarlak dişprofilli vida.
KAZA, 1) Kasıt sözkonusu olmaksızın, beklenmedik ve sonucu, arzu edilmeyen bir olayın ortaya çıkardığı zararla ifade edilebilen her durum. Belirli bir zarar ve yaralanmaya sebep olan her olay, genel anlamda bir kaza olmakla beraber, her zaman işkazası olarak nitelendirilemez. 2) Beklenmedik bir çabuklukla bir zararı doğuran bütün sebepler kompleksi. Diğer bir ifadeyle kısa bir süre içinde çalışanı arızaya uğratan bir olay.
KAZA BİLDİRİ KAĞIDI, Kazaya uğrayan işçinin kaza sonucu durumunu bildiren resmi kayıt.
KAZI, Cevherin veya kömürün, oluştuğu ortamdan, el veya yardımcı bir araç ile kazılarak çıkarılması. —> Hafriyat.
KAZI KESİTİ, 1) Bir plana bağlı olarak yapılan atım sonucunda hasıl olan ve tahkimat yerleştirilmeden önce beliren galeri kesiti. 2) Brüt kesit.
KAZI MALİYETİ, Cevherin, kömürün veya kayacın kazısı sırasında m3 veya ton başına düşen harcama.
KAZI RANDIMANI, Kazılan maden miktarının kazı için yapılan işçi yevmiyesi adedine bölümü ile bulunan (kg/yev veya t/yev) üretim miktarı.
KAZI RENDESİ, 1) Uzun ayakta kömür üretiminde kullanılan bir tür rendeye benzeyen gereç. Bu gereç kömür damarına 5-8 cm kadar girerek yonga gibi kömür söker ve yandaki taşıma aracı üzerine düşürür. 2) Kömür sabanı. 3) Hobel. 4) Pulluk. 5) Saban —> İtme pistonu.
KAZI SINIFI, Kömür işletmesinde kazı işlerinde çalışan kazmacı, bacacı, kazmacı yedeği vb. işçileri kapsayan grup.
KAZI YÖNÜ, Hangi işletme metodu olursa olsun; madenin kazısı sırasında uygulanan kazı sisteminin ayak içindeki ilerleme yönü. —> İşletme yönü. Kapalı işletme.
KAZI YÜKSEKLİĞİ, Açık işletmelerde kazı yapan işmakinesinin ulaşabileceği azami yükseklik. Kazı yüksekliği, basamak yüksekliğinden biraz küçük olup, ulaşılamayan kısmın kendi ağırlığıyla ve tehlike oluşturmayacak şekilde düşeceği dikkate alınır. —> Basamak yüksekliği.
KAZMA, 1) Madenin örtü tabakasını veya yantaşını kazıp kaldırmak, düzeltmek gibi işlerde kullanılan ağaç saplı demir veya çelikten imal edilen araç. Bunlar kullandırılacakları işe göre çeşitli şekillerde imal edilir. Kömür-, taş-, demiryolu kazması diye isimlendirilir. 2) Kazı yapma işi.
KAZMACI, 1) Yeraltı maden ocaklarında kazı yapılan alında kazma veya havalı tabanca ile kazı yapıp kömür, maden cevheri ve diğer katı mineralleri çıkarıp açtığı boşluğun tahkimatını yapan (kişi) usta. 2) Kazmacı ustası.
KAZMACI RANDIMANI, —> Randıman.
KAZMACI USTASI, —> Kazmacı.
KAZMACI YEDEĞİ, Kazmacı yardımcısı, kalfa.
KAZMA KÜPÜSÜ, Kömür kazısında veya lağımlarda kullanılan özel tipteki kazmanın çekiç veya balyos gibi kullanılan dip kısmı.
KEÇE, —> Salmastra.
KEÇİR, —> Karot tutucusu.
KEDİ GÖZÜ, —> Kristalin kuars.
KEHRİBAR, (Kelibar) Kırılabilen, hemen hemen saydam, soluk sarı renkte, sert gibi fiziksel özellikleri havi, soyu tükenmişbir çam ağacında bulunan “ süksinit asit” içeren fosilleşmişreçine. Kehribar sürtülünce hafif maddeleri çeker ve Yunanca adı “elektron” olduğu için, buradan” elektrik” kelimesi türetilmiştir. Kehribar eski çağlarda yaşayan sinek ve böcekleri de bünyesinde fosilleştirmişolabilir. Duman ve aromatik kokular çıkararak yanar.
KEK, 1) Kuyu cidarı yakınında bulunan sondaj çamurunun basınç etkisi ile suyu kısmen kaybederek kuyu cidarında muayyen kalınlıkta çökmesinden hasıl olan ve kuyu cidarını koruyan bentonit tabakası. 2) Cevher hazırlama tesislerinde filtrede yapılan süzme sonucu filtre yüzeyinde toplanan katı madde. 3) Pasta.
KELEBE, 1) Kattan kata yan taş, cevher veya kömür içinde aşağıdan yukarıya doğru dik olarak açılan (sürülen) başyukarı. Kelebe maden, malzeme ve insan inişçıkışı için ayrı ayrı sürüldüğü gibi, tek kelebe çok amaçlı olarak da düzenlenebilir. 2) Dikbaşyukarı. 3) Bür.
KELEBEK SOMUN, Kolayca çevrilebilmesi için kanat biçiminde iki küçük çıkıntısı bulunan somun.
KELLY, Rotari tablası sistemi ile çalışan makinelerde, rotari hareketini tijlere ileten ve tije benzeyen kare, altıgen, yivli-silindirik kesitli özel takım.
KEMER, 1) Lağım, tünel, geçit, köprü gözü, kapı, pencere gibi açmaların oyuğu aşağı bakan yay biçimindeki üst eşiği. Bunların şekli yarım daire, sivri, sepet kulpu veya daire parçası şeklinde ve taş, tuğla, beton vb. yapı malzemleri kullanılarak yapıldığı gibi sağlam arazide tavana hemen kavis şekli verilerek de galeri açılır. 2) Bele bir kez dolanıp toka ile tutturulan sert kayışve keten örgüden yapılan bel bağı. Tehlikeli yerlerde, kulelerde ve kuyularda çalışan işçilerin emniyetle çalışmalarını sağlamak için çalışma sırasında kancalı zincir veya halatla teçhiz edilmişkemere de emniyet kemeri denir.
KEMİK, Mermer içindeki dolomit damarları.
KENARLIK PLAK, Mermer işletmeciliğinde plâkların muayyen şekil ve ölçülere göre, kenarlarının kesilmişhali.
KENET YUVASI, Mermer işletmeciliğinde madenî kenetlerin taşa tesbiti için açılan yuvalar. —> Madeni kenet.
KENEVİR HALAT, Kendir denilen bitkinin sapındaki liflerden imal edilmişhalat.
KEPÇE, Draglayn, ekskavatör, yükleyici (loder) gibi kazı ve yükleme makinelerinin toprak veya cevher kazmada ve yüklemede kullanılan belli hacimdeki kesici küreği.
KEPÇELİ BAGER, Kazma ve yükleme işi yapan ağır işmakinesi. Kazma işi bir kepçe vasıtasıyla yapılır. Kepçe dip kapağının açılması ile malzeme -genellikle kamyona- boşaltılır. Kepçeli bagerler çalışılan zemin düzleminin üstünde durur; karşılarındaki malzemeyi çıkarır.
KEPÇELİ TARAK DUBASI, —> Tarak Gemisi.
KERESTE, 1) Tomrukların boyuna biçilmesi ile elde edilen marangozluk ve inşaat malzemesi. 2) Yapı ve doğrama işlerinde kullanılan kadran ve tahtaların her çeşidi.
KERNİT (Na2 B4 O7. 4 H2O), Doğada renksiz, saydam uzunlamasına iğne şeklinde küme kristaller halinde bulunan bir bor minerali. Atmosferik koşullarda tinkalkoni-te dönüşür. Sertliği 3, özgül ağırlığı 1,95 gr/cm3 ve B2O3içeriği % 51 dir. Soğuk suda çözünür. Kırka’da tinkal (Na-borat) kütlesinin alt kısımlarında rastlanmıştır. Dünyada ise Arjantin ve ABD’de bulunur. 2) Razorit.
KERTİ, 1) Küçük atımlı fay. 2) Basamak.
KESENE, —> Götürü işanlaşması.
KESİT, 1) —> Profil. 2) Makta. 3) Bir cismin veya arazi parçasının incelenebilmesi için kesilmesi halinde ortaya çıkan kesinti yüzeyi. Arazinin kesitine jeolojik kesit, yolların meyil durumlarını göstermek üzere yapılan kesitlere demiryolu, karayolu kesiti vb., arazinin topoğrafik durumunu göstermek üzere yapılan kesite topoğrafik kesit denir. Kesit, yatay-, meyilli-, veya faydalı olacak her istikamette yapılabilir.
KESKER, Çakmak taşı diye isimlendirilen amorf kuars.
KESKİ, 1) Bir tarafı keskin olarak yapılan büyük çekiç. 2) Bir tarafı büyük tornavida ağzı biçiminde ve bir tarafından darbe yapılabilecek şekilde düzlenmişyuvarlak veya çokgen kesitli çubuk. 3) Mermer işletmeciliğinde kullanılan, ucu yassı fakat keskin olmayan kalem .
KESKİN VARYOZ, —> Varyos.
KESME, 1) Kömür tabakaları içinde, kömürün teşekkülü sırasında çökelmiş, bant halinde bulunan sert veya yumuşak şist tabakaları. 2) Arakesme. 3) Lavvarda kömürden ayrılan şist.
KESME HIZI, Sondaj işlemlerinde; bir dakika içerisinde sağlanan ilerlemenin metre ile ifade edilen (m/dk) ve sondaj kronlarının birbirleriyle karşılaştırılmasını sağlayan hız kavramı. Kesme hızı, formasyonşartlarına olduğu kadar seçilen matkap cinsi, çap, baskı ve devir sayısına (d/dk) göre değişir.
KESME KÖMÜR, —> Mikst.
KESME ŞİST, —> Killi şist. Kömürlü şist.
KESME TAŞ, Mermer işletmeciliğinde, bütün yüzleri ön, arka, alt ve üst yanları ince yonu olarak işlenmiştaşlar.
KESON, Su altında sürdürülen yapı çalışmalarında veya yumuşak zeminlerde temel atmakta kullanılan kasa. Kesonlar genel olarak metal veya betonarme olarak prizma yada silindir şeklinde, uzunlukları ise kullanılacakları yerin şartlarına göre hazırlanır.
Suya indirilmek üzere üst bölümü açık kasa biçiminde imal edilecek kesonlar genellikle yerde hazırlanır ve daha sonra suya indirilerek kullanılacakları yere kadar yüzdürülür, burada kesonun kapalı tarafı daha önce hazırlanmışbir temel üzerine oturtulur. Kesonun açık üst bölümü ise su yüzeyinin üstünde kalır.
Üst ve alt bölümlerinin her iki tarafı da açık olan kesonlar; kullanılacakları yerde hazırlanır. —> Keson kuyu.
Kazı sırasında kesonun içinde toplanan kazılmışmalzeme kapma kepçe, kova, şlam tulumbası vb. araçlarla dışarı alınır. Keson dibe oturdukça üst bölümüne yenileri eklenir.
Basınçlı (pnömatik) kesonlar da açık kesonlara benzer ama bunların kazılan alt bölümlerinin üstünde hava geçirmez bir ek bölme yapılır. Bu hava sızdırmaz bölme ile kazılacak yer arasında basınçlı hava verilen bir çalışma odası bulunur. Böylece kazı yerine toprak ve su akışı denetim altına alınır. Bu şekilde hazırlanmışolan kazı odasında çalışan işçiler özel giysilere gerek kalmadan çalışabilir.
Yeraltı su seviyesinin altında açılan tuneller ve galerilerde gerekli basınçlı hava tazyiği; hidrostatik derinliğe göre her bir metre derinlik için tatlı su olan yerde 0,1 kg/cm3, deniz suyu olan yerde de 0,102 kg/cm3 olarak; uygulanır. Böyle bir basınçlı hava altında tunel ve galeri açma yöntemi 1930 yılında ABD’de Mişigan eyaleti Detroitte-Wintson, Ontario tunelinin açılması ve 1948 yılında Zonguldakta kurulan Çatalağzı santralına denizden soğutma suyu almak için deniz altına sürülen galerinin açılmasında uygulanmıştır.
KESON KUYU, 1) Kuyu kazılmasında gevşek (çürük, akıcı ve sulu) formasyonlarda uygulanan özel bir kuyu kazı metodu. Çürük arazide kuyu kazılacak yerde çember şeklinde bir mahmuz hazırlanarak, mahmuzun üstüne, tuğla, beton veya betonarme kuyu tahkimatı yapılır. Bu yapma kuyunun tabanında kuyu kazısına başlanır. Kuyu derinleştikçe yapma kuyu kendi ağırlığı ile arazinin içine kayar ve üstüne tahkimat ilave edilerek kazıya devam edilir.
Arazi içine kaymayı kolaylaştırmak için, özel durumlarda hidrolik baskı uygulanır.
Genellikle 30 m olan derinliklere kadar inilir. Bu kuyu kazı metodu ile 180 m’ye kadar inilebildiği olmuştur. 2) Batırmalı kuyu.
KEŞİF SONDAJI, Mevcut olduğu tahmin edilen maden yatağının rezervi ve tektonik yapısı ile tenör veya kalitesinin öğrenilmesi, rezervinin saptanması, çeşitli kotlarda tenör veya kalite değişikliklerinin bilinmesi, maden yatağı sınırının tesbit edilmesi, yan kayacın niteliklerinin bulunması ve yeraltı sularının durumu hakkında bilgi edinilmesi amacıyla yapılan sondaj.
KEYSİNG ŞU (Casing shoe), —> Çarık.
KILAVUZ, Yüksekliği galeri yüksekliği kadar olan damarın doğrultusu boyunca, damar içinde sürülen uzunca ve yan tarafta topuklarla veya cevherle sınırlandırılmışolan bir arama, üretim veya hazırlık galerisi (yolu). Genellikle ince damarlarda kılavuzların tavan ve tabanını, damar meyli az ise, cevher veya kömür yatağının tavan ve tabanı; damar meyli dik ise, cevher veya kömür teşkil eder. Kalın maden yataklarında kılavuzlar maden yatağının istikametinde cevher veya kömür içinde veya maden yatağının tavanını veya tabanını takip ederek sürülür. Tavan veya taban takip edilerek sürülen kılavuzlar tavan veya taban kılavuzu diye isimlendirilir. —> Taban (tavan) galerileri.
KILAVUZ DELİKLERİ, Galeri ilerlemelerinde, formasyon içerisinde su veya gaz birikimi olması muhtemel yerlerde emniyeti tahkik etmek veya ilerlemeyi kolaylaştırmak amaçlarıyla açılan ve boyları beşmetre civarında olan sondaj delikleri.
KILAVUZ FOSİL, Tortul tabakalar fosilli olduğu zaman bunların teşekkül ettiği devri ve zamanı tesbit etmeye yarayan ve o devri karakterize eden taşlaşmışbitki veya hayvan kalıntısı. —> Karakteristik fosil.
KILIÇ DAMAR, —> Damar (yatımı) meyli.
KILIFLI PATLAYICI MADDE, Sulu yer-lerde açılan deliklerde kullanılmak üzere özel bir kap (manto) içinde pazarlanan patlayıcı madde.
KILSAY, Mermer bloklar içindeki ince ve muhtelif istikametlerdeki silis veya aragonit damarları.
KIRICI, —> Konkasör.
KIRILMA, Minerallerin kırılma yüzeyinin ifadesi. İyi dilinim göstermeyen minerallerin darbe tesiri ile parçalanması. Mineralin kırılan yüzü kırılma görünümüne göre konkoidal kırılma (Obsidiyen), düz olmayan kırılma (arsenopirit), topraksı kırılma (kil), vb. çeşitli ifadelerle belirlenir. Yeni meydana gelmişkırıklar mineralin gerçek rengini gösterir. —> Refraksiyon.
KIRILMA MUKAVEMETİ, Bir kayacın üzerine dik olarak yapılan basınca karşı bu kayacın kırılma anında gösterdiği mukavemet. Bu mukavemet 1 cm3 ve 1 inç3’lük numuneler üzerinde test yapılarak bulunur. Test parçasını teşkil eden prizmanın boyu kısa olursa mukavemet yüksek, uzun olursa mukavemet düşük olur.
KIRINTI, 1) Sondajda matkapların formasyondan kopardıkları ve devridaim sıvısı ile yeryüzüne atılan küçük parçacıklar. 2) —> Katings. 3) Sediman.
KIRMA, 1) Mineral veya kayacın boyutlarını küçültmek ve böylece 10 mm’ye kadar düşürmek amacıyla yapılan işlem. Bu da kaba kırma ve ince kırma diye iki ayrı safhada yapılabilir. Kaba kırma işleminde boyutlar 15 cm’ye kadar düşürülür. 2) İri boyuttaki ufalama.
KIRMATAŞ, —> Balast.
KIRMIZI ALTIN, 24 karatlık saf altına gümüşyerine bakırın katılmasıyla elde edilen ve kızıl renginden dolayı halk arasında yapılan altın cinsi tanımlaması. —> Altın ayarı.
KIRMIZI BAKIR, Saf bakıra verilen ad.
KIRMIZI KURŞUN,—> Sülüğen.
KIRMIZI ZIRNIK, Bir arsenik minerali olan turuncu rengindeki realgara (As2 S2) halk arasında verilen isim. —> Arsenik.
KIRŞEHİR TAŞI —> Hacıbektaştaşı.
KISA GECİKMELİ KAPSÜL, —> Milisani-yeli kapsül.
KISMİ RAMBLE, Yeraltında açılan boşluklara muntazam aralıklarla yapılan dolgu türü. Zamandan ve harcamadan tasarruf amacı ile de yapılan bu ramble (dolgu) türü, damar istikametinde tarak şeklinde bir görünümde olduğundan bu dolguya “taraklı ramble” de denir.
KIT’A SAHANLIĞI, Kara ülkesinin denizin dibindeki uzantısına verilen ad. Doğal uzantı 200 mile kadar gitmiyorsa belirlenmesi gereken uzantı. Bir ülke kendi kıta sahanlığında balıklar, deniz dibindeki petroldahil her türlü madenleri işletme hakkını kazanır ve ekonomik imkanları denetler. Bu bölge üzerinde seyreden gemilerin geçişhakkına karışamaz.
KIVAM TANKI, —> Kondisyoner.
KIVILCIM, 1) Demir, çelik ve taşgibi maddelerin birbirleri ile güçlü bir şekilde çarpışmasında sıçrayan ateşdurumundaki zerre. 2) Yanmakta olan bir maddeden herhangi bir etki sonucu kopup sıçrayan küçük ateşparçası.
KIVRIM, Kayaç tabakalarında yan basınç etkisi ile dalgalı bir şekilde meydana gelen bükülmeler. Kıvrımların semer şekilli çıkıntılarına —> Antiklinal, tekne, şekilli girintilerine de —> Senklinal denir. Her kıvrımın iki tarafında bulunan eğimli tabakalara o kıvrımın yanları, iki yanın vücuda getirdiği açıyı ortalayan düzleme de eksen düzlemi, bu düzlemin tabakayı kesmek suretiyle yüzeyde hasıl ettiği çizgiye kıvrım ekseni denir. Yanlardaki eğimli tabakaların doğrultusu —> (İstikameti) kıvrımların eksenine paralel,—> Eğimleri (Yatımları) ise doğrultulara diktir. Kıvrımların bükük olan kısmına şarniyer denir. Kıvrım ekseni de şarniyerin doğrultusunu gösterir.
Kıvrımların basit bir şekli monoklinal kıvrım veya fleksürdür. —> Şekil. Ekseriya yatay tabakalarda daha belirgin olan bu çeşit kıvrım tek yanlı olup tabakaların bir kısmının çökmesi ile hasıl olur. Çökme olayı şiddetli olursa kıvrılan kısım fazla gerilir, inceleşir ve nihayet kırılarak kıvrım bir —> Fay şeklini alır.
Kıvrımlar; Normal, İzoklinal, Yelpaze şekilli kıvrımlar olarak üç şekilde meydana gelir. Bunlar doğru, eğik ve devrik olabilir.
KIVRIM FAYLARI, —> Gül diyagramı.
KIVRIM EKSENİ, —> Kıvrım.
KIYI FASİYESİ, Deniz kıyılarında çökelmişolan konglomera ve greler gibi iri taneli tortul kayaçlar. —> Fasiyes.
KIZAK, Seyyar (mobil) bir makineye ait çeşitli ünitelerin (motor, şanzıman, sondaj ünitesi gibi) üzerine monte edildiği çelikten yapılmışşase.
KIZAKLI KAUÇUK HASIR, Ramble yapılırken, ramble malzemesinin alın tarafına akmasını önlemek için, ayağın üretim yapılan tarafına zemin ile sarmalar arasına konulan ve gerdirme tablası ile demir direklere dayayarak ayrıca üzerinde mevcut düzenle iyice gerdirilerek sun’i bir duvar durumuna getirilen perde. Eski ramble ile hasır perde arasında kalan boşluk sıkıştırılarak doldurulduktan sonra, kauçuk hasır perde vinç halatı ile kızak üzerinde çekilir ve bir sonraki ramble için hazır hale getirilir. Buna ramble perdesi de denir.
KIZILÖTESİ, —> Enfraruj.
KIZILYAKUT, —> Laltaşı.
KIZIŞMA, Kömür madenlerinde, panolarda yapılan yetersiz havalandırma veya stoklardaki kömürlerde kömürün veya kömür içinde bulunan piritin yavaşyanması sonucu meydana gelen ısının dağılmaması sonucu kömür ısısının yükselmesi. Kömürün kızışmasının artması sonucu yavaşyanma açık alevli yanmaya dönüşebilir. Buna spontane (kendiliğinden tutuşma) yangın denir. —> Kömürleri stoklama.
KİCK KANUNU, Kırma olayını tanelerin hacim küçülmesi yönünden ele alan ve buna göre kırma için sarfedilen enerjinin, hacim küçülmesi ile doğru orantılı olduğunu belirten prensip.—> Charles genel kırılma kanunu.
KİL, 1) Bileşimi sulu alüminyum silikat olup içinde mikroskobik kuars, feldispat, muskovit, turmalin, topaz vb. mineraller bulunan, dile dokundurulduğu zaman yapışan, tanecikleri 0,00025 cm. den daha küçük, birbirine yapışık parçalardan meydana gelen, feldispatların, gra-nite benzer kayaçların ayrışmasından oluşan, göl diplerinde ve diğer sakin sularda tabakalar halinde çökelen, ıslak iken kaygan, kırmızı, esmer, sarı, siyah renkli kayaç. 2) Tanecikleri 0,004 mm’den daha küçük, çimentolanmamışkil mineralleri topluluğu. Kil; tuğla, çömlek, porselen, seramik vb. sanayilerde kullanılır. Yarıdan fazla SiO2 ihtiva eden, renk giderme özelliği olan, beyaz, sarı, kahverengi ve mavi renkteki killere lekeci çamuru veya çamaşır toprağı denir. 3) Minerolojik bileşiminde % 90’a kadar kil minerali bulunduran kayaç.
KİLİT, 1) Tavan ve yan basınçlara karşı ağaç veya madeni bağları takviye için, bunların altına yapılan iki sarma ve sarmalar arası vurulan fırçalarla oluşan ilave tahkimat. 2) İki ucundaki yuvalara civata geçirilerek kapanan yarım bakla zincir veya halatları eklemeye yarayan makine parçası. 3) Kapı, pencere, çekmece vb. yerlerin açılıp kapanmasını kontrol altına almaya yarayan ve anahtarla işleyen aygıt. 4) Taşkemer inşaatında kemerin tepesini bağlayan inşaat taşı, anahtar-, kilit taşı.
KİLİT TAŞI, Mermer işletmeciliğinde kemerlerin üst ortasındaki taş.
KİLLİ DAMAR, Mermer işletmeciliğinde bank içinde, umumiyetle yatak sathına paralel olan, değişen şekil ve kalınlıktaki ve yapıştırıcı kabiliyeti haiz ve içinde kil bulunan damar.
KİLLİ ŞİST, 1) Killi bir kayacın kalın örtü tabakaları altında mekanik etkilerle (dinamometamorfizma) sertleşmesi (şistleşmesi) ile meydana gelen kayaç. Killi şistin rengi mavi, siyah, gri, yeşil ve bazen kırmızımtrak olur. Siyah renkli şistlerin içinde bir miktar kömür vardır. 2) Argilolit.
KİL SIKILAMASI, Patlayıcı madde ile doldurulan lağım deliğinin geri kalan kısmının kil ile doldurulması.
KİMYASAL ÇÖKELLER, Sular içinde erimişbir halde bulunan maddelerin çökelmesinden meydana gelen kayaçlar veya mineral topluluğu.
KİMYASAL KROM, Krom oranı % 45 civarında, krom: demir oranı 1,6:1, SiO2 % 8’den az ve kükürdü çok düşük olan krom cevheri. Kimyasal krom tamamen sodyum dikromatların elde edilmesinde kullanılır. Bu işiçin konsantre edilmişkrom cevheri tercih edilir.
KİREÇ, Kireçtaşının (kalker) yüksek bir ısının etkisi altında bırakılması ile elde edilen kalsiyum oksit (CaO)dan ibaret (sönmemişkireç) beyaz madde. Bünyesinde kil oranı % 6’ya kadar olan kirece yağlı kireç, % 6’dan fazla olanlara da zayıf kireç denir. Kireç su ile sönmüşkireç haline getirildikten sonra kumla karılır ve yapı harcı olarak kullanılır.
KİREÇ KAYMAĞI, Kalsiyum klorürden ibaret sarımsı beyaz renkte ve klor kokusunda toz. Dezenfektan ve beyazlatıcı olarak kullanılır.
KİREÇ SÖNDÜRME, Kalsine edilmiş(yakılmış) kireç taşından elde edilen sönmemişkirecin (CaO) su içinde Ca(OH)2 haline getirilmesi.
KİREÇ TAŞI, 1) Kireç yapmakta kullanılan özellikle kalsiyum karbonattan oluşmuşkayaç. 2) Kalker.
KİREÇ YAKMA, —> Kalsinasyon.
KİREMİT-TUĞLA TOPRAĞI, Tekniğine uygun işlendiğinde atmosferik etkilere dayanıklı ürünler veren, taneli parçalardan arınmış, yeterli derecede rutubetlendirildiğinde iyi şekil alma özelliği gösteren, keskin kenarlı şekillendirmeyi mümkün kılan, yavaşyavaşkurutmada çatlamalar göstermeyen, pişirildiğinde düz ve keskin kenarlı figürler veren, iyi tınlama sesi çıkaran, porozitesi az kil toprağı. İri taneler (kuvars feldispat, granit, killi şist) ihtiva eden killer de kiremit ve tuğla toprağı olarak kullanılabilir. Zararlı unsurlar (kalker, pirit, jips, vb.) ihtiva eden killer kiremit-tuğla imaline yaramazlar.
KİRİŞ, 1) Çift destekli taşıyıcı (yatay) yapı elemanı. 2) İnşaatta, döşeme tahtalarını çakmak üzere kılıçlama yerleştirilen dikdörtgen kesitli kalın kereste. 3) Profil demiri ya da betonarme yapıda döşeme ağırlığını ve döşeme üstüne gelen yükleri taşıyan ve kolonlara ileten yapı ünitesi.
KİRİŞ BOYUNDURUK, Ramble duvarı üzerindeki ağaç sarmaları koruyan ve tavana direkt temas ederek tavan basıncını tutan yatay konumdaki ray demiri. —> Şekil.
KİRLİ HAVA, Çalışılan yerlerden geçirilerek kullanılmışve sonra hava çıkıştarafına yöneltilmişocak havası (% 78 N2, % 17 O2, % 4 CO2 , % 1 Asal gazlar.)
KİVCET-CS YÖNTEMİ, —> Kivcet yöntemi.
KİVCET-LZ YÖNTEMİ,—> Kivcet yöntemi.
KİVCET YÖNTEMİ, Bakır ve kurşun metalleri üretiminde kullanılan pirometalurjik prensiplere dayanan ve flaşsmelting yöntemini esas alan izabe fırını. Rusya’da geliştirilmişolan bu yöntemde sinterleme, yüksek fırın, curuf alma gibi kısımlar kombine edilerek otojen olarak çalışan bir direkt ergitme prosesine dönüştürülmüştür. Bu izabe yönteminde iki düşey bölüm, su ile soğutmalı bölme ile birbirinden ayrılan ergitme ve atık gaz şaftları bulunur. Kivcet adı; oksijen-flaş-siklon ve elektrotermik yöntem kelimelerinin Rusça karşılıklarından oluşur. Sistem kuru sülfür konsantresinin siklonlarda oksijenle kavrulduktan sonra flaşergitme yoluyla izabe edilip zengin SO2 gazının atılmasına dayanır. Eriyik daha sonra bir elektrik rezistans fırınında bazı reaksiyonların tamamlanması için indirgeyici bir ortamda (örneğin, çinkonun buharlaştırılması için) bekletilir. Burada bakır, nikel, kobalt ve değerli metaller mat fazına alınır ve periyodik olarak döküm yapılır. Daha sonra bilinen yöntemlerle konvertisajı yapılır. —> Şekil. Kivcet yönteminin genellikle Kivcet-CS ve Kivcet-LZ olmak üzere iki şekli vardır. Kivcet CS kurşun üretimi ağırlıklı olup Pb-Zn, Pb-Zn-Cu ve Pb-Cu konsantrelerini işlemede tercih edilir ve örneğin; % 60,6 Pb; % 0,30 Cu bulunan bir konsantreden; kurşunun % 96,5’u ve bakırın % 85’i elde edilir. Kivcet-LZ yöntemi ise selektif veya kollektif bakır bazlı konsantrelerin ekstraksiyonunda avantajlıdır. Örneğin % 14,24 Cu, % 2,46 Pb, olan konsantrenin ergitilmesi sonunda mat içinde bakırın % 97,9’u, kurşunun % 37’si toplanır —> Bakır üretimi, Şekil.
Dostları ilə paylaş: |